Bankacılıktaki “Ortak” Başarı!

Türkiye, son yıllarda büyük bir kredi kartı rekabetine şahit oluyor. Bu, beraberinde “POS yağmuru”nu da getirdi. Son 5 yılda satılan 550 bin POS makinesiyle, işyerlerindeki cihaz sayısı 850 bine ya...

1.02.2005 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedTürkiye, son yıllarda büyük bir kredi kartı rekabetine şahit oluyor. Bu, beraberinde “POS yağmuru”nu da getirdi. Son 5 yılda satılan 550 bin POS makinesiyle, işyerlerindeki cihaz sayısı 850 bine yaklaştı. Bu tablo nedeniyle “ortak kullanım” arayışında olan bankalar, uzun süredir çaba gösteriyor, ancak sonuç alamıyordu. Ancak, Garanti Bankası ve İş Bankası, 2005’e örnek bir girişimle girdiler. İki banka, teknolojik altyapısını Siemens Business Services ve ITD’nin hazırladığı bir sistemle ortak kullanıma geçtiler.

Bankalararası Kredi Kartları Merkezi’nin verileri bu konudaki tabloyu açıkça gözler önüne seriyor. Buna göre, 2000 yılında Türkiye’de 300 bin adet POS makinesi vardı. 2004 yılının sonunda ise rakamın 850 bine yaklaştığı tahmin ediliyor. Bu, son 5 yıl içinde tam 550 bin POS aygıtının satıldığı anlamına geliyor. Yıllık ortalama büyüme ise yüzde 30-35 düzeyinde gerçekleşiyor. Kredi kartı pazarındaki rekabet, taksitli kart uygulamaları ve farklılaşma kaygısı, bankaları ayrı ayrı bu alana yatırıma itmişti.

Ancak, son yıllarda bankalar arasında bu konuda “ortak” hareket etme girişimleri görülmeye başlandı. Mağazalardaki “POS enflasyonunu” önlemek ve maliyetleri düşürmek isteyen bankalar, son 3 yılda bu konuda pek yola alamadılar. Üstelik Bankalararası Kart Merkezi’nin girişimleri de yetersiz kaldı. Geliştirilen “ortak kullanma” ve “ortak POS” modeli önerileri de ilgi görmedi. Ancak, bu konudaki sürpriz atak, İş Bankası ve Garanti Bankası’ndan gelince, sektör yeniden “Ortak POS” işine odaklandı.

İki bankanın projesi şu anda pilot uygulama aşamasında. Ancak, şimdiden çok olumlu geri dönüş alıyorlar.Hem üye işyerleri, hem bankaların operasyon merkezleri yeni modelden çok memnun. Proje, Siemens Business Services (SBS) ve ITD’nin işbirliği ile hayata geçirildi. Projenin işleyişini, Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Reha Emekli ve İş Bankası Grup Müdürü Pınar Ayaroğlu anlattılar:

Neden ortak POS?

Son zamanlarda işyerleri birden fazla banka ile anlaşma yapmaya başladılar. Bunun en önemli nedeni, bankaların kart müşterilerine farklı uygulamalar, farklı özelliklerde hizmetler sunmasıydı. Kartlarda bu özellikler olunca, işyerleri de aynı fırsatları kendi müşterilerine vermek istediler. Bu, beraberinde çok sayıda banka ile anlaşma yapma gereğini de getirdi. Her banka da kendi POS’unu yerleştirdi. Bu da müthiş bir POS kirliliği getirdi. Buna ne çözüm olabilir diye sektörde düşünceler gelişti.

Bankalar 2 yıldır Bankalar Birliği’nde de operasyon maliyetlerini düşürmek için çalışıyor. Bugün bankaların kredi kartları operasyonunda en önemli unsur sahadaki  POS operasyonudur. POS’ların belirli bir maliyeti var. Bir işyerine girerken her banka kendi POS’unu koyuyor. Aynı zamanda Kredi Kartları Merkezi dediğimiz yerlerde de müşteri itirazları, müşteri talepleri, bir takım işlem düzeltmeleri ile ilgili insanlar istihdam edilmiş durumda. Bankalar Birliği’nde bu operasyon merkezlerini birleştirilerek operasyon maliyetlerini düşürebilir miyiz diye düşünülüyor.

Biz de iki banka olarak oturduk, ne yapabiliriz diye düşündük. Türkiye’de bugün 833 bin tane POS alınmış ve sahaya sürülmüş durumda. Bu maliyeti daha fazla almadan 2005’te artık nasıl bu POS’ları ortak kullanabiliriz diye 6 ay önce bir çalışma yaptık. İki banka BKM’deki çalışmalar sürerken, hızlı davranıp bir proje ekibi oluşturduk. Yanımıza SBS ve ITD gibi iki tane servis sağlayıcı aldık ve projeye başladık.

Daha kolay ve kullanışlı

Aslında bu projeyi çok daha hızlı, belki 2004 yazı ortasında da hayata geçirebilirdik. Ancak, bütün bankaların YTL nedeniyle ikinci dönemde projeleri kapandı. Bizim projemizin sonlanması da bu nedenle biraz gecikti. Sonuçta yılbaşından önce projeyi çıkardık, pilota geçirdik.

Şu anda işyerlerinden aldığımız geri dönüşler gayet iyi. Kullanılıyor ve bugüne kadar herhangi bir şikayet gelmedi. ITD ile yaptığımız çalışma sonrasında, her iki bankanın iş geliştirme departmanlarının çıkardığı unsurlar doğrultusunda çok kullanışlı bir mönü oluştu. İşyerindeki bir kasiyerin, yani belki 17-18 yaşındaki bir kullanıcının da kafası karışmıyor. Maksimum Kart geçirildiği zaman POS, Maksimum kartın özellikleriyle çalışıyor. Bonus veya Shop&Miles geldiği zaman da POS tamamen bu kartların özelliklerinde çalışıyor.

Bir de diğer banka kartları dediğimiz kısım var. Eskiden tek tek POS’ları işyerine koyduğunuz zaman, eğer o işyeri Bonus işyeri ise normal Bonus işlemleri hiç BKM’ye uğramadan direk Garanti sistemine gelir ve işlem gerçekleştirilirdi. Biz burada iş yeri ile diğer banka kartları ile ayrıca bir anlaşma yapardık. Şimdi, tek POS söz konusu olduğu zaman, bu POS’un üzerinden işlemin hangi bankadan  yapılacağını iş yeri çok kolay seçebiliyor.

Biz buna “acquire banka” diyoruz. İşyeri çok kolay olarak mönüden seçim yapıyor ve o gün içerisinde İş Bankası o işyerinin acquire bankası olup, diğer banka kartlarından geçen ciro İş Bankası’na yatabiliyor. Aynı şekilde iş yeri değiştirip, o gün için İş Bankası ve Garanti Bankası kartları dışındaki bütün işlemleri Garanti Bankası’ndan geçirebiliyor. Yani çok esnek bir yapı oluşturulmuş durumda.

Başka bankalar da olacak

Bu tasarım ve mimari yapılırken biz aslında sektördeki diğer POS sayısı büyük olan bankaları bu network içerisinde görmek istiyorduk. Bugün artık onlardan da talepler gelmeye başladı. Çalışmalar başladı. Önümüzdeki günlerde diğer bankaları da bir araya getirip tek terminal üzerinde “multibanking”i çalıştırabileceğiz. Bunun da çok önemli getirileri olacak.

Yurtdışına ödenen çok ciddi POS paraları artık ödenmeyecek. Bankaların operasyon maliyetleri düşmeye başlayacak. Türkiye ekonomisine de çok büyük bir katkısı olacak. Biz İş Bankası ve Garanti Bankası olarak, bir pazarlama endişesi taşımadan bir araya gelip bu tek POS uygulamasını hayata geçirdik. Bu çok büyük bir adım. İki banka için de önemli olan operasyondaki maliyetleri düşürmekti.

Aslında kurgulanan aplikasyon birden fazla bankanın çalışabileceği şekilde kurgulandı. Bu nedenle X bankası veya Y bankası geldiği zaman, x bankasının host’unda ve backoffice’de yapacağı development’ları bitirdikten sonra çok kolay olarak POS’un üzerindeki yazılımlar çalışır hale geliyor. Bu da banka bütün POS IT kaynağını ayırdığı sürece en az 1-1,5 içerisinde üçüncü, dördüncü banka da sistemin içerisinde girebilir anlamına geliyor.

Tek bir POS üzerinden Türkiye’de hizmet veren bütün bankaları, şu anki POS’ların bellek kapasitesi nedenle tek bir POS üzerinden çalıştırmamız güç. Ama gelecekte çözüm sağlayıcı firmamız ITD tarafından daha farklı POS’ler getirilirse 8-10 bankaya kadar tek POS üzerinden çalıştırılır. Biz ama önümüzdeki birkaç ay içerisinde 4 bankayı kesin olarak göreceğiz.

DAHA AZ MALİYETLE DAHA ÇOK İŞ YERİNE GİRECEĞİZ

POS’LARI KİRALAYACAĞIZ BKM’nin istatistiklerine göre şu anda Türkiye’de 833 bin POS bulunuyor. Her bankanın kendi POS kullanım oranı var. Garanti Bankası POS’larının yüzde 75’i kullanılıyor ve her ay minimum bir işlem geçiyor. Ortak POS’tan sonra Garanti Bankası olarak, daha az maliyetle daha çok işyerine gireceğimizi ve cirolarımızı artışı göreceğimizi düşünüyoruz. Bugün 10 noktaya ayrı ayrı POS koymak yerine iki bankayla ortak çok daha az maliyetle gireceğiz.

Bir de artık bu POS’lar bizim aktiflerimiz içerisinde yer almayacak. Bu POS’lar artık SBS ve ITD’ye ait. Biz iki banka bu POS’ları kiralama usulüyle çalışıyoruz. Bundan sonra şu noktalarda ortağız, bizim için bu noktalara POS’u kurun diyeceğiz. İŞYERLERİNE DE KOLAYLIK SAĞLIYOR Bugün Maksimum, Bonus ve diğer bankaların “loyalty kartları” ile ilgili bir işyerine gittiğiniz zaman 4-5 POS’u bir arada görüyorsunuz. Bankalar ortalama yılda 3 kez sürüm yaparlar. Her bankadan yılda 3 kere iş yerine gidip POS’un üzerinde sürüm değişikliği yapılır. Kasiyer ile konuşulur. İş yeri o sırada çok sıkışıktır, POS’unu kapattırıp, işlem yapılır. Sonuçta 5 bankadan yılda 15 kere işyerine gidip rahatsız ederiz.

Ayrıca, her iş yerinde her banka kendi POS’u için ayrı kablolama yapar. Mağaza içerisinde pek çok yer delinir, halı varsa halı sökülür, altyapıları allak bulluk olur. Ortak POS bunlara da son verecek. Müşteriler de bu uygulamanın faydalarını görecekler.

DÜNYADA FARKLI UYGULAMALARI VAR

3 AYRI YAKLAŞIM Ortak POS’un dünyada farklı uygulama modelleri var. POS kendini bir bankanın POS’u zannedebiliyor. Kart kendini diğer bir bankanın kartı zannedebiliyor. Ya da her ikisi birden kullanılabiliyor. Bizim geliştirdiğimiz şekilde aslında biz teknolojiyi POS’a indirdik diyebiliz. İki tane bankanın uygulamasını tek POS üzerine yerleştirdik.

Kart geldiğinde POS tamamıyla kendisini o bankanın POS’u zannediyor. Değişen bir şey olmuyor. Yani POS İş Bankası’nın kartını gördüğü zaman İş Bankası’nın uygulamalarını devreye alıyor. Garanti’nin kartlarını gördüğü zaman kendisini Garanti’ye ait olduğunu zannediyor ve o şekilde çalışmaya başlıyor. Her banka yine kendi POS’undan, kendi uygulamalarından sorumlu. İki bankanın birbirine herhangi bir taahhütü, arada bir sözleşme de yok.

TESCO ÖRNEĞİ Avrupa’da ve dünyada Türkiye’de olduğu gibi “loyalty” programları yok. Dolayısıyla POS üzerindeki uygulamalar “third party” tarafından hazırlanıyor. Tesco örneğinde olduğu gibi… Tesco’ya POS sağlanıyor, bütün bankaların kartları buradan geçmeye başlıyor. Arkada ödül puan ya taksit gibi uygulamalar olmadığı, bütün bankaların standart aplikasyonu olduğu için sadece satış iade, iptal işlemleri gerçekleşiyor.

Bizimki kadar karmaşık bir yapı yok. Dolayısıyla, daha kolay bir geçiş var. Ama bizim yakamızda her bankanın bütünde aynı ama uygulamada farklılık gösteren anlayışlar olduğu için, ayrı ayrı uygulamaların birbirini zedelemeden 4-5 bankayı çalıştırır hale getirilmesi gerekiyor. Tesco’daki gibi arkada tek bir server olup bütün bankaların kartların geçirileceği gibi bir yapı zor görünüyor.

INTERNET BANKACILIĞINA BENZİYOR

ÇOK FARKLI BİR TEKNOLOJİ KULLANILMADI İşin teknoloji kısmına baktığınızda aslında çok çok farklı yaratılmış bir teknoloji yok. Sadece mevcut olan teknoloji gerçekten de herkesin elini taşın altına koyup, bu konuda çaba sarf etmesiyle başladı. İş modelini birlikte oluşturduk. Teknoloji tarafında da bizim için iki tane kıstas vardı.

Birincisi, cihazın sağladığı “multi application” özelliği ile her bir bankanın yürüttüğü operasyon yazılımları ve  katma değerleri servislerini, hiçbir değişikliğe uğramadan aynı şekilde devam edebiliyor olmasıydı. İkincisi de üye işyerlerinin şu anda yürüttüğü banka seçme, POS seçme gibi işlemlerin daha rahat, daha pratik ve hiçbir özellik kaybetmeden devam edebiliyor olmasıydı.

HER BANKANIN SANAL POS’U OLACAK Bir alan uygulaması üzerinden sisteme katılan bankalar, Garanti ya da İş Bankası’ndan hangisinin kartı geçerse otomatik olarak sistem burada belirlenen akışlar neticesinde bir arada çalışmaya başladılar. 5 tane POS’u yan yana koyduğunuzda birbirinden bağımsız ve tek başına çalışırlar. Fakat şu anda herkes için fiziksel POS’u paylaşan sanal birer POS söz konusu. Bu sanal POS’lar birbirleriyle haberleşip, birbiriyle ortaklaşa işlem yapabiliyorlar. Sistemin tasarımı bunu imkan sağlıyor.

AVRUPA VE AMERİKA’DAKİLERDEN FARKLI Her finansal kuruluşun bugün internet bankacılığı var. Bunun için nasıl müşteriler ya da üye iş yerleri ayrı ayrı bilgisayar almayıp bir tane bilgisayar üzerinden aynı anda 5 internet şubesini açıp çalışabiliyorsa, burada da buna benzer bir yapı var. Tabi burada ödeme sistemleri söz konusu olduğu için çok daha yüksek standart söz konusu. Diğer yandan önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir. Türkiye’deki ödeme sistemleri, her ne kadar bankacılık finansal olarak Avrupa’da ve Amerika’daki ölçeklerden daha düşük seviyede görünse de gelinen teknoloji, ürün çeşitliliği, hizmetler olarak çok daha ileri seviyede. Türkiye’de çok daha karmaşık ve sistemler kullanılıyor.

HANDE D. SÜZER
hdemirel@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz