Limana yanaşma yarışı!

Liman yatırımları son hız sürüyor. Önümüzdeki 5 yıl için özel limanların yatırım tutarı 1 milyar doların üzerinde.

17.07.2015 20:48:270
Paylaş Tweet Paylaş
Limana yanaşma yarışı!
TÜRKİYE, 2023’TE 500 milyar dolar ihracata ulaşma planı yapıyor. En az bu miktarda ithalat yapılacağı varsayıldığında, çok değil 13 yıl sonra 1 trilyon dolarlık bir dış ticaret hacmine ulaşılacak. Bugün Türkiye’nin toplam dış ticaretinin yüzde 87’si, deniz yoluyla dünyaya ulaşıyor. İşte bu noktada sıkıntı başlıyor. Çünkü mevcut liman kapasitesiyle hedefteki dış ticareti yapmak oldukça güç görünüyor. Bugün Türkiye’de var olan 160 limanın yüzde 67’si, yani 100’un üzerinde terminal özel sektör tarafından işletiliyor. Ancak Türkiye, tüm limanların toplam büyüklüğü ile Uzakdoğu’daki ya da Avrupa’daki rakiplerinin yanına yanaşamıyor. Örneğin Türkiye’nin tüm limanlarında toplam elleçlenen yük, Şangay Limanı’nda elleçlenen yükün yarısı kadar. Dolayısıyla, yatırımcılar ve liman yöneticileri, hızla gelişen dış ticaret ve deniz taşımacılığına Türk limancılık sektörünün ayak uyduramadığı ve arzu edilen verimi yakalayamadığı konusunda hemfikir. Global Liman İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gregory M. Kiez, “8 bin 300 kilometrelik sahil şeridine sahip Türkiye’nin uluslararası standartlarda ve ölçekte işletilen limanının olmaması günümüz konjonktüründe büyük talihsizlik” diyerek tabloyu özetliyor. Gelecekte trilyon dolara ulaşacak dış ticaret hacmi ve sektörün mevcut durumu büyük bir potansiyele işaret ediyor. Özel sektörün gözünü de işte bu gerçekler kamaştırıyor. Şirketler mevcut limanlarını genişletiyor, büyük holdingler özelleştirilme kapsamındaki limanlara rekor fiyatlarla talip oluyor. Yabancı ve Türk şirketlerin yaptıkları liman yatırımları giderek artıyor. Son 3 yılda 10’un üzerinde yeni terminal inşasına başlanması da gelişmeyi doğruluyor. Önümüzdeki 5 yıla ilişkin planlarını açıklayan özel limanların toplam yatırım tutarının da 1 milyar doların üzerinde olacağı görülüyor.

POTANSİYEL CEZBEDİYOR
Türkiye’nin toplam elleçleme kapasitesi 350 milyon ton/yıl düzeyinde... 2009’da elleçlenen yük miktarı ise 309,4 milyon ton civarında. Bu miktar, Şangay ve Roterdam limanlarının neredeyse yarısı kadar. Denizyolu taşımacılığının ihracattaki payı ise yıllara göre değişmekle birlikte yüzde 72-76 arasında. İthalattaki payı yüzde 93’e ulaşıyor. Yani dış ticarette çok önemli bir role sahip. Üstelik denizyolu taşımacılığı, karayolu taşımacılığına göre 6,5 ve demiryolu taşımacılığına göre 3,5 kat daha ekonomik olduğu için global ticaret arttığı sürece büyüme göstermesi kaçınılmaz. İşte bu nedenlerle denizyolu taşımacılığında, yani liman işinde çok ciddi bir potansiyel var. Uzmanlara göre potansiyele ve ilgiyi rağmen denizyolu taşımacılığı Türkiye’de gerekli büyüme hızını yakalayamıyor. Bu sıkıntının nedenini Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk, şöyle anlatıyor: “Türkiye’de liman özelleştirme süreçlerinde yaşanan sıkıntılar, iş hacmi ve ihracatı her gün artan Türk özel sektörüne büyük sıkıntılar yaşatıyor. Özelleştirme süreçleri, özel sektörümüzün hızına yetişemiyor.” Öztürk, bu sıkıntılara en iyi örnek olarak İzmir Alsancak Limanı’nı gösteriyor: “26 Nisan 2010 günü Özelleştirme İdaresi’nin ihaleyi iptal etmesiyle 3 yıl öncesine dönüldü. Pek çok liman az ya da çok İzmir Limanı’nın akıbetine uğruyor. Hal böyle olunca, özel sektörümüz yine başının çaresine bakmaya başlıyor.” Mersinport Genel Müdürü John Phillips, toplam elleçleme kapasitesi yıllık 350 milyon ton yük olan Türkiye limanlarının, bölgenin ihtiyacını yeterli düzeyde karşılayamadığını vurguluyor ve mevcut limanların kapasite artırımıyla ilgili çalışmaları hızlandırması gerektiğinin altını çiziyor. ~

YENİ YATIRIMLAR DEVREDE
Türkiye’de özel sektörün liman işine girme tarihi çok eskiye dayanmıyor. 1990’larda devlet limanlarındaki sıkışıklığı önlemek üzere yatırıma başlanıyor ve bugün gelinen noktada tüm yatırım özel şirketlerce yapılıyor. Aslında yeni liman izinlerini almak çok zor olduğu için mevcut limanlara yatırım yapmak yatırımcılara daha cazip geliyor. Poliport Genel Müdürü Fırat Yemeniciler, “Liman İşletmeciliği, her isteyenin girebileceği bir iş kolu değil; yeni liman izni almak, özellikle bazı bölgelerde neredeyse imkansız. Alınacak izinler ortalama 3 yılı buluyor” diyor. Bu nedenle bugün liman işinde yer alan gruplar ve şirketler, gerek teknoloji gerek kapasite artırımı bakımından ciddi yatırımlar gerçekleştiriliyor. Konteyner trafiğinin yüzde 28’ini gerçekleştiren en büyük liman Marport’da, Arkas’ın toplam yatırım tutarı 350 milyon doları buluyor. İş Bankası’nın iştiraklerinden Gemport’ta da son 3 yılda altyapının yenilenmesi ve genişletme için 50 milyon doların üzerinde yatırım yapıldı. Bu rakama, 2010’da bir 10 milyon dolar daha eklenecek. Akkök Holding, Akport’a teknik ekipman ve depolama anlamında 2015’e kadar 150 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Limaş da 5 yılda 750 bin TEU kapasiteli konteyner terminali için 150 milyon dolar yatırım yapacak. Dünya devi MSC, 5 yıl bekledikten sonra Tekirdağ’da inşası başlayan Asyaport için 544 milyon TL yatırım öngörüyor. Nursan Denizcilik, ocak ayında İskenderun’a 264,2 milyon liralık liman inşa etmek için başvuruda bulundu. Dünya devlerinden DP World de Yarımca’daki yatırım kararının alındığı dönem ilk etapta 107 milyon dolarlık yatırım yapılacağı açıklanmıştı, limanın inşası devam ediyor. Akdeniz Kimya’nın 70 milyon dolara geçtiğimiz yıl faaliyete aldığı Nemport’da da 30 milyon dolarlık yeni yatırım paketi devreye girecek.

GÖZLER ÖZELLEŞTİRMELERDE
Yeni liman izinlerinin zorluğu ve doğru lokasyonda yatırım isteği, özelleştirme ihalelerine talebi sürekli kılıyor. Özelleştirme takvimine göre yakın tarihte İskenderun, Alsancak, Mersin 2, Filyos ve Çandarlı limanları taliplerini bekliyor olacak. Türk ve yabancı liman şirketlerinin çoğu bu ihalelerle ilgilendikleri şimdiden belirtiyor. Gemport Genel Müdürü İsmail Hakkı Taş, “Özelleştirmeler dahil fizibilitesi uygun her liman projesi ile ilgilenebiliriz” diyor. Global Liman İşletmeleri de İskenderun Limanı başta olmak üzere özelleştirmelerle ilgilendiğini açıklayan şirketlerden. Arkas Holding Liman Hizmetleri Grup Başkanı Hakan Genç, İzmir ve İskenderun limanlarına ilgilerinin devam ettiği vurguluyor ve “İzmir limanı için İzmir’e mal olacak bir oluşum sağlanabilirse içinde olmayı arzu ediyoruz. İskenderun’da da ortaklı bir yatırım düşünüyoruz, kamu-özel sektör ortaklığı ya da yabancı ortaklıklar olabilir” diye konuşuyor. Limaş prt Genel Müdürü Hakan Elmas da özelleştirilecek ya da yeni yapılacak limanlarla ilgilendiklerini belirtiyor: “Ancak geçtiğimiz dönemde özelleştirmelerde anormal fiyat seviyelerine şahit olduk. İzmir Limanı ihalesinin sonuçlandırılamamasıyla da tespit edildi. Gerçekçi fiyat oluşması ve uzun vadede önemini yitirmeyecek lokasyonda olduğu düşünülen limanlarla ilgileniriz” diyor. Filyos Limanı için Torunlar, Kibar, Çalık Grubu ile birlikte adı geçen Nurol ise özelleştirmeler için alınmış herhangi bir kararları bulunmadığını ifade ediyor. ~

MALİYETLİ AMA KÂRLAR YÜKSEK
Aslında liman yatırımı çok maliyetli, 100 milyon dolara yaklaşan rakamlar telaffuz ediliyor. Bu yatırımın geri dönüşü de en iyi ihtimalle 8, en kötü senaryoda ise 15 yılda sağlanıyor. Yine de özel sektörün liman yatırımlarına iştahının nedeni, kâr rakamların gayet iyi olması. Öyle ki Türkiye’de limanlar yüzde 25 ila 40 arası brüt kârlarla çalışıyor. Arkas Holding Liman Hizmetleri Grup Başkanı Hakan Genç, liman kârlılıklarının bölgenin arz-talebine ve işin yapısına göre değişkenlik gösterdiğini belirtiyor ve “Türk dış ticaretini elleçleyen ve aktarma yüklerini de alabilen limanın, hem yatırım geri dönüşü hızlı olur hem kârlı çalışır” diyor. Tabii sanayi ve ticaretin kalbi olan İstanbul’a yakın limanlar, yüksek talep nedeniyle en yüksek kârlılıklara sahip. Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç de Genç’in fikirlerine katılıyor. Gürgenç’e göre limanlarda ölçek ekonomisi çok önemli. “Parça parça küçük liman ve iskelelerle maliyetler büyüyor. Ölçeği ne kadar büyütürseniz verimliliği de o kadar artırabiliyorsunuz” diyor. Gürgenç, liman işinde kâr oranlarının diğer lojistik işlerinden daha yüksek olduğunu da açıklıyor ve “Ama sadece brüt kârlılığa bakarak hesap yapılamaz. Yatırılan sermaye çok büyük olduğu için geri dönüş süreleri hissedarı pek mutlu etmez. Ayrıca sürekli yatırım gerektirdiğinden tam yatırımın geri dönüşü aldığınızda yeni yatırıma başlarsınız” diyor.

REKABET GİDEREK KIZIŞIYOR
Ancak bu kâr rakamlarının geleceği konusunda endişeler var. Çünkü son yıllarda artan liman sayısı ile pazardaki rekabet giderek tırmanıyor. Örneğin İzmir Alsancak Limanı’nın özelleştirmesi yılan hikayesine dönerken çevresinde pek çok rakip oluştu. Aliağa-Nemrut Körfezi’ndeki iskeleler, Alsancak Limanı’na ciddi alternatif oluşturuyor. Akdeniz Kimya’nın 70 milyon dolara kurduğu Nemport ve Ege Gübre’nin konteyner gemilerine hizmet vermeye başlayan limanı, gemileri Aliağa’ya çekiyor. Bu iki limanın konteyner kapasitesinin Alsancak Limanı’nın kapasitesinin yarısını geçmesi bekleniyor. Ayrıca Çandarlı Körfezi’ndeki Kuzey Ege Limanı da başka bir alternatif olarak Alsancak’ın payından alacak gibi… İzmit ve Mersin’de de yeni yatırımların çoğalması ile limanlar benzer endişeleri taşıyor. “Aynı yüke ve bölgeye yönelik irili ufaklı pek çok limanının özellikle ekonomik daralma dönemlerinde amansız rekabete girmeleri kaçınılmaz” diyen Akport Tekirdağ Liman İşletmesi Genel Müdürü Serdar Sözeri’ye göre, bu tür limanların çevredeki veya komşu ülkelerdeki daha büyük limanlara karşı rekabet şansları da yok. Gemport Genel Müdürü İsmail Hakkı Taş da liman izinlerinin planlı verilmesi gerektiğini düşünüyor: “Limanların uzun vadeli bir makro plan içinde yapılmayıp tamamen lokal ihtiyaçların kısa vadeli karşılanmasına yönelik ve genişlemeye müsait olmayan alanlarda inşa edilmesi nedeniyle bugün sektörün durumu belirsiz. Krizin etkisiyle bazı bölgelerde arz fazlası var ve bu da ciddi bir rekabeti doğuruyor.” ~

XAVIER SOUCHEIRON / GRUP TCB CEO

“YENİ YATIRIMLARA GİRMEYE HAZIRIZ”
TÜRKİYE ÜZERİNDEN AÇILACAĞIZ
Grup TCB olarak İspanya ve Latin Amerika’da konteyner terminal operatörü olarak faaliyet gösteriyoruz. Bizim için Türkiye’de bir liman işletmek, Türkiye ve erişebileceğimiz diğer ülkeleri düşününce portföyümüzü genişletmek anlamında harika bir fırsat. Önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye üzerinden ulaşabileceğimiz ülkelerin potansiyel büyüme alanımız olacağını düşünüyoruz. Ayrıca Türkiye, her ne kadar ticaretinde konteyner kullanımı ortalamanın altında olsa da yüksek potansiyeli nedeniyle önemli bir ticaret pazarı olarak dikkat çekiyor. Ayrıca ülkeyi çevreleyen 4 denizi ve Avrupa ile Asya arasında köprü olma özelliğiyle lojistik olarak önemli bir noktada.
YATIRIM FIRSATLARINI İZLİYORUZ Bu analizlerimiz sonrası Ege Gübre ile İzmir Aliağa’daki Nemrut Limanı’nda konteyner terminali projesine start verdik. Nemrut’ta faaliyete daha 2009 Kasım-Aralık aylarında başladık. Net konuşmak için erken ama başlangıç aşaması olarak gayet iyi gidiyoruz. Şimdiden 2 önemli şirket ile anlaşma imzaladık. Global bir liman işletmesi olarak Türkiye’de büyüme stratejimize uyan her türlü yeni yatırım fırsatını değerlendiriyoruz. Artık Türkiye pazarında da faaliyet gösterdiğimize göre buradaki gelişmeleri daha yakından takip ediyor olacağız, bu şekilde yeni yatırımlara girebiliriz.

DR. ERSEL ZAFER / DOKUZ EYLÜL ÜNİ. DENİZCİLİK FAKÜLTESİ

“TÜRKİYE, ŞANGAY’IN BİLE GERİSİNDE”
DENİZ TİCARETİNDE RAKAM DÜŞÜK
Dünya deniz ticareti 8,2 milyar ton. 2007 yılı dünya verileriyle baktığımızda, Türkiye limanlarında toplam 288 milyon ton yük elleçlenmişti. Bu rakam, Şangay Limanı’nda 561,5 milyon ton, Roterdam Limanı’nda ise 406,8 milyon ton olarak gerçekleşti. Yani tüm Türkiye limanlarında toplam elleçlenen yük, yaklaşık olarak bir tek Şangay limanında elleçlenenin yükün yarısı kadar. KONTEYNERDA TABLO BENZER Ancak yaygın olarak nitelikli ürünlerin taşındığı konteynerları göz önüne alırsak durum şöyle: Dünyadaki ilk 20 limanın toplam konteyner elleçleme hacmi 235,8 milyon TEU. Türkiye limanlarındaki toplam konteyner trafiği ise toplam 5 milyon TEU’dur. Roterdam Limanı’nın konteyner elleçlemesi ise 10,8 milyon TEU, yani yine tek başına Türkiye’nin toplam konteyner elleçlemesinin iki katından fazla. ~

GREGORY M. KIEZ / GLOBAL LİMAN İŞLETMELERİ BAŞKAN YARDIMCISI

“YATIRIM FIRSATLARINI DEĞERLENDİRİYORUZ”
İZMİR BİZİ MOTİVE ETTİ
Global Ports olarak Türkiye, Doğu Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi’ndeki faaliyet alanlarımızı genişletmek adına, son birkaç yılda yoğun bir organik ve inorganik büyüme sürecine girdik. Limancılık sektöründe yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz. Bu amaç doğrultusunda daha önce İzmir Limanı’nın işletme haklarını Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın gerçekleştirdiği ihale sürecinde en yüksek teklifi vererek kazanmış, fakat farklı sebeplerden ötürü bu işlemlerin tamamlanmasında muvaffak olamamıştık. Fakat bu durum bizim için caydırıcı bir sebep değil tam aksine bizi motive edici bir unsur olarak çalışmalarımızı olumlu etkiledi.
İSKENDERUN’A TALİBİZ Antalya Limanı’nın hisselerinin tamamını devraldık. Devir süreci tamamlanınca, Türkiye genelinde ilgilendiğimiz başka limanlardaki yatırım çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz. Bu noktada, mesela İskenderun Limanı’nın tekrar özelleştirilme sürecinin başlatılmasını bekliyoruz. Bu limanların yanı sıra gelişmekte olan Türk özel limancılık sektöründe de ciddi bir şekilde takip etmekte olduğumuz liman yatırımlarımızı somutlaştırma sürecine gireceğimizi belirtmek isterim.

HAYATİ ÖZTÜRK / PETKİM GENEL MÜDÜRÜ

“AKDENİZ’İN EN BÜYÜK LİMANI OLACAĞIZ”
İŞBİRLİĞİ ARAYIŞI VAR
2018’de petrokimya sektöründe, bölgesel bir güç olmayı ve yüzde 40 iç pazar payına sahip olmayı hedefliyoruz. Buna paralel olarak limanımızda, Nemrut Körfezi’nin potansiyelini harekete geçirme stratejisiyle 1 milyon TEU konteyner ve 20 milyon ton sıvı yük elleçleme kapasitesine ulaşacağız. Bu amaçla tüm hisseleri Petkim’e ait olacak bir şirket kurmaya karar verdik. Uluslararası liman işletmeciliğini iyi bilen bir firmayla stratejik işbirliğine giderek Ege ve Akdeniz bölgesinin en büyük limanı olmayı hedefliyoruz.
YENİ YATIRIM YOK Kendi limanımızın dışında bir liman yatırımı düşünmüyoruz. Petkim, Türk petrokimya sektörünün tek üreticisi konumunda ve bu alanda 45 yıllık bilgi ve deneyime sahip. Biz bildiğimiz işi yapmakta ısrarlıyız. Petkim olarak son iki yılda, limanımızın geri besleme sahalarına 8,8 milyon dolar yatırım yaptık. 2010 yılında bu alanda 6 milyon dolar daha yatırım yapmayı hedefliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz