İşin çevresel boyutu başlangıçta BASF için küçük bir rol
oynuyordu. Tüten bacalar 20’nci yüzyıla kadar çevre kirliliğinin
değil ekonomik kalkınmanın sembolleriydi. Adamakıllı değişiklik
1960 yılında oldu ve çevreye verilen hasar giderek daha gözle
görülür hale geldi. Bunun sonucunda sosyal ve politik baskılar
ortaya çıktı.
BASF bu gelişmeye karşı bir dizi önlem almaya başladı. Diğerlerinin
yanı sıra atıkların yakılması için 1964 yılında döner fırınlar, 1974
yılında bir atık su arıtma tesisi ve 1988 yılında da Ludwigshafen’in
merkezindeki enerji santrali için bir baca gazı kükürdünü alma
fabrikası kurdu. BASF 1985 yılında ilk defa çevreye yönelik bir
tüzük oluşturdu: Ekonomik konular çevrenin korunmasının önüne
geçemeyecekti. Bu, aynı zamanda BASF’nin dünyanın dört bir
yanındaki tesisleri için de geçerliydi.
Çevreyi korumaya yönelik önlemler Ludwigshafen’in dışında
daha da önce uygulanmaya başladı. Bunun bir örneği de atık su
arıtımıdır. 1976 yılında faaliyete geçen Brezilya Guaratinguetá’daki
ilk atık su arıtım tesisinin ardından BASF 1988 yılı itibarıyla
dünyanın dört bir köşesine yayılmış 55 atık su arıtım tesisi
çalıştırıyordu. Günümüzde ise bu sayı 60’ın üzerinde.
BASF şu anda müşterilerine sera gazı salımlarını engelleyen ve
izolasyon malzemeleri gibi enerji verimliliğini artıran çözümler
sunuyor.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
BASF ısının geri kazanımına buhar kazanlarıyla başladı.
Bu çalışmalarından da 1910 yılından bu yana faydalanıyor.
Ortaya çıkan ısıyı çevreyi kirletmeyerek buhara dönüştürme
ve onu fabrikalara enerji halinde sunma fikri zaman içinde
mükemmelleştirildi. Enerji akışları Energy Verbund’da birleştiriliyor.
Ludwigshafen’deki yerleşkede, buhar talebinin yaklaşık yüzde 50
kadarı atıkların yakılmasından elde edilen atık ısısı ve enerjisiyle
karşılanıyor. Bu sayede hem paradan tasarruf ediliyor hem de
çevre korunuyor.
Kaynakların ve çevrenin korunmasına sadece enerjinin verimli
kullanımı değil, enerjinin verimli üretimi de katkıda bulunuyor.
BASF 1997 yılından bu yana verimli kombine ısı ve enerji (CHP)
santrallerinde buhar ve gaz türbinleri kullanıyor. Şu anda dünya
genelinde 20 CHP santrali işletiliyor.
VERBUND PRENSİBİ
BASF 1865 yılında Friedrich Engelhorn tarafından kurulduğunda
Engelhorn aslında inovasyoncu bir fikrin peşinde koşuyordu: Tüm
üretim aşamalarını tek bir yerde toplayıp birleştirmek… Böylece
Ludwigshafen’de ürün ve enerji akışları yaratılarak birbirine bitişik
bir fabrikalar ağı kuruldu. Hammaddeler, enerji ve paradan tasarruf
edilmişti. Bu aslında aynı zamanda Belçika’ya Antwerp’teki kendi
tesisini 1964 yılında kurmasıyla ilk defa “ihraç” ettiği BASF’nin
geleneksel merkezi rekabet gücünü oluşturan Production
Verbund’dır. Bugün BASF dünya genelinde altı büyük Verbund
tesisi işletiyor. VİZYON SAHİBİ ARAŞTIRMALAR
Kurulduktan üç yıl sonra BASF, kendi araştırma kapasitesini güçlendirmek için
Heinrich Caro’yu ilk araştırma direktörü olarak atadı. Takip eden yıllarda, önemli
bir araştırma organizasyonu doğdu. Çok kısa bir süre içinde inovasyona dayalı
strateji BASF’nin ayırt edici bir özelliği haline geldi. 17 yıllık bir araştırma ve az
sayıda başarısızlık döneminden sonra 1897 yılında “Indigo Pure BASF”girişimi
başladı. Bu bir anda global başarıya dönüştü. Aynısı 1913 yılında piyasaya
sürülen amonyak sentezi için de geçerli. O da müthiş bir talep gördü. Her iki
inovasyon da BASF’nin araştırma karakteristiğinin diğer bir yüzünü ortaya
çıkardı.
MÜŞTERİYE ODAKLANMA
BASF’nin şimdiki Uygulamalı Teknolojiler Bölümü’nün ilk hali 1891 yılında
kuruldu ve başlangıcından itibaren müşterilerle temas halinde olmaktan
fazlasını yapmak temel ilke olarak benimsendi. BASF ayrıca faydalı destekler
ve tavsiyeler de sunuyor. Bu model bir örnek oluşturdu ve BASF 1914
yılında çiftçileri yeni sentetik gübreler konusunda ikna etmek için bir Tarımsal
Araştırmalar Merkezi kurdu. BASF ardından pazardaki gereksinimleri erkenden
tanımlamak ve onlardan ürün geliştirme aşamasında faydalanmak için müşteri
ilişkilerinden faydalandı. BASF’nin müşteri odaklı yaklaşımı aslında onun
müşterileriyle olan ilişkileri sayesinde kademeli bir şekilde oluşturuluyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?