Çok düşük fırsatlar var

Serra Akçaoğlu ile sektörün geleceğini, büyüme alanlarını ve banka olarak kurdukları stratejileri konuştuk...

18.02.2016 16:55:160
Paylaş Tweet Paylaş
Çok düşük fırsatlar var
Türkiye seçim sürecini atlattı. Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu’na göre seçimlerden karar alabilecek tek bir hükümet çıkması da olumlu. 2016 yılına umutlu bakan Akçaoğlu, “İyi bir dönemdeyiz. Dünyada önemli fırsatlar var ama kamu ve özel sektör çalışarak ev ödevlerimizi iyi yapmamız gerekiyor” diyor. 2016’da sektörün yüzde 15 civarında büyüyeceğini öngören yönetici, büyümenin özellikle KOBİ ve ticari bankacılıktan geleceğini düşünüyor. Bireysel bankacılıkta özellikle mobil bankacılık alanında büyüme olacağını söyleyen Akçaoğlu, enflasyonu düşürmeyi başarabilirsek kredi kartlarının kullanımının biraz azalabileceğine dikkat çekiyor. Gelişmiş ülkelerdeki gibi ülkemizde de nakit kartlara dönme modelinin realize olabileceğini belirtiyor. Akçaoğlu, “Kurumsal bankacılıkta da şirketlerin banka kredilerinden ziyade sermaye piyasalarına açıldığını, bono ihraçları yaptığını göreceğiz” diye konuşuyor. Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ile seçim sonrası bankacılığın röntgenini çektik. Sektörün geleceğini, büyüme alanlarını ve banka olarak kurdukları stratejileri konuştuk:
* Seçim sonrası bankacılık ve iş dünyasında ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz?
 Seçimlerin atlatılması ve önümüzdeki 4 yıl seçim olmaması ülkemiz için büyük bir avantaj. Seçimlerden karar alabilecek tek bir hükümet çıkması da piyasalar açısından olumlu. Citi’nin 100 ülkede mevcudiyeti var ve dünya çapında hem kurumsal hem piyasa yatırımcılarıyla sürekli görüşüyoruz. Bu yatırımcıların ve bizim görüşümüz aynı: Türkiye ekonomisi, seçimlere, dünya çapındaki volatiliteye ve bunların etkilerine rağmen son birkaç yılda çok dayanıklı olduğunu gösterdi, önemli bir testten geçtik. Artık Türkiye iş dünyasının kurumsallaştığını da gördük. Bütçe açığımız yüzde 1-1,5 oranıyla diğer ülkelere göre oldukça düşük. Ayrıca ekonomimiz tek sektöre bağlı değil, birçok sektörde iyiyiz. Ülkemiz stratejik konumu itibarıyla Doğu ile Batı arasında köprü. Çok kuvvetli bir bankacılık sektörümüz var, volatilite ve geçirdiğimiz döneme göre sermaye yeterlilik rasyolarımız iyi. Tüm bunlar, ekonomimiz açısından olumlu noktalar. Ülkemizde toplam kurumsal firmaların açık pozisyonu 170 milyar dolar civarında olmasına rağmen burada kısa vadede 6 milyar dolar fazla veriyoruz. Yani firmaların döviz borcu orta ve uzun vadeli gerçekleşiyor. Ama tabii bazı yerleri çok çalışmamız lazım. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5 üzerinde bir büyüme modeli görüyoruz. Türkiye’de de kamu ve özel sektör birlikte çalışarak bu büyüme stratejisini uygulamalıyız. İyi bir dönemdeyiz. Dünyada önemli fırsatlar var ama kamu ve özel sektör çalışarak ev ödevlerimizi iyi yapmamız gerekiyor. Reformları gözden geçirmeliyiz. Bir de yüzde 8’lerdeki enflasyonu düşürmeliyiz, büyümeye destek model gerekiyor. 
* Seçimler sonrasında iş dünyasında bir rahatlama hissediliyor mu peki? 
 Türk şirketlerinde bir rahatlama var. Aslında geçtiğimiz dönemde de Türk şirketleri hayatlarına  devam etti, hepimiz işimize baktık. Bugün birçok Türk şirketi, dünyada satın almalara başladı, global paylarını artırıyorlar. Dünyada yatırımcılar da seçimleri izledi, şimdi ülkenin büyüme modelinin nasıl olacağını ve aksiyonların neler olacağını inceliyorlar. ~* 2016, nasıl bir yıl olacak? Bankacılıkta nasıl büyümeler göreceğiz?
 Bankacılıkta geçtiğimiz dönemde kârlılıklarda düşüş gördük. Yine de yüzde 11,6 ile dünyada kuvvetli bir sermaye kârlılığımız var. Önümüzdeki dönemde ben her bankanın en iyi yaptığı işlere odaklanması gerektiğini düşünüyorum. Kârlılıkların düştüğü bu dönemde, her bankanın en çok katma değer vereceği müşteri segmentlerine ve ürünlere odaklanması gerekiyor. Bu olursa bankalar için çok büyük fırsatlar görüyorum. Tabii ülkede büyüme yüzde 5 ve üzerine oturursa bankalar için fırsat olur. 2016’da da bankacılık sektörünün kuvvetinin devam edeceğini öngörüyorum. Ama dikkatli olunması gereken bir dönemden geçiyoruz. Döviz etkisinden arındırıldığında bu yıl bankacılık sektörü, yüzde 10 civarında bir büyüme kaydetti. 2016’ya baktığımızda FED’in beklenenden daha hızlı faiz artırımına gitmesi gibi bir sürpriz olmaması halinde bankacılık sektörünün bu orandan bir miktar daha fazla büyümesini bekliyoruz. 2016’da sektörde yüzde 15 civarı bir büyüme görebiliriz.
*Canlılık hangi alanlardan gelecek? Yeni yükselen alanlar görecek miyiz?
 Tabii sektörde büyüme gelecek alanları, ülke ekonomisi ve taleple bağlantılı olarak düşünüyoruz. Büyümenin daha fazla olduğu ülke modellerinde, özellikle KOBİ ve ticari bankacılık önem kazanıyor. Çünkü tedarik zincirinin önemi artıyor. 2016’da da ticari bankacılıkta büyüme öngörüyoruz. Genç nüfusun sisteme katılması gerekiyor. Bu anlamda da elektronik platformlarda artan yatırımlar göreceğiz. Türk bankacılık sektörü teknoloji tarafında gayet kuvvetli, yatırımlar devam ettiği takdirde bireysel bankacılıkta özellikle mobil bankacılık alanında büyüme olacak. Tabii enflasyonu düşürmeyi başarabilirsek kredi kartlarının kullanımı biraz daha azalabilir. Gelişmiş ülkelerde kredi kartından ziyade nakit kartların kullanıldığını görüyoruz, ülkemizde de nakit kartlara dönme modeli olacak. Bu alanlarda önemli fırsatlar var. Aynı zamanda kurumsal bankacılıkta da şirketlerin banka kredilerinden ziyade sermaye piyasalarına açıldığını, bono ihraçlarını göreceğiz. Nitekim son dönemde Turkcell çok başarılı bir bono ihracı yaptı, 4 kat talep topladı. Sermaye piyasalarına açılmada kurumsal bankacılıkta da fırsat var. ~* Yapılan lobi çalışmalarıyla kredi kartı ve bireysel kredilerde yeniden bir büyüme dalgası yaşanır mı?
 Türkiye’de bireylerin ve kurumların borçlanmasının ülke GSMH’sindeki payı yüzde 30’lardan 70’lere geldi. Bunun iki nedeni var: Ülkede büyüme yüzde 5’in altında kaldı ve mevcut borçluluk oranı yükseliyor. Dolayısıyla hane halkının daha az borçlandığı modellere doğru kayışlar olacak. Bireysel bankacılıkta bu doğrultuda mobil gibi alanlarda belirli büyümeler olacaktır diye düşünüyorum.
* Sermaye kârlılığında önemli bir düşüş var ve sektör bundan çok rahatsız. 2016’da kârda bir nebze toparlanma gelecek mi?
 Bu, ülke olarak nasıl bir değişimden geçtiğimize bağlı olarak değişecek. Büyüyen bir ekonomi olabilirsek bankacılıkta da kârlar artacak. Bugün gerçekten hedef kitleyi iyi belirlemeniz, dağıtım kanallarınızı, şube modellerinizi ve adetlerinizi ona göre ayarlamanız lazım. Biz bireysel bankacılığı da bu nedenle sattık. Çünkü marjların düştüğü dönemde bankacılıkta eski modelde kalınırsa kârlılıklar da bu oranlarda gider. 
* Sektör önümüzdeki yıl nerelerde zorlanacak? Önemli riskler olarak neleri görüyorsunuz? 
 Hem ülkenin yüksek büyüme modeline geçmesi hem bankaların buna uyum sağlaması vakit alacak. Bu sürecin doğru yönetimi çok önemli… Burada riskler var. Türk şirketleri açısından da kendi bilançolarını iyi yönetmeleri şart, ihracat yapmayanların döviz kredisi almamaları lazım. Türkiye’de kamu ve özel sektörde güçlü bir girişimcilik var. Bu nedenle gereken değişimi yapabileceğimizi düşünüyorum. 
* 2016’da Basel III de uygulanmaya başlanacak. Bunun sektöre etkisi nasıl olacak? 
 2016’da hem Basel III hem uluslararası farklı muhasebe standartları geliyor. Dünyada büyük bir değişim var, denetim kuruluşlarının talepleri çok arttı. Stres testlerinden uyum ve müşteri tanımaya kadar pek çok konuya bakılıyor. 2016’da önemli bir değişim yaşanacak. Ben bankaların uluslararası piyasalarda kredi kullandırmalarının artık eski bakış açısıyla olmayacağını düşünüyorum. Çok daha kuvvetli bilançolara, daha az risk alarak kredi verecekler. Çünkü risk alırsanız, daha çok karşılık ayırmanız gerekiyor. Bununla birlikte firmalar dünya çapında sermaye piyasası işlemlerine yönelecek. Türk şirketleri de düşük marjlarla büyük finansmanları ancak sermaye piyasalarından karşılayacak.~“İHTİYAÇ NEREDEYSE ORADAYIZ”
MEMNUNİYET ARTTI

Bireysel bankacılıktan çıktıktan sonra ilk olarak bizim müşteri memnuniyetimiz arttı. Çünkü hedef kitlemizi çok net belirledik. Bu hedef kitleye ihtiyacı olan şube modeli ve sayısıyla döndük. Bireysel bankacılık ölçek isteyen bir iş kolu, ölçek olmadan servisi tam istediğiniz gibi veremiyorsunuz. Bizim şu anki hedef kitlemiz, kurumsal ve ticari müşteriler. Orta büyüklükteki ticari müşterilerde de varız. Bireysel bankacılık sonrasında şube sayımız azaldı, 8 kurumsal merkezimizle hizmet veriyoruz.
UZUN VADELİ BAKIŞ
Giderlerimizde çok ciddi düşüş oldu. 2012 sonundan 2014 yıl sonuna net kârımız 89 milyon TL’den yüzde 67 büyümeyle 149 milyon TL’ye ulaştı. 2015 Eylül sonu itibarıyla da net kârımız 153 milyon TL oldu. İlk yarıda TBB verilerine göre net kârda sektörde 11’inci sırada geliyoruz. 2014’ün ilk 9 ay verileriyle bu yılın ilk 9 ayına göre kredilerde yüzde 81, net kârda yüzde 30,5 ve aktiflerde yüzde 7 büyüme gösterdik. Biz Türkiye’de 40’ıncı yılımızı kutladık. Türkiye’ye çok uzun vadeli bakıyoruz, müşteri ihtiyacı neredeyse biz oradayız. Bundan sonrasında da müşterilerimizin ihtiyacı nerede olursa o alanda büyürüz. Biz Türkiye’de mutluyuz.

CITI NEREDE BÜYÜYECEK? 
ODAKTAKİ İŞLEMLER 

Citi 100 ülkede olan bir banka. Türk müşteriler son dönemde bize, farklı ülkelerde dağıtım kanalı bulmak, ihracatlarını artırmak için bağlantılar kurmak, yurtdışında yatırım yapmak ya da yabancı ortakla işlerini büyütmek isteğiyle geliyor. Tüm bu alanlarda güçlü çözüm önerilerimiz var. Dış ticaret ve bonodan dünyadaki Eximbank kredilerine kadar her türlü yatırım işlemleri bizim odağımızda. Bu alanlarda büyüme planlıyoruz. 
TEDARİK ZİNCİRLERİ ÖNEMLİ 
Stratejilerimizde önemli bir diğer unsur da nakit yönetimi. Artık nakit çok değerli, bir kuruşun bile önemi var. Burada otomasyon projelerimiz bulunuyor. Birden fazla ülkede iş yapan müşterilerimiz, bir tuşla tüm dünyadaki nakitlerini görebiliyor, tüm tahsilat ve ödemelerini yapabiliyor ve bakiye kalan rakamı en iyi finansal ürünlerle değerlendiriyor. Biz hem Türkiye hem dünyada tedarik zincirlerine hizmet veriyoruz. Bu hedef kitle doğrultusunda büyüme modelimiz var. Bazı bankalar ve PTT ile anlaşmalar yaptık ve Türkiye’nin 3 bin 500 noktasından anında tahsilat ve ödeme yapabiliyoruz. 
GLOBAL ŞİRKET ALGISI 
Bu şekilde tedarik zinciri yelpazesinde A’dan Z’ye kadar, hem yerel hem dünyada çözüm veriyoruz. Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli firmalar bazında pazar payımız yüzde 30. 1600 üzerinde müşterimiz var, bunun 720’si kurumsal bankacılık ve 900’ü ticari bankacılık tarafından geliyor. Ayrıca Citi yeni bir modele geçti, dünyada ben bunu 55 ülkede Türkiye’den yönetiyorum. Gelişmekte olan ülkelerin şampiyonları adı altında bir müşteri grubu kurduk, birkaç ülkede iş yapan güçlü Türk şirketleri Citi’nin bulunduğu her ülkede ve şubede global şirket olarak algılanıyor ve özel hizmet alıyor.

BÜYÜMENİN YÖNÜ 

Dünyada önemli fırsatlar var, ev ödevlerimizi iyi yapmalıyız. 
2016’da sektörde yüzde 15 civarı bir büyüme görebiliriz. 
Ticari bankacılık tarafında büyüme öngörüyoruz. 
Genç nüfus nedeniyle elektronik platformlarda artan yatırımlar göreceğiz. 
Teknolojiye bağlı bireyselde, özellikle mobil bankacılık alanında büyüme olacak. 
Gelişmiş ülkelerdeki gibi Türkiye’de de kredi kartından nakit karta dönülecek. 
Şirketlerin sermaye piyasalarına açıldığını, bono ihraçlarını göreceğiz. 
Sermaye piyasalarına açılmada kurumsal bankacılıkta da fırsat var.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz