Süper Lig’e Ne Kadar Yol Kaldı?

Devler ligine girmek mi zor? Kalmak mı? Türkiye’de pek çok sektör için birinci lige girmek giderek zorlaşıyor. Liderler ve onların ikinci ligde oynayan takipçileri arasındaki uçurum derinleşiyor. B...

1.10.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Devler ligine girmek mi zor? Kalmak mı? Türkiye’de pek çok sektör için birinci lige girmek giderek zorlaşıyor. Liderler ve onların ikinci ligde oynayan takipçileri arasındaki uçurum derinleşiyor. Beyaz eşya ve perakende birinci lige çıkmanın en zor olduğu sektörlerden. Beyaz eşya’da birinci ligdeki 3 oyuncuyu yakalayabilmek için en az yüzde 11 Pazar payına sahip olmak gerekiyor. Perakende de ise zirvedeki üçlüye yaklaşabilmek için yüzde 9 pazar payına ulaşmak şart. Otomotiv sektöründe birinci lig oyuncuları ve takipçileri arasında yarı yarıya pazar payı farkı görülüyor. “7 büyük”ten oluşan zirve ligine çıkmak isteyen bir bankanın aktif büyüklüğünün ise 40 milyon YTL’yi aşması gerekiyor.

Şirketlerin Birinci Lig’e Çıkma Yarışı

“2012 yılında sektördeki ilk 5 şirket arasında yer alacağız. 2017’de ise ilk 2 şirket arasına girmeyi hedefliyoruz “ diyor Euroka Sigorta Genel Müdürü Okan Utkueri. Bu amaç doğrultusunda şirket, acente-broker ağını genişletiyor. İnovasyon süreci içinde başlattığı projelerle, müşterilerine araçlarını kullandıkları kadar prim ödeme imkanı sağlayan KaskoMetre gibi yaratıcı ürünleri piyasaya sunuyor.

Garanti Sigorta’yı alarak Türkiye pazarına giren Hollandalı Euroka’nın sektöründe birinci lige çıkma çabası çok doğal. Sigortacılığın temelini oluşturan büyük sayılar kanunu, fiyatlamadan iş kabul standartlarına ve müşterilere kadar pek çok avantaj sunuyor. Aslında farklı sektörlerdeki pek çok şirket, işte bu ölçek ekonomisi ve yoğun rekabet baskısı nedeniyle devler ligine girmek için çalışıyor. 

Ancak birinci lige çıkmak da, burada kalmak da çok zorlu. Örneğin beyaz eşya, otomotiv ve akaryakıt sektörlerinde birinci lig oyuncuları ile takipçileri arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Perakende de birinci lige çıkmak için en az yüzde 9’luk bir Pazar payına ulaşmak gerekiyor ki bunun için daha küçük çaplı market zincirleri satın almalarla büyümeyi planlıyor. Gıda da ise her firma belli ürünlere odaklanarak bu alandaki lider pozisyonlarını korumaya çalışıyor. Capital olarak farklı sektörlerde pazar payı kırılımlarını, sektörlerin birinci lig oyuncularını ve bu lige çıkmak isteyen firmaları belirledik. Birinci lig oyuncularından bu mevkinin zorluklarını, küme atlamak isteyen firma yöneticilerinden planlarını aldık…  

hed

Bankacılıkta Sihirli Rakam 7
Türkiye bankacılık sektöründe birinci ligde 7 oyuncu mücadele veriyor. Türkiye Bankalar Birliği 2007 yılsonu verilerine göre, aktif büyüklükler açısından bakıldığında, yüzde 7’nin üzerinde pay alan bankalar, devler arasına girebiliyor. Birinci lig oyuncularının 3’ü kamu bankası, 4’ü ise özel bankalardan oluşuyor.

Yüzde 14,42 pay ile birinci olan Ziraat Bankası’nı, İş Bankası yüzde 14,29 ile izliyor. Kalan 3 özel banka ise Akbank, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası olarak sıralanıyor. Birinci ligin diğer 2 oyuncusu ise yüzde 7,60 ile Vakıflar Bankası ve yüzde 7,20 ile Halk Bankası.

Halk Bankası’nın ardından sektörde bankaların aktif büyüklük oranları yarı yarıya düşüyor. Finansbank, aktiflerde yüzde 3,72’lik paya sahip ve en güçlü birinci lig takipçisi olarak görülüyor. Banka, aktif büyüklüğünü 2’ye katlayarak, 20 milyon YTL artırması halinde birinci lig oyuncularından biri haline gelecek. Denizbank, HSBC, Oyak Bank, TEB ve Fortis Bank da ikinci ligin öncü isimlerinden. Bu bankalar, şube, teknoloji ve insan kaynakları yatırımları ile büyükler arasına girmek için çaba gösteriyor.

Bugün 11’inci sırada yer alan Oyakbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı John T. McCarthy, “Türkiye’ye bölgesel bir oyuncu olmaya gelmedik. Türkiye’de iyi bir oyuncu olmaya geldik ve bunu da elimizden gelen en iyi şekilde hızla yapacağız” diyor. Bankanın amacı, 50 milyar YTL aktif büyüklüğüne ulaşmak ve yakın gelecekte pazar paylarını yüzde 6’ya taşımak. Bu hedef doğrultusunda da önümüzdeki 3 yılda 2 kat büyük bir banka yaratmayı, 5 yıllık süreçte şube sayılarını 600’e çıkarmayı planlıyor.

Sigortada Yakın Takip
Sigortacılık, oyuncularının birbirlerine yakın pazar paylarıyla rekabet etmeleri ile diğer sektörlerden belirgin şekilde ayrılıyor. 50’den fazla şirketin faaliyet gösterdiği sektörde, yüzde 5’in üzerinde paya sahip 7 şirket öne çıkıyor. Pazarın ikincisi Axa Oyak Genel Müdürü Cemal Ererdi, Avrupa’da da sigorta alanında pazar kırılımının yüzde 5’lerde olduğunu belirtiyor.

Sigortada, liderliğe oynayan şirketlerin, bu süreçte yaptıkları fedakarlıkları yakından takip etmeleri gerekiyor. Şirketlerin prim üretiminde lider kalmak uğruna kârlılıktan uzaklaşmaları, uzun vadede engel oluşturabiliyor. Ererdi, “Günümüzde sadece prim üretiminde liderlik değil, sürdürebilir kârlılığı da sağlayan şirketler başarılı sayılıyor” diyor. Bu da pazarın ihtiyaçlarına sürekli cevap verebilecek bir organizasyona sahip olmayı gerektiriyor. 

Sektörde birinci lige çıkmak için eşik olan yüzde 5’lik pazar payının hemen altında kalan firmalar Başak Groupama, Euroka, Anadolu Emeklilik, Genel, Fiba, Ray, Aviva olarak sıralanıyor. Yüzde 3,77 pazar payı ile sektörün 9’uncusu olan Eureko Sigorta, önümüzdeki beş yıl içinde ilk 5, orta vadede ilk 2 de oyuncudan biri olmayı hedefliyor. Eureko Sigorta Genel Müdürü Okan Utkueri, “Gelecekte lider olduğumuz banka sigortacılığının yanında acente- broker dağıtım kanalında da büyümeyi hedefliyoruz. Oto, sağlık ve tarım branşlarında daha etkin olmak istiyoruz’ diyor.

Leasingde Liderlik Zor
Finansın bir diğer alanı leasing sektöründe de çok sayıda oyuncu yer alıyor. 2008 yılı ilk çeyrek verileri yatırım tutarlarından hesaplanan pazar paylarına göre, sektörün 1’inci liginde 5 oyuncu rekabet ediyor: Yapı Kredi Leasing, Deniz Leasing, Garanti Leasing, Finans Leasing ve Fortis Leasing...

Sektör yetkilileri, pazardaki kırılım noktasını ise yüzde 8,4 olarak açıklıyor. Bu eşiği aşanlar birinci lig oyuncuları arasına katılabiliyor. Liderlerin yakın takipçileri ise TEB Leasing, İş Leasing, Ak Leasing ve Halk Leasing olarak sıralanıyor. Leasing sektörünü öne çıkaran özelliklerden biri de yüzde 1’in altında Pazar payına sahip şirket sayısının 12’yi bulması…

Leasing sektöründe 1’inci ligde olmanın ciddi riskleri var. Bu sektörde şampiyonlar liginde kalmak, bu listeye girmekten daha zorlu. Liderlik yarışında leasing şirketleri esnek kredi verme ya da düşük fiyat politikası gibi stratejiler izleyebiliyor. Ancak bu politikaları sürekli uygulamak mümkün olmadığı için uzun vadede şirketin finansal yapısı tehlikeye giriyor.

Yüzde 14,1’lik pazar payı ile lider Yapı Kredi Leasing’in Genel Müdürü Yavuz Sarıyıldız, “Gerek finansal gücümüz gerekse yaygın hizmet ağımız sayesinde müşterilerimizden standart yatırım taleplerinin dışında çok değişik yatırım talepleri geliyor. Personelimizin uzmanlaşmış olması, operasyonel bilgimiz yapılamayan talepleri gerçekleştirmemizi sağlıyor” diyor.

Beyaz Eşyanın Üç Oyuncusu
Bu yılın ilk 3 ayında yüzde 6 daralan beyaz eşya, lig atlamanın en zorlu olduğu sektör olarak dikkat çekiyor. Şirketler yüzde 1’lik bir pazar payı için bile ciddi pazarlama ve reklam harcaması yapmaya razı oluyor. Pazarın lideri ise rakibinin 2 katı paya sahip Arçelik. 2008 pazar payını yüzde 57 olarak açıklayan Arçelik’i, yüzde 25 pay ile BSH izliyor. Birinci ligdeki 3’üncü şirket ise Vestel.  

Bu alanda 1’inci ligde yer almak için minimum yüzde 11 pazar payı gerekiyor. Sektör yetkilileri, beyaz eşyada liderler arasına girebilmek için yurtiçinde üretim yapıyor olmanın önemli rol oynadığına dikkat çekiyorlar.

Liderler liginin en yakın takipçisi İtalyan İndesit Group. Şirket, 2008 yılı sonunda pazar paylarını yüzde 8’e çıkarmayı hedefliyor. İkinci ligin diğer oyuncuları ise daha lüks segmente hitap eden Miele, Electrolux, GE ve Samsung. Türkiye’de Electrolux, AEG ve Zanussi markalarıyla faaliyet gösteren Electrolux Türkiye’nin Genel Müdürü Ziya Öztürk, cirosal bazda pazardan yüzde 2,5 pay aldıklarını aktarıyor. Orta ve üst gelir grubuna hitap ettiklerini hatırlatan Öztürk, “Electrolux'un ilk aşamadaki hedefi yüzde 5 pay almak. Pazardaki üst kırılım yüzde 20 rakamlarının üzerine çıkmak için satın alma veya işbirlikleri şart” diye konuşuyor.

hed

Yüzde 1 İçin 3.500 Araç Satışı
Otomobil pazarı da en az beyaz eşya kadar rekabetçi ve dış etkenlerden etkilenen bir alan. 2003 yılında Türk otomotiv sektöründe 41 marka yer alırken, 2007 yılı sonunda bu rakam 54 markaya ulaştı. Bu artış ve getirdiği rekabet, sektörde lig değiştirmeyi güçleştiriyor. Otomotiv üreticilerinin 1 puan pazar payı elde edebilmek için 3 bin 500 adet araç daha satmaları gerekiyor. ODD 2007 yılsonu verilerine göre, otomotivde birinci ligde 8 üretici mücadele veriyor. Hafif ticari de ise bu sayı 4’e iniyor. Otomotivde Renault yüzde 16,70 pazar payı ile lider. Hafif ticari segmentinde ise Ford yüzde 29 pazar payı ile en yakın rakibi Fiat’a 12 puan fark atıyor.

Her 2 alanda da pazarın kırılım noktaları çok keskin. Otomotivde birinci lige çıkmak için yüzde 6 pazar payı gerekiyor. Bu da birinci ligin en yakın takipçisi Peugeot’un pazar payını 2’ye katlaması gerektiğini gösteriyor. Hafif ticaride de üçüncü VW ve dördüncü Renault’dan sonra pazar payları neredeyse yarı yarıya düşüyor. Renault yüzde 9,60 pay alırken, ikinci ligin ilk temsilcisi Hyundai yüzde 5,20 paya sahip.

Binek otomobil pazarının lideri Renault Mais’in Genel Müdürü İbrahim Aybar, lider kalmanın güçlüklerini şöyle aktarıyor: “Global rekabet ortamında liderlik için farklı olmalıyız. Bunun için de inovasyona yönelmeliyiz. Güçlü ürün yelpazemizle tüm dünyaya yayılan bir pazarda otomotive yön veren bir marka olarak kalmayı hedefliyoruz.”

Perakendede Takipçiler Güçlü 
Son yıllarda organize perakende, birbiri ardına gelen satın almalarla yeniden şekillendi. Migros’un satışı sonrasında büyük oyuncular için taşlar yerine oturmuş görünüyor. Yüzde 60’ı yabancı ortaklı şirketlerin elinde olan organize perakendede, birinci lig oyuncuları Migros, Carrefour ve BİM. Bu lige girmek için yüzde 9’un üzerinde pazar payını yakalamak gerekiyor.

Bu market zincirlerin en yakın rakipleri ise Tesco Kipa, Metro Group ve Kiler... Perakendedeki kârlılığın düşmesiyle birlikte sektörde mağazalaşma da zorlaştı. Şimdi küçük perakendeciler arasında da satın alma operasyonları görülüyor.

Hedeflerini “ilk 3” olarak açıklayan Kiler Holding Perakende Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kiler, “Mağazamızın bulunmadığı illere girmek öncelikli büyüme stratejimiz. Bu illerdeki yerel zincirleri de satın alarak büyüyebiliyoruz. En büyük hayalimiz, ‘Tüm Türkiye’de’ olmak ve yıllık yüzde 35’lik büyüme trendimizi 5 yıl boyunca sürdürmek” diye konuşuyor.

Makromarket Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör de, Türkiye genelinde perakendede söz sahibi olmayı istiyor. Ankara ve çevresinde yüzde 13-14 pazar payına sahip olan marketler zinciri, 2008 yılında cirosunu 1 milyar YTL’ye çıkarmayı amaçlıyor. Satın almalarla Türkiye genelinde pazar payını yüzde 2’den 3,5’e çıkaracaklarını tahmin eden Songör, “Konya’da yeni aldığımız Afra markasıyla var olacağız. 2008-2009’da yeni mağaza açma imkanı bulamayabiliriz ama satın almalarla büyümeyi planlıyoruz” diyor.

Akaryakıtta Aday Çok
Akaryakıt, bölgesel şirketlerin ülke geneline yayılma çabalarının en çok görüldüğü sektörlerden. PETDER verilerine göre, akaryakıtın birinci liginde 4 şirket yer alıyor. Bunları takip edenlerin, bir üst lige çıkmaları için en az yüzde 14 pazar payına ulaşmaları lazım. Total, Alpet ve Akpet gibi pek çok firma devler arasına girmek için savaşıyor. Bunlardan biri de “İlk Hedef 5. Büyük” sloganı ile hedefini ortaya koyan Alpet. Şirket, istasyon yatırımlarından üretim geliştirme çalışmalarına teknoloji yatırımlarına kadar her alanda yoğun çaba harcıyor. Türkiye genelinde 450’nin üzerindeki istasyonundan oluşan ağını geliştiriyor. Yeni akaryakıt depoları açıyor ve akaryakıt katkı üreticisi Afton işbirliği ile Türkiye koşullarına uygun olarak ürün geliştiriyor.

Bu alanda liderlerin zor sorumlulukları var. Liderliğin salt pazar payı değil bir bütün olarak görülmesi gerektiğine inanan Shell Türkiye Genel Müdürü Canan Ediboğlu, “Shell dünyada liderliğini sürdürmek için AR-GE'ye çok büyük yatırımlar yapıyor, yenilikçi ve farklılık yaratan ürün ve hizmetleri üretmek için bilimciler, mühendisler, uzmanlar çalıştırıyor. Dünyanın ve insanlığın ortak sorunu olan enerji sorununun çözümü için çalışıyor” diyor. 

Gıdanın Liderleri Kim?
Gıdanın alt kategorilerinde firmalar, hangi ürünlere odaklandıklarına göre farklı sıralamalarda bulunuyor. Örneğin Pınar Süt, alanında yüzde 26 pazar payı ile lider durumundayken, ambalajlı ayranda yüzde 5 pay ile rakiplerinin gerisinde kalıyor. Ambalajlı UHT süt pazarında liderlerin arasına girmenin yolu yüzde 6 pazar payına erişmekten geçiyor. Pazarda Pınar, Ülker ve Danone, ilk 3’de yar alıyor. Ardından gelen SEK, Yörsan ve Sütaş ise ‘ikinci lig’ şirketleri olarak değerlendiriliyor. 

Gıda ürünlerinde artan hammadde fiyatları nedeniyle karlılıkların düştüğünü belirten sektör yetkilileri, her türlü üründe birinci ligde kalmanın artık zorlu bir mücadele gerektirdiğini söylüyor. Yaşar Holding Gıda Grubu Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Azmi Gümüşlüoğlu, açık süt üretimi ve tüketicinin fiyat hassasiyeti nedenleriyle süt pazarının kolay büyümediğinin altını çiziyor.

Benzer bir tablo da ambalajlı ayran pazarında görülüyor. Sütaş’ın yüzde 33 ile açık ara lider olduğu pazarda, ev içi tüketiminin artırılması için yoğun reklam ve promosyon kampanyalarına gerek duyuluyor. İkinci büyük oyuncu ise yüzde 14 ile Ülker. Birinci lige yükselmek için Danone, SEK, Yörsan ve Pınar’ın da bu payı yakalaması şart. Ayran pazarının yüzde 81’i ev dışında tüketiliyor. Bu nedenle pazarda lig atlamayı hedefleyen Pınar, ev dışı kanallara odaklanıyor. Şirket, bu kanalda dağıtımını arttırmak için ayrı  bir satış ekibi oluşturmuş durumda ve yakın gelecekte ayranda da ilk 3 içine gireceğine inanıyor.

İkinci Ligden Yoğun Baskı
Gıdanın alt kategorilerine indikçe, çok sayıda firmanın küçük ve bölgesel pazar paylarıyla çalıştığı fark ediliyor. Bu durum da lig oyuncuları arasındaki pazar payı uçurumunu derinleştiriyor. Örneğin salça pazarında 30’un üzerinde firma faaliyet gösteriyor. Kategorinin birinci ligini ise Tat, Tukaş, Tamek ve Akfa olmak üzere 4 şirket paylaşıyor. Sekiz şirketin büyük ölçekli olarak adlandırıldığı bu pazarda, ikinci ligde Acemoğlu, Demko, Penguen ve Burcu markalarının isimleri geçiyor.

Konserve ürünü incelendiğinde de, pazarın yüzde 64’ünün üç lider firmanın yani Tat, Tamek ve Tukaş’ın elinde olduğu görülüyor. Sektörde belli başlı 20 kadar oyuncu bulunuyor. Sektör yetkilileri, birinci lige girmek için gerekli pazar payının yüzde 18 düzeyinde olduğunu açıklıyor. Birinci ligin takipçileri ise Penguen, Superfresh, Dardanel ve Akfa olarak sıralanıyor. Salça ve konserve sektörlerinde yaşanan yoğun rekabet nedeniyle firmaların satış noktalarında ürün raf çekişini hızlandıracak bazı çalışmalara ağırlık vermeleri gerekiyor. Dağıtım seviyesini artıran, ürün bulunulurluğunu yüksek tutabilen markalar bir adım önde yer alıyor. Pazarın üçüncüsü durumundaki Tukaş, bu nedenle pazarlama yatırımlarına, reklam ve tanıtıma ağırlık veriyor. Tukaş, sektör trendlerini yakından izleyerek ve inovatif ürünler geliştirerek birinci ligde yerini korumaya çalışıyor. Bu alanda ikinci ligteki rakiplerden de yoğun rekabet baskısı oluşuyor. Acemoğlu Salça Üretim Müdürü Ergün Uğurluer, ilk 3’e girmek hedefleri doğrultusunda teknoloji yatırımları ve kapasite artırımı yapacaklarını belirtiyor.

 “Müşteriye Sürdürülebilir Değer Yaratan Başarır”
Cüneyt Evirgen/Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birim Direktörü

Zirvede Kalmak Daha Zor
Birinci lige çıkmak zorsa, orada kalmak daha da zor. Burada anahtar kelime sürdürülebilirlik. Önemli olan, ligdeki pozisyonu devam ettirebilmek. Ben pazarda rekabete savaş alanı gibi bakıyorum. Bu bakış açısıyla, liderlerin savaş satıhları, darbe alabilecekleri alanları daha fazla. Bu yüzden birinci lig oyuncularının, pazarı planlama-ölçümleme-izleme stratejileri kritik önem kazanıyor. Lider şirketler, güçlü medya-iletişim bütçesiyle pazardaki seslerini oluşturmaya çalışır. Yaptıkları kampanyalar, medya ve iletişim çalışmalarıyla pazarı büyütürler ama payları büyüyen pazar oranında kendilerine dönmeyebilir. Takipçileri bu paydan alabilir.

Liderleri Bekleyen Tehlikeler
Müşteriye sürdürülebilir nitelikte değer yaratan şirket, değerlerin arkasında durabiliyorsa birinci lig’de kalır; ikinci ligdeyse lig atlar. Burada da inovasyon stratejisi devreye giriyor. Şirketin yaptığı inovasyonlar geçerliliğini yitirdiği anda, pazar payı kaybeder. Müşterinin önünde sürekli olarak yeni alternatifler var. Pazar payını elde tutmak demek, müşterisine sahip çıkmak demek. Müşterisine değer yaratamayan şirket birinci ligden düşer. Pazarda rakipler aynı değerleri hızla sunabilir, liderlerin hiç atalete düşmemesi lazım. Sürekli inovasyon, iyi kaynak planlaması, stratejik pazar planları, İK ve yatırım öngörüleri yapılmalı.
 
Birinci Lige Çıkmak İstemeyebilirler
 Takipçilerin birinci lige çıkmadan önce, ikinci ligin en iyisi olmaları lazım. İsabetli stratejik planlama, pazar bölümleme yapmaları ve doğru hedefler belirlemeleri buna göre yol haritaları çıkarmaları gerekir. Tabii gerçekçi hedefler için kaynak ihtiyacını da çok iyi belirlemek lazım. Bu yüzden tüm ikinci lig oyuncuları birinci lige çıkmak da istemeyebilir. Çünkü birinci ligle birlikte tüm masraflar artar, çalışanların şirketten beklentileri yükselir. Her alanda ciddi yatırım gerektirir. 

Birinci Ligin Anahtarı: Doğru Yönetici Kadrosu
Kaan Okurer/Korn Ferry Yönetici Ortak

Kriter Güçlü Takım
Birinci lige çıkmak ve orada kalmak her anlamda önemli bir yatırım gerektiriyor. Bu yatırımın ana bacaklarından biri de insan kaynağı. Finansman gücünüz ne kadar kuvvetli olsa da, başarının anahtarı iyi bir yönetici kadrosu ve takım oluşturmaktan geçiyor. Bugün Korn/Ferry olarak 43 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Dünyada şirketlerin ortak problemi iyi eleman bulmak ve bu elemanları şirket bünyesinde tutabilmek. 

Yabancı Girişleri
 Bu elemanları bulmak ise hem zor hem de pahalı. Son dönemde Türkiye pazarına önemli bir yabancı sermaye girişi oldu. Bankaları ele alacak olursak, GE, ING, Citibank, NBG, Dexia, Fortis, BNP, EFG, Unicredit akla gelen isimler. Bu şirketlerin ölçekleri ve stratejileri tabii ki farklılık gösteriyor ama ortak hedefleri büyümek. Bunun için de her seviyede iyi elemanlara ihtiyaçları var. 

Piyasada Dengesizlik
 Çok sayıda şirket, aynı anda iyi elemanlar arayınca bu pazarda arz/talep arasında dengesizlik yaratıyor.  Bu sebepten bugün bazı sektörlerde Türkiye’deki yöneticiler Batı Avrupa seviyesinde ücret alıyor.  Amerika gibi uzmanlaşmış pazarlarda talebi karşılayacak bir piyasa derinliği var, Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlarda ise çözüm biraz daha yaratıcı olmaktan ve dolayısıyla biraz daha risk almaktan geçiyor.

Liderlere Göre Birinci Ligin Yükümlülükleri Neler?

Cemal Ererdi–Axa
 Sigorta sektöründe lider kalabilmek, pazarın ihtiyaçlarına sürekli cevap verebilecek bir organizasyona sahip olmayı gerektiriyor. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için, gerekli teknolojik yeniliklerin yanında organizasyonun sürekli olarak müşteri gözüyle kendini denetlemesi şart. Yeni ürün ve uygulamaları rakiplerden önce sunmak, gelişmiş global pazarlardaki başarılı uygulamaları ülke insanının ihtiyacına göre uygulamak da burada önem kazanıyor.

Canan Ediboğlu–Shell
 Liderlik bir 100 metre yarışı değil. Yani, ipi göğüslediğiniz an her şey bitmiyor. Tam tersi liderlik hiç bitmeyen bir çaba. Liderliğin zorluğu, getirdiği sorumluluktan kaynaklanıyor. Shell liderliğini sürdürmek için Ar-Ge’ye çok büyük yatırımlar yapıyor. Yenilikçi ve farklılık yaratan ürün ve hizmetleri hiç durmaksızın üretmek için laboratuarlarında bilimciler, mühendisler, uzmanlar çalıştırıyor. Enerji sorununun çözümü için çalışıyor, çözümler üretiyor, bunları dünya kamuoyu önünde savunuyor, önlemler almak için enerji senaryoları üzerinde çalışıyor.
 
İbrahim Aybar – Renault Mais
 2007 yılında binek otomobil pazarında liderliğinin Onuncu yılını kutlayan Renault, bütün planlarını bu açık ara pozisyonunu devam ettirmek üzerine kuruyor. Burada farklılaşma üzerine yoğunlaşıyoruz. Global rekabet ortamında farklı olmalıyız. Farkı yaratmak için ise inovasyona yöneliyoruz. Ayrıca farklı müşteri taleplerine cevap vermek  üzere geliştirdiğimiz faaliyetlerimiz var. Ticari araç müşterilerine özel Renault Profesyonel noktaları ve ikinci el modeller için Renault2 noktaları ile hizmetimizi her alanda sürdürüyoruz.

Azmi Gümüşoğlu- Yaşar Holding
 Lider olmak ve bu liderliği büyüyen pazarda bu ekonomik ortamda korumak başlı başına bir başarı. Ülkemizde ambalajlı süt pazarını büyütmek, yine pazar liderine yani Pınar Süt’e düşüyor. Sektör lideri olarak pazar ve tüketici ihtiyaçları ile ilgili tüm yenilikleri öngörmeniz ve bu yenilikleri hızla gerçekleştirmeniz gerekiyor. Biz bunu sürekli olarak yapmaya çalışıyoruz. En son Pınar Organik Süt gibi örnek ürünlerle pazara yenilik getiriyoruz.

Elçin Cirik
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz