"Güçlü bankalar düşüşü frenler"

Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç, borsada 46.000 puana kadar düşüş olabileceğini düşünüyor.

17.07.2015 20:48:270
Paylaş Tweet Paylaş
"Güçlü bankalar düşüşü frenler"
Türkiye, 2001 krizi sonrası özellikle finans sektöründe gerçekleştirdiği reformlar sayesinde 2008’in son çeyreğinde başlayan ve bu yıl AB’yle devam eden krizin etkilerini daha düşük seviyede hissediyor. Kamu kesimi ve hanehalkı borçluluk oranlarının batılı ekonomilere göre çok daha düşük olması ve finans sektöründe toksik varlıkların bulunmaması, Türkiye’nin avantajlı olduğu diğer noktalar olarak öne çıkıyor. Bunların olumlu etkilerini de kriz esnasında iki kez not artırımı şeklinde izledik. Böylece Türk varlıkları ve özellikle hisse senetlerinde hem yukarı hareketlerde hem son düşüşlerde bir ayrışma görüldü. İş Yatırım’dan sonra ikinci halka açık aracı kurum olma yolunda halka arz çalışmalarını başlatan Gedik Yatırım’ın yönetim kurulu başkanı Erhan Topaç, bu ayrışmanın devam etmesini bekliyor. Dünyada olası dalgalanmalarda güçlü bankacılık sektörünün fren vazifesi göreceği kanaatinde olan Topaç, riskin arttığı bu dönemde likit varlıklardan oluşan bir sepet oluşturulmasını tavsiye ediyor. Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç’ın beklentileri ve yatırımcılara tavsiyeleriyse şöyle: 
CAPITAL: Dünyada AB kaynaklı bir W senaryosuna yönelik yorumların artmaya başladı. Sizin böyle bir beklentiniz var mı?
- Euro Bölgesi’ndeki mevcut zayıflıklar sürpriz olmayıp daha önceden öngörülen gelişmeler. Küresel ekonomideki toparlanmanın, başta BRIC ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan ekonomilerdeki güçlü toparlanmanın da etkisiyle 2010’da da devam etmesini bekliyorum. Son gelişmelerin yeni bir resesyon ve dolayısıyla “W” formasyonundaki bir ekonomik gelişmeye yol açmasını beklemiyorum. Zayıf Euro’nun etkisiyle ihracatını güçlü bir şekilde artıracak olan AB bölgesinin yeni bir resesyona girmeyeceğini, bununla birlikte Euro bölgesinde dünyanın geri kalan bölgelerine göre daha yavaş bir toparlanma olacağını düşünüyorum. ~
CAPITAL: Piyasaların önündeki en önemli risk nedir? 
- Dünyada merkez bankaları ve hükümetler, gerek finansal sistemin düzgün işleyişini sağlamak gerek ekonomiye destek vermek için gerekli önlemleri aldı. Ancak birçok ülkede, parasal genişleme ve kamu borçlarının artması sonrasında önümüzdeki yıllar için enflasyonist baskı yaratacak bir ortam oluştu. Hem enflasyon hem yüksek kamu ve özel sektör borç seviyelerinin makul seviyelere indirilmesi (deleveraging) önümüzdeki yıllarda büyüme, kaynak maliyeti ve sermaye piyasaları üzerinde uzun dönemli baskı oluşturabilir. Dünya ekonomisi için gördüğüm en önemli risk budur. 
CAPITAL: AB bölgesinde yaşananlar Türkiye’yi nasıl etkiler?
- AB, hem dış ticarette hem sermaye akışında Türkiye’nin en önemli partneri. Önümüzdeki dönemde Avrupa’da derinleşecek bir kriz, Türkiye’yi dış ticaret, doğrudan sermaye girişi ve krediler konusunda olumsuz etkileyecek. Ancak 2009’da, krizin en derin olduğu dönemde bile bu etkilerin sınırlı olduğunu gördük. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde böyle bir etkinin olasılığını düşük görüyorum. Avrupa’daki gelişmeler, Türk varlık fiyatlarını bir süre daha baskı altında tutabilecek. 
CAPITAL: Bundan sonra ne olur? 
- Şimdiye kadar baz etkisiyle kaydedilen yüksek büyüme rakamları, fiyatlara önemli ölçüde yansıdı. Bundan sonra yılın ikinci yarısında piyasalar, ekonomideki büyümenin devam edip etmediğini gözlemleyecek. Halen 2010 yılı tahmini fiyat/kazanç oranı açısından gelişmekte olan piyasalar ortalamasına göre İMKB-100 (9,7) yüzde 14 iskontolu. Bu oran küresel piyasalardaki son düşüşler öncesinde yüzde 24 seviyesindeydi. Bu gösterge de bize İMKB’nin hala iskontolu olduğunu, ancak diğer piyasalara göre daha az düşüşle bu iskonto farkını kapatmakta olduğunu gösteriyor. 
CAPITAL: Yani İMKB’de sert düşüşler beklemiyorsunuz… 
- Borsada 2009’a benzer bir düşüş beklemiyoruz. O günkü koşullarla günümüz koşullarını kıyaslayacak olursak öncelikle toksik varlıklar temizlendi ya da en azından yeni toksik varlıkların oluşmasının önüne geçildi. Dolayısıyla finans sektöründe yeni iflasların olması beklenmiyor. Reel sektörde ise tüketici güvenindeki iyileşmeye bağlı olarak toparlanma azalarak devam edecek. Burada ani bir dönüş olmadıkça kademeli toparlanma sürecek. Bu durumda da bir “W” senaryosunun olasılığı düşük. Ancak yurtdışında piyasaların kötüleşmesi durumunda, 46.000-48.000 seviyelerinin görülmesi mümkün. ~
CAPITAL: Yukarı hareketlerde endeks nereye gider?
- 2010’un mayıs ayından itibaren piyasalarda bir düzeltme beklentimize paralel olarak yatırımcılara, portföylerinde hisse oranını azaltmalarını önermeye başladık. 2009’daki güçlü yükselişe karşın 2010’da AB kaynaklı risklerin artması nedeniyle global risk algılamasında değişimler gözlenebilir. Bu da sermaye piyasalarındaki prim potansiyelini sınırlayabilir. İMKB için bu yıl ilk hedefimiz olan 58.000-60.000 seviyelerine ulaşıldı. Düzeltme sonrası yılın son döneminde yurtdışındaki gelişmelere bağlı olarak yeni bir yükselişle 65.000 seviyelerinin denenmesi mümkün. 
CAPITAL: Hisse yatırımcısı ne yapmalı? 
- Yatırımcılara hisse senedi yatırımını uzun vadeli perspektifte değerlendirmelerini, hisse senedi alım-satımında aceleci olmamalarını ve hisse senedi seçiminde büyüme ve kârlılık potansiyeli yüksek, yabancı ortaklığı gibi beklentileri olan, prim potansiyeli yüksek gözüken hisselere yatırım yapmalarını tavsiye ediyoruz. 
CAPITAL: Euro/dolar paritesinde yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 
- Ortaya çıkan türbülanstan çıkıp Euro’yu tekrar eski seviyelerine getirebilmek, AB ülkeleri ekonomi yönetimlerinin birlikte hareket edebilmelerine ve aldıkları önlemlerle piyasaları ikna etmelerine bağlı. Şimdiye kadar alınan önlemler piyasalarda fazla itibar görmediğinden Euro önemli değer kaybıyla 1,2144 seviyesine kadar geriledi. AB ülkeleri reformlarda başarılı ve inandırıcı olabilirse bu seviyeler Euro için diptir diyebiliriz. Aksi takdirde Euro’da zayıf trend devam edebilir. Küresel piyasalarda ABD tahvilleri ve dolar, türbülans dönemlerinde güvenli liman olarak görülüyor. 
CAPITAL: Yıl sonu dolar ve Euro beklentiniz nedir? Döviz yatırımcısı nasıl bir strateji izlemeli? 
- Bizim beklentimiz AB bölgesinde yeni reform paketleri sonrasında Euro/dolar paritesinin 2010’u 1,25 civarındaki seviyelerde tamamlaması yönünde. Yatırımcıların herhangi bir kur riski ile karşı karşıya olmadıkça dövize yatırım yapmalarını önermiyoruz. TL cinsinden yatırım araçlarına yatırımı uygun buluyoruz. 
CAPITAL: Merkez Bankası’nın (MB) bundan sonra faiz politikası nasıl olur? Faiz piyasasıyla ilgili beklentiniz nedir? 
- 2010 yılında bono faizlerinin çift haneli seviyeleri yıl sonuna doğru görme ihtimali var. MB, önümüzdeki dönemde de enflasyon ve ekonomik aktivitenin gidişatına göre karar verecek. Emtia ve enerji fiyatlarında ani yükselişler olmadıkça MB büyümeyi de gözeterek para politikası kararlarını ona göre alacak. Enflasyonda beklediğimiz yüzde 9-10 bandındaki düzeylerin gerçekleşmesi durumunda bono faizlerinde yüzde 10’un üzerindeki seviyeleri görebiliriz. Böyle bir ortamda halen yüzde 6,5 seviyesindeki MB faiz oranının da 2010 sonunda en az 2 puanlık artışla yüzde 8,5 düzeyine ulaşmasını bekliyoruz. Mevduatta ise özellikle aylık mevduat, uzun vadede faiz oranlarında yükseliş beklentisiyle cazip konumunu sürdürecek. ~

GEDİK YATIRIM HAZİRANDA BORSADA

Gedik Yatırım, yüksek kârlılığı ve güçlü özsermaye yapısıyla herhangi bir nakit ihtiyacı olmadığından halka arzı ortak satışı olarak planladık. Gedik Yatırım’ın 36 milyon TL olan sermayesinin yüzde 15’ini halka açacağız. Halka arz borsada satış yöntemiyle gerçekleştirilecek. Yasal izin sürecinin tamamlanması sonrası muhtemelen haziran ayı içinde işlem gerçekleşir. Ortak satış yoluyla gelen kaynaklar yine sermaye piyasalarına yönelik projelerin gerçekleştirilmesinde kullanılacak.

“FAİZLERDE YÜKSELİŞ BEKLENİYOR”

YAZIN BORSA YATAY İstatistiksel olarak haziran, temmuz ve ağustos ayları borsada çoğunlukta zayıf seyrin olduğu aylar oldu. Son yıllarda seçimlerin yaz aylarına denk gelmesiyle borsada hareketli aylar yaşandı. Ancak biz bu yıl, yaz aylarının fazla hareketli olmasını beklemiyoruz. Bu yaz borsayı, yatay ve düşük işlem hacimli seanslar bekliyor.
BANKALARDA GÜÇLÜ BİLANÇO Türk bankaları güçlü sermaye yapıları ve yüksek özsermaye kârlılıklarıyla öne çıkıyor. 2010’da Merkez Bankası faizlerinde düşüş yerine yükseliş bekleniyor. Dolayısıyla bankaların 2009’daki gibi yüksek oranlı kâr elde etmesi zor. Bununla birlikte 2009’daki kârlarının önemli bir bölümünü dağıtmayıp bünyelerinde tutan bankaların, yüksek sermaye yeterlilik oranları var. Bu da bankaların kredi portföylerini hızla artırabilme beklentisini gündeme getiriyor. Özetle ilk çeyrekte kârlarını yüzde 35 artıran bankaların, 2010’da kredilerinde yüzde 15-20 arasında, kârlarında ise yüzde 10-15 civarında büyüme bekliyoruz.
DÜŞÜŞTE FREN OLACAK Bankalar ilk çeyrekte beklentilere göre daha iyi bir oranda performans göstererek yüzde 35 kâr artışı gerçekleştirdi. Beklenti yüzde 20 civarında kâr artışı yönündeydi. Sektörde yılın geri kalanında kâr artışında yavaşlama görebiliriz. Dolayısıyla bankaların endeks için itici güç olmalarını beklememekle birlikte endeksin gerilemesinde sınırlayıcı güç olmaları beklenebilir.

İMKB NASIL ETKİLENİR?
Paritedeki Euro aleyhine trend, İMKB’de de bazı sektörleri olumsuz etkileyebilir. Türkiye’nin hem dış ticarette hem finans sektörü ve doğrudan yatırımlarda en önemli partneri olan AB’nin zayıflayan para birimi, ithal girdileri dolar bazında temin eden sektörlerde, AB bölgesine yapılan ihracatı önemli ölçüde olumsuz etkileyebilecek. Bu anlamda ilk akla gelen sektörler, otomotiv ve beyaz eşya. Ayrıca bankaların da dış kredilerde daha zor koşullarla karşı karşıya kalmaları halinde bu sektör de Euro bölgesindeki zayıflıktan olumsuz etkilenebilir. ~

“YATIRIM SEPETİ LİKİT OLSUN”

MEVDUAT AĞIRLIKLI OLMALI Belirsizliğin arttığı bu dönemde yatırımcılara öncelikle daha likit yatırım araçlarından bir sepet oluşturmasını öneriyoruz. Bu sepet içerisinde kısa dönemli mevduat ağırlıklı olmalı.
DÖVİZDE KADEMELİ DÜŞÜŞ Piyasalarda düşüş dönemlerinde hisse oranları kademeli olarak artırılabilir. Döviz riski olmayan yatırımcılar ise yine kademeli olarak döviz pozisyonlarını azaltabilir. Reel sektör ise risk yönetimini daha iyi yapmalı.
TAKİPTEKİ 4 GÖSTERGE BÜYÜME Türkiye için 2010’da en öncelikli konular, seçim sürecine girilmiş olması nedeniyle politik gelişmeler ve büyümenin sürdürülebilip sürdürülemediği olacak. Türkiye, artık referandum ve en geç bir yıl içinde seçim dönemine girmiş olduğundan bundan sonra piyasaların izleyeceği en önemli konu, politik gelişmeler ve seçim sonrasına ilişkin senaryolar olacak. Seçim sürecinde olmamız, benzer ülkelere göre bir dezavantaj oluşturabilir. Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesi ise en erken seçim sonrasına kalmış durumda. Özellikle yılın ilk iki çeyreğinde ekonomide güçlü büyümeler, ikinci yarıda nispeten daha düşük büyüme oranları ve toplamda da yıllık yüzde 5,5-6 arasında bir büyüme göreceğimizi tahmin ediyorum.
ÜRETİM Sanayi üretiminde gerek baz etkisi ve gerek üretim artışı nedeniyle yılın ilk çeyreğinde yüzde 21 gibi güçlü bir artış izledik. Yılın geri kalan çeyreklerinde bu kadar güçlü olmamakla birlikte üretimdeki toparlanma devam edecek.
ENFLASYON Enflasyon, 2010’da yakından izlenecek diğer bir ekonomik gösterge. Son aylarda çift haneli seviyelere çıkan enflasyonda Merkez Bankası, yıl sonuna doğru hedefe doğru bir gerileme bekliyor. Biz ise enflasyonu hafif artışla yılı yüzde 9-10 aralığında bir seviyede tamamlayacağını düşünüyoruz. Bu anlamda özellikle eylül ve ekim aylarındaki enflasyonun gelişimi anahtar rol oynayacak.
KÂRLILIK 2010 yılı ilk yarısına ilişkin ekonominin güçlü büyüme beklentisi, önemli ölçüde fiyatlandı. Bundan sonraki dönemde büyümenin devamı ve şirket kârlarının trendi önemli olacak. 2010 ilk çeyreğinde İMKB 100 şirketlerinin toplam kârlarında yüzde 108 artış, bankaların ise kârlarında yüzde 35 artış izledik. 2010 yılı tamamında toplam kârlarda yüzde 16, banka kârlarında ise yüzde 14 artış olacağını tahmin ediyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz