İnovasyon tetikleyicisi

Nanoteknolojiyi sihirli bir formül olarak görenler var. Oysa sadece devasa fırsatlar sunan etkili bir araç...

19.08.2016 12:36:160
Paylaş Tweet Paylaş
İnovasyon tetikleyicisi
Günümüzde nanoteknoloji, büyük ilerlemeleri sağlayacak en önemli inovasyonlardan biri olarak görülüyor. Aynı zamanda da araştırma ve geliştirmede güçlü bir inovasyon kolaylaştırıcısı olarak algılanıyor. Nanoteknoloji; iklimin korunması, mobilite, tıp ve enerji gibi alanlarda çözümler bulmaya çalışmamıza da yardımcı oluyor. Sonuçta BASF olarak bizim gelecekte çok daha acil hale gelecek soruları cevaplamamız gerekiyor. Bunlardan bazıları şunlar: Hızlanarak artan nüfusa nasıl temiz içme suyu sunabileceğiz? Sürekli artan enerji talebini nasıl karşılayacağız? Giderek artan ulaşım hacimlerine ve kişisel mobiliteye en uygun çevre dostu tasarımı nasıl bulabiliriz? Bu sorulara cevap bulmak, kademeli bir ürün iyileştirmeden çok daha fazlasını gerektiriyor. Bizim artık yeni perspektifler açan, yeni teknolojilere ihtiyacımız var. Bir örnek: Biz bugün dünya genelinde elektrik enerjisinin yüzde 20’sini çeşitli aydınlatma araçlarına harcıyoruz. Oysa organik ışık yayan diyodları (OLED) kullanıyor olsaydık bu enerji tüketimi yüzde 30’dan fazla azaltılabilirdi. Bu OLED’lerin içinde şeffaf bir anod ile katod arasına iliştirilmiş ve yaklaşık 100 nanometre kalınlığında birkaç organik yarı iletkenden yapılmış ince bir katman var. Elektrik akımı verildiğinde bu nanofilm parlamaya başlıyor. Bizim araştırmamızın amacı ise günümüz enerji tasarruflu ampullerinden yüzde 50 oranında daha az enerji tüketen aydınlatma malzemeleri geliştirmek. İş, su arıtımına geldiğinde de nanoteknolojinin muazzam avantajları var. Ultrasondan yapılmış plastik filtre zarlarında sudaki mikropları, bakterileri ve hatta virüsleri bile süzen sadece 20 nanometre genişliğinde küçük gözenekler mevcut. Bu ultrafiltrasyon teknolojisi içme suyu ve endüstriyel suyun arıtılmasının yanı sıra yer üstü suları, yeraltı suları ve kaynak sularından ürünler imal edilmesinde de kullanılıyor.
KABUL GÖRMESİNİ SAĞLAMALI
Gelecekte de nanoteknolojiden yararlanmak istiyorsak onun kabul görmesine yardımcı olmalıyız. Bunu sağlamak için anlaşılabilir bilgiler sunmamız, tartışmalara katılmamız, endişeleri gidermemiz ve mutabakatın sağlandığı konularda bilimsel çözümler bulmamız şart. Biz Almanya’da düzenli olarak forumlar düzenleyen ilk ve bugüne kadar tek şirketiz. 2008 yılında başlatılan Nano Dialog Forum’unda mevcut politik ve sosyal gelişmelerle meseleleri tartışmak için çevreci ve tüketici organizasyonlarının, sendikaların, akademik enstitülerin ve kiliselerin temsilcileriyle bir araya geliyoruz. Bugüne kadar bu diyalogdan çok iyi tecrübeler edindik. Bu diyaloglar sayesinde nanoteknoloji hakkında duyulan endişeler ve kuşkuları çok daha iyi anlayabildik ki böylece bu endişilere çok daha yerinde tepkiler verme şansımız oldu. Almanya nanoteknoloji konusunda dünya genelinde en ön saflardadır ve Avrupa’da lider konumdadır. Bizim bu konumumuzu korumak için inovasyona kucak açan bir politik ve sosyal ortama ihtiyacımız var. Endüstri, kendi payına düşeni yapmaya devam etmeli, ancak politikacıların da ellerini taşın altına koymaları şart. Siyasi liderlerimiz artık rotayı belirlemeli ve nanomalzeme kullanımını bu teknolojinin sunduğu devasa fırsatlardan faydalanmamızı sağlayacak şekilde düzenlemeliler. Sonuçta bu, doğası gereği ne iyi ne kötü olan nötr bir teknoloji. Burada önemli olan bu teknolojinin uygulamalarının ve ortaya çıkan ürünlerinin sorumlulukla yönetilmesi.
SORUMLULUĞU ALIYORUZ
Biz bu sorumluluğu üstleniyoruz. Tıpkı diğer tüm BASF ürünlerinde olduğu gibi nanomalzeme içeren ürünlerimiz için de bu sorumluluğu alıyoruz. Zaten bu yüzden uzun yıllardır nanoteknoloji hakkında kapsamlı güvenlik araştırmaları yapıyor ve kendi dışımızdaki çalışmalara da katılıyoruz. Bunlara bir örnek de Alman Federal Çevre Bakanlığı, Federal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü ve BASF’nin nanoparçacıkların uzun vadede etkilerini ortaklaşa araştırdığı bir proje. Biz bu güvenlik araştırmaları sayesinde potansiyel riskleri fark edebiliyor ve güvenli ürünler ile uygulamalar geliştirebiliyoruz. Böylece risklerin birer felakete dönüşmelerini engellemiş oluyoruz. Bizim büyük bir sanayi şirketi olarak kayda değer sorumluluklarımız var. Ürünlerimizin ��alışanlarımız ve toplum açısından güvenliği çok önemli. Ben şahsen yeni teknolojilerden doğan fırsatlardan faydalanmayı topluma karşı bir sorumluluk olarak görüyorum. Ancak bunu başarabilirsek gelecekte başarılı olmayı garantileyebiliriz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz