Akkök Holding YK Üyesi Alize Dinçkök: Ertelemeyi bıraktım

Nilüfer Gözütok Ünal / [email protected]

CEO LİFE 2022 YAZ SAYISINDAN

Akkök Holding Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Alize Dinçkök, pandemiyle birlikte anı yaşama gerekliliğini daha iyi anladığını söylüyor. Erteleme alışkanlığını bıraktığını belirten Dinçkök, “Yeni dönemde düzenli spor yapmak yine hayatımın önemli bir parçası olmaya devam edecek. Kişisel gelişimim ve ailemle daha fazla kaliteli zaman geçirmek de önceliklerimden olacak” diyor.

“ANI YAŞAMAK GEREK”

Akkök Holding Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Alize Dinçkök, pandemiyle birlikte hayata bakışını değiştiren liderlerden. “Bundan sonra ailem ve sevdiklerimle daha çok zaman geçirerek onları daha fazla ön planda tutacağım” diyen Dinçkök, özellikle çocuklarıyla beraber olduğu anların kalitesini artırmak için seyahatler ve etkinlikler planladığını söylüyor. “Aynı zamanda kendime de daha çok vakit ayırmayı düşünüyorum. Daha sık doğada olacağım” diye konuşuyor.

Anı yaşamak ve hiçbir şeyi ertelememek gerektiğini daha iyi anladığını belirten Dinçkök günde ortalama 7-8 saat mesai yapıyor. Çalışma saatlerinin esnediği bu dönemde ise fiziksel ve zihinsel açıdan dinçliğini korumaya dikkat ettiğini belirtiyor. Dinçkök, “Fark ettim ki bazı planları hep ileri bir tarihe erteliyoruz. Ben de bu alışkanlığı bıraktım. Bazen biraz yorucu ama memnunum. Yeni dönemde düzenli spor yapmak yine hayatımın önemli bir parçası olmaya devam edecek. Kişisel gelişimim ve ailemle daha fazla kaliteli zaman geçirmek de önceliklerimden olacak” diye konuşuyor.

Sanata da tutkun olan Dinçkök, yaklaşık 20 yıl önce kendi sanat koleksiyonunu oluşturmaya başlamış. Yerli ve yabancı çok sanatçının bir arada bulunduğu karma bir koleksiyona sahip. Yaşam Şaşmazer, Bubi, Özdemir Altan, Seçkin Pirim, Allysa Monks, Ben Steele ve Lagemann bu isimlerden birkaçı. Dinçkok, bağımsız ve genç sanatçılara ait eserleri de koleksiyonuna dahil ediyor. Alize Dinçkök ile hayata dair yeni bakış açısını, sanatı, sporu ve yaz planlarını konuştuk.

* Günlük nasıl bir çalışma temponuz var?

Günde ortalama 7-8 saat mesaide oluyorum, ancak işlerimizin yoğun olduğu zamanlarda günün yarısından fazlasında çalışmam gerekebiliyor. Çalışma saatlerinin bir hayli esnediği bu dönemde fiziksel ve zihinsel açıdan dinçliğimi korumaya dikkat ediyorum. Sabahları güne erken saatlerde başlamak benim için çok değerli. Bu sayede gün içinde hem işime hem kendime daha uzun vakit ayırma şansı yakalıyor, günlük planlamama da sadık kalabiliyorum. Günlük tempoda yorgunluğumu küçük molalarla gidermeye çalışıyorum.

* Pandemi rutini değiştiren bir süreç oldu. Sizin hayatınızda nasıl bir değişim yaşandı?

Pandemiden önce iş hayatının yoğunluğundan dolayı evde daha az zaman geçirirdim. Bu süreçteyse evimle ilgilenip kişisel zevklerimize uygun ufak dokunuşlar yapmayı çok sevdiğimi fark ettim. Mesela son olarak çocuklar için eve bir kütüphane yaptık. Şimdi orası tüm ev halkının en keyif aldığı köşelerden biri. Bundan sonra ailem ve sevdiklerimle daha fazla zaman geçirerek onları daha fazla ön planda tutacağım. Özellikle çocuklarımla beraber olduğumuz anların kalitesini artırmak için seyahatler ve etkinlikler planladık. Aynı zamanda kendime de daha fazla zaman ayırmayı düşünüyorum. Daha sık doğada olacağım.

* Son bir iki yılda hayatı daha değerli yaşamak anlamında neler öğrendiniz? Ne tür farkındalıklar edindiğinizi düşünüyorsunuz?

Belki çok klasik ama anı yaşamak ve hiçbir şeyi ertelememek gerektiğini çok daha iyi anladım. Çünkü bazı planları hep ileri bir tarihe ertelediğimizi fark ettim. Ben de bu alışkanlığı bıraktım. Bazen biraz yorucu ama memnunum.

Yeni dönemde düzenli spor yapmak yine hayatımın önemli bir parçası olmaya devam edecek. Kişisel gelişimim ve ailemle daha kaliteli vakit geçirmek de önceliklerimden olacak.

* Sosyalleşme anlamında eski günlere dönüş yaşadınız mı?

Pandeminin etkisi önemli ölçüde azalsa da hala yaşamın bir parçası. Dijitalleşme hayatımızda daha fazla yer kapladı ve dijitalleşmenin zamandan ne kadar tasarruf sağlamaya yaradığını da gördük. Şurası kesin ki artık daha az insanla bir aradayız. Bu nedenle tam olarak eski sosyal hayatıma dönebildiğimi söyleyemem. Görünen o ki hibrit yaşama bir süre daha devam edeceğiz.

* Sanata ilginizi biliyoruz. Bu ilgi ne zaman başladı?

Çok küçük yaşlardan itibaren sanatla iç içe büyüdüm. Ailemin sanata verdiği değer sayesinde hem bireysel hem toplumsal anlamda gelişme kaydedebilmenin sanatla mümkün olduğunu öğrendim. Bu ilgimin baş gösterdiği tek bir an yerine birkaç farklı hatıram var. Rahmetli babamla Türkiye’de ve yurt dışında gittiğimiz sergileri çok büyük bir keyifle anıyorum. Evimizde bulunan farklı sanat dallarından eserlerin estetik ve yaratıcı güzelliğine tanık oldukça ilgim de çoğalarak artmaya başladı.

* Sanatın hangi dallarıyla ilgileniyorsunuz? Sanatla nasıl bir ilişkiniz var?

Sinema, müzik, edebiyat ve heykel gibi pek çok sanat dalına yakın ilgi duyuyorum. Beni en çok etkileyense resim. Son zamanlarda çokça konuşulan dijital sanat akımlarını da takip ediyorum. Sanata olan merakımın iş hayatıma ve yaşamıma değer kattığını düşünüyorum. Sanatta beni cezbeden sınırsızlık.

* Aynı zamanda bir koleksiyonersiniz. Nasıl bir koleksiyonunuz var?

Yaklaşık 20 yıl önce kendi sanat koleksiyonumu oluşturmaya başladım. Yerli ve yabancı çok kıymetli sanatçıların bir arada bulunduğu karma bir koleksiyonum var. Yaşam Şaşmazer, Bubi, Özdemir Altan, Seçkin Pirim, Allysa Monks, Ben Steele ve Lagemann bu isimlerden birkaçı. Ayrıca bağımsız ve genç sanatçılara ait eserleri de koleksiyonuma dahil ediyorum.

* Sizin için özel olan eserler var mı?

Her birinin bende çağrıştırdığı, yaşattığı duygular ve hatıralar farklı olduğu için bir ayrım yapamıyorum.

* Peki koleksiyonunuzla ilgili hayaliniz nedir? Nereye taşımak istiyorsunuz?

Kendime bu konuda henüz bir yön çizmedim. Dönemsel beğenilerim, sanat dünyasındaki eğilimler ve özellikle yeni sanatçılardan aldığım ilhamla koleksiyonum zamanla genişliyor. Aslında sanatın yaratıcılığı gibi koleksiyonum da kesin bir sınır çizgisinden uzak. Bu nedenle koleksiyonumu görsel sanatların farklı dallarından eserlerle olabildiğince zenginleştirmeyi arzu ediyorum. Örneğin son dönemde tüm dünyanın konuştuğu NFT hayli ilgimi çekiyor. Fazlasıyla yenilikçi ve sıra dışı bir akım. Ne yöne gideceğini merakla izliyorum. Sanatı nasıl etkileyeceğini şimdiden kestirebilmek kolay değil ama bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyorum.

* Sanatsal etkinlikleri ne sıklıkta takip ediyorsunuz? Yıl içinde sanatsal etkinlikler konusunda nasıl bir ajandanız oluyor?

Kültür-sanat etkinliklerini epey yakından takip ediyor olsam da son iki yılda pandemi nedeniyle herkes gibi ara vermek durumunda kaldım. Salgın öncesinde, fırsat bulduğum zamanlarda yurt içi ve yurt dışındaki sanatsal aktivitelere katılıp özellikle de sergileri ziyaret etmeyi çok seviyordum. Pandemiyle başlayan yeni bir alışkanlıkla bu hobimi uzun süredir dijital etkinliklerle gerçekleştiriyorum. Önümüzdeki dönemde dünyanın farklı noktalarından etkinliklere tekrar katılmayı planlıyorum.

* Bu kış sizin için nasıl geçti? Kış tatilleriyle aranız nasıl?

Bu kış çokça kayak yapma şansım oldu. Yurt içinde de yurt dışında da sıklıkla kayağa gidiyoruz. St. Moritz ve Erzurum’daki keyifli kayak rotalarında güzel vakit geçirdik.

* Yaz tatiline ilişkin nasıl bir planınız var?

Sıcak ve renkli iklimler olması dolayısıyla Bodrum ve Güney Fransa, en çok sevdiğim yaz tatili mekanlarından… Bodrum’a gittiğimde hem tatil yapıyor hem Akkök Holding iştiraki Paper Moon ile bir anlamda çalışma hayatımı da yanımda götürüyorum. Güney Fransa’daki evimizde dinlenmek de yazları en sevdiğim tatillerden… Bu yaz tatilimin büyük kısmını Akdeniz kıyılarında geçirmeyi planladım.

“GÜNE POZİTİF VE ZİNDE BAŞLIYORUM”

PROTEİN VE LİF Sağlıklı beslenme, küçük yaşlardan bu yana daima önemsediğim bir konu. Günün ilk ve en önemli öğünü kahvaltıyı ailemle beraber yapıyorum. Sabahları protein ve lif kaynağı seçenekleri tercih ediyorum. Bu sayede güne pozitif ve zinde başlıyorum. Gün içinde öğün atlamamaya ve bu konuda uzman arkadaşlarımın tavsiyelerine uymaya dikkat ediyorum.

“MUTFAKLA ARAM İYİ” Mutfakla aram iyi. Özellikle pandemi sürecinde mutfakta geçirdiğim zaman arttı. Vakit buldukça sevdiklerime yemek yapmayı seviyorum. Kalabalık masalarda aile üyeleri ve arkadaşlarla yenen yemeklerde ayrı bir lezzet buluyorum. Bu nedenle dostlarım için hazırladığım yemeklerin daha iyi olduğunu düşünüyorum.

“LEZZETLİ HAMBURGERLER YAPIYORUM” Evdeki malzemelerle çok lezzetli hamburgerler yapıyorum. Elimizde ne varsa onları kullandığım için biraz sürprizli bir tarafı da var ama hem çok lezzetli hem sağlıklı tatlar ortaya çıkıyor. Dünya ve Türk mutfağını seviyorum. Uzak Doğu, Akdeniz veya Güney Amerika gibi farklı coğrafyalardan da çok sevdiğim yemekler var. Deniz ürünleri, sebze yemekleri ve güzel meyvelerle hazırlanan sağlıklı kokteyller favorilerim arasında.

“UZAK DOĞU’YA VAKİT AYIRACAĞIM”

ARKADAŞ ZİYARETLERİ Pandemi kısıtlamaları gereği uzun süre yurt dışına çıkmayıp seyahatlerimi erteledim. Kişisel gezi planlarımla beraber iş seyahatlerimi de gerçekleştiremedim. Pandemi nedeniyle gitmek isteyip ziyaret edemediğim ülkeler olsa da bu sürecin en yakın zamanda sona ermesiyle daha büyük bir sevinç yaşayacağım. Koşullar elverdiğinde ilk olarak yurt dışında yaşayan arkadaşlarımı ziyaret edecek ve önceden planlayıp ertelemek durumunda kaldığım seyahatlerimi gerçekleştireceğim.

“BALİ’Yİ MERAK EDİYORUM” Şimdiye dek toplamda kaç ülkeye gittiğimi bilmiyorum ama seyahat etmeyi çok sevdiğimiz için çok sayıda yer gezdiğimi ve farklı kültürleri tanıdığımı söyleyebilirim. Yakın zaman için öncelik verdiğim farklı yerler vardı ama Uzak Doğu’yu istediğim kadar ziyaret edemediğim için oraya vakit ayıracağım. Bali de çok merak ettiğim yerlerden biri.