Hızlı tüketime yön veren 7 yeşil trend

Tüketici artık daha sağlıklı ürünleri ve teknolojileri tercih ediyor. Şirketlerden de çevreye daha az zarar vermesini, verimli üretim yapmasını ve sürdürülebilirliği esas almasını talep ediyor. İşini geleceğe taşımak isteyen tüm şirketler tüketicinin bu taleplerine en hızlı şekilde yanıt vermeye çalışıyor. Bugün bu nedenle birçok şirketin gündeminde “sürdürülebilirlik”, “tüketici sağlığı”, “yeşil tedarik zinciri”, “doğal kaynak ve enerji tüketiminde tasarruf”, “çevre güvenliği” ve “yeşil inovasyon” gibi konular var. İşte son dönemde tüketici taleplerinden doğan 7 yeşil trend ve bu trendlere yanıt vermek üzere şirketlerin hayata geçirdiği kararlar ve projeler...

1-HEDEF "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”
Sürdürülebilirlik artık tüketiciler tarafından en fazla önemsenen konuların başında geliyor. Havas Media tarafından gerçekleştirilen, “Brand Sustainable Futures” araştırmasına göre bir marka ne kadar sürdürülebilir olarak algılanırsa, müşterileri için kendini o kadar anlamlı kılıyor. Toplam 4 kıtada 9 ana pazarda 30 binden fazla kişiyi kapsayan araştırma, katılımcıların yüzde 76’sının çevre ve sosyal meselelerin sorumluluğunun devletlerde değil şirketlerde olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Markalar da bu alandaki tüketici beklentilerini karşılamak için yoğun çaba harcıyor. Dünyanın en büyük hızlı tüketim şirketlerinden Unilever, tarımsal hammaddelerin yüzde 100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan elde etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Meyve suyu sektörünün en büyük oyuncularından Dimes, sürdürülebilirlik kavramına özel bir önem veriyor. Sektör olarak kendileri için en önemli konunun sürdürülebilir tarım olduğunu belirten Dimes Genel Müdürü Ozan Diren, “Nitekim sektörde ciddi anlamda hammadde eksikliği var. Üstelik uzun vadede sektör için tarıma yapılan yatırımlar kâr getirisi açısından da avantajlı. Burada şüphesiz uzun dönemli planlama yapmak önem kazanıyor. Biz de Dimes olarak her yıl 200 bin meyve fidanı yetiştiriyor ve çiftçilere dağıtımını yapıyoruz” diyor.

2-    ODAKTA "TÜKETİCİ SAĞLIĞI" VAR
IPSOS KMG’nin yaptığı “Yaşam Trendleri ve Tutumlar” araştırmasının bulgularına göre Türkiye’deki bireylerin yüzde 81’i hava, kirli su ve yiyeceklerin tüketicide şüphe ve belirsizlik yarattığını düşünüyor. Birçok araştırma da son dönemde tüketicilerin her türlü tüketimde sağlık konusuna daha fazla duyarlılık kazandığını gösteriyor. Bu durum şirketlerin de kendilerini dönüştürmesini zorunlu kılıyor. Artık birçok şirket üretimde tüketicinin talebi dahi olmaksızın sağlığa zararlı girdileri çıkarıyor. Reklamlarında bile özellikle sağlık ve iyi yaşama vurgu yapıyorlar. Türkiye’nin en büyük gıda grubu olan Yıldız Holding şirketleri de bu kapsamda birçok uygulama gerçekleştiriyor. Yıldız Holding yetkilileri yapılanları, “Yağ ve şeker oranı azaltılmış düşük kalorili ürün alternatifleri oluşturduk. Besin değeri zengin, lif oranı yüksek, tam tahıllı, düşük yağlı ve düşük kalorili ürünler geliştirdik.~
Kızartma yerine fırınlanmış düşük yağlı atıştırmalık ürün alternatifleri üretildi” diye anlatıyor. TAB Gıda da gıda emniyeti ve kalite standartlarına büyük önem veriyor. TAB Gıda Pazarlama Direktörü Ümit Zuvin, restoranlarda tüketiciye sunulan tüm etlerin sevk, pişirme ve servis standartları ile sağlık ve hijyen açısından uluslararası kalite standartlarına yüzde 100 uygun olarak hazırlandığını belirtiyor. “Ürünlerde lezzet artırıcı kullanımı, soya, GDO ürünleri kullanılmıyor” diyor.

3-TEDARİK ZİNCİRİNİN DE DÖNÜŞÜMÜ ŞART
Şirketlerin sürdürülebilirliğe bakışları sadece kendilerini değil işbirliği yaptıkları tüm paydaşlarını da kapsıyor. Tedarik zincirlerini de sürdürülebilirlik planlarına dahil ediyorlar. Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını belirten Unilever yetkilileri, “Bu konuda faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde öncü bir rol üstleniyoruz. Unilever Türkiye olarak çevresel etkilerimizi azaltma hedefimiz, tüm faaliyetlerimizi de şekillendiriyor. Bu kapsamda, bizimle aynı doğrultuda yürüyen tedarikçileri ve iş ortaklarını seçmeye özen gösteriyor, bizimle paralel vizyon ve misyona sahip şirket ve kuruluşlarla işbirlikleri gerçekleştiriyoruz” diyor. Türkiye’de 2 bin 500’den fazla tedarikçi ve 600 iş ortağı ile çalışan Unilever, tedarikçilerinden beklentilerini “iş ortaklığı kuralları” ile belirliyor. Bu kurallar iş sağlığı ve emniyeti, iş etiği, işgücü standartları, tüketici güvenliği ve çevre gibi kilit konulardaki sorumlu satın alım gereklerini belirliyor. Migros da “iyi tarım” uygulamalarıyla mağazalarında sattığı ürünlerin 214 farklı kriteri yerine getirmesi şartını arıyor. Bunu da tedarikçileriyle birlikte yapıyor. Böylelikle tedarikçilerini de geliştiriyor. Migros Genel Müdürü Özgür Tort, “Mağazalarımızda satılan meyve sebzeler, İTÜ sertifikası ile kayıt ve denetim altına alınıyor. Bilimsel verilerle incelenebilir, tamamen güvenli ve sağlıklı ürünleri Türk tüketicisine sunuyoruz” diyor.

4-VERİMLİLİK ARTIŞIYLA DOĞAYA KATKI
Daha verimli çalışmak, doğaya daha az zarar vermek ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzını yaratmak anlamına geliyor. Sınırlı kaynak kullanımı konusunda duyarlılığı artan toplum, şirketlerden verimliliği artırmasını talep ediyor. Birçok şirket de verimlilik konusunda kendisine net hedefler belirlemiş durumda. Henkel, daha az tüketerek verimliliği 3’e katlamayı hedefliyor. “Bu iddialı hedefe ulaşmak için verimliliğimizi her yıl yüzde 5 ile 6 arasında artırmamız gerekiyor” diyen Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, “Henkel’in son 10 yıl içindeki sürdürülebilirlik performansı, şirketin verimliliğini ve emniyetini sürekli olarak nasıl iyileştirdiğini gösteriyor. Enerji ve su tüketimi yüzde 42 oranında azaltıldı ve metrik ton ürün başına atık ayak izi yüzde 50 oranında azaldı. 2015 yılı için hedeflerimiz arasında üretim birimi başına yüzde 15 daha az su tüketerek, yüzde 15 daha az atık ile yüzde 15 daha az enerji tüketmek yer alıyor” diyor. Kraft Foods Türkiye de verimliliği gündeminin en önemli maddeleri arasına koyuyor. Geçtiğimiz yıl ton başına su tüketimini yüzde 40 azaltan şirket, ayrıca ton başına da yüzde 5’e yakın enerji tasarrufu sağladı. Şirket yetkilileri, “Bu yıl da geçtiğimiz yıla göre enerji kullanımımızı yüzde 10 azaltmayı hedefliyoruz” diye konuşuyor.

5-ÇEVRE GÜVENLİĞİ HASSİYETİ
Çevre güvenliği de son yılların öne çıkan trendleri arasında. Tüm şirketler çevreye olan etkilerini minimuma indirmeye çalışırken, çalışma sistemlerini yeniden gözden geçiriyor, bu yönde özellikle karbon emisyonu ve seragazı etkilerini düşürmeyi hedefliyorlar. Kraft Foods, faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmayı, kirliliği önlemeyi ve muhtaç oldukları doğal kaynakların sürdürülebilirliğini desteklemeyi taahhüt ediyor.~
Şirket yetkilileri, “Çevre performansımızı sürekli geliştirmeyi ve tüm yasa, yönetmelik ve ilgili standartların gereklerini karşılamanın ötesinde, bu kriterlerin üstüne çıkmayı hedefliyoruz. Yılsonuna kadar tesiste kullanılan ozona zararlı tüm soğutucu gazların sınırlandırılmasını sağlayarak tesis sınırlarımız içinde ozona zararlı hiçbir gaz kullanmamayı hedefliyoruz” diyor. TAB Gıda da faaliyetlerinden kaynaklanan ve kaynaklanabilecek ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri iyileştirmeyi planlıyor. Doğaya karşı sorumlu davranmayı ilke edindiklerini ifade eden TAB Gıda Pazarlama Direktörü Ümit Zuvin, çevresel etkileri azaltmak için anlaşmalı şirketler aracılığıyla atık yağlarını ilgili şirketlere verdiklerini anlatıyor. “Kağıt ürünlerimiz ise geri dönüşüme veriliyor” diye de ekliyor.

6- YEŞİL İNOVASYONA YÖNELİŞ
BÜYÜME PLANLARI Sağlıklı yaşam, çevre ve verimlilik konusunda yükselen duyarlılık inovasyona da yön veriyor. Artık şirketler yeniliğin odağına yeşil yaklaşımları koyuyor. Otomobil şirketleri çevreye daha az zarar veren yenilikçi modeller üretmeye çalışırken, gıda şirketleri ürünlerin içeriğinde, ambalajında ve sunumunda yapılacak yeniliklerde sürdürülebilirliği esas alıyor. Teknoloji şirketleri de son dönemde özellikle yeşil inovasyonla büyüme planları yapıyor.
2018 HEDEFİ Panasonic kuruluşunun 100. yılını kutlayacağı 2018 yılına elektronik sektörünün lider çevreci inovasyon şirketi olarak girmek istiyor. Buna yönelik olarak şirket, enerji tasarrufu sağlayan ürünler üretmeye yönelecek. 2012 yılına kadar ürünlerinin yüzde 30'unu yeşil etiket ile satışa sunmak isteyen şirket, güneş pilleri, enerji tasarruflu lambalar ve tükettiği enerjiyi kazanabilen havalandırma sistemleri gibi ürünlere odaklanacak. DEV YATIRIM Philips de sürdürülebilir işletmeyi hızlandırmak için 2015'e kadar yeşil inovasyona 2 milyar Euro yatırım yapacağını duyurdu. Şirketin sürdürülebilir inovasyon konusundaki azminin sonucunda, Philips yeşil ürün satışları, 2009'da toplam satışın yüzde 31'ini oluştururken 2010'da ise yüzde 38'ini oluşturdu.

7- YEŞİL PROJELERDE TASARRUF HEDEFİ
GÜNDEMDEKİ KONU
Şirketler her türlü projede yeşil bir yaklaşım sergiliyor. Sürdürülebilirlik, çevre koruma, tedarikçilerle ilişkiler, yenilikçilik ve sosyal sorumluluk konusunda neredeyse her şirketin gündeminde yeşil bir proje yer alıyor.
YILDIZ HOLDİNG
Holding bünyesindeki işletmelerde enerji verimliliğiyle ilgili yapılan çalışmalar da "yeşil projeler" adı altında yürütülüyor. Bu projelerle üretimde etkili bir atık yönetimi stratejisi ile karbon emisyon oranları ve çevresel atıkların yasal limitlerinin de altına çekilmesi hedefleniyor. Aynı zamanda holding bünyesindeki ambalaj şirketleri de doğada kısa sürede çözünen ambalaj malzemeleri geliştiriyor. KRAFT FOODS Kraft Foods bu yıl su ve enerji tüketimleri başta olmak üzere atık azaltma hedefleri doğrultusunda irili ufaklı 50 yeşil projenin çalışmalarını yürütüyor. Şirket yetkilileri, bu konudaki planlarını da şöyle anlatıyor. "Enerji tüketimlerinin azaltılması ile karbon emisyonu azaltımı kapsamında iklim değişikliğine minimum etkiyi hedefliyoruz. Biyogazdan elektrik üretimi üzerine çalışmalara da başladık. 3 yıl içinde biyogazdan elektrik üretimi üzerine çalışmaları tamamlayacağız."~
CARREFOURSA
Yeşil perakende de şirketlerin gündemindeki trendlerden. CarrefourSa icra Kurulu Üyesi Merter Özay, "CarrefourSA olarak zaten çalıştığımız şirketlerin kalite ve gıda güvenliği konusunu faaliyetlerinde esas almalarını öncelikli olarak görüyor, bu konudaki çalışmalarını destekliyoruz. Uzun soluklu iş birliklerimizle küçük ve orta ölçekli yerel işletmelerin sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunuyoruz" diyor COCA COLA İÇECEK CCİ Kurumsal ilişkiler Direktörü Atilla D. Yerlikaya, "CCİ olarak, 2005'ten bu yana 1 litre ürün üretmek için kullandığımız enerjiyi yüzde 19,1 litre, ürün üretmek için kullandığımız suyu ise yüzde 21 azalttık. Litre başına katı atık oranımızı yüzde 10 azaltırken, üretim tesislerimizdeki geri dönüşüm oranımızı da yüzde 3 artırdık" diyor.
TÜRK HENKEL
Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, enerji ve su tüketimlerini yüzde 42, metrik ton ürün başına atık ayak izlerini de yüzde 50 oranında azalttıklarını belirtiyor ve devam ediyor: "Henkel'in somut hedefleri arasında üretim birimi başına yüzde 15 daha az su tüketerek, yüzde 15 daha az atık ile yüzde 15 daha az enerji tüketmek önemli yer tutuyor."
TESCO KİPA
Tedarik zincirindeki ürünlerin emisyonlarını 2020 yılı itibariyle yüzde 30 azaltma hedefi belirleyen Tesco-Kipa, böylelikle tüketicilerin karbon ayak izlerini 2020 yılına kadar yüzde 50 azaltmaya yardımcı olacak.
TETRA PAK
Tetra Pak Büyük Ortadoğu Bölgesi ve Türkiye Çevre Müdürü Ferid Ekmekçioğlu, Tetra Pak Türkiye'nin 2011 yılında geri dönüşüm oranının yüzde 62 oranında gerçekleştiğini belirtiyor, "İzmir Kemalpaşa'daki üretim tesisimizde 2002 -2010 yılları arasında üretimimizi yüzde 41 artırırken enerji tüketimimizi yüzde 31, su tüketimimizi yüzde 37 azalttık" diye konuşuyor.
UNILEVER
Unilever Türkiye Kurumsal iletişim Müdürü Aydan Ölçer, 2020 yılına kadar 50'den fazla sosyal, ekonomik ve çevresel proje gerçekleştirmeyi hedeflediklerini anlatıyor. Ölçer, "2000-2011 yılları arasında ton başına baca gazı karbon gazında yüzde 100 oranında azalma sağladık. Enerji tüketimimiz yüzde 51 oranında azaldı. Su tüketimimiz ise yüzde 49 oranında geriledi" diyor.