Yeni yıla girerken piyasa beklentilerini ve yatırım stratejilerini GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz ile konuştuk...
Talip Yılmaz
Yeni yılda da enflasyonla mücadele, faiz politikası ve jeopolitik riskler piyasaların gündeminde öncelikli olacak. Yılın ilk çeyreğinde TL varlıklara olan ilginin devamını bekleyen GCM Yatırım Genel Müdürü ALPER NERGIZ “Faizde düşüşün başlamasıyla borsaya olan ilginin artması muhtemel” diyor.
Piyasalar, son baharda dalgalı bir seyir izledikten sonra yeni yıla hazırlanıyor. Yeni yıl da belirsizliklerle dolu. Enflasyondaki değişime bağlı olarak TCMB’nin faiz indirimine yönelik aksiyonu şimdilik en önemli gündem maddesi. ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası ilişkilerde sergileyeceği tutum, Orta Doğu’daki jeopolitik riskler ve Suriye’deki rejim değişikliğiyle birlikte Türkiye’nin bu süreçteki rolü piyasalar açısından kritik. Hem enflasyona bağlı faiz politikasında kritik bir döneme girildi hem jeopolitik gelişmeler daha fazla gündemde. Buna yakın zamanda ticaret savaşları da eklenecek gibi duruyor. Yeni yıla girerken piyasa beklentilerini ve yatırım stratejilerini GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz ile konuştuk:
Kritik beklentilerle dolu bir yeni yıla giriyoruz. 2025’te borsa açısından riskleri ve fırsatları nasıl görüyorsunuz?
2025 yılında Borsa İstanbul fırsatları barındırdığı gibi sektörel bazdaki değişimlere rasyonel bir şekilde adapte olunmadığı takdirde risk de içerebilir. Faiz indirimi beklentisi, piyasayı destekleyen en önemli unsurlardan biri olacak. TCMB’nin faiz indirimi durumunda, hisse senetlerine olan talep artabilir. Özellikle bankacılık, gayrimenkul ve sanayi sektörlerinin bu süreçten olumlu etkilenmesi bekleniyor. Bunun yanında SPK’nın BİST-50 hisselerinde açığa satış yasağını kaldırması, piyasanın likiditesini artırarak yabancı yatırımcı ilgisini çekebilir. BDDK’nın enflasyon muhasebesi uygulanmamasına yönelik kararı da bankacılık sektörü için pozitif bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Piyasaların önündeki temel riskler neler?
Küresel ölçekte FED’in faiz indirimlerinde Trump faktörü sebebiyle iştahlı olamayacağı senaryosu önemli. Yine ABD Başkanı Trump’ın uygulayacağı tarifeler ve vergilerin küresel ekonomik aktivite üzerindeki olumsuz etkileri ve uluslararası ilişkilerde yaşanabilecek olası gerginlikler temel global başlıklar... Türkiye’ye yönelik yabancı sermaye akışının borsa performansı üzerinde etkili olabileceği 2025 yılında, asgari ücrette yapılacak artış, şirketlerin maliyetlerini artırabilir. Diğer yandan tüketici talebini de canlandırarak bazı sektörlere destek verebilir. Son olarak jeopolitik gelişmeler ve enerji fiyatlarındaki olası dalgalanmalar, piyasa üzerinde baskı yaratabilecek diğer unsurlar.
Böyle bir ortamda en azından yılın ilk çeyreğinde nasıl bir piyasa görürüz?
TCMB’nin faiz indirimine başlamasıyla beraber gerek şirketlerin finansman maliyetlerini düşürerek kârlılıklarını artırma beklentisi gerekse sabit getirili varlıkların cazibesini azaltabileceği düşüncesi, yatırımcıları hisse senetlerine yönlendirebilir. Burada yerliye ek olarak yabancı yatırımcıların hisse senedi piyasasındaki reaksiyonu da BİST-100 Endeksi’nin ilk çeyrek performansını yorumlayabilmek adına kritik bir önem taşıyacak. 2024 yılını 10 bin seviyesi üzerinde tamamlamaya çalışan endeks için kritik destek 9.700 seviyesinde. Bu eşiğin üzerinde kalındığı sürece ilk çeyrekte 11.000 üstü denenebilir.
2025’in ilk çeyreğinde yani mart ayının sonunda dolar/TL nerede olur? Kurda son dönemde yaşanan “kontrollü yükseliş”, 2025 ilk çeyrekte de devam eder mi yoksa daha hızlı artışlar gibi farklı senaryolar oluşabilir mi?
2024’te olduğu gibi 2025 yılında da TCMB’nin enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığının sürmesi bekleniyor. Bir yandan güçlü rezerv görünümüyle kontrollü seyre devam edilirken diğer yandan TL’nin reel anlamdaki değerli konumunun bu dönemde de etkili olacağını düşünüyoruz. Bu açıdan enflasyondaki aylık değişimlerden daha az değer kaybedecek bir TL performansıyla 2025 yılı genelinde fiyatlama davranışı izlemeyi bekliyoruz. Teknik açıdan ise 55 günlük ortalama 34,30 seviyesi üzerinde 36,50 seviyesine doğru fiyatlama davranışı oluşabilir.
2025 ilk çeyreğin yani mart ayının sonunda politika faizi nerede olur? Sizce TCMB, nasıl bir politika izlemeli?
TCMB’nin 2025 Mart sonuna kadar 2024 Aralık dahil toplamda dört toplantısı mevcut. Merkez Bankasının enflasyondaki aylık değişime bağlı olarak para politikasını şekillendirmesini ve olası faiz indiriminin şiddetini ayarlamasını bekliyoruz. Teorik açıdan aylık bazda ortalama yüzde 3’lük enflasyonla sürecin devam etmesi durumunda, yıllık bazda yüzde 40, son 5 yılın ortalamalarını dikkate aldığımızda ise yüzde 44 seviyesi çevresinde izlenebilecek enflasyon, 20 Mart 2025 tarihli TCMB toplantısı öncesinde gündemimizi meşgul edebilir. Teorik yaklaşımdan yola çıkarak bankanın para politikası kararlarında bu aralığa uyumlu bir strateji gerçekleştireceğini düşünüyoruz. TCMB’nin 26 Aralık tarihinde faiz indirimine başlaması durumunda yılın ilk çeyreğinde bu temposunu daha sınırlı bir şekilde tutmak isteyebilir. Yılın son toplantısında faizde bir değişiklik yapmamışsa yeni yılın ilk toplantısında 250 baz puana kadar çıkabilecek bir indirimle sürece ilişkin başlangıç yapabilir. İlk çeyrek sonunda 1 hafta vadeli repo faiz oranı, yüzde 42,50-45,00 arasında değişebilir.
2025 ilk çeyreğinde ons altın 3.000 dolar psikolojik direnç üzerine yerleşir mi? Altın için senaryolar nasıl şekilleniyor?
2024 yılında altın ons bazında yaklaşık yüzde 30, TL bazında ise yaklaşık yüzde 55 performans sergiledi. Altının uluslararası arenada iyimserliğini devam ettirmesini bekliyoruz. Yine dolar/TL’nin yıl genelinde sergileyeceği kademeli yükseliş, gram altını yurt içi yatırımcı için güvenli liman olarak tutmaya devam edecektir. 89 günlük ortalaması 2.600 doların üzerinde olan ons altının, 2025’in ilk çeyreğinde 3.000 dolar seviyesine yaklaşabileceğini düşünüyoruz. Gram altında ise 8 aylık ortalama 2.750 TL’nin üzerinde. Bunda da 3.400-3.500 TL aralığında fiyatlama performansı oluşmasını bekliyoruz.
2025’ÜN PORTFÖY DAĞILIMI NASIL OLMALI? SPEKÜLASYONLAR ARTABİLİR 2025’in ilk çeyreğinde gerek küresel gerekse yerel piyasalarda bir geçiş dönemi olacağı için finansal varlıklara yönelik spekülasyonlar artabilir. Profesyonel yatırımcıların risklerini rasyonel bir şekilde yöneterek bu volatiliteden yararlanmaya çalışacağını, profesyonel olmayan yatırımcıların ise bu geçiş dönemini daha defansif bir yaklaşımla sürdürmesi gerektiğini söyleyebiliriz. TL VARLIKLAR ÖNDE TCMB tarafında faiz indirimleri başlasa da gelirlerdeki kısmi düşüşe karşın mevduat tarafındaki iyimserliğin ilk çeyrekte devam edeceği, likit tercihi sebebiyle Para Piyasası Fonu’nun popüler kalacağı TL varlıklarına olan güvenin ön planda yer alacağı bir süreç öngörüyoruz. DAĞILIM Faiz indirim sürecinin başlamasıyla borçlanma maliyetlerinde oluşabilecek düşüş, işletme yatırımlarını pozitif yönde etkileyebileceğinden hisse senedi yatırımları tekrar gündemi meşgul edebilir. Ek olarak uluslararası arenada altının ons fiyatının da yükselebileceği düşüncesi içeride yerli yatırımcıların güvenli limanı gram altını da dinamik tutabilir. Bu açıdan hisse, mevduat ve altın ağırlığının güçlü kalmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. İlk çeyrekte yüzde 35 hisse, yüzde 35 TL mevduat, yüzde 10 para piyasası fonu ve yüzde 20 altın tutulabilir. |
MODEL PORTFÖYDE ÖNERİLEN HİSSELER HANGİ HİSSELER? Model portföy oluştururken ana odak noktamız, makro ekonomik gelişmelere karşı şirketlerin verebileceği reaksiyon. Bunun dışında dahil oldukları sektör içindeki ayrışmayı sağlayacak uygun çarpanlara sahip olmaları. Mevcut görünümde model portföyümüzde Şişecam, Akbank, THY, Tüpraş, Turkcell, Bursa Çimento ve Türkiye Sigorta yer alıyor. FİNANS ŞİRKETLERİ Şu anda bakıldığında TCMB’nin faiz indirim beklentisiyle yükseliş potansiyeli ivme kazanan bankaların 2025’te TCMB’nin atacağı adımlara yönelik pozitif ayrışmasını sürdürmesi şaşırtıcı olmaz. Bunun yanında CDS’in son gelişmeler ışığında 250 puanın altında seyrediyor olması da yabancıların banka hisselerine olan ilgisini artıran önemli gelişmeler. Son olarak enflasyon muhasebesi uygulamasından muafiyetlerinin devam edecek olması da bankalara fayda sağlayacak konu başlıkları arasında yer almaktadır. Banka dışı şirketlerde enflasyon ve faizde aşağı yönlü eğilimin sürmesi halinde maliyet baskısı azalacağından sınai sektöründe gelişmeleri fırsata çevirebilen şirketler potansiyel olarak karşımızda. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?