2008'e göre dünya çok daha kırılgan

10.04.2019 11:38:000
Paylaş Tweet Paylaş
2008'e göre dünya çok daha kırılgan

1- Dünyanın şu andaki ekonomik durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 2019’da ekonomik büyümenin hangi bölgelerden gelmesini bekliyorsunuz?

Dünya ekonomisi, ABD-Çin ilişkisindeki sorunlardan kaynaklanan endişeler ve ticaret savaşları riski nedeniyle yavaşlıyor gibi görünüyor. Ama büyüme hala yüksek. Sanıyorum hepimiz Çin’deki yavaşlamanın ne kadar sert olacağını, buna karşı alınan önlemlerin ne kadar etkili olabileceğini ve tüm bu gelişmelerin diğer önemli bölgeleri, özellikle de Avrupa’yı, nasıl etkileyeceğini gözlemliyor olacağız.

2-Dünya ekonomisi için 2019’da en büyük riskler hangileri?

Bence dünya ekonomisi için en büyük risk, Çin’in borçlarını azaltma kararı ve ABD’yle olan ticaret savaşından kaynaklanan belirsizlikten dolayı Çin’de olabilecek sert bir yavaşlama.

3-Çoğu ekonomist dünya için bir resesyon riskinin 2007’den beri en yüksek seviyede olduğunu düşünüyor. Buna katılıyor musunuz?

Getiri eğrisinin terse dönmüş olması ABD’de bir resesyon olasılığının artmış olduğunun göstergesi. Ancak bunu dünyada halen uygulanan gevşek para politikası kapsamında anlamlandırmak zor. Bu durum, bu sefer olanların farklı olduğu fikrini destekliyor. Ayrıca ABD verilerini incelediğiniz zaman hala büyüme için yer olduğuna dair ipuçları bulabiliyorsunuz. Ama ben Çin ve ticaret savaşları risklerinin 2007-2008’den beri en yüksek noktada olduğunu ve belki bu risklere Brexit ve göçün de eklenebileceğini düşünüyorum.

4- ABD ya da Avrupa’da potansiyel bir kriz bekliyor musunuz?

Çin’i takip ediyorum. Ama eğer Çin, ani bir şekilde yavaşlarsa bence merkez Avrupa ekonomilerinin de çok kötü etkileneceğini söyleyebiliriz. Çünkü bu ülkelerin Çin’e ihracatları çok. Ayrıca ben böyle bir durumda hammadde fiyatlarının da ucuzlamasını beklerim. Bu da çoğu gelişmekte olan ülke için kötü olur, ama Türkiye için değil.

5-Gelişmiş ülkelerdeki korumacılık 2019’da dünya ekonomisini nasıl etkileyecek?

Sanıyorum en güçlü olanlar kazanacak, zayıflar kaybedecek ve en sonunda da herkes kaybedecek. Şu anda ABD kontrolde görünüyor ve sonunda çok daha küçük bir pazarda daha büyük bir paya sahip olacak. Bu Trump’ın umurundaymış gibi görünmüyor. Eğer bugünkü durumu, 2007-2008’dekiyle karşılaştırırsak önümüze çıkan büyük problem şu: O dönemde Bear Stearns ve Lehman Brothers battıktan sonra küresel koordinasyon uluslararası kuruluşların güçlü, etkili ve itibarlı olması sayesinde iyiyken şu anda 2008’deki çıkışı inşa etmiş olan bu kuruluşların Trump’ın politikaları yüzünden güç ve itibar kaybetmiş olması. Şu anda sanki her insan ya da her ülke kendi başının çaresine bakmalı gibi bir durum var ve bu gerçekten endişe verici. Bence 2008’dekine benzer bir kriz karşısında dünya çok daha kırılgan. O nedenle böyle bir krizin etkilerinin çok daha kötü olma olasılığı da çok yüksek.

6-2019’da gelişmekte olan ülkelerin kaderini nasıl görüyorsunuz? 

Her şey Çin’deki yavaşlamaya ve bunun ABD Merkez Bankası (FED) politikalarını nasıl etkileyeceğine bağlı. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerden farklı hikayeler de geliyor. Türkiye, Güney Afrika, Ukrayna, Arjantin, Endonezya, Tunus ve başka ülkelerde seçimler var. Siyasi olarak hataya yer yok. Ancak Çin’deki yavaşlama yumuşak olursa bu gelişmekte olan ülkeler için hala iyi olabilir ve Çin’de sistemik bir krize yol açmadan küresel büyümeyi bir miktar yavaşlatabilir. Bu da FED’in sıkı para politikasını bir miktar gevşeterek gelişmekte olan piyasalar için daha uygun bir finansman ortamı oluşmasını sağlayabilir.

7-Türk ekonomisinin karşısındaki şu andaki en büyük risk nedir? 

Ekonomideki sert bir yavaşlama karşısında uygun olmayan gevşek bir para politikası uygulanması riski. Buna Trump’ın attığı bir Tweet’te altını çizdiği Türkiye ve ABD ilişkileri etrafındaki jeopolitik riskleri de ekleyebiliriz. Tehlike, TL’nin hala kırılgan olması. Eğer Türkiye Merkez Bankası faizleri fazla hızlı düşürürse liranın hızla değer kaybederek makroekonomik koşulları daha da bozabileceğini düşünüyorum. Türkiye hala yoğun bakımda ve risk altında. 

8-FED’in 2019’daki faiz politikaları Türk ekonomisini ve kurları nasıl etkileyecek?  

FED’in sadece bir kez daha faiz artıracağını düşünüyorum. Türkiye Merkez Bankası erken faiz indirmediği sürece bu Türkiye için sıkıntı yaratmayabilir. Lira hakkında yorum yapmak zor. Eğer Merkez Bankası sıkı para politikası uygulamaya devam ederse TL cari açık iyileşeceği için değer kazanabilir. Reel ekonomi açısından faiz düşürmek için iyi bir argüman geliştirilebilir, ekonomi resesyonda ve enflasyon tepeyi görmüş görünüyor. Ancak Türkiye Merkez Bankası’nın itibarı 2018’de o kadar çok zarar gördü ki piyasa artık kuruma hiç güvenmiyor. Bunun sonucu olarak da eğer Merkez Bankası erken faiz indirirse TL’nin ölüm fermanını imzalamış olur. Yani faizleri yüksek tutmak aslında Merkez Bankası’nın ve TL’nin itibarını yeniden inşa etmekle alakalı. Maalesef bunun bedeli de resesyon.

9- Türkiye hakkında orta vadede iyimser misiniz kötümser mi? 

Nasıl bir para politikası uygulanacağına bağlı… Türkiye’nin demografi, kamu maliyesi ve iş yapmaya müsait kültürü gibi çok ciddi güçlü yönleri var. Ancak 2018’de yaşananlar dış finansman riskleri dolayısıyla Merkez Bankası’nın hiçbir hata yapmamasını gerektiriyor. Eğer doğru para politikaları uygulanırsa Türk piyasalarının hızla toparlanabileceğini ve reel ekonominin de toparlanacağını düşünüyorum. Ancak şu anda istikrar kırılgan. Eğer doğru politikalar uygulanırsa gelecek parlak olabilir. Sadece rasyonel ekonomi politikaları tercih edilmeli ve tekerleği tekrar icat etmeye çalışılmamalı.

10- 2019’da Türkiye’nin ekonomik görünümü nasıl olacak? 

Yakın tarihteki piyasa dalgalanmalarında (2006, 2008, 2013, 2015) Türk ekonomisi dayanıklı olduğunu ve güçlü bir büyüme altyapısına sahip olduğunu gösterdi. Bu krizlerden hızla çıkılabildi. Ancak bu sefer borç yükü eski krizlere göre çok daha fazla olduğu için olaylar farklı gelişebilir. Bu bir bilanço krizine veya resesyona benziyor ve çıkış çok daha uzun sürebilir. Geçen 2-3 senede yapılan siyasi hatalar yüzünden Türkiye’nin, bilançosunu tekrar sağlıklı hale getirmek ve merkez bankası gibi kurumlarının itibarını yükseltmek için bu sefer ekstra çaba göstermesi gerekecek. Veriler krizin daha derin olacağını gösteriyor. Bence Türk ekonomisi halihazırda resesyonda. 2019 yılında reel GSMH büyümesinin sıfırdan fazla olacağını ummak zor. Eğer eksi bir reel büyüme görürsek de aslında şaşırmam. Faizleri erken indirmek, Türk ekonomisinin tekrar resesyona girme riskini doğurur ve bu da Türk Lirası’nın değerini hızla aşağı iterek daha da derin bir resesyona ve yüksek enflasyona yol açabilir. Merkez Bankası faizleri daha uzun süre yüksek tutmalı, çünkü 2017’den Ağustos 2018’e kadar olan dönemde ekonomide açıkça ısınma işaretleri varken gevşek bir para politikası uyguladı. İtibarını yeniden inşa etmeli ve bunun bedeli de kısa vadede daha az büyüme. Ama eğer 2019’un ilk yarısında faizler indirilmezse ve TL de değerini korursa enflasyonun yılın 2’nci yarısında pozitif sürpriz yapacağını ve faizleri düşürmek için gereken ortamı oluşturabileceğini düşünüyorum. Bu da 2020’de krizden çıkma olasılığının iyileşmesi anlamına gelir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz