TSKB Genel Müdürü Suat İnce ile yeni dönem stratejilerini ve sektörü konuştuk...
Elçin Cirik
ecirik@capital.com.tr
Türkiye’nin özel sermayeli ilk kalkınma ve yatırım bankası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), büyüme için fırsat gördüğü alanlara yöneliyor. Bankanın genel müdürü Suat İnce, üç alana, yani danışmanlık, kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığına ağırlık vermeyi planladıklarını açıklıyor. “Geleceğe Bakış Programı ile bu 3 alanda büyüme isteğimiz var” diyen İnce, mühendislik, ekonomik araştırmalar ve mali danışmanlık konularında bankanın kredi verdiği müşterilerle daha yakından çalışmak istiyor. Yönetici danışmanlık, kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığının toplam gelirler içinde bugünkü payını artırmak istediklerini aktarıyor. 10 yıllık bir süreçte bu alanların gelirler içinde payının yüzde 10’ları aşması hedefleniyor. TSKB bu yıl 2,6 milyar dolar kredi kullandırmayı planlıyor. Bugüne kadar verilen kredilerin büyük ağırlığı da yüzde 34 ile yenilenebilir enerji projelerine ayrılıyor. Banka 2017 itibarıyla kadın istihdamıyla iş sağlığı ve güvenliği konularında da kredi kullandırıyor. İnce, “Önümüzdeki dönemde Endüstri 4.0’a dönük Ar-Ge harcamalarına destek vereceğiz. Sağlık, eğitim ve gıda yatırımlarında da daha önde yer alacağız” diyor. TSKB Genel Müdürü Suat İnce ile yeni dönem stratejilerini ve sektörü konuştuk:
Kariyerimin 28 yılını İş Bankası’nda geçirdim. Bu sürede ticari ve kurumsal alanında kredi tahsis, şube müdürlüğü, pazarlama alanlarında görev yaptım. Bu göreve gelince bankanın insan kalitesinden çok etkilendim. Bankanın bu eğitim kalitesini, güçlü yetenekleri kullanmak ve yeni neslin ilerideki ihtiyaçlarına, isteklerine hazır olmak adına başka neler yapabiliriz diye düşündük. Son yıllarda TSKB, güçlü bilançolar açıklıyor, iyi performans gösteriyor. Ama gerçek potansiyelimizi kullanmamız için mevcut işlerimizin çok üzerinde işler yapmalıyız noktasına geldik. Bu anlayış da bizi “Geleceğe Bakış Programı”na götürdü. Bu programla tüm süreçlerimiz, iş yapma biçimimiz gibi her noktada 10-20 yıl sonrasına nasıl hazırlanıyoruz sorusunu sorduk. Mevcut durumumuzu detaylı olarak analiz ettik, gelişime açık yönlerimizi saptayarak atılması gereken adımları belirledik ve iki yıla yayılan bir eylem planı oluşturduk. Bu iş için ayrı bir bölüm kurduk. Ayrıca dışarıdan bir akıl olması açısından danışmanlık şirketi Oliver Wyman ile çalıştık. Bu çalışmayla 76 kalemlik bir iş listesi çıkardık ve bu yıl ocak ayı sonunda bu kalemleri hayata geçirmeye başladık. Bugüne kadar organizasyon yapısı, müşteri yönetimi, fon temini ve yönetimi, kredi süreçlerimizde iyileştirmeler, iç müşteri memnuniyeti ve performans yönetimi alanlarındaki iyileştirmeleri hayata geçirdik.
Ana işimiz dışında hangi kaslarımız kuvvetli diye düşünüyoruz. Kalkınma bankacılığını iyi yapıyoruz. Kalkınma bankacılığı, Türkiye’nin olmazsa olmaz bir ihtiyacı, çünkü uygun kaynak yapısıyla mevcut kredi yapısını uygun hale getiriyor. Bugün bankacılıkta çok kısa vadeye sıkışmış mevduat yapısıyla çok uzun vadeli krediler finanse ediliyor. Bu da bizim sektörümüzün başarısı fakat bu durumun sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurulmalı. Geleceğe Bakış ile kendimize 3 büyüme kalemi belirledik: Danışmanlık, kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığı alanlarında büyüme isteğimiz var. Ana faaliyetlerimiz olan kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığının yanında danışmanlıkta da kendimizi daha fazla geliştirmeye karar verdik.
Danışmanlık olarak üç ana konuda yoğunlaşıyoruz: Mühendislik, ekonomik araştırmalar ve mali danışmanlık. Bu konularda firmaara, sektörlere daha fazla danışmanlık vermek istiyoruz. Çok iyi çalışan ve deneyimli bir mühendislik ekibimiz var. Ekonomik araştırmalar bölümümüzü geliştirdik, ileriye dönük olarak bu ekiple daha çok iş yaratacağız. Güçlü bir mali analiz takımımız var. Bu takımla da firmalara finansal danışmanlık yapmak istiyoruz. Benim ileride bir hayalim var; Türkiye’de bir çivi çakacak her kurum, önce TSKB’ye sorsun istiyorum. Danışmanlık, kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığı alanlarından yan gelir bekliyoruz.
Orta vadede, 10 yıllık bir süreçte danışmanlık, kurumsal finansman ve yatırım bankacılığının gelirler içinde payının yüzde 10’ları aşmasını hedefliyoruz. TSKB, geçmişte pek çok özelleştirmede ve halka arzda yer aldı. Bu alanda sektörde çok ciddi bir fiyat rekabeti bulunuyor. Burada direnmeye çalışıyoruz, iş kalitemizle rekabet ediyoruz. Kurumsal finansmanda daha çok iş almayı da hedefliyoruz. Yatırım kredilerinde ve proje kredilerinde birlikte çalıştığımız müşterilerimize, diğer alanlarda da hizmet sunmak istiyoruz.
Bu yıl bütçelediğimizin üzerinde bir performans gösteriyoruz. Bu yılın ilk yarısında aktif büyüklüğümüz yüzde 7,5 artışla 25,8 milyon TL’ye ve nakdi kredilerimiz de yüzde 13 büyümeyle 19,6 milyon TL’ye ulaştı. Net dönem kârımız da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artışla 291,3 milyon TL oldu. En önemli nokta, sorunlu alacak oranı. Banka olarak sorunlu alacak oranımız binde 3 ile sektörün çok altında. Özsermaye kârlılığımız ise yıllık olarak yüzde 19,1. İlk yarıda imzaladığımız kredi sözleşme tutarı 1,6 milyar doları buldu. Bu yılın sonuna kadar toplam plasmanımızın 2,6 milyar doları bulacağını tahmin ediyorum. Bu yıl sektörün kurdan arındırılmış kredi büyümesi yüzde 15 iken biz bunun üzerinde büyüyeceğiz. Aktif büyüklüğümüzün yıl sonunda 29 milyar TL’ye ulaşacağını öngörüyoruz.
~
Bu yılın haziran ayı verilerine göre KOBİ’lerin kredi portföyümüzdeki payı yüzde 18. Bizim İstanbul Genel Müdürlük şubemizin yanında İzmir ve Ankara’da da iki şubemiz var. Bu şubelerin pazarlama faaliyetleriyle daha çok KOBİ’ye ulaşmaya çalışıyoruz. Bizde finansallarıyla olumlu izlenim bırakan, köklü firmalara gitmeyi istiyoruz. Büyük ciro hacmine sahip KOBİ müşterilerimizin sayılarını artırmaya çalışıyoruz. l Müşteri sayınızda artış yaşıyor musunuz? n Tabii aktif müşteri sayımızı artırıyoruz. Bu yılın haziran ayında geçen yılın aynı dönemine göre müşteri sayımız yüzde 15 arttı. Bu sayıyı daha da artırmak hedefindeyiz.
Bu yıl enerji ve özellikle yenilenebilir enerji kredileri ağırlıklı gidiyoruz. Organize sanayi bölgesi altyapı yatırımları, yeşil sertifikalı ticari gayrimenkul projeleri ile çimento, demir çelik, sağlık, plastik ve gıda sektörlerinde kurumsal ve KOBİ segmentindeki firmalara krediler verdik. Toplam kredi portföyümüzde sürdürülebilirlik temalı yatırım kredilerimizin payı yüzde 60’a ulaştı. Bugüne kadar toplam kurulu gücü 5.541 MW olan 282 yenilenebilir enerji projesini finanse ettik. 2017’de başta güneş enerjisi olmak üzere rüzgar ve jeotermal enerji santrali projelerine ağırlık verdik. Önümüzdeki dönemde jeotermal, rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının hızla devam etmesini bekliyoruz. Biz de bu alandaki desteğimizi artıracağız. Yenilenebilir enerji projelerinin portföyümüzdeki payı yüzde 34.
Evet, bu yıl iki yeni kredi temamız oldu. Kadın istihdamıyla iş sağlığı ve güvenliği konularında kredi kullandırdık. Kadın dostu uygulamalarla fark yaratan firmaların tüm yatırım projelerine destek oluyoruz. Bu kapsamda Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ile birlikte kadın istihdamına yönelik bir uygulama aracı geliştirdik. Aynı şekilde AFD ile İş Sağlığı ve Güvenliği teması geliştirdik. Bu yatırımlara destek veriyoruz. Önümüzdeki dönemde Endüstri 4.0’a dönük Ar-Ge harcamalarına destek vereceğiz. Sağlık, eğitim ve gıda yatırımlarında da daha önde yer alacağız.
Bu süreçte 4 iştirakimiz için de yeni yol haritası belirliyoruz. Göreve başladığımdan bu yana iştiraklerinin geleceği noktasına da uzun zaman ayırıyorum. İştirakler açısından 2017, en iyi yıllardan biri oldu. İştiraklerimizden Yatırım Finansman, son 5-6 yıldır gelir yaratmakta zorlanıyordu. Yatırım Finansman’ı genel müdürlük binamıza aldık, daha güçlü bir sinerji yarattık. Aynı şekilde TSKB Gayrimenkul Değerleme de başarılı bir yıl geçiriyor. ESCARUS -TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı, henüz yatırım aşamasında bir şirket. TSKB ve ESCARUS olarak Kalkınma Bakanlığı ile çalışmaya başlıyoruz. Kalkınma Bakanlığı ile BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında Türkiye’nin mevcut durumunun analizine yönelik kapsamlı bir çalışma yapıyoruz.
~
2018 İÇİN İYİMSERİM BARDAĞIN DOLU TARAFI Genelde iyimser bir insanım. Bardağın boş tarafını görmek marifet değil. Bardağın dolu tarafında, dünyada çok az yerde görülen Türkiye’ye özgü özellikler var: Türkiye’de bankaların sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 17. Bu çok yüksek bir rakam. Sorunlu alacak oranı yüzde 3,1; diğer ülkelere göre düşük. Yani bu ülkenin bankaları risklerini çok doğru yönetiyor. Ekonomi ile ilgili iniş-çıkışlar, anlık fiyat hareketleri birer gösterge değil. Bunlar yönetilebilir. DOĞRU REFLEKSLER VAR Kariyerimdeki tecrübem nedeniyle benim firmalarla çok fazla temasım var. Türkiye’de her şirket kendi riskini iyi yönetmeye çalışıyor. Anadolu’da aile şirketleri risklerini görerek sağlam adımlarla ilerliyor. Önemli olan riskler ortaya çıktığında, bunu doğru yönetecek reflekslerin olması… Bu refleksler, bankalarda da firmalarda da ve devlette de var. KGF bunun bir örneği, ekonominin tıkanmaya doğru gittiği yerde devletimiz güçlü ve olumlu bir refleks gösterdi. KGF’nin artı etkisiyle ekonomide büyümeler iyi gidiyor. Yıl sonunda ülkenin ekonomik büyümesi yüzde 5’i geçecek diye tahmin ediyorum. 2018’de anladığımız kadarıyla KGF kendini tasfiye etmeyecek, olumlu katkısı sürecek. |
NEREDE BÜYÜYECEK? 1 İyi performans gösteriyoruz. 3 büyüme kalemi belirledik. 2 Danışmanlık, kurumsal ve yatırım bankacılığında büyüyeceğiz. 3 10 yılda bu üç alanının gelirler içinde payı yüzde 10’ları aşacak. 4 Bu yılın sonuna kadar toplam plasmanımız 2,6 milyar doları bulacak. 5 Dört önemli iştirakimiz için yeni yol haritası belirliyoruz. 6 Bu yıl sektör kredilerde yüzde 15 büyürken biz bunun üzerinde büyüyeceğiz. 7 Yeni dönemde Endüstri 4.0’a dönük Ar-Ge harcamalarına destek vereceğiz. 8 Sağlık, eğitim ve gıda yatırımlarında da daha önde yer alacağız. |
KAMU DAHA HIZLI BÜYÜYOR ÖZELDE BÜYÜME DAHA AZ Ağustos ayı verilerine göre bankacılıkta kredi büyümesi yüzde 13 oldu. Kurdan arındırdığımızda bu oran, yüzde 11,3 olarak gerçekleşiyor. Burada kamu bankaları daha çok yol almış görünüyor. Kamu bankalarında kredi büyümesi yüzde 17 iken özel sektör bankalarında yüzde 8-9. Bu yıl sonu bankacılıkta kurdan arındırılmış kredi büyümesinin yüzde 15’lerde kapanacağını tahmin ediyorum. KÂRLILIK 2018’DE DÜŞER Bu yıl sektörün kârlılığı da iyi gidiyor. Bankaların kâr etmesi gerekli, çünkü bankalar yarattıkları kârı sermayeye döndürüyor. İlk yarı verilerine göre sektörün kârlılığı yüzde 35 oldu. Yılın ikinci yarısında bir nebze daha inmeye devam eder. Kârlılıkta bu yılın yüzde 20-23 aralığında kapanacağını öngörüyorum. Bizim bankamızda da kârlılık bu oranlarda olur. 2018 yılında ise sektörde kârlılık yüzde 15-18 arasında seyreder. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?