Serbest ticaret neden önemli

Teressa Szelest, ticaretin ortaya çok daha kaliteli ve düşük fiyatlı ürünler çıkararak toplumsal refahı ve inovasyon sayısını artırdığına inanıyor...

20.10.2017 15:42:000
Paylaş Tweet Paylaş
Serbest ticaret neden önemli

Kimya endüstrisi aslında global ticareti baz alarak kuruldu. Kimyasal ürünlerin uluslararası ticareti değer olarak 2015 yılında 1,6 trilyon Euro’ya ulaştı. Bu ticaretin büyük bir kısmı ise hammaddeleri tüketici ürünlerine dönüştüren değer zincirleri içinde gerçekleşti. Kimyasal ürünlerin tamamı, yaklaşık yüzde 80’i, diğer kimya şirketlerine satılıyor ve bu ticaretin çoğu aynı şirketin farklı birimleri arasında gerçekleşiyor. Gümrük vergilerinin azaltılması ve diğer engellerin kaldırılmasıyla ticaretin teşvik edilmesi BASF’ye, şirketin müşterilerine ve kimya endüstrisine yardımcı oluyor. Bu sayede girdi maliyetleriyle nihai ürünlerin fiyatları düşüyor ve yeni büyüme pazarlarına erişim sağlanıyor. Aynı zamanda ticaret ile ivme kazanan rekabet yüzünden inovasyonların hızı da artıyor. Böylece maliyetlerimizi yönetmenin yeni yollarını bulmaya odaklanabiliyor, faaliyetlerimizi iyileştirebiliyor ve müşterilerimize ekstra değer sunabiliyoruz. Çok taraflı ticaretin serbestleştirilmesinin en iyi yolu, geleneksel olarak Dünya Ticaret Örgütü’nde (WTO) yapılan müzakerelerdir. Ancak WTO’nun müzakerelerin son turunda artık durma noktasına gelindi. Üstelik bugün yüzleştiğimiz zorluklar da çok yönlü ve sadece gümrük vergilerini daha da azaltma gereksinimine çözüm bulmakla yetinmemek gerekiyor. Ayrıca, bugün karşılaşmakta olduğumuz zorluklar, sadece gümrük vergilerinin daha fazla azaltılmasını değil, aynı zamanda standartlar ve yönetmelikler konusunda daha fazla uluslararası uyum sağlama ve gümrük tarifesi dışı yeni engellere yönelik çözümler geliştirme gibi birden fazla boyutu kapsıyor. Global bir pragmatik yaklaşım ancak ikili veya bölgesel anlaşmalarla başlayan yani “aşağıdan yukarıya” doğru bir süreçle başarılabilir. Yasal uyumunun önemine bir örnek olarak BASF’nin ilaç bileşenleri işi gösterilebilir. Bu üretim tesislerinin katı kalite standartlarını tutturması şarttır. Bu da söz konusu üretim tesislerinin düzenli olarak hem Avrupa İlaç Ajansı hem de ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından aynı uluslararası standartlar kullanılarak denetlenmesi anlamına gelir. Aslında iki defa yapılan bu iş iki taraf arasında yapılacak ve standartları ihlal etmeyen bir anlaşmayla ortadan kaldırılabilir. Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği arasındaki önerilen iki taraflı ticaret anlaşması (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP), kurumların birbirlerinin denetimlerini kabul etmesi için bu yönde bir çerçeve sağlayabilir. İki taraf arasında bu güven ve uyum seviyesinin yakalanması karmaşık bir girişimdir. Sonuçta büyük bir şeyle ortaya çıkmak için önce işe küçük başlamamız gerekmektedir. İki taraflı ticaret anlaşmaları, son zamanlarda dünyanın dört bir yanında artan korumacı politikalara karşı koruyucu olarak hizmet ederek serbest ticareti güçlendirmenin ve topluma fayda sağlamanın en makul ve pragmatik yolu olabilir. Ancak bu anlaşmaların başarıya ulaşabilmesi için, diğer ülkelerin katılımını sağlayacak şekilde açık olmaları ve dünyanın iş yapış biçimini şekillendirmeleri gerekir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz