Öncü rol üstleniyoruz

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) genel müdürü Fevzi Onat’a yeni dönemi sorduk.

1.01.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Öncü rol üstleniyoruz
TSKB, uzun zamandır yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve çevre kredileri ile ilgili yatırımları destekliyor. Bankanın 2003 yılından bugüne enerji sektörüne verdiği fiili destek toplamda 1,6 milyar doları buldu. 97 adet projeye destek veren bankanın finansman sağladığı 65 adet proje faaliyete geçti. TSKB  genel müdürü Fevzi Onat, yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji üretimi ve enerji verimliliği kapsamındaki projelerin desteklenmesinde öncü rol üstlendiklerini söylüyor. Önümüzdeki dönemde de desteklerini sürdüreceklerini açıklıyor. Enerji son yıllarda yatırımcıların en çok ilgilendiği alanların başında yer alıyor. Bu alanda birbiri ardına alınan yatırım kararlarında, en önemli ayak ise şüphesiz sunulan projelere finansman desteği bulmak. Bu noktada özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarına önemli finansman desteği sağlayan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) genel müdürü Fevzi Onat’a yeni dönemi sorduk. Özellikle yenilenebilir enerji alanına yönelik ciddi destekler sağlayan TSKB’nin, 2003 yılından bugüne 6,2 milyar dolar tutarında kredi desteği verdiğini anlatan Onat, 2013’te desteklerin artarak devam edeceğini ifade ediyor. Onat, bugüne dek 1,8 milyar doları bulan desteklerde yenilebilir enerjinin yanı sıra enerji verimliliği projelerine de omuz verdiklerini dile getiriyor. Onat ile enerji sektörüne yönelik değerlendirmelerini ve yeni dönemde TSKB olarak bu alanda sunacakları yeni enstrümanları konuştuk:

Eneıji sektörüne yönelik özellikle yenilebilir alanda faalsiniz Bu alana dönük çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
TSKB olarak enerji sektörüne ilgimiz, 2003 yılında başladı. 2005 yılından itibaren özellikle Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun (YEK) çıkmasıyla birlikte yatırımcıların ve finansör bankaların önü açılmış oldu ve o tarihten sonra hem yatırımlar hem de krediler artarak yoğunlaştı. Bu süreçten itibaren Dünya Bankası (IBRD), Avrupa Yatırım Bankası (EIB), Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası (CEB), Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ve Alman Kalkınma Bankası (KfW) gibi kuruluşlardan sağladığımız yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve çevre kredileri ile ilgili yatırımları destekliyoruz. Yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji üretimi ve enerji verimliliği kapsamındaki projelerin desteklenmesinde öncü rol üstleniyoruz.~

Önümüzdeki dönemde deyine bu çerçevede mi hareket edeceksiniz?
Son dönemde, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunacak yatırımlara sağladığımız kredilerle ülkemizin alternatif enerji kaynaklarına getireceği katkıyı çok önemsiyoruz. Bu çerçevede özellikle enerji verimliliği projelerinin finansmanına öncelik vermeyi planlıyoruz. Çevreye duyarlı proje-yatırımcı-banka üçgenini oluşturabilmek hem önceliğimiz hem de misyonumuz diyebiliriz.

Bu alanda sunduğunuz kredi imkanlarından söz eder misiniz?
Misyonumuz gereği ülkenin gelişmesine, kalkınmasına yönelik istihdama katkısı olacak ve özel sektör tarafından geliştirilecek gerek sanayi gerekse hizmet sektörü ve enerji dahil altyapı yatırımlarının tamamı, bizim ilgi ve odak alanımıza giriyor. Bu nedenle buradaki gelişmeleri çok önemsiyoruz. TSKB olarak ürünümüz orta/uzun vadeli yatırım kredisidir. Bu tarz bir finansman da yatırımcıların ihtiyaçlarını karşılamak anlamında zaten her zaman önemli bir üründür. Bu alanda oluşturduğumuz bilgi birikimi ve tecrübeyi, yeni uzun vadeli kaynaklar sağlamaya çalışarak kullanmaya, geliştirmeye devam edeceğiz.

Özellikle hangi alanlarda olacak destekler?
Konuyla ilgili kamu otoritelerinin hedeflerini, Türkiye’nin gelecekteki enerji ihtiyacıyla ilgili yaptıkları projeksiyonları ve hazırladıkları senaryo çalışmalarını dikkatle takip ediyoruz. Onların yönlendirmeleri, kendi enerji finansmanı stratejimizi oluşturmamızda çok önemli. Bu kapsamda TSKB olarak kaynak sağladığımız uluslar üstü kuruluşlarla birlikte hem yenilenebilir enerji hem de enerji verimliliği projelerinin finansmanı için “İklim Değişikliğini Önleme Kaynak Paketi” oluşturduk. Bu paketle enerjinin hem rüzgar, güneş, su, jeotermal ve biokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlanması hem de enerji verimliliği projeleriyle tasarrufun desteklenmesini amaçlıyoruz. Dünya Bankası’nın “Temiz Teknoloji Fonu”(CTF) adıyla uygulamaya koyduğu destek kredisini, dünya çapında ilk kullandırdığı iki bankadan biriyiz. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde de hem yenilenebilir enerji projelerine hem de en az onun kadar önemli olan enerji verimliliği projelerine desteği bu çerçevede sürdüreceğiz. Şirketlere verdiğimiz destek, finansman olanaklarıyla sınırlı değil. İştirakimiz Escarus aracılığıyla da çevre, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi alanlarda danışmanlık hizmeti de veriyoruz.

Şu ana kadar enerji sektörüne ne kadarlık bir destek sundunuz?
Enerji projeleri uzun soluklu projelerdir. Yatırım dönemi 2-5 yıl sürebiliyor. Dolayısıyla, kredilerin kullandırılması da bu süreçlere paralel bir şekilde gerçekleşiyor. TSKB olarak bugün itibariyle toplam kurulu gücü 3.460 MW olan 97 adet yenilenebilir enerji projesi finanse etmiş bulunuyoruz. Bu projeler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin yaklaşık yüzde 17’sine denk geliyor.~

Destek olduğunuz projelerin büyüklüğü nedir?
Projelerin toplam yatırım tutarı 6,2 milyar dolar, bizim taahhüt ettiğimiz finansman ise 1,8 milyar dolar. 2003 yılından bu yana enerji üretimi sektöründe toplamda 1,6 milyar doları fiilen kullandırdık. Aslında yenilenebilir enerji alanında bugüne kadar 250 civarında projeyi değerlendirdik. Finanse edilen 97 adet projenin 57 adedini de diğer bankalarla ortak olarak finanse ettik. Finansman sağladığımız projeler arasından 2 bin megavatlık 65 adet proje ise faaliyete geçti.

Enerji verimliliği konusunda da çalışmalarınız var değil mi neler yapıyorsunuz?
Çimento, demir çelik, petrokimya, kimya, ambalaj, kağıt gibi enerjiyi yoğun olarak kullanan birçok sektörde, daha az enerji tüketerek aynı işi yapmanın, yani enerji verimliliği konusunun da en az yenilenebilir enerji kadar önemli olduğu artık fark edildi. Biz de TSKB olarak, son 2 yıldır enerji verimliliği yatırımlarına özel bir önem veriyoruz. Yatırım projelerinin finansmanı konusunda yıllardan beri sürdürmüş olduğumuz öncü rolü, son yıllarda enerji verimliliği projelerinin finansmanına yoğunlaştırdık. Aralık 2012 itibariyle 27 farklı enerji verimliliği projesini finanse ettik. Bu projelerle sağlanacak enerji tasarrufu 188 bin hanenin bir yıllık ısınma ihtiyacına karşılık geliyor. Enerji verimliliği projesi için tahsis edilen kredi tutarı ise 316 milyon doları düzeyindedir. Bu yatırımlar sonucunda 1.055.000 ton/yıl C02 salınımı azalması ve 185.264 TEP(ton petrol) karşılığı enerji tasarrufu sağlandı.

Sektördeki liberalleşme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
EPDK gibi bir üst kurulun mevcudiyeti çok önemli, regülasyon ve uygulamalar artık daha net. Bütün bu gelişmeler paralelinde finansman koşulları belli standartlara oturdu. Enerji finansmanı giderek daha sağlıklı yapılara ulaştı ve devam eden liberalleşme paralelinde, yani üretim-dağıtım, toptan-perakende satış kanallarının özelleşmesinin tamamlanmasıyla birlikte ileriki yıllarda daha yenilikçi, farklı sermaye piyasası enstrümanlarını da kullanabilen daha gelişmiş finansman yapılarının mümkün olabildiği duruma gelineceğini umuyoruz.

‘YENİLENEBİLİR ENERJİNİN PAYI DAHA DA YÜKSELECEK’
SEKTÖRÜN SEYRİ
Nüfusu ve potansiyeliyle büyük ve gelişen bir ülkeyiz. Bu büyüme sayesinde enerji özelindeki yatırım hamlesinin bir süre daha hızlı devam edeceğini söylemek mümkün. Elektrik enerjisi üretiminde fosil yakıtlar ve ithal girdilerin payı yüksek. Yenilenebilir enerji üretimindeki artış, dışa olan bağımlılığı azaltıp cari açığa da olumlu katkıda bulunacak. Yenilenebilir enerjinin toplam elektrik üretiminden aldığı payın yükselmesini bekliyoruz.~
TÜRKİYE VERİMLİ Mİ?
Türkiye’nin, aynı zamanda enerji yoğunluğu da yüksek. Ülkemizde aynı değerde milli gelir elde etmek için OECD ortalamasının yüzde 50 fazlasını, Japonya’nın ise 3 misli enerji tüketiyoruz. Enerji verimliliğinin en önemli göstergesi olan enerji yoğunluğu, OECD ülkelerinde ortalama 0,18 iken Türkiye’de 0,27 civarında bulunuyor. Dolayısıyla bu alana yapılacak yatırımlar, gerek cari açığın gerekse sanayi sektörlerinin sera gazı emisyonlarının azaltılması açısından büyük önem arz ediyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz