Yeşil fabrikamız enerjide yüzde 50 tasarruflu

Ford Otosan'ın Kocaeli fabrikası, Ford bünyesindeki Avrupa'nın en gelişmiş, en iyi tesisi.

1.05.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeşil fabrikamız enerjide yüzde 50 tasarruflu

Ford Otosan, otomotiv sektörünün en yeşil kuruluşlarından biri. Şirketin Kocaeli'ndeki fabrikası da dünyanın alanındaki en yeşil uygulamalarına sahip. Fabrikadaki aydınlatma sistemi, yüzde 80 oranında daha az enerji kullanırken yeşil prensiplerle kurulan tesis, klasik bir tesise göre toplamda yüzde 50 enerji tasarrufu sağlıyor. Fabrikanın Avrupa'nın Ford bünyesindeki en gelişmiş tesisi olduğunu belirten Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay, "Fabrika yalın üretim sistemi ile sıfır hata üstüne kurulu. Ayrıca Kocaeli, Türkiye'nin tek su bazlı boya kullanan fabrikası. Dünyadaki toplam otomotiv fabrikalarının sadece yüzde 10'u bunu uyguluyor" diyor. Ford Otosan'ın gündeminde ağırlıklı olarak yeşil teknoloji ve ürünler var. Geçen yıl Ford nezdinde tehlikeli atıkların arıtılmasıyla ilgili projelerinin en iyi proje seçildiğini hatırlatan Otay, proje hakkında şunları söylüyor: "Otomotiv üretiminde kullanılan boyanın yüzde 99,5'i arabanın üzerine, geriye kalan yüzde 0,5'i ise ayrıştırma depolarında toplanıyor. Sıradan bir uygulamada sudan arındırılan boya ve tiner katı madde haline getiriliyor ve stoklanıyor. Biz yaptığımız çalışma ile katı hali stoklamak yerine fırınlarda enerji girdisi olarak kullanıyoruz." Önümüzdeki yıllarda da daha çevre dostu uygulamalar ve ürünler geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Nuri Otay, bugüne kadar yaptıkları çevreci uygulamaları, sonuçlarını ve gelecek hedeflerini şöyle anlattı:

Türkiye'de hangi enerji kaynaklarını kullanıyorsunuz? Bu enerji kaynaklarını kullanarak ne kadarlık tasarruf elde ettiniz?
Enerji kaynaklarını, hem üretim hem ürün teknolojileri olarak ele almak gerekiyor. Türkiye'de çevresel özelliği ve etkinliği ön planda olan çok farklı uygulamalarımız var. Enerji kaynağında doğalgaz ve elektrikten yararlanıyoruz. Burada çokönemli yeni ve üstün teknolojiler kullanıyoruz. Örneğin otomotiv sanayide en önemli enerji tüketim ve çevre etkinliği noktası boyahanedir. Boyahanede kullanılan fırınların kurulu radyasyon fırını olması, klasik uygulamaya göre yüzde 40 oranında enerji tasarrufu sağlıyor. Benzer şekilde pres hanelerimizde ve tüm fabrikanın geri kalanında yüzde 80'in üzerinde tasarruf sağlayan sarı ışıklı ampul ve aydınlatma sistemlerimiz var. Bir otomotiv şirketinde önemli olan bir tane yel değirmeni kurup da imaj yaratmak değil, bir araçta saatte kaç kilovat enerji harcadığıdır. "Toplam araç değeriniz içinde enerji gideriniz yüzde kaç" gibi sorulara cevap verecek kriterleri koyup uygulamak daha önemli. Kocaeli fabrikası bugün Avrupa'nın Ford bünyesindeki en gelişmiş, en iyi fabrikası olarak adlandırılıyor. Fabrika yalın üretim sistemi ile sıfır hata üstüne kurulu. Her hata sadece işçilik kaybı değil, enerji kaybı da demek. Ayrıca Kocaeli fabrikası, Türkiye'nin tek su bazlı boya kullanan fabrikası. Boyanın özellikle tiner kaynaklı emisyonları olduğu için buradaki su bazlı uygulaması, dünyadaki sayılı uygulamalar içinde yer alıyor. Dünyadaki toplam otomotiv fabrikalarının sadece yüzde 10'u bunu uyguluyor. Dünyayı geçelim Batı Avrupa'da dahi çok az fabrika su bazlı. Yeşil prensiplerle kurulan Kocaeli fabrikası, klasik bir tesise göre yüzde 50 enerji tasarrufu sağlıyor.

Su bazlı fabrika olmanın önemi nedir?

Bize çevresel olarak çok büyük bir avantaj sağlıyor. Bir kere bacasız fabrika oluyorsunuz. Robotlu üretimin getirdiği çok önemli bir çevre kazancı var. Robot teknolojileri dakikada 1.500 devirle dönen püskürtme sistemleriyle sıfır kayıp veriyor. Yani boyanın tamamının aracın üzerinde emildiği, atığının sıfıra yakın mertebede olduğu aplikasyon sistemi de bulunuyor. Bu şekilde bakıldığında üretiminin yüzde 95'ini kirli yaparak bir tane elektrikli araç üretmek yerine, hiç elektrikli araç yapmadan üretiminin yüzde 100'ünü çok tasarruflu motorla gerçekleştirmek çok daha çevreci.~

Bugüne kadar yeşil üretim ve hizmetlerinize Türkiye olarak kadar ne kadarlık bir yatırım gerçekleştirdiniz?
Tam bir rakam veremiyorum. Çünkü detayında yüzlerce uygulama var.

Pek çok şirketin birbiri ile rekabet içine girdiği atık yönetimi konusundaki hedefleriniz ve stratejilerinizden bahseder misiniz? Ayrıca atık yönetimi için bugüne kadar ne kadarlık bir yatırım yaptınız?
Geçen yıl Ford nezdinde bir atık projemiz en iyi proje seçildi. Bu proje tehlikeli atıkların arıtılmasıyla ilgili. Kullanılan boyanın yüzde 99,5'i arabanın üzerine, geriye kalan yüzde 0,5'i ise sirkülasyonla havalandırma sistemi ile yüzdürülerek ayrıştırma depolarında toplanıyor. Daha sonra bunlar, tüm otomotiv fabrikalarında olduğu gibi atık olarak stoklanıyor ve atık tesislerine naklediliyor. Bu konuda yapılan bir proje sıra dışı bir uygulama getirdi. Uygulama kapsamında sudan arındırılan boya ve tiner tamamen katı hale getiriliyor. Bu katı hali stoklamak yerine fırınlarda enerji girdisi olarak kullanıyoruz. Bu, Türkiye'de bizim mühendis arkadaşlarımızın gerçekleştirdiği artıma tesisi çamur kurutma projesi.

Türkiye pazarı çevreye duyarlı ürün kullanma konusunda sizce duyarlı mı? Bu duyarlılığı artırmak için siz neler yapıyorsunuz?
Türkiye pazarı, bireysel tüketici olarak bakıldığında henüz çok düşük. Kirletene eleştiri var, ama "Ben öncülük edeyim de aracımı az tüketen ya da elektrikli alayım" diyen çok az. Ancak ekonomik olursa böyle bir aracı almak istiyorlar. Dolayısıyla Türkiye pazarında vergisel özendirme ile çevreciliğin birleşmesi gerekiyor. Yakıt zaten pahalı olduğu için bu nokta çok önemli. Türk tüketicisi az yakan bir araca daha fazla ödemeyi kabullenmiş durumda. Türkiye, Avrupa'nın dizele karşı en talepkar pazarlarından biri. Bunun nedeni, dizel motorunun hem teknolojisi hem motor yanma prensipi ile daha az tüketiyor olması. Tüketici cebinden de yakıt tasarrufu sağlıyor. Örneğin ecoboost motorlu yeni Focus Mondeo ve C-Max araçlarımızı sunduğumuzda beğeni gördü. Tasarruf sadece küçük motorlu araç alarak olmuyor, insanların beklentilerini de karşılıyor. İnsanların lüks, büyüklük, konfor ihtiyaçları da var. Büyük araç sahiplerine de en çevreci ürünü sunmanız lazım. Ecoboost teknolojisi bu noktada çok başarılı. Çünkü 180 beygirli otomobili 1,6 litre ile sunuyorsunuz. O güçteki bir motor var olan teknolojiye göre yüzde 20 daha tasarruf sağlıyor.

Bu pazardaki tüketici talebi ne düzeyde? Özellikle elektrikli araçlar beklentileri karşılayabilecek düzeyde mi?
Bu pazarda tüketici sayısı her yerde çok düşük. Full elektrikli araç teknolojisinde akü büyük bir yük. Şu anda 1 litre yakıt ile ortalama 20 kilometre yol giderken, araç elektrikli olduğunda 1 kilo akü ile ancak 1 kilometre ya da daha az yol gidebiliyorsunuz. Akü teknolojisinin 1'e 20 oranında gelişmesi gerekiyor. Elektrikli araçlarla minimum 500 kilometre yol gidebiliyor olmalısınız ki bir yerden hareket ettiğinizde diğer bir noktaya endişe taşımadan gidebilesiniz. Akü teknolojisinde bu noktaya gelinmedi. Bugün ancak niş uygulamalar yapılabiliyor. 2020'lerde akü teknolojisi geliştiğinde bu uygulanabilir. Bizim esas konumuz full elektrikli projelerde hattı belli olan ticari araçlar. Örneğin Manhat-tan'da DHL'in kurye dağıtımı gibi... Her gün güzergahı tarif edilmiş araçlar için uygun. Hibrit ya da alternatifli enerji ile çalışan araçların 1-2 litre yakıtla gidebilmesi gerekiyor.

Gelecek h edefleriniz neler ?
Otomotiv sektöründe yakıt teknolojisi ve onun çeşitliliği üzerine odaklanıyoruz. Gelecekte de odağımız bu olacak. Bugün son derece güçlü ürünlerimiz var. Start-stop teknolojisi ile araçlar kırmızı ışıkta durduğunda, otomatik olarak motor stop ediyor ve tekrar çalıştırılıyor. Bu sistem elektronik ateşleme sistemi ile desteklenmiş durumda. Örneğin İstanbul trafiğinde fiili hayat içinde çok önemli bir uygulama, çünkü kullanıcıların çevreye duyarlı olmasını sağlıyor. Biz bu teknolojileri ulaşılabilir fiyatlarla sunuyoruz. Kocaeli fabrikası üretim teknolojileri olarak Avrupa'nın en verimli, çevre etkeni en az olan fabrikalardan. 1980'li, 1990'lı yıllarda daha çok sanayinin çevreciliği tartışılıyordu. Şimdi ürünlerin çevreciliği daha fazla tartışılıyor. Sanayi belli bir terbiyeden geçti. Tüm bu çabalar sonunda başarılar getiriyor. Bu başarılar da çalışanlarımızı bu yönde fikirler üretme konusunda etkiliyor. Genele bakıldığında Ford, başta yönetim kurulu başkanı Bill Ford olmak üzere çevreciliği en üst düzeyde tutar. Öbür taraftan Koç Holding için de benzer şeyleri söyleyebiliriz. Yeşilin değerli olduğu bir kurum. Birçok derneğin başkanlığı ve sponsorluğunu sağlayan bir kurum. Koç Holding'in de "Ülkem İçin" diye bir sosyal sorumluluk projesi var. İSO14064'e geçiş aşamasındayız. Görevimiz topluma da bunu aşılamaya çalışmak, kendi ürün ve tesilerimizin yanı sıra daha fazla çevre bilinci yaratmak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz