Turizmde 2023 hesapları

Turizmde yeni dönem ve 2023 hedefine giden yolda yapılacaklar...

1.06.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Turizmde 2023 hesapları

Turizm sektörü, Türkiye ekonomisinde hep itici güç oldu. 1980’lerle başlayan atılım bugün yeni bir boyuta taşınıyor. Sektörün 2023’e kadar 63 milyon turiste, 86 milyar dolar gelire ulaşma hedefi bulunuyor. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için 25 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç duyuluyor. Turgut Gür, Başaran Ulusoy, Mehmet Ersoy, Ali Özdoğan, Ender Alkoçlar turizmde yeni dönemi ve 2023 hedefine giden yolda yapılacakları anlattı.

“25 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPMALIYIZ”

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Gür, turizm sektörünün 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için gerekli yatırımları şöyle değerlendiriyor:
“Turgut Özal, vizyonunu belirlemişti; Türkiye, turizm ekonomisi olarak öncelikle dünyaya kendini tanıtabilir demişti. Türkiye, şimdi dünyanın en büyük 7’nci turizm ülkesi. 2023’e doğru bütün sektörlerle beraber koşuyoruz. 1980’de 300 milyon dolar döviz girdisi olan bir ülke, 2010 yılına gelindiğinde 28 milyon 600 bin turist ve 20 milyar 800 milyon dolarlık bir ekonomik getiri sağlamış. Geçtiğimiz yıl, 31 milyon 350 bin yabancı pasaportlu turist Türkiye’yi ziyaret etmiş ve de 23 milyar 150 milyon dolarlık bir ekonomik girdi sağlamış. Ancak resmi rakamlarda bir eksiklik var. Merkez Bankası’nın net hata net noksan kalemi içerisinde 13 milyar 100 milyon dolarlık bir değer var. Bu değer nereden geliyor diye bakıldığında turizm sektörünün yan girdilerinden oluşan 3-4 milyarlık bir tutar söz konusu. Bu rakamı da turizm gelirine ilave edersek turizm gelirimiz 26-27 milyar dolarlara ulaşır. İthalatı sıfır, ihracatı 27 milyar dolar olan bir sektöre sahibiz. Dış ticaret açığımız 105 milyar dolar, bu açığı kapatan turizm sektörü. Cari açığın 3’te 1’ini kapatan yine turizm sektörü. Dünya ile kıyasladığımızda Türkiye, yüzde 10 turist ile büyümüşken dünya yüzde 4 büyümüş. Yani Türkiye’de döviz girdileri yüzde 15 gelişirken dünyada yüzde 8 büyüme olmuş. 2010 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de uluslararası standartlara sahip 1 milyon yatak kapasitemiz var. Yat bağlama kapasitemiz 10 bin, 15 golf tesisimiz hizmetteydi, şimdi 18 oldu. Uçak koltuk kapasitemiz 50 bin ve uçak sayımız 350, ayrıca kongre fuar alanlarımızın sayısı da 17. 2023 rakamlarına ulaşılması için 500 bin yatak kapasitesi artışı gerekli ve bunun maliyeti 13 milyar dolar. Yat bağlama kapasitemizi 10 binden 30 bine çıkarıyoruz. Bu kapasite artışının maliyeti 2 milyar dolar. Uçak sayımızı 350’den 550’ye çıkarıyoruz. Koltuk kapasitemiz 50 binden 80 bine çıkacak ve bunun da maliyeti 7 milyar dolar. Türkiye diğer yatırımlarla birlikte 25 milyar dolar daha yatırım yapmalı. Türkiye bu noktaya kıyı turizmiyle, devletin teşvikleriyle geldi.~
Hükümet olarak teşviklere devam edilmeli ki hedeflere ulaşabilelim, sektörümüzü büyütüp girdileri artırabilelim. 1 milyar insan dünyada hareket halindeyken 1 trilyon dolarlık bir hacim söz konusu. Fakat rasyonel bir yaklaşımla bakıldığında büyüme hızları her zaman artarak devam edemez. Çünkü belirli bir talep unsuru oluşacaktır bir süre sonra. Dünya yüzde 4,5 büyürken biz de yüzde 6 büyümeyi öngörüyoruz. Bu hesaplamalarda girdilere bakarken sayıya değil kaliteye bakıyoruz. Bölgenin marka olması için daha yüksek fiyatla satılabilecek alanlara, golf tesislerine, kongre alanlarına, marinalara bakıyoruz. Daha çok turisti İstanbul gibi merkezlerde ağırlamaya bakıyoruz. Dünya metropollerini 30-40 milyon insan ziyaret ederken, İstanbul gibi kültür�� ve tarihi yüzyılları dayanan, sayısız imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehri nasıl olur da sadece 8 milyon insan ziyaret eder diye düşünmek lazım. Bu konuda da İstanbul için bir planımız var.”

“HEDEFİMİZ 110 MİLYAR DOLAR OLMALI”
ETS Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy, 2023 hedefine rahatlıkla ulaşılacağını, hatta aşılacağını düşünüyor. Bu konudaki fikirlerini ise şöyle anlatıyor: “63 milyon turist sayısı, 86 milyar dolar gelir hedefi var. Bunlar, çok iddialı rakamlar değil. Bu yıldan itibaren her yıl Türkiye’ye gelen turist sayısını yüzde 5 artırdığımızda ve fiyatlarda da görülecek yüzde 5’lik bir artış yakaladığımızda zaten bu hedeflere ulaşmış olacağız. Bir turizmci olarak benim için asıl önemli konu, neden sadece 86 milyar dolarlık bir hedefe sahip olduğumuz noktasıdır. Bizim hedeflerimiz 110 milyar olmalı. Şikayet edilen bir konu vardır. Bize hep ucuz turist geliyor, para harcamıyor denir. Türkiye 80’li yıllarda aldığı kararla turizme yatırım yapmaya başladı ve kısa sürede ciddi girişimler oldu. Sonuç olarak Türkiye turist alan bir ülke konumuna geldi. Artık ikinci aşamaya geçiliyor. Gelen turistin statüsünden şikayet etmemeliyiz. Önemli olan gelen turistin cebinden paranın çıkmasını nasıl sağlamamız gerektiğinin araştırılması ve bu yönde çalışmalar yapılmasıdır. Ben kendim çok gezen bir insanım ve fırsat buldukça en pahalı yerleri seçmeye çalışıyorum. Oradaki ziyaretçilerin harcamalarını nasıl gönüllü bir şekilde yaptıklarını gözlemlemek istiyorum. Bu yaptığım geziler de bana gösteriyor ki tüm sektörlerdeki gibi anahtar kelime turizm sektörü için de “keyif’. Eğer insanlar keyif alıyorsa harcamalarına ne kadar verdiklerine bakmıyor.
Keyif aldıklarından pahalı arabayı da alabiliyorlar, en pahalı çantayı da. Servis iyiyse garsonlara da iyi bahşiş bırakıyorlar. Bu doğrultuda bizim Türkiye olarak gelen misafirlerin keyif almalarını sağlamamız gerekiyor.
Bu keyif alma sürecinin başlangıcı da uçak yolculuğuyla başlıyor. Öncelikli hedef de para harcamaya hevesli turisti uçağa bindirebilmek. Biz kendimizi Mısır ve Yunanistan sepeti içerisine koyduğumuz sürece karşımıza bu ülke kartları devamlı gelecektir. Biz turizmde büyük aşama kat ettik, şimdi ikinci yapılanmayı yapmaya çalışıyoruz. Artık biz Mısır, Yunanistan sepetinde değiliz. Biz onları 2-3 yıl önce geçtik. Bundan sonraki hedefte kendimizi daha yüksek ekonomik kitlelere hitap eder durumda konumlandırmalıyız. Tabii söylediklerim kolay işler değil. Ulaşımla başlayan turizm seferi dediğimizde ilk önce ulaşım konularını revize etmemiz gerekiyor. Önemli olan insanlara para harcatabilmek, bunun için de marka elçilerini oluşturmalıyız.~
Bu konuda THY son 5-6 yılda hepimizin göğsünü kabartır şekilde bu görevi üstleniyor. Son birkaç yıldır Türkiye yabancı işletmelerle başladı ama artık yurtdışına biz yatırımlar yapar ve oralara yöneticiler gönderir olduk. THY ile birlikte yöneticiler vasıtasıyla da marka elçileri gönderir konuma geldik. Bu gibi girişimlerle kaliteyi arttırarak 63 milyon turist ile 100-110 milyar dolarlık hedefleri yakalayabiliriz.”

"DOĞAYI KORUMAZSAK HEDEFLERE ULAŞMAMIZ ZOR”
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, turizmde çevre ve doğanın korunmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Ulusoy’un görüşleri şöyle: “19. yüzyıl sanayi odaklı gelişmiştir. 20. yüzyıl insan odaklı olmuştur ve 21. yüzyıl çevre odaklıdır. Çevre yoksa tabiatı koruyamıyorsanız, sizin de yaşamınızı sağlayacak unsurlar yok demektir. Bugün dünyada korunabilen alan sadece yüzde 12,8’dir. Türkiye’de ise maalesef yüzde 3,9’dur. 30 milyondan fazla turistin geldiği ve 50 milyon kişi hedeflenen turizmde doğayı korumak zorundayız. Aksi takdirde hedeflere ulaşmamız çok zor olacaktır. Türkiye turizm harekatını başlatmalı ve turizm vurgusunun 12 aya yayılması için çalışılmalıdır. Türkiye’de çok değerli turizm alanlarının dışında doğasıyla temiz ve el değmemiş kalması gereken yerlerde yapılan çalışmalara karşı çıktığımızda her zaman bizi dava eder oldular. Biz doğanın korunması için her türlü mücadeleyi veriyoruz. Bazı değerlere sahip çıkılmalı. Mesela Kültür ve Turizm Bakanlığı geçen sene Sümela Manastırı’nda ayine izin vererek çok büyük bir atılım yaptı ve bölgeye ekstra girdiler sağladı. Sektörümüzün dertleri var. Biz teşvik istemiyoruz. Turizmciler olarak havalimanı vergisi 10 dolardan 5 dolara düşsün talebinde bulunduk. Bırakın talebin gerçekleşmesini, bu vergi 15 dolar oldu, sonra da 15 Euro yaptılar. Liman ücretlerini indirin, gemilerin Türkiye’ye gelmesini kolaylaştıralım diye talebimizi ilettik. Çünkü 202 metre bir geminin İstanbul limanına yanaşmasının maliyeti bizde 52 bin dolar, Barselona’da 18 bin dolar, Pire limanında 16 dolardır. Gündüz yanaşır, fener parası alırsınız. Artık milyon dolarları aşan kişilerin İstanbul’da, Kapalıçarşı’da, Sultanahmet’te bırakmış olduğu döviz hesaba katılmıyor. Gemiler kendi imkanları ile yanaşmak istediklerinde de römorkör parası alınıyor. O da yetmedi, içine gemi doktoru olan gemiden sağlık parası alınıyor. Bu konuda çok fazla sorun var. Biz yaptığımız fiyatlandırmalarda 1 yıl öncesinden paket programlarımızı sunuyoruz ki bunun içinde müze ücretlerine kadar her şey dahil. Fakat biz girişim yapıyoruz, Türkiye’ye turist kazandırmaya çalışıyoruz, fiyat istikrarından uzak, verdiğimiz rakamlar içeride değişiyor.”

“KIŞ TURİZMİNDE 65 BİN YATAĞA ULAŞMALIYIZ”
Alkoçlar Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ender Alkoçlar, 2023 hedefinde kış turizminin önemine dikkat çekiyor.
Alkoçlar’ın değerlendirmesi şöyle: “Kış turizmi denilince ilk önce Uludağ’ı ele almak gerekiyor. Biz Uludağ’ın sadece bir kayak merkezi olmasını değil, kongre merkezi, termal merkezi olmasını istiyoruz. Altyapı sorunlarımız var. Uludağ’ın en büyük otellerinden bir tanesindeyiz ama toplantı alanımız 500-600 kapasiteli. Uludağ’ı uluslararası platformlara taşımak istiyorsak yeni imar planının gösterdiği alana 4-5 bin kişilik bir kongre merkezi yapmalıyız. Bununla beraber çalışmalarımızı, Uludağ turizmini 12 aya yayacak şekilde yürütmeliyiz.~
Nasıl ki Antalya futbol konusunu kendini faal tutmak için kış turizminde aktif şekilde kullanıyor, Uludağ da gerekli yatırımlar yapıldıktan sonra futbolda daha uzun olan yaz kampı dönemlerinde kullanılabilir. Uludağ’ı 3 aylık kısa süreden kurtarıp 12 aya yaymamız gerekiyor. Turizm Bakanlığı’nın bir çalışması var. Şu an Türkiye’de 8 bine yakın kış turizmi yatağı var. Bu rakamın 2023 hedefleri çerçevesinde 65 bin yatak olması bekleniyor. 30 milyar dolar olan senelik turizm gelirimiz, Fransa’nın sadece kış turizm rakamı olan 40 milyar dolar ile kıyaslanamaz durumda. Kış turizmine ilgi gösterildiğinde, çok fazla ilerlemeye, coğrafi olarak elverişli imkanlara sahibiz. Doğuda çok uygun alanlar var. Uludağ’da otoparktan dağa gelirken tezgahlarla oluşan görüntü kirliliğine kadar çözüm bekleyen çok fazla konu var. Ulaşım da ayrı bir sıkıntı; çünkü yol çok dar, bu konuda dahi yatırıma ihtiyacımız var.”

“KIŞIN OLUŞAN İSTİHDAM AZALMASINI ENGELLEMELİYİZ”
Özdoğan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ali Özdoğan, turizm çeşitlerini ve buradaki fırsatları şöyle değerlendiriyor: “Dünya nüfusu gün geçtikçe fazlalaşıyor. Bu fazlalaşmayla doğaya çok fazla zarar veriyoruz ve doğal kaynakların tüketimini hızlandırıyoruz. Bu bağlamda çevresel turizme daha çok önem vermek lazım. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Yeşil Yıldız projesi var. Bu projenin desteklenmesi, yeni teşviklerle projenin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekiyor. Bazı şeyleri teşvikleri almadan yapmamız imkansız. Doğanın korunması konusunda hızlı bir şekilde teşviklerin yapılması gerekiyor. Kültür turizmi olarak Türkiye eşsiz bir fırsata sahip. Bunun daha iyi pazarlama stratejileriyle dünyaya gösterilmesi gerekiyor. Kültürel turizme yeni değerler katmamız gerekiyor.
Türkiye’yi bekleyen ve çok büyük fırsat olan diğer bir trend ise sağlık turizmi. Avrupa nüfusu her geçen gün yaşlanıyor. Avrupa’daki sağlık ve sigorta harcamaları oldukça pahalı. Devlet ve sağlık sektörü arasında yapılacak anlaşmalarla Türkiye’nin sağlık turizminde çok yüksek bir gelişim olanağı var. Bu bize çok fazla katma değer katar. Kıyı turizmi ise bilindiği üzere sektörün bel kemiği. Kıyı turizmine devam etmeliyiz ama kaliteyi her geçen gün artırmalıyız. Bu konuda golf turizmi çok önemli. Belek bölgesini 1 milyona yakın golf sever ziyaret etmiş. Yeni golf sahaları yapılarak yeni atılımlar yapılabilir. Bu konuda Mersin bölgesinde çalışmalar var. Tüm bunların yapılabilmesi için ulaşımın sağlanması gerekli. Her noktaya direkt uçuş imkanlarını sağlayabilmemiz lazım. Özellikle business class konseptini her uçuşa koymalıyız ki kaliteli turist faydasını kaçırmayalım. Takip edilmesi gereken diğer bir trend ise kongre turizmi konusu. Kongre turizmi başarılı bir şekilde yapılıyor ama burada daha da çok büyüme imkanımız var. Spor turizmi de ayrı bir fırsat. Özellikle Antalya bölgesi takımlara çok fazla kamp imkanı veriyor. Yeni atılımlar mutlaka yapılmalı ama tanıtımlarla, revizyonlarla ilk önce mevcut kapasiteyi doldurmaya çalışmak gerekiyor. İstihdam rakamlarını iyi kontrol etmeliyiz. Yaz aylarında otellerde çalışan sayısıyla kış aylarında çalışan sayıları arasında çok fazla fark var. Biz yaz kış misafir dengesini, otellerin doluluklarını sağlayarak kış aylarında oluşan istihdam azalmasını da engelleyebiliriz.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz