MUTFAK ROBOTUNDAN JETSONGİLLER RESTORANINA
Robot restoran devrimi yükselişte. Çinli Alibaba şirketi geçtiğimiz aylarda Şangay’daki Hema Süpermarketi içinde otomasyonla çalışan bir restoran açtı. Alibaba’nın resmi haber sitesi Alizila’dan alıntı yaparsak bu restoran “Jetsonlar çizgi filmindeki gibi bir yemek yeme” tecrübesi sunuyor. Süpermarketin geri kalanı gibi restoran da uygulamalarla çalışıyor. Müşteriler telefonlarındaki bir barkodu okutarak sisteme nerede oturacaklarını haber veriyor. Deniz mahsullerini bir robot tarafından kontrol edilen buzdolabının onlara gönderdiği bir konveyörden seçebiliyor. Müşteriler yerlerine oturduktan sonra robot pişirilecek ürünleri mutfaktaki aşçılara gönderiyor ve müşteriler isterlerse siparişlerine masalarındaki tabletten ya da telefonlarından eklemeler yapabiliyor. Robot garsonlar minik otoyollarda vızır vızır gezerek yemekleri müşterilerin masalarına getiriyor.
Fiyat avantajı
San Francisco’da da bir start up robotları direkt mutfağa sokmakla meşgul. Creator adındaki hamburger restoranında insan aşçı yok, sadece tüm işleri yapan büyüleyici bir mutfak aleti var: Kesip biçiyor, ekmek kızartıyor, salata yapıyor, hormonsuz etleri pişiriyor ve son ürünü 5 dakika içinde hazır ediyor. Tüm bu otomasyon Creator’un kurucusu ve CEO’su Alex Vardakostas’a başka yerlerde 12-18 dolar arasında bir fiyat ödeyerek yiyebileceğiniz bir hamburgeri size 6 dolara sunma imkanı veriyor. Boston’da 4 MIT mezunu tarafından kurulan Spyce ise hepsi robot aşçılar tarafından hazırlanan vejetaryan, vegan ve glütensiz yemekleri tabağı 7.50 dolardan satıyor. Mutfaktaki insan çalışanlar sadece ufak tefek işler yapan ikinci derecede önemli çalışanlar haline gelmiş. Pasadena’daki Caliburger’de Flippy adında bir robot aşçı hem ızgarayı çalıştırıyor hem de sonra temizliyor. Yine Kaliforniya’daki Zume Pizza’da hamuru yoğuran da hamura sosu ekleyen de makinalar. Zume CEO’su Chris Satchell insanlarla beraber çalışan bu mekanik çalışanlarına “co-bot” adını bile vermiş.
ARAŞTIRMA
HANGİ ÜLKELER YAPAY ZEKAYI İÇSELLEŞTİRİYOR?
Çin ve ABD gibi ülkeler başından beri yapay zeka konusunda lider konumda ama daha küçük ülkeler de yapay zeka kullanımını artırmak için çaba gösteriyor. McKinsey Global Institute’un yayınladığı bir rapora göre Güney Kore, Kanada, Fransa ve İsveç de bu konuda güçlü konumda. 41 ülkeyi inceleyen “Yapay Zekanın Dünya Ekonomisine Etkileri Üzerine Modelleme Notları” raporuna göre bu ülkeler yapay zekadan yararlanabilmek için gerekli altyapısal özelliklere sahip.
Araştırmaya göre bu ülkelerin yapay zekadan faydalanma konusundaki isteklilikleri bir süredir ekonomik verimliliklerinin yavaş artmasından kaynaklanıyor. Bir diğer etken de bu ülkelerde, özellikle de daha gelişmiş olanlarında, emeğin pahalı olması. Bu gruptaki ülkelerden bazıları – Almanya, Japonya ve İngiltere – bu konuda geniş çapta inovasyon yapma ve yapay zekayı ticarileştirme kapasitesine sahip. Daha küçük ve küresel sisteme entegre olmuş Finlandiya, Singapur, Güney Kore ve İsveç gibi ülkeler ise yeni iş modellerinin gelişmesine imkan veren verimli iş ortamlarına sahip.
Öncüler
Araştırmaya göre Çin ve ABD yapay zeka üzerine alınan patentler, yayınlar ve akademik alıntılar açısından diğer ülkelerden açık ara daha önde. Ayrıca yapay zekaya çok ciddi yatırım da yapıyorlar. Dış yatırım bakımından, ABD yapay zeka konusunda geçtiğimiz yıl risk sermayesi, şirket birleşmeleri ve satın almalarının yüzde 66’sını alırken ikinci sıradaki Çin yüzde 17’de kalmış. Ancak Çin bu konuda hızla gelişiyor. 2016’da bu iki ülke GSMH’lerinin yüzde 2-3’ünü Ar-Ge’ye yatırdı. Ulusal önceliklere ve iş fırsatlarına bağlı olarak bu büyük yatırım kapasitelerinin yapay zekaya kanalize edilebileceği öngörülüyor.
SAĞLIK
KANSER YAYILIMINA TEKNOLOJİ ENGELİ
Bilim adamları yapay zekayı kanserin nasıl ilerleyeceğini ve değişeceğini tahmin etmek için kullanmaya başladı. Londra Kanser Araştırmaları Enstitüsü ve Edinburgh Üniversitesi’nden ortak kurulan bir takım Revolver (Kanserin Tekrar Eden Evrimi) adını verdikleri yeni bir teknik geliştirdi. Bu teknikle kanserin DNA’sındaki mutasyonlara ve tekrarlı mutasyonlara bakılarak gelecekteki genetik değişimi tahmin edilebiliyor ve tedavi bu doğrultuda şekillendirilebiliyor.
Uzmanlar kanser tümörlerinin devamlı genetik mutasyona uğramasının ve çoğu kez ilaçlara dirençli hale gelmesinin kanser tedavisinin önündeki en büyük zorluklardan biri olduğunu söylüyor. Ancak eğer doktorlar bir tümörün nasıl evrimleşeceğini tahmin edebilirse tümörlere erken müdahale edip kanserin ilaçlara dirençli hale gelmesini engelleyebilecek ve hastanın yaşama şansını artırabilecekler.
Tahmin makinesi
Araştırmacılar tümörler hakkında edinilen bilgilerin benzer hastaların tedavisinde paylaşılmasına imkan veren yeni bir makine öğrenimi tekniği de geliştirdi. Bu yöntem hastanın tümöründe olan genetik mutasyonları başka hastaların tümörlerindeki değişimlerle karşılaştırıyor ve bir hastanın durumundaki değişimi başka bir hastanın gelecekteki değişimini tahmin etmek için kullanılan modeller oluşturuyor.
Araştırmacılar akciğer, göğüs, böbrek ve mide kanseri geçirmiş 178 hastada görülen 768 tümörü analiz ederek bu datayı her kanser tipindeki tümörlerin nasıl değiştiğini incelemek için kullanmış. Tekrar eden değişimleri belirleyip bu bilgiyi şu andaki kanser biyolojisi ve evrimi hakkındaki bilgilerle harmanlayarak tümörlerin gelecekteki değişimlerini tahmin eder hale gelmişler. Araştırma grubunun lideri Dr. Andrea Sottoriva çalışmalarını şöyle özetliyor: “Bu yeni araçla kanserin beklenmedik bir şekilde evrimleşebilme kozunu elinden almak istiyoruz. Yapay zeka aracılığıyla geleceğe göz atabilir hale gelerek hastalığa daha erken müdahale edebileceğiz.”
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
OTOMOTİVDE YAPAY ZEKA YATIRIMI ARTACAK
Otomotiv sektörü yapay zekayı bir yandan insan hareketlerini taklit etme, destekleme ve değiştirmekte kullanan diğer yandan da bu teknoloji sayesinde araçların reaksiyon zamanlarını ve hassasiyetlerini artıran sektörlerin başından geliyor. Bugünün yarı otonom ve yarının tamamen otonom araçları yapay zeka sistemleri üzerine inşa ediliyor.
Tractica’nın bir raporuna göre yapay zeka yatırımı en fazla otonom otomobiller geliştirebilmek için yapılıyor ancak araçlarda yapay zeka kullanılabilecek çok daha başka alanlar da var. En önemli olası uygulama alanları insan/makine iletişimi (ses tanıma), sürücü yüzü tanıma, duygu tanıma, hareket tanıma, servis gereksinimi tahmin etme, otomatik yol yardımı, data güvenliği ve araba içi kişiselleştirilmiş servisler olarak listelenebilir.
Hızlı büyüme
Tractica tüm bu alanlarda yapılacak yapay zeka uygulamalarının miktarının 2018’deki 2 milyar dolar seviyesinden 2025’te 26,5 milyar dolara çıkacağını ve yıllık büyümenin yüzde 47 olacağını tahmin ediyor. Tractica’dan kıdemli analist Keith Kirkpatrick bu alandaki hızlı büyüme beklentisine dair şunları söylüyor: “Otonom araçlar bir yana yapay zeka otomobilleri hem sürücüler hem de yolcular için daha rahat ve güvenli hale getirmek için kullanılabilir. Ses tanıyabilen ve makine öğrenimi teknolojisine sahip araba içi asistanlar aracın sistemlerinin sesle verilen komutlara tepki verebilmesini ve insan müdahalesi olmadan aksiyon alabilmesini sağlıyor. Öte yandan yapay zeka giderek daha fazla alanda araç güvenliğini ve servis kapasitesini artırmak için kullanılacak.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?