Şirketler duruma tepki vermek için mümkün olduğunca çok geri kazanılabilir ve alternatif hammaddeler kullanıyor. Aksi halde piyasaya makul fiyatlı ürünler sunmaları imkansız denilecek kadar zor. Bu zorlu ortamda şirketlerin yardımına, sıklıkla müsaade edilenlerin sınırında çalışmaktan korkmayan Maurice Lavell gibi analistler koşuyor. Beni gecenin bir yarısında bu tesisin karanlık ve ıssız otoparkına neden çağırdıklarını anlayabiliyorum. Şimdi tam karşımda bütün heybetiyle bir araç görüyorum. Belli ki şu an bakmakta olduğum, elektrikli araçların geliştirilmesinde bir kilometre taşı sayılan müthiş pahalı eşsiz bir araba. En azından üreticileri böyle söylüyor. Bu akşam öyle ya da böyle bu iddianın doğru olup olmadığını öğreneceğim.
Benim adım Maurice Lavell. 20 yıl kadar önce New York'ta ekolojik bilançoların optimizasyonu misyonuyla kurulmuş, Henry Poiret adındaki bir mümessillik şirketinde çalışıyorum. Bugün bu şirket, geri kazanım ve hammadde ikamesi potansiyellerinin tanımlanması konusunda dünya pazarında lider konumda. Müşterilerimize çok özel bir hizmet sunuyoruz. İster elektrikli diş fırçaları gibi küçük ürünler olsun ister eksiksiz yüksek hızlı trenler ya da bugünkü gibi elektrikli arabalar olsun hiç farketmez, ürün prototiplerini en küçük vidasına ve civatasına kadar söker ve analiz ederiz. Bu şekilde, örneğin, şayet mümkünse üretim maliyetlerinin nasıl düşürülebileceğine karar verebiliriz. Bu hedefi başarmanın bir yolu da mümkün olduğunca çok geri kazanılmış malzeme kullanmaktır. Diğer bir yöntem ise pahalı konvansiyonel malzemelerden daha ucuz olan alternatiflerinden faydalanmaktır. Yöntem ne olursa olsun burada amaç daima sonuçta ne ürün kalitesinden ne ürün performansından ödün verilmemesini sağlamaktır. Şirketimiz 5 yıl önce yaşanan kaynak kıtlığı sonunda bütün gücüyle piyasayı kırıp geçirdiğinde ve bakır, lityum, alüminyum gibi hammaddelerin fiyatları tavana vurduğunda resmen bir altın madeni haline gelmişti. Ancak nadir bulunan metallerle kıyaslandığında onların bu yüksek seviyeleri bile ucuz kalıyordu. Bu nedenle bugün ne kadar çok geri kazanılmış ya da alternatif malzeme kullanırsanız, rekabetçi yanınızı da o kadar artırmış oluyorsunuz. Bugün dünyanın dört bir yanından imalatçılar iş yapmak için kapımızın önünde kuyrukta bekliyor, gelen işlere zorlukla yetişebiliyoruz. İlk sözleşmelerimizden birini, bir endüstriyel kuruluşla yapmıştık. Bu kuruluş bizden, Paracoccus denitrifikasyonları olarak bilinen mor bir bakteri kullanılarak üretilen bir plastik olan polihidroksibütilin yığınsal üretiminde kullanılacak bir prosedür geliştirmemizi istemişti. Bu bakteri, fazla karbonhidratları yağ asidine dönüştürerek, ardından onları uzun moleküler zincirlerde birleştirerek görevini yerine getiriyor. Plastiğin dayanıklılığını artırabilinceye kadar bazı parametrelerin sanal bir biyo reaktörde doğru değerlerini bulabilmek için süper bilgisayarlarımızdan faydalanmıştık. Çalışmamızın sonucunda ortaya istenilen miktarlarda üretilebilen bir malzeme çıkmıştı. Hatta bazı uygulamalarda metallerin bile yerine kullanılabilirdi. Bu başarı sayesinde bir gecede meşhur olduk. Söz konusu plastik geniş bir uygulamalar yelpazesinde kullanılabilir. Örneğin bugün yeni nesil hafif raylı taşıma sistemlerinin hepsinin gövdesinde yüksek oranda yeşil polimer kullanılır. Bu taşıtların geri kalanı ise ekibim tarafından geliştirilmiş ve patentleri alınmış sofistike geri kazanım yöntemleri sayesinde üretilmiş tamamıyla geri kazanılmış malzemelerden oluşur. Ancak şimdi gelin hafif raylı taşıt örneğini inceleyelim.~
Biz burada bu araçları olağanüstü etkin sandviç yapılı akülerle donatarak, neredeyse bütün Avrupa şehirlerinde raylı sistem faaliyet giderlerini azaltmamızı sağlayan özel bir değerlendirme yöntemine başvurmuştuk. Bu geliştirmenin sonunda bu raylı sistemler havai hatlara gerek duymaksızın çok uzun mesafeler katedebilir duruma gelmişti. Ayrıca geceleri akülerini yeniden şarj etmek için dönünceye kadar, bağımsız olarak kendi kendilerine de çalışabiliyorlar. Gayet tabii ki bu iş yenilenebilir kaynaklardan gelen ve geceleri fiyatı bir hayli düşen elektrik ile başarılıyor ve bir gram bile CO2 üretilmiyor. Aküler için de alternatif malzemeler araştırmak zorunda kaldığımızı herhalde söylemeye gerek yok. Beklendiği üzere bugünlerde lityuma olan talep çok fazla ve bu nedenle elektrikli araçların yoğunluğu arttıktan sonra fiyatı da bir hayli arttı. Aslında birkaç ay önce Birleşmiş Milletler'den bir alternatif bulmamız doğrultusunda bir istekte bulunulmuştu. Neyse ki yeni kuantum bilgisayarımızı planlanandan birkaç hafta öncesinden çalıştırdığımız için çok şanslıydık. Aksi halde bu talebe cevap vermemiz çok zor olurdu. Özellikleri lityuma en yakın karışımı buluncaya kadar geçen birkaç gün içinde bu bilgisayarın karmaşık yazılımı bize farklı metal kombinasyonlarına sahip yüzbinlerce elektrotun simülasyonunu yapmış ve sanal yapılarını oluşturmuştu. Ben şahsen bu alternatif malzemenin bir yolunu bulup önümde duran bu mükemmel arabaya enerji veren akülere karışmış olmasından şüphelenmiştim. İşte bu yüzden buradayım. Benden, üreticisi E-Captions'a göre piyasada ödenen paranın karşılığını en iyi veren model olan E-Ston Boiteaux'u kontrol etmem bekleniyor. Bugüne kadar ECaptions'ın bu fiyat segmentinde başlıca rakibi olan Wheel-E'nin tartışılmaz bir üstünlüğü vardı. Bu nedenle Wheel-E'nin benden bu yeni araca yakından bir bakmamı ve E-Captions'ın iddiasının doğru olup olmadığını araştırmamı istemesinde şaşılacak bir şey yok. Bu hassas işimde özel olarak geliştirilmiş ve aracın malzeme kompozisyonunu analiz etmeme olanak sağlayan katlanabilir bir e-kağıt kullanıyorum. Wheel-E bu elektrikli aracın 3B verilerini benim için bu kağıda aktardı. Şirket, şayet birilerinin adil rekabet kurallarını ihlal ettiğine dair mantıklı bir kanıtın olması durumunda rakiplerden birinin diğerinin verilerini alabilmesini mümkün kılan bir yasa sayesinde onlara ulaşabilmişti. Optik sensörlerle akıllı yazılım, benim vizyon açımla alanımı, sanal verilerle karşılaştırıyor. Bu sayede ekranda, kağıdı tuttuğum noktanın birebir yatay kesitini görebiliyorum. Araç verilerinin içindeki malzeme bilgileri sonra gerçek zamanlı olarak genel müdürlüğümüzdeki veri tabanıyla karşılaştırılıp analiz ediliyor.
Bir şekilde sonuç almanın çok da uzun sürmeyeceğini hissediyorum. İlk bakışta, E-Captions mükemmel bir iş çıkarmış gibi görünüyor. Örneğin aküdeki kobalt içeriğini azaltmak için doğru miktarda demir kullanılmış. Tekerlek göbeğindeki motorların senkron mıknatısında, maliyetleri dikkate değer oranda düşüren ama ona rağmen motorun çıktısının azalmamasını sağlamaya yetecek kadar enerji veren kusursuz bir neodimyum, demir ve boron karışımı var. Ayrıca istatistiksel olarak uygun kaçmayan malzemelerin yerine de yeşil polimerler kullanıldığı ve geri kalan malzemelerin tamamının da geri kazanılabilir oldukları anlaşılıyor. Aramızda kalsın: Wheel-E gelecekte havlu atmak zorunda kalacak. Benim fikrime göre rakibinin elektrikli hız yapma kapasitesi zamanının çok ilerisinde. Ancak burada yapılabilecek tek düzeltme kokpitte olabilir. Açıkçası içine oturmasına izin verilen tek insanın ben olduğumu düşünüyorum.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?