Türkmenistan’da Doğdu Şimdi Rusya’da Büyüyor

Polimeks, Erol Tabanca, Cem Siyahi ve Abdullah Gözener tarafından 1992 yılında kurulmuş çok genç bir şirket. Ancak kısa zamanda, Türkmenistan’da en büyük iş yapan Türk şirketlerinden biri oldu. Bug...

1.02.2005 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedPolimeks, Erol Tabanca, Cem Siyahi ve Abdullah Gözener tarafından 1992 yılında kurulmuş çok genç bir şirket. Ancak kısa zamanda, Türkmenistan’da en büyük iş yapan Türk şirketlerinden biri oldu. Bugün Türkmenistan’ın en önemli anıtlarında, kültür ve sanat komplekslerinde, hükümet binalarında ve fabrikalarında Polimeks’in imzası var. Rusya’ya da açılan şirket, bir eczane zincirinin yanı sıra  Moskova’da yeni açılan Boyner Alışveriş Merkezi’ni yaptı. Yönetim kurulu başkanı Erol Tabanca, “Türkmenistan’da Türk şirketleri için önemli fırsatlar var” diyor. 

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türk şirketleri, Türk cumhuriyetlerinde yatırımlar yapmaya, bu ülkelerle iş bağlantıları kurmaya başladı. Pek çok şirket bu ülkelerde önemli başarılara imza attı.

Polimeks ise bu şirketlerden biraz farklı bir profil çiziyor. Kurucuları arasında yer alan Mimar Erol Tabanca, 1992 yılında bir şirketin teknik koordinatörü olarak Türkmenistan’a gidiyor ve bu ülkedeki yatırım potansiyelini keşfediyor. Ardından iki ortağı Cem Siyahi ve Abdullah Gözener ile birlikte burada Polimeks’i kuruyor. Bugün Türkmenistan’ın en önemli anıtlarında, kültür ve sanat komplekslerinde, hükümet binalarında ve fabrikalarında Polimeks’in imzası var.

Polimeks Yönetim Kurulu Başkanı Erol Tabanca, Türkiye’nin bugüne kadar tüm Türk cumhuriyetleriyle oluşturduğu ticari hacmin yaklaşık 4.5 milyar dolar civarına ulaştığını söylüyor ve ekliyor:

“Ancak, sadece Türkmenistan’daki Türk yatırımcı ve müteahhitlerin yaptığı yatırımın çapı ise 5.5 milyar doları geçti”. Türkmenistan’ın Türk yatırımcılar için önemli bir ülke olduğuna da dikkat çekiyor.

Türkmenistan’da bugün en az 50 Türk şirketinin faaliyet gösterdiğini belirten Tabanca, ülkede özellikle son 3-4 yıldır konut faaliyetlerinin hızla geliştiğinin altını çiziyor. Konutların hükümet tarafından yaptırılıp daha sonra halka mortgage benzeri bir sistemle satıldığını söylüyor. Türkmenistan’da yatırım yapmayı düşünen Türk şirketlerini uzun vadeli düşünmeleri, ülke kanunları hakkında danışmanlardan destek almaları ve işlerini zamanında ve söz verdikleri şekilde teslim etmeleri konularında uyarıyor.

Capital Erol Tabanca ile Polimeks’i, Türkmenistan inşaat ve konut pazarını, buradaki yatırımlarını ve Türkiye’de yaptıkları işleri konuştu:

Kendi kişisel öykünüzden bahsedebilir misiniz? Bildiğim kadarıyla mimarsınız ve her şey Türkmenistan’a çalışmaya gitmenizle başladı...

1992 yılında Türkmenistan’a bir firmanın teknik koordinatörü olarak gittim. Orada 2 yıl çalıştım. Türkmenistan çok bakir bir ülkeydi ve yeni yapılacak çok şey olabilirdi. O heyecanla, iki arkadaşımla birlikte küçük bir şirket kurduk ve çalışmaya başladık. Bugün Polimeks’i kuralı 12 yıl oldu.

Hastane, konut, anıt ve atçılık kompleksinin de dahil olduğu, geniş bir yelpazede çalışıyoruz. Bunların şirketimiz açısından en önemli tarafı tüm bu projelerin tasarımını da bizim yapmamız oldu. Bazı projeler yarışma sonucunda oluştu. Bağımsızlık ve Tarafsızlık Anıtları var. Tasarım grubumuzla birlikte hazırladığımız projeler yarışmayı kazandı ve taahhüt işini de biz aldık.

3 ortak çalışıyorsunuz. Ortaklığınız nasıl gelişti?

Polimeks’in diğer iki ortağı Cem Siyahi ve Abdullah Gözener. Cem Siyahi ile çocukluk arkadaşıyız. Aynı mahallede büyüdük. Üniversite yaşamında ayrıldık. Ben üniversitedeyken Abdullah Gözener ile tanıştım.

Türkmenistan’a çalışmaya gittiğimde oradaki fırsatı görüp işi şirket yapılanmasına kadar götürdük. Abdullah Gözener de mimar. Cem Siyahi ise işletmeci. Abdullah Gözener, genelde Türkmenistan’da imalatın başında bulunuyor ve koordinasyonu sağlıyor.

Pek çok konuda birbirimize destek veriyoruz. Bir konu ile ilgili birbirimizin ne düşüneceğini bildiğimizden o konuda söz birliği etmişçesine hareket edebiliyoruz. Bu hareket kabiliyetiyle hızlı iş yapabiliyoruz. Projelerimizin en büyük özelliklerinden biri kısa sürelerde bitirilmiş olmaları.

Türkmenistan’da tam olarak nasıl bir iş yapıyorsunuz?

Biz orada Türkmenistan devletinin parasıyla taahhüt işi yapıyoruz. Konut işimiz de var. Ama bunlar da devlet ve bakanlıklar tarafından yaptırılan konutlar. Konutlar yabancı firmalara dolarla yaptırılıyor ve mortgage sistemine benzer bir sistemle halka satılıyor.

Biz ülkeyi tanıyarak, yavaş yavaş, ayaklarımızın sağlam bastığını görerek hareket ettik. Ulaştırma Bakanlığı’nın bir binasını yaptık. Ardından bir banka binası ve Tarafsızlık Anıtı geldi. Türkmenistan, İsviçre gibi bağımsız bir ülke ve bunu da çok önemsiyorlar. Sonra Bağımsızlık Anıtı’nı yaptık. Çok görkemli bir anıt. Paralarının üzerinde bizim yaptığımız bu iki anıtın resmi var.

Ben Türkmenistan’ı çok önemli görüyorum. Orada bir işadamı olarak beklentim, her iki ülke yönetiminin birbirleriyle daha sıkı ilişki içine girip olası sorunları daha hızlı çözmeleridir. 12 yıldır bir çok Türk firması Türkmenistan’da iş yapıyor. Artık kanunlar, mevzuatlar biliniyor ve bunlara uyum sağlanıyor.

Türkmenistan’da iş yaparken ya da ülkeye alışmakta hiç zorluk çektiniz mi?

İnsanın, 30’lu ya��larından sonraki en verimli dönemi olan 12 yıllık bu süreyi önceden hiç aklına gelmeyen bir adreste geçirmesi ilginç elbette. Ama biz Türkmenistan’da ciddi anlamda zorluk çekmedik. Öncelikle bir tarih ve kültür birliği var. Dilimiz birbirine benziyor. Türkmenlerin ve özellikle Türkmenbaşı’nın Türklere karşı büyük bir sempatisi var. Bu da büyük kolaylık oldu.

Şu anda pek çok Türk şirketi Türkmenistan’da iş yapıyor. İnşaat sektöründe de, tekstil sektöründe de, ticari faaliyet alanlarında da Türk şirketleri var.

Burada çekilen en büyük zorluk inşaat malzemeleri konusunda. Bu malzemelerin çoğu yurtdışından geliyor. İşin kısa sürede bitirilmesi isteniyor. Bu da yüksek bir çalışma temposu gerektiriyor. Ama her sektörün kendi içinde bir zorluğu var.

Türk şirketlerinin burada yaptıkları işlerin hacmi ne kadar? Kaç şirket yer alıyor Türkmenistan’da?

Türkiye’nin bugüne kadar tüm Türk cumhuriyetleriyle oluşturduğu ticari hacim yaklaşık 4.5 milyar dolar civarında. Sadece Türkmenistan’daki Türk yatırımcı ve müteahhitlerin yaptığı yatırımın çapı ise 5.5 milyar doları geçti.

Şirket sayısına gelirsek, Türkmenistan’da irili ufaklı en az 50 şirket vardır diye düşünüyorum. Büyük çaplı iş yapanlar da var, ticaret yapanlar da var. Ama elbette her ülkenin kendisine özgü kuralları var. Onlara uyum sağlamak gerekiyor. Türkmenistan bence içlerinde en çabuk uyum sağlananı.

Türkmenistan’daki konut ve inşaat pazarını değerlendirir misiniz? Nasıl bir profil sergiliyor?

Türkmenistan’a bakıldığında, özellikle başkent Aşkaabat’ta çok hızlı bir kabuk değişimi olduğunu insanlar görüyor ve hissediyor. Uzun aralıklarla oraya gidenler bu değişimi daha iyi fark ediyor. Sosyal etkinliklere yönelik inşaat faaliyetleri, hastaneler, kültür merkezleri, tiyatrolar, müzeler yapılıyor.

Aynı zamanda ülkenin ekonomisine katkıda bulunacak türden, pamuk ve pamuğun işlenmesine yönelik tekstil fabrikaları kuruluyor. Başka farklı alanlarda da fabrika inşaatları gerçekleştiriliyor. Özellikle son 3-4 yıldır konut faaliyetlerinde de hızlı bir gelişme var. Ülkenin yapısına genelde baktığınızda büyük ailelerin yaşadığı tek katlı binalar şeklinde bir yapılanma söz konusu. Ancak şimdi konutlarda çok katlı yapılanmaya gidiliyor. Türkmenistan şu anda yoğun inşaat faaliyetlerinin görülebileceği bir ülke durumunda.

Bence Türkmenistan tüm yatırımlarını çok akıllı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştiriyor. 12 yıl önce Türkmenistan’a gittiğimizde çok büyük zorluklar vardı. Havaalanı oldukça küçüktü. Türkiye ile telefonla haberleşmek çok zordu. İlk olarak havaalanı yapıldı. İkinci olarak telekomünikasyon sorunu çözüldü. Üçüncü olarak oteller yapıldı. Şimdi baktığımızda bunun çok akıllı bir politika olduğu görülüyor. Çünkü dışarıdan yatırımcının gelmesi için iyi bir havaalanı, ülkesiyle görüşebilmesi için telefon ve kalması için de otel gerekir. Bunu yaptıktan sonra dışarıyla entegrasyon başlıyor.

Türkmenistan’da hala devam eden hangi işleriniz var? Polimeks’in buradaki planları ve hedefleri neler? Nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Taahhüt konusunda hala süren işlerimiz var. Kukla tiyatrosu, tekstil fabrikası ve buğday müzesi yapıyoruz. Buğdayın ilk yetiştiği yer Türkmenistan toprakları içinde. Bunun anısına ve tarımın önemini vurgulamak adına devlet buğday müzesi yaptırıyor.

Ayrıca şehrin içinden geçen 15 kilometrelik bir kanalın çevre rekreasyonu çalışması var. Bunu 4 firma bölüm bölüm yapıyor. Bir firma da Polimeks. Ayrıca devam eden çok sayıda konut inşaatımız var. Ama biz, uluslararası firmalarla birlikte Türkmenistan’ın kalkınmasına ve bizim de kendimizi aşmamıza yardımcı olacak, özellikle sanayi yapılarına dönük projeler gerçekleştirmek istiyoruz. Umuyoruz bunu gerçekleştirebiliriz.

Rusya’da da taahhüt işleri gerçekleştiriyorsunuz değil mi?

Moskova’da Boyner ve Sancak Grubu ile birlikte 6 bin 500 metrekarelik Boyner Alışveriş Merkezi’ni açtık. Biraz daha uluslararası şirket olma çabamız var. Altyapımızı tamamladık. Ciddi bir lojistik oluşturacak bir merkez ofisimiz var İstanbul’da. Zorlu Grubu’nun Türkmenistan’da 130 bin metrekare kapalı alanlı büyük bir tekstil fabrikası var. Şu anda onun müteahhitliğini de biz yapıyoruz.

Yaptığımız iş yelpazesi biraz geniş. Özellikle çeşitli projelerde çalışıyor olmamız kadromuzun da dinamik olmasını sağlıyor. Kadromuz her yeni projede farklı bir deneyim kazanıyor.

Şu anda Rusya’da irtibatta olduğumuz birkaç devlet işi var. O işlere teklifler hazırlıyoruz. Hem Rusya’nın hem Türkiye’nin sorumluluk alacağı bazı girişimlerimiz var. Daha global ve dünyaya açılacak bir portföy yaratmaya çalışıyoruz.

Rusya’da bir de eczane zincirleriniz var. Bu pazarı değerlendirebilir misiniz? Yeni girişimlere açık mı?

Biz sağlık sektörünü çok önemli görüyoruz ve bu nedenle de bu sektörde yer almak istedik. Şu anda Moskova’da bir eczane zincirimiz var ve sayılarını da hızla artırmayı düşünüyoruz. Çünkü, ilk 4 eczanede ciddi bir iş potansiyeli olduğunu fark ettik. Sadece eczane zinciri değil, sağlık konusunda etap etap gelişmeye dönük bir altyapı oluşturmaya çalışıyoruz.

Özellikle Boyner ve Sancak Grubu ile olan sinerjimiz ve güç birliğimiz bu projede de itici güç olacak. Bu projelerin hepsine bu iki grupla birlikte girmeyi planlıyoruz. İnşaat konusunda da yine birlikte çalışma planlarımız var. Çünkü, her 3 grubun da kendine özgü potansiyeli, gücü ve özellikleri var. Bunları birleştirirsek uluslararası platformda daha kalıcı işler yapabileceğimize inanıyoruz.

Türkiye’de yatırımlarınız olacak mı? Buradaki inşaat ve konut pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Konut projeleriniz olabilir mi?

Kemer Country’de bitmek üzere olan bir taahhüt işimiz var. Kemer Grubu’na 80 dairelik bir residance projemiz var. Bir de Kemer Country içinde orman evleri yapıyoruz. 

Türkiye bizim vatanımız. Bünyemizde çalışan herkes bu ülkenin ekmeğini yiyerek, bu ülkenin eğitimini alarak bugüne geldi. Altyapımızı ülkemiz içinde değerlendirecek bir düzeye gelmemiz gerekir. Ayrıca hepimizin ailesi burada, yurtdışında çalışmak çok da kolay değil. Ülkemizde de mutlaka her geçen gün çapını büyüteceğimiz işler yapmak istiyoruz. Bu işler belki ilk etapta çok büyük ölçekli olmayabilir ama oluşturduğumuz altyapı bence Türkiye’de çok büyük işlerin altına imza atabilir. Bu konuyla ilgili projelerimiz var. Ancak bu projeler sonuçlandıktan sonra ifade etmeyi tercih ediyorum.

Polimeks’in hedeflerinin başında Türkiye’de bugüne kadar edindiğimiz tecrübelerle paralel çapta büyük işlere imza atmak geliyor.

TÜRKMENİSTAN’DA ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR

Sizin gözlemlediğiniz kadarıyla Türkmenistan inşaat alanında ne gibi önemli ilerlemeler kaydetti?

Türkmenistan’ın doğalgazı, petrolü ve pamuğu var. Doğalgazın satışıyla ilgili politikalar üretilirken öte yandan üretimin arttırılmasına yönelik müthiş bir yatırım yapıldı. Petrolle ilgili olarak rafineriler yenilendi. Ayrıca ülkenin en önemli kaynaklarından biri pamuk. Eski Sovyet döneminde Türkmenistan’ın hiç tekstil fabrikası yoktu. Pamuk başka ülkelerde işlenirdi. Türkmenbaşı’nın doğru bir kararıyla tekstil fabrikaları kurulmaya başlandı. Bu fabrikaların hepsi Türk firmaları tarafından kuruldu ve bu çok önemli. Şu anda Türk firmaları Türkmenistan’da bu fabrikalara ortak. Üretilen pamuk oradaki fabrikalarda işleniyor ve işlenmiş mamul olarak ihraç ediliyor.

Bu gelişmeler sürerken eğitim, kültür ve sağlık alanlarında yatırımlar gerçekleştirilmeye başlandı. Hastanelere son teknoloji getirildi. Yatırımlarda detaylara girilmeye başlandı. Şu anda 4 büyük şehirde yeni tiyatro projeleri ihaleye çıktı. Müzeler, alışveriş merkezleri, anıtlar yapılıyor. Bugüne kadar tarihi unutturulmaya çalışılmış bir topluma eski benliği yeniden kazandırılmaya çalışılıyor.

Özellikle Aşkaabat’tan başlayıp çevreye yayılır şekilde ülke büyük bir inşa çabası içinde. Bunların içinde bence Türk firmalarının mutlaka uzun süreli yer alması gerekiyor. Bunun için de çalışkanlık, sözüne güvenilirlik ve işlerin doğru şekilde yerine getirilmesi şart. Türkmenistan daha uzun yıllar Türkiye’den gidecek ve doğru düzgün iş yapacak firmalara ekmek kapısı olacaktır. Bence bunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. Küçük detaylara takılmamak, küçük engeller karşısında yılmamak gerekiyor.

UZUN VADELİ DÜŞÜNMEK GEREKİYOR

Türk şirketleri Türkmenistan ve Rusya’da yatırım konusunda nasıl davranmalı? Türk işadamlarına bu bölgelerdeki yatırımları için önerileriniz neler?

Öncelikle ülkenin kanun ve kurallarının çok iyi öğrenilmesi gerekiyor. Kontrol mekanizmasının istediği şartlar önemli. Örneğin en son Moskova’daki Boyner mağazasıyla ilgili, gümrük mevzuatını, bir mağazanın açılışı sırasındaki şartnameleri öğrenmek zorunda kaldık. İşin içine girmeden bunları zaten öğrenemiyorsunuz.

Bu ülkelerde bu tür işleyişleri bilen insanlar var. Bence ilk önce bu tür danışmanlık hizmetlerini almakta yarar var. Aceleci olup süratli hareket ettiğinizde ilerde geri dönülmez bir noktaya geliyorsunuz. O da sizi zarara uğratabiliyor. Bunları göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Ayrıca maliyet hesaplarının da iyi yapılması şart. Kurumsal ve uzun vadede düşünerek konulara yaklaşmak gerek. Bir hevesle, burada çok iyi bir fırsat var diye hareket ettiğinizde ummadığınız şekilde önünüze engeller çıkabiliyor. Bunun yanında verilen sözün arkasında durmak, söylenen zamanda iş tamamlamak gerekiyor. İş dünyasının kendine özgü kuralları var.

YATIRIM POTANSİYELİ YÜKSEK

Türkmenistan’da konut potansiyeli nedir? Ülkede yeni yatırım potansiyeli var mı?

Elbette potansiyel var ama şunu da belirtmek gerek. Türkmenistan bugün 6.5 milyon nüfuslu bir ülke. Ülkenin yüzde 95’e yakını çöl. Nüfusla oranladığınızda elbette yatırım alanlarının geniş olduğu, yatırıma ihtiyaç olduğu görülüyor. Ancak bu değerler ölçüsünde de bir kapasite ve çap var. Ama inşaat sektörü açısından yapılacak çok iş var.

Bugüne kadar yapılanlardan da Türkmen hükümeti de halkı da çok memnun. Bizim de bundan sonra işlerimizi daha dikkatli, doğru ve iyi yapmamız gerekiyor. Çünkü bir önceki iş bir sonraki işin referansı oluyor.

Oraya gidip de bir işin ucundan tutmak isteyenlere en büyük tavsiyem, doğru, düzgün, dürüst olmaları, işlerini zamanında ve eksiksiz teslim etmeleri. Bunun karşılığını mutlaka görüyorsunuz. Türkiye’de Nevşehir’de, Kayseri’de, Malatya’da bir iş yaparken hata yaparsanız halktan nasıl eleştiri alıyorsanız burada da öyle.

RESİM VE HEYKEL MÜZESİNİ DESTEKLİYORUZ

Türkmenistan’da Çalık’lardan sonra ikinci büyük şirketsiniz. Neden öne çıkmıyorsunuz? İstemiyor musunuz?

Bu yorumu yapmak bana düşmez elbette ama orada büyük kapasitede iş yapan firmalardan biriyiz diyebilirim. Aslında doğrusunu söylemek gerekirse biz halkla ilişkiler çalışmasının ne olduğunu daha yeni yeni fark ediyoruz. Çünkü belki de bugüne kadar ihtiyacımız, kendimizi pazarlamak ya da tanıtmak gibi bir kaygımız olmadı. Bunun nedeninin şansımızın yaver gitmesi olduğuna inanıyorum. Belki şimdi biraz daha küresel çalışma içine girmemiz gerekiyor. Böyle olunca biraz daha Türkiye’ye dönük çalışma yapmaya başlıyorsunuz.

Kendinizi tanıtmak adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Bunu yaparken sosyal bir görevimiz de olmalı diye düşündük. Özellikle kültür ve sanata nasıl katkı yapabiliriz diye baktık. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin şu andaki fiziksel durumu hiç iyi değil. Yetkililerle görüştük. Bizden bazı yardımlar istediler. Bu işleri yaparken daha fazla yardımcı olmak istedik ve sanal müze oluşturduk. Artık dışarıya biraz daha fazla bakmaya ve neler yapabiliriz diye düşünmeye çalışıyoruz. Bundan sonra da hem sosyal hem de kültürel etkinliklere gücümüz yettiğince yardımcı olmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl Eskişehir’deki sanat festivaline sponsor olduk. Olanağımız olduğu sürece bu tür faaliyetleri sürdürmek istiyoruz.

N. ASLI TEKİNAY
atekinay@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz