Yeni Çin Seferi

Bir yandan tüm sektörler Çin tehdidinden söz ediyor, diğer yandan ise fırsatları yeni keşfediyor. Bugünlerde Türkiye’den Çin’e kalkan uçaklar Türk girişimcilerle dolu.  Keşif belki biraz geç o...

1.10.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Bir yandan tüm sektörler Çin tehdidinden söz ediyor, diğer yandan ise fırsatları yeni keşfediyor. Bugünlerde Türkiye’den Çin’e kalkan uçaklar Türk girişimcilerle dolu.  Keşif belki biraz geç oldu ama şirketler Çin’in kendilerine sunduğu avantajlardan yararlanmak için daha fazla beklemek niyetinde değil. Kimi, Çin’in ucuz üretim avantajından yararlanmayı hedefliyor. Kimi ise Çin’in pazar fırsatlarını kaçırmak istemiyor. Çin seferine çıkan Türk şirketleri arasında Koç Holding, Sabancı, Eczacıbaşı ve Anadolu Grubu gibi büyük gruplar da bulunuyor…

“Çin yabancı yatırımcıyı el üstünde tutuyor. Vergi ve sigorta yükümlülüklerimiz oldukça düşük. Türkiye’de toplam maliyetler içinde yüzde 109’a varan bu oran Çin’de yüzde 9. Üstelik Çin’de bürokrasi yok denecek kadar az. Bu durum yatırımcı olarak aradığımız özelliklerden birisi. Türkiye’de şirketimize para koyup sermaye artışı yapmak istiyoruz. SPK aylarca izin için oyalıyor. Biz de Çin’e gidiyoruz.”

Bu sözler Akman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Akman’a ait.

Akman Holding, Çin’e ilk giden firmalardan. 1994 yılından beri Çin’de ticari faaliyette bulunuyor. Holdingin bugüne kadar ülkeye yaptığı toplam yatırımın miktarı 10.5 milyon dolar. Golden markasıyla faaliyet gösterdiği Çin pazarında, 135 bin ton meyve suyu üretiyor. Çin’in toplam 800 bin ton olan meyve suyu üretiminin yüzde 18’ini karşılıyor ve pazarın en büyük üç şirketinden biri konumunda bulunuyor.

Akman Holding, 3 yeni tesis için de düğmeye bastı. Ali Akman, 2007 yılında 60 milyon dolarlık ciro hedeflediklerini ve bir ilki gerçekleştirerek Pekin Borsası’na gireceklerini söylüyor.

Akman Holding, “Çin Seferi”ne çıkan Türk şirketleri arasında sadece bir örnek. Aralarında,   Koç Holding, Sabancı, Anadolu ve Eczacıbaşı gibi büyük grupların da bulunduğu pek çok şirket, bu ülkede üretimden ticarete pek çok girişim için çalışmalar yapıyor. Birçoğu ise Çin’de yatırımı ya da iş yapmayı, dünya rekabetinde yer almak için bir zorunluluk olarak görüyor. 

Çin uçağı Türk girişimci dolu

Akman Holding gibi, Çin pazarına yatırım yapan ve pazarın avantajlarını görüp yatırım kararı alan pek çok Türk şirketi bulunuyor. Hatta Ali Akman, “Türkiye’de Ağustos ayında kendi sektörümüzden iki önemli yatırımcının Çin’e seyahat ettiğini ve temasta olduğunu biliyoruz. Diğer sektörlerden de yoğun ilgi var. Bütün seyahatlerimde uçağın Türk girişimcilerle dolu olduğunu görüyorum” diyor.

Çin, bugün tüm dünyada ticari dengeleri değiştiren bir güç konumunda. Global pazarın süper güçleri bile, sürekli gelişen bu dev ekonomi ile rekabetin yollarını arıyor. Bir taraftan da sunduğu geniş yatırım fırsatlarının nasıl değerlendirilebileceğini tartışıyor. Uluslararası şirketler ülkedeki yatırımlarını artırıyor.

Türk şirketleri ise biraz gecikmeli de olsa dev pazardan pay kapabilmek için harekete geçmiş durumda. Artık kimse daha fazla Çin tehdidinden söz etmek istemiyor. Onun yerine Çin’in kendilerine sunabileceği avantajları değerlendirmek istiyor. Koç Holding Dayanıklı Tüketim Malları Grubu Başkanı Bülent Bulgurlu’nun şu sözleri de Türk şirketlerinin son dönemde Çin’e bakışlarındaki değişimi en net biçimde ortaya koyuyor:

“Çin’e yatırım yaparak Çin’in Avrupa’da yarattığı kaybın telafi edilmesi mümkün. Bu stratejik bir yaklaşım”.

Beş yılda şirket sayısı 300 olacak!

Çin’de ilk Türk yatırımı 1987 yılında Çolakoğlu Dış Ticaret’in bölgeye gitmesiyle gerçekleşmişti. 1990’lı yıllarda da başta Fabeks Tekstil olmak üzere birkaç şirket ülkeye yatırım yaptı.  Çin’de ticari mevzuatın değiştiği tarih olan 2000’den itibaren de Türk şirketleri her geçen yıl bu ülkeye yatırımlarını artırıyorlar.

Şu anda Türk şirketlerinin Çin’de inşaat, tekstil ve plastik alanında yatırımları bulunuyor. Bugün DEİK kayıtlarında Türk yatırımlarının hacmi 25 milyon dolar olarak belirtiliyor. Pekin Büyükelçiliği rakamlarına göre de ülkede 26 Türk firmasının ofis ve temsilciliği var. Pekin Büyükelçiliği’nde kayıtlı Türk firmalarından bazıları ise şöyle:

“Çimtaş, Demirdöküm. Fabeks Dış Ticaret, Akman Holding, Atasay Kuyumculuk, Ünsa Ambalaj, Şişecam, Tema, Hipokrat Tıbbi Malzemeler, Mozaik Tekstil, Zorlu Tekstil, Goldaş ve Garanti Bankası.”

Ancak Türk-Çin İş Konseyi Başkanı Yavuz Onay, bu kayıtlarda yer almayan bazı şirketlerle birlikte Çin’deki Türk şirketi sayısının 50’nin üzerinde olduğunu ifade ediyor. Onay, “Son gelişmeler doğrultusunda bu sayının ise önümüzdeki 5 yıl içinde 300’e ulaşacağını tahmin ediyorum” diyor.

Büyük holdingler Çin yolunda

Çin’de bulunan Türk şirketleri, büyüme peşinde koşarken, bölgeye yeni yatırım yapmak isteyenlerin sayısı da artıyor. Hatta bu şirketlerin hep birlikte yola çıkışları yeni Çin seferi olarak bile adlandırılıyor. Yeni Çin seferine çıkan şirketler arasında ise büyük holdingler dikkat çekiyor. Demirdöküm ile bölgede zaten yatırımı olan Koç Grubu, bölgeye olan yatırımlarını artırma peşinde. Holding bu kez iki büyük markası Arçelik ve Beko Elektronik için Çin’e yatırım yapacak.

Koç Holding Dayanıklı Tüketim ve İnşaat Grubu Başkanı Bülent Bulgurlu, “Şu an Demirdöküm’ün Çin’deki faaliyetlerinden elde ettiğimiz ciro yaklaşık 12 milyon dolar mertebelerinde. Bu daha da büyüyecek. Bunun yanı sıra Arçelik yeni yatırım için temaslarını yürütüyor. Aynı şekilde Beko Elektronik’in de çalışmaları sürüyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde Çin’de 100 milyon dolarlık satış hedefliyoruz” diyor. Bulgurlu, Çin’deki 100 milyon dolarlık beklentilerinin ise sadece bir başlangıç olduğunu da sözlerine ekliyor.

Sabancı Holding de Çin’de yatırım planları yapıyor. Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Çin'e gidiyoruz. Dusa'nın mal sattığı ama üretiminin olmadığı yer Çin ve Uzakdoğu. Yatırım için proje çalışmalarımız var” diyor.

Efes ve Ülker hızlı davrandı

Efes İçecek Grubu da Çin’i yakından takip eden gruplardan. Çin’in yaklaşık olarak 267 milyon hektolitre büyüklüğüyle dünyanın en büyük bira pazarına sahip olduğunu belirten Efes İçecek Grubu’nun yöneticileri, “Çin faaliyette bulunduğumuz önemli pazarlarımızdan Rusya ve Kazakistan’ın komşusu. Stratejik olarak önemli bir ülke. Büyüme stratejilerimizde de öncelikli ülkeler kapsamında” açıklamasını yapıyor. Efes Grubu, Moskova’dan Pekin’e uzanan bölgede, en büyük içecek üreticilerinden biri olmayı hedefliyor.

Gıda devi Ülker de Çin’e yatırım konusunda kararını netleştirdi. Şirketin Çin pazarına girmek istediği bir süredir biliniyordu. Geçtiğimiz yıl Heng Tai Consumables Group Limited şirketiyle anlaşma yaparak Misafir Kral (You KE) markasıyla Çin’e ürün ihracatına başlayan Ülker, daha büyük yatırımlarla ülkede yer almak istiyor. Bu amaçla da yatırım çalışmalarını sürdürüyor. Grubun şimdilik ne kadar büyüklükte bir yatırım yapacağı ise gizli tutuluyor.

Eczacıbaşı ve Akkök de Çin’e gidiyor

Bir süre önce Shangay’da temsilcilik açan Eczacıbaşı Holding de Çin’de yatırım için araştırmalar yapıyor. Eczacıbaşı Grubu’nun Capital’e verdiği bilgide, “Çin’deki fırsatları grup olarak çok yakından takip ediyoruz. Bizim için çok önemli bir pazar” değerlendirmesi vardı.

Akkök Şirketler Grubu’na bağlı Aksa Akrilik de Çin’e yapacağı yatırım hazırlıklarında son aşamaya gelmiş durumda. Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, “Çin’i akrilik elyafta 1 milyon tonun üzerinde olan yıllık talebi ve yüksek büyüme hızı nedeniyle değerlendirmeye aldık” diye konuşuyor. Yılmaz, 1 milyon tonluk pazar için yapacakları yatırımın da pazarın büyüklüğüne paralel olacağını belirtiyor.

Çin’e yatırım yapacak büyük gruplar arasında Tepe Grup da bulunuyor. Tepe Grup, ülkenin kuzey bölümünde mermer yatırımı gerçekleştirecek.

Şirketlerdeki bu hareketlilik İş Bankası’nı da harekete geçirdi. 1999 yılından itibaren Çin’de temsilciliği bulunan tek banka Garanti Bankası iken, şimdi Garanti’ye İş Bankası da eşlik edecek. İş Bankası Şangay’da temsilcilik açmak için kısa dönem içinde başvuruda bulundu.

Goldaş Çin’de perakendede büyüyecek

Kuyum sektörünün önde gelen şirketlerinden Goldaş ise ilk kez bu yıl Çin’de bir temsilcilik açtı. Bu temsilcilik sayesinde Çin’i yakından izlemeye başladıklarını belirten Goldaş Kuyumculuk Genel Müdürü Sedat Yalınkaya, Çin’in  potansiyeli yüksek yeni bir pazar olduğunu söylüyor. Yalınkaya, “Bu pazara milyonlarca kişiden oluşan bir müşteri kitlesi olarak bakmak gerekli. Biz Goldaş olarak bu zengin nüfus ve pazarın sahip olduğu potansiyel ile ilgileniyoruz” diyor.

Şimdilik sadece bir temsilciliği bulunan Goldaş, şu an için Çin’de üretim düşünmüyor. Ama Perakende alanında büyümeyi planlıyor. Bunun içinde Goldaş ve Silver D’sing markalı mağazaların açılması şirketin öncelikli hedefleri arasında. Bu amaçla çalışmalarını da sürdürüyor. Sedat Yalınkaya, “Özellikle ihracat anlamında Çin bizim için önemli bir ülke. Bundan sonraki dönemde amacımız Çin’de Goldaş ve Silver D’sign markalarına ait mağazalar zinciri ile varolmak ve bunların sayısını zamanla artırmak” diyor.

Silk&Cashmere Çin’le güçlendi

Çin’de yatırımı olan şirketler ise yatırımlarından oldukça memnunlar. Öyle ki hemen hepsi uzun ve kısa vadede yatırımlarını artırmayı, pazardan daha fazla pay almayı planlıyor. İşte bunlardan biri de Çin’de ilk giden Türk şirketi olan Fabeks Tekstil. 1992 yılında bu ülkeye bir ortaklıkla giden şirketin dünyada 30 noktada Silk&Cashmere adıyla seçkin bir marka olarak yer alan şirketin başarısında Çin’de yaptığı yatırımın katkısı oldukça büyük rol oynuyor.

Silk&Cashmere Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Zamanpur’u Çin’e götüren tek neden en kaliteli saf kaşmire ulaşmaktı. Bu nedenle de 1992 yılında saf kaşmir ve ipeğin peşinden giderek Çin’in İç Moğolistan bölgesinde bir ortaklık kurdu.

“Silk&Cashmere markasının dünya markası olması için başından beri bize gereken yüksek kaliteli kaynağı bulmaktı” diyen Zamanpur, Çin’de yaptıkları yatırımla bu gücü elde ettiklerini belirtiyor.  Silk&Cashmere önümüzdeki dönemlerde Shangai ve Pekin’de mağaza açmayı planlıyor.

Üretim yüzde 50 daha ucuz

Çin artık tüm dünyadan yatırımcılar için en cazip ülke. Bu cazibeyi yaratan unsurların başında ise ülkenin büyüklüğü geliyor. Çin Halk Cumhuriyeti dünya nüfusunun yüzde 20’sini barındırıyor. Ekonomik olarak dünyanın altıncı büyük ekonomisine sahip olan ülke, şu anda dünyadaki en büyük pazar. Üstelik süratle gelişiyor. Çin’in ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 35 artarak 593 milyar dolara, ithalatı ise 561 milyar dolara ulaştı. Yabancı doğrudan yatırım girişleri geçen yıla oranla yüzde 13’lük artışla 60 milyar doları geçmiş durumda. Böylece ülkedeki toplam yabancı yatırım 560 milyar doları buluyor. Bunların yanında Çin’e yabancı sermaye getiren en önemli unsurlardan biri de yabancı sermayeye sağlanan avantajlar.

DEİK Türk-Çin İş Konseyi Başkanı Yavuz Onay, özellikle 2000 yılından sonra Çin’de ticari mevzuatın değişmesiyle yatırımcılara sunulan avantajların arttığını belirtiyor. Onay, bu avantajları da şöyle ifade ediyor:

“İşgücü çok ucuz. Ayrıca vergi muafiyetleri var. Elektriğin ve benzinin ucuz olması, arazinin belli bir müddet ücretsiz olarak tahsil ediliyor olması ülkeyi tüm yatırımcılara cazip kılıyor. Örneğin Çin’deki günlük kullanım mallarının üretim maliyeti Türkiye’ye oranla yüzde 50 daha düşük.”

TEKSTİLCİLER ÇİN’DE NE YAPIYOR?

TEKSTİLCİLER ÇİN’E GİDİYOR Çin’in tekstil sektöründe devleşmesi nedeniyle zor bir döneme giren ve her ortamda Çin tehdidinin sektörü bitirmek üzere olduğundan bahseden tekstil sektöründen de Çin’e yatırım yapanların sayısı oldukça çok.

COLLEZİONE ZİNCİR MAĞAZA AÇACAK Çin’le rekabet etmek yerine Çin’in avantajlarından yararlanmayı tercih eden tekstilcilerin başında Collezione geliyor.

Collezione'un CEO'su Ekrem Akyiğit, Çin'de mağazalar zinciri düşündüklerini, görüşmelerin sonuçlanmasıyla mağaza açabileceklerini söylüyor.

KOTON FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARI YAPIYOR Koton ise Çin’de perakendecilik yapmak için fizibilite çalışmalarını sürdürüyor. Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, “İki yılda orada yatırıma başlayacağız. Görüşmelerin olumlu sonuçlanması halinde Çin'de bir yılda 15 mağaza açacağız” diyor.

DESA TEMASLARINI SÜRDÜRÜYOR  DESA Deri de Çin’de üretim yapmak için temaslarını sürdürüyor. Şirket ilk etapta Çin'deki alışveriş merkezlerine markasıyla mal vermeye başlayacak.

YEŞİM HAZIRLIKLARA BAŞLADI Bir süre önce katma değeri yüksek ürünlere yönelme kararı alan Yeşim Tekstil de Çin’de yatırım yapmayı planlayan tekstilciler arasında. Geçen yıl ülkeyi yakından gözlemlemek için irtibat ofisi açan şirket, yatırım için çalışmalarını sürdürüyor.

ÇİN PAZARINA GİRMEKTE GEÇ KALDIK

ÇİN’İ İHMAL ETTİK Çin’deki Türk yatırımları genellikle hafif sanayi malları üzerine yoğun. Şu anda çok büyük bir Türk sermayesi yok. Koç’un radyatör, Enka’nın Çimtaş’ı çelik üretimi var. Bir de fason yiyecek üretimi yapılıyor. Zeytinyağı varille getirilip şişeleniyor. Türkiye’nin Çin’e yatırımı bundan daha fazla olabilirdi. Ama Türk şirketleri bu konuda çok ihmalkar davrandılar. Uzun vadeli düşünmediler. Oysa biz 20 yıl önce Çin’e yatırım yapalım diyorduk.

İHRAÇ MALLARI ÜRETİLİYOR Burada yatırım yapan şirketler genelde kendi ürünlerini Çin’de üretip kendi pazarlarına satıyorlar. Bazıları da Çin’de üretip yine Çin’de satıyor. Ama Türk üreticilerin büyük bölümü ihracat amaçlı üretim yapıyor. Mesela Çimtaş’ın Çin’deki üretiminin yüzde 90’ı ihraç ediliyor. Koç’un radyatör üretimi de aynı şekilde. Ancak zeytinyağı şişeleme ve paketleme yüzde yüz iç piyasaya çalışıyor.

ÜRÜNÜNÜZ İYİYSE GİDİN Eğer iyi bir ürününüz yoksa, Çin pazarı artık eskisi kadar avantajlı değil. Çünkü Çinli firmalar arasında da büyük bir rekabet var. Onun için Çin’de yapılabilecek sanayi ürünleri değil, Çin’de olmayan ürünler olmalı. Örneğin, süt ürünleri üzerinde faaliyet gösteren Hollandalı şirketler şu anda pazarın tamamına sahipler. Çinliler süt ürünlerini kola gibi tüketiyorlar.

YARINA YATIRIM YAPIYORUZ

BÜYÜMEK İÇİN GİTTİ Demirdöküm global pazarlarda büyüme stratejisi doğrultusunda 2002’de Çin’de yatırım yapma kararı almıştı. Bu ilk yatırım kararını da iki yıldır atıl durumda olan elektrikli yağlı radyatör fabrikasını Çin’e taşıma düşüncesi doğrultusunda oluşturdu.

ÇİNLİ ŞİRKETLERLE ORTAK  Bu tesisi Çinli ChungMei firması ile ortaklık kurarak hayata geçirdi. Daha sonra da elektrikli yağlı radyatör ürün ailesine ilave olarak dekoratif radyatör ve ani su ısıtıcılarının da üretimi için aynı tesiste yatırımlarını gerçekleştirdi.

5 MİLYON DOLAR YATIRIMI VAR Bugün Demirdöküm’ün Çin’deki toplam yatırımı 5 milyon dolar civarında. Demirdöküm Genel Müdürü Lütfü Kızıltan, “Çin’de yatırım yapmak bize Çin pazarını tanıma, dünyanın birçok ülkesine buradan ulaşabilme ve bu kültür ile ekip çalışmalarını yürütebilme gibi önemli avantajlar sağlıyor. Bu durumda aslında biz bugüne değil, yarına yatırım yapmış oluyoruz” diyor.

PAZAR PAYINI ARTIRACAK Kızıltan Çin’e dair kısa dönem hedeflerinin ürün gruplarını çeşitlendirmek ve kapasite artırmak olduğunu açıklarken, uzun dönem hedeflerinin de Çin pazarı içinde de önemli bir paya sahip olmak olduğunu ifade ediyor.

Nilüfer Gözütok
ngozutok@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz