Sonuca giden uzun yol

İşin çevresel boyutu başlangıçta BASF için küçük bir rol oynuyordu...

9.02.2017 15:37:250
Paylaş Tweet Paylaş
Sonuca giden uzun yol
İşin çevresel boyutu başlangıçta BASF için küçük bir rol oynuyordu. Tüten bacalar 20’nci yüzyıla kadar çevre kirliliğinin değil ekonomik kalkınmanın sembolleriydi. Adamakıllı değişiklik 1960 yılında oldu ve çevreye verilen hasar giderek daha gözle görülür hale geldi. Bunun sonucunda sosyal ve politik baskılar ortaya çıktı. BASF bu gelişmeye karşı bir dizi önlem almaya başladı. Diğerlerinin yanı sıra atıkların yakılması için 1964 yılında döner fırınlar, 1974 yılında bir atık su arıtma tesisi ve 1988 yılında da Ludwigshafen’in merkezindeki enerji santrali için bir baca gazı kükürdünü alma fabrikası kurdu. BASF 1985 yılında ilk defa çevreye yönelik bir tüzük oluşturdu: Ekonomik konular çevrenin korunmasının önüne geçemeyecekti. Bu, aynı zamanda BASF’nin dünyanın dört bir yanındaki tesisleri için de geçerliydi. Çevreyi korumaya yönelik önlemler Ludwigshafen’in dışında daha da önce uygulanmaya başladı. Bunun bir örneği de atık su arıtımıdır. 1976 yılında faaliyete geçen Brezilya Guaratinguetá’daki ilk atık su arıtım tesisinin ardından BASF 1988 yılı itibarıyla dünyanın dört bir köşesine yayılmış 55 atık su arıtım tesisi çalıştırıyordu. Günümüzde ise bu sayı 60’ın üzerinde. BASF şu anda müşterilerine sera gazı salımlarını engelleyen ve izolasyon malzemeleri gibi enerji verimliliğini artıran çözümler sunuyor. ENERJİ VERİMLİLİĞİ
BASF ısının geri kazanımına buhar kazanlarıyla başladı. Bu çalışmalarından da 1910 yılından bu yana faydalanıyor. Ortaya çıkan ısıyı çevreyi kirletmeyerek buhara dönüştürme ve onu fabrikalara enerji halinde sunma fikri zaman içinde mükemmelleştirildi. Enerji akışları Energy Verbund’da birleştiriliyor. Ludwigshafen’deki yerleşkede, buhar talebinin yaklaşık yüzde 50 kadarı atıkların yakılmasından elde edilen atık ısısı ve enerjisiyle karşılanıyor. Bu sayede hem paradan tasarruf ediliyor hem de çevre korunuyor. Kaynakların ve çevrenin korunmasına sadece enerjinin verimli kullanımı değil, enerjinin verimli üretimi de katkıda bulunuyor. BASF 1997 yılından bu yana verimli kombine ısı ve enerji (CHP) santrallerinde buhar ve gaz türbinleri kullanıyor. Şu anda dünya genelinde 20 CHP santrali işletiliyor. VERBUND PRENSİBİ
BASF 1865 yılında Friedrich Engelhorn tarafından kurulduğunda Engelhorn aslında inovasyoncu bir fikrin peşinde koşuyordu: Tüm üretim aşamalarını tek bir yerde toplayıp birleştirmek… Böylece Ludwigshafen’de ürün ve enerji akışları yaratılarak birbirine bitişik bir fabrikalar ağı kuruldu. Hammaddeler, enerji ve paradan tasarruf edilmişti. Bu aslında aynı zamanda Belçika’ya Antwerp’teki kendi tesisini 1964 yılında kurmasıyla ilk defa “ihraç” ettiği BASF’nin geleneksel merkezi rekabet gücünü oluşturan Production Verbund’dır. Bugün BASF dünya genelinde altı büyük Verbund tesisi işletiyor.
VİZYON SAHİBİ ARAŞTIRMALAR Kurulduktan üç yıl sonra BASF, kendi araştırma kapasitesini güçlendirmek için Heinrich Caro’yu ilk araştırma direktörü olarak atadı. Takip eden yıllarda, önemli bir araştırma organizasyonu doğdu. Çok kısa bir süre içinde inovasyona dayalı strateji BASF’nin ayırt edici bir özelliği haline geldi. 17 yıllık bir araştırma ve az sayıda başarısızlık döneminden sonra 1897 yılında “Indigo Pure BASF”girişimi başladı. Bu bir anda global başarıya dönüştü. Aynısı 1913 yılında piyasaya sürülen amonyak sentezi için de geçerli. O da müthiş bir talep gördü. Her iki inovasyon da BASF’nin araştırma karakteristiğinin diğer bir yüzünü ortaya çıkardı.
MÜŞTERİYE ODAKLANMA BASF’nin şimdiki Uygulamalı Teknolojiler Bölümü’nün ilk hali 1891 yılında kuruldu ve başlangıcından itibaren müşterilerle temas halinde olmaktan fazlasını yapmak temel ilke olarak benimsendi. BASF ayrıca faydalı destekler ve tavsiyeler de sunuyor. Bu model bir örnek oluşturdu ve BASF 1914 yılında çiftçileri yeni sentetik gübreler konusunda ikna etmek için bir Tarımsal Araştırmalar Merkezi kurdu. BASF ardından pazardaki gereksinimleri erkenden tanımlamak ve onlardan ürün geliştirme aşamasında faydalanmak için müşteri ilişkilerinden faydalandı. BASF’nin müşteri odaklı yaklaşımı aslında onun müşterileriyle olan ilişkileri sayesinde kademeli bir şekilde oluşturuluyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz