Capital ve Ekonomist dergileri tarafından düzenlenen ve bu yıl 8.'cisi gerçekleştirilen Uludağ Ekonomi Zirvesi, başladı.
Bu yıl 8’ncisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi başladı. Zirve’nin açılış konuşmaları Capital, Ekonomist ve Start Up Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş, Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız ve DOW Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kamu İlişkileri Direktörü Howard Chase tarafından yapıldı.
Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız, zirvenin ilk günden bu yana ana sponsorluğunu yapmaktan duydukları memnuniyeti belirterek, içinde bulundukları otomotiv sektörüyle ilgili bilgiler verdi; araç ve yolculuk paylaşımının faydalarını anlattı. Bu tip dijital uygulamalara yatırım yaptıklarını aktaran Ayyıldız, geliştirdikleri dijital markalarla ilgili bilgi verdi. “Bu sektörün kurallarını yeniden yazmak istiyoruz” diyen Ayyıldız, “ikinciyeni.com websitesi üzerinden müşteriler 77 bin aracı görmeden satın aldılar” dedi.
"İş dünyası ve hükümetler arasındaki diyalog geliştirilmeli"
DOW Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kamu İlişkileri Direktörü Howard Chase, iş dünyası ve hükümetler arasında diyaloğun geliştirilmesi gerektiğini söyleyerek bu şekilde başarının artacağını ifade etti. Dijital dönüşüm sayesinde ortaya çıkan yeni fırsatlara dikkat çeken Chase, bu değişimin zihniyet değişimiyle birlikte geliştiğini anlatarak, asıl büyük zorluğun da bu konuda ortaya çıktığını anlattı. Küresel ısınma, ormanların yok olması gibi konularda sorunların yaşandığını söyleyen Chase, Türkiye’nin bu sorunların üstesinden gelinmesi için çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ilk oturumunda enerjide yeni dengeler konuşuldu. SOCAR Türkiye sponsorluğunda gerçekleşen ‘Enerjide Yeni Dengeler” oturumunda dünya enerji sektörünün geçirdiği köklü dönüşüm, teknolojik ve çevresel dinamikler tartışıldı. Panelde birçok enerji tüketicisi ve tedarikçisi arasında stratejik bir konumda bulunan Türkiye’de ve dünyadaki güncel gelişmeler masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Engie Enerji Türkiye Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Mithat Rende’nin yaptığı panele Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü ve STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter katıldı.
Panelde ilk konuşmayı yapan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol dünyada özellikle elektrikli arabaların üretilmesiyle birlikte “Petrolün sonuna mı geldik” sorusunun sorulmaya başladığını ama bu iki konunun birbiriyle ilgisinin bulunmadığını belirtti. Dünyada petrol tüketiminin çok büyük bir bölümünün petrokimya, taşımacılık ve havacılık sektörlerinde olduğunu söyleyen Birol, petrokimya sektörünün hayatımızın içinde pek çok alanda bulunduğunu anlattı. “En azından birkaç on yıl daha petrolle birlikte yaşayacağız” diyen Birol, doğalgazda da Türkiye’nin önünde büyük fırsatlar olduğunu söyledi. Birol, yenilenebilir enerji konusunda yatırımların artırılması gerektiğini ifade ederek, sürdürülebilir bir finansman oluşturulabilirse bu sayede enerji güvenliğimiz ve cari açığımızın da azalacağını söyledi.
“Enerji çeşitliliğine gidilmeli”
LNC’nin Türkiye’nin avantajı olduğuna işaret eden Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, bu alanda atılan adımların uzun dönemli gaz anlaşmaları kapsamında yapılacak pazarlıklarda Türkiye’nin elini güçlendireceğini ifade etti. “Kim olursa olsun herhangi bir ülkeye çok fazla enerji gibi stratejik bir alanda bağımlı olmak doğru değil” diyen Fatih Birol, Türkiye’nin enerji çeşitliliğine gitmesi gerektiğine işaret etti. Bu konuda da finansal sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Birol, yenilenebilir enerjinin Türkiye’nin enerji güvenliği ve cari açığının azaltılması açısından son derece önemli olduğuna dikkat çekti.
“Türkiye’de enerji arzı sorunu yok”
Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü ise, Türkiye’de enerji arz güvenliğinin çok başarılı bir biçimde özel sektöre devrinin gerçekleştiğini belirterek, bu sektöre 110 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ifade etti. Türkiye’de 90 bin megawatt’a yakın bir arz bulunduğunu belirten Dördüncü, Türkiye’de bir enerji arzı sorunu olmadığını söyledi. Dördüncü, Türkiye’de enerji şirketlerinin yabancı parayla finansman nedeniyle bilanço sıkıntısı yaşadıklarını belirterek sektörün liberalleşmesi ve rekabetin artırılmasıyla sorunların aşılabileceğini belirtti ve ilk olarak mevcut şirketlerin döviz cinsinden borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi ve yatırımcılar için cazip ortamın oluşturulmasını istedi.
Dördüncü; “Firmalar operasyonel karlılıkla çalışıyorlar ama yapısal sorunlar var. Sektörün liberalleşmesi ve rekabete dayalı fiyatlandırılması gerekiyor. Elektrik sektöründeki fiyatlar gerçek maliyetlere dayalı elektrik fiyatı belirlememize ve rekabetçi olmanıza engel oluyor” diye konuştu. Ahmet Dördüncü, mevcut şirketlerin yabancı parayla olan borçlarının devlet desteğiyle bankalar tarafından yapılandırılması gerektiğini, aksi halde ciddi sorunların yaşanmasının beklendiğini dile getirdi. Bu noktada yatırımcılara da görevler düştüğünü belirten Dördüncü, sermaye yeterliliği başta olmak üzere fizibilitelerin iyi yapılması gerektiğini anlattı. “Türkiye’de bu sektöre hala yatırım yapmak gerekiyor” diyen Dördüncü, kişi başına düşen elektrik tüketiminin gelişmiş ülkelere göre hala düşük seyrettiğini vurguladı. Ahmet Dördüncü, “Bunun için yatırımcılara bunu cazip kılacak yatırım ortamının sağlanması gerekiyor” ifadesini kullandı.
“Yenilenebilir enerji kaynakları yetersiz”
STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter de, Türkiye’deki büyümeyle birlikte birincil enerji tüketiminde de bir artış olduğunu ancak burada yenilenebilir enerji oranlarının yetersiz kaldığı ve fosil yakıt ithalatı yapıldığı için enerji sektöründe, dışardaki fiyat dalgalanmalarına açık kalındığını belirtti. Türkiye’de yıllık 42 milyon ton akaryakıt ürünleri tüketiminin bulunduğunu söyleyen İlter, SOCAR Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlara yöneldiğini ifade etti. Star Rafineri’nin yıllık 5 milyon ton dizel üretim yaparak ithalatı azalttığını aktaran İlter, petrokimya sektöründe de gelişim kaydettiklerini belirtti.
“Enerjinin depolanması sorunu gelecekteki en önemli sorunlardan biri” diyen İlter, dünyanın 2050’lere kadar fosil yakıtları kullanmak durumunda olduğunu söyleyerek, emisyon kısıtlamaları ve enerji ihtiyacı arasında bir denge bulunması gerektiğini aktardı. “Türkiye’deki enerji piyasalarının en güçlü yönlerinden biri bulunduğumuz lokasyon” diyen İlter, döviz kurlarındaki oynaklık ve arge çalışmaları konusundaki isteksizliğimizin ise zayıf yanlarımız olduğunu ifade etti.
3. Havalimanı Türkiye jet yakıtı üretiminin yüzde 60’ını tüketecek
Mesut İlter, Türkiye’de jet yakıtı sektörünün de hızla büyüdüğüne işaret ederek şunları söyledi: yolcu sayısında yüzde 10’luk artış var. 3. Havalimanı devreye giriyor. Tam kapasiteye çıktığında Türkiye’deki jet yakıtı tüketiminin yüzde 60’ını tek başına tüketecek. Türkiye’nin 5.3 milyon tonluk jet yakıtı ihtiyacının yüzde 90’ı yerli üretimle karşılanıyor. Star rafineri devreye girdikten sonra tamamıyla yerli üretimle karşılanacak. Star rafineri Türkiye akaryakıt sektörüne 10 milyon tonluk üretim kapasitesiyle ciddi katkı sağlayacak. Türkiye’nin dış ticaret açığını da 1,5 milyar dolar azaltacak. Öte yandan petrokimya alanında da yeni yatırımların önü açılacak.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?