Herkes Sofrada

Zaten hareketli bir sektördü... Ancak, son birkaç yıldır inanılmaz hareket var. Bu canlılık, son dönemde iyice hızlandı. Yabancıların satın almaları, büyük grupların operasyonları ve yeni yatırımla...

1.01.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Zaten hareketli bir sektördü... Ancak, son birkaç yıldır inanılmaz hareket var. Bu canlılık, son dönemde iyice hızlandı. Yabancıların satın almaları, büyük grupların operasyonları ve yeni yatırımlar... Herkesin gözü gıda pazarında. Uzmanlar, unlu üründen meşrubata, “üçüncü nesil” ürünlerden dondurulmuşa, çok sayıda kategorideki düşük tüketim oranı, şirketleri bu alana itiyor. Bir başka etken ise GSMH içinde gıdanın büyük payı... Uzmanlara göre, bu tablo, sektördeki yatırım ve satın almaları bir süre daha devam ettirecek.  
 
Sektördeki büyük hareketlilik hiç kimsenin gözünden kaçmıyor. Sadece yerli gruplar değil, yabancı sermayeden de büyük ilgi var. Ülker Grubu’nun yatırımları ve satın almalarını, Kraft’ın Kar Gıda’yı satın alması izledi. Bu alanda yatırımları olan Sabancı Holding, Gıdasa şirketini kurarak iddiasını ortaya koydu. Koç Holding ise bu sektördeki şirketlerini Tat Konserve’nin çatısı altında toplayarak hareketliliğe katıldı. Sadece bunlar mı? Büyüklerin yanı sıra, Anadolu’da da gıda sektöründe büyük canlılık var.  
 
Gıda pazarındaki bu hareketliliğin ardında aslında çeşitli nedenler yatıyor. Tüketimin düşük olması, Türkiye’nin sahip olduğu genç ve tüketici nüfus, ürün ve şirket bakımından yeterli çeşitliliğin olmaması bu nedenlerin başında geliyor. Ancak, esas nedeni sektörün büyüme potansiyelinde aramak gerekiyor.    
 
Holdinglerden gelen hareket  
 
Türkiye gıda sektörü hareketli bir dönem geçiriyor. Bu hareketin önemli yaratıcılarından biri hiç kuşkusuz “Ülker”... Gıda sektöründe gerçekleştirdiği satın almalarla dikkati çeken Ülker Grubu, son olarak Çamlıca Gazozları’nın da sahibi oldu.  
 
Uzun zamandır gıda sektöründen çekilmek istediği bilinen Doğuş Holding hareketliliğin bir diğer ilgi çeken ismiydi. Holding, Lamb Weston adlı patates şirketini, 2002 yılının nisan ayında Nevşehirli sanayici Belgin Gömeç’e sattı.  
 
Bir diğer hareket ise Koç Holding’den geldi. Holding gıda şirketlerini birleştirme kararı aldı. Bu karar çerçevesinde Tat Konserve, Maret, Pastavilla Makarnacılık ve SEK Süt’ün Tat çatısı altında birleşmesi kararlaştırıldı. Birleşme tamamlandığında yeni oluşum Türkiye’nin en büyük gıda şirketlerinden biri olacak. Holding verimliliği artırmak ve ölçek ekonomisinin getirdiği faydalardan yararlanmak için bu kararı aldığını açıkladı.  
 
Önemli bir diğer atak ise Sabancı Holding’den geldi. Marsa KJS ve Danone şirketleriyle sektörde faaliyet gösteren grup, Gıdasa adıyla yeni bir şirket kurdu.  Sabancı Holding Gıda Grup Başkanı Haluk Dinçer, Gıdasa’nın, grubun “gıdada büyüme platformu olacağını” söylüyor.  
 
Haluk Dinçer, “Tüm gıda kategorilerini stratejik açıdan değerlendiriyoruz. Güçlü bir şemsiye marka altında geniş ürün yelpazesi oluşturmayı hedefliyoruz. Bu amaçla şirket satın almalarında ve stratejik işbirliklerinde her zamankinden daha aktif olacağız” sözleriyle hareketin devam edeceğine dikkat çekiyor.  
 
Ses getiren birleşmeler  
 
Gıda sektörü birleşme ve satın almalar bakımından da oldukça hareketli bir dönemden geçiyor. Pazarda belli bir büyüklüğe ulaşmış firmalar, global şirketlere satılarak el değiş değiştiriyor. Schöller Kerevitaş, Carlsberg Tuborg ve DEG Penguen Gıda ortaklıkları son dönemin ses getiren olaylarındandı.  
 
Bunun dışında da önemli evlilikler gerçekleşti. Donanesa’nın Tikveşli’yi, Haribo’nun Pamir Gıda’yı, Dr.Oetker’in Piyale’yi alması sektördeki hareketliliğin bir başka yansımasıydı. Ancak, yabancı sermaye, en önemli satın almalarını 2002’de yaptı. Yılın ilk büyük satın almasını Cadbury Schweppes gerçekleştirdi. İngiliz şekerleme ve alkolsüz içecek firması Cadbury Schweppes, şubat ayında Türkiye’nin şekerleme devi Kent Gıda’nın yüzde 51’ini satın aldı. Cadbury bu hisseler için 95.8 milyon dolara ödedi.  
 
Bir ay sonra ise belki de yılın en büyük satın alması gerçekleşti. Pepsi Bootling Group, Türkiye’de meşrubatın en önemli oyuncularından Tamek-Fruko’ya talip oldu. Mart ayında gerçekleşen bu satın alma Pepsi’ye 110 milyon dolara mal oldu.  
 
Bir diğer önemli hareket ise eylül ayında yaşandı. Berksan Ailesi, cips pazarının yüzde 33’üne hakim olan Kar Gıda’yı, ABD merkezli dünyanın ikinci büyük markalı gıda şirketi Kraft’a sattı. Kar Gıda’nın 2001 yılı cirosu 35 milyon dolar civarında. Berksan Ailesi, daha önce de Uzay Gıda adlı cips şirketlerini Pepsi Co.’ya satmıştı.  
 
Gıdada müthiş potansiyel  
 
Sektördeki bu canlılığın temelinde gıdadaki müthiş potansiyeli yatıyor. Gıda sektöründe yaklaşık 25 bin şirket faaliyet gösteriyor. İrili ufaklı küçük atölyeler de bu rakama eklendiğinde sayı iyice artıyor. Uzmanlar, bu şirketlerin sadece yüzde 5-7’lik bölümünün modern anlamda tesise ve teknolojiye sahip olduğunu tahmin ediyorlar. Yine tahminlere göre, pazar normal şartlarda her yıl ortalama yüzde 10 büyüyor. Aslında, bu oran bile sektördeki hareketliliği tek başına açıklamaya yetiyor. Koç, Sabancı ve Doğuş gibi büyük holdinglerin yatırımları da sektöre ivme kazandırıyor. Ancak, tahminlere göre 60 milyar dolar büyüklüğünde olan bu dev pazar, henüz potansiyelini yakalamış değil.  
 
Devlet İstatistik Enstitüsü’nün(DİE) verilerine göre, Türkiye, 2001’de 37 milyar 321 milyon dolarını gıda harcamalarına ayırdı. Bu miktar, 2001’in ilk 9 ayında 32 milyar 118 milyon dolara ulaştı. Yani, gıda harcamaları GSMH’nın yaklaşık yüzde 35’ini alıyor. Devlet Planlama Teşkilatı’nın Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda 2005’te gıda ve içecek harcamalarının 75 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. İşte sektörü şimdiden canlandıran da bu tablo...  
 
“Alınacak çok yol var”  
 
Yaşar Holding Gıda Grubu Başkanı Ahmet Arsan, gıdanın gerçek potansiyeline ulaşamadığına dikkat çekiyor. Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirin ortalama olarak 800 dolarının gıda harcamasına gittiğini söyleyen Ahmet Arsan, gelişmiş ülkelerde bunun 4 kattan fazlasının gıda tüketimine ayrıldığına dikkat çekiyor ve değerlendirmesine şöyle devam ediyor:  
 
“Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin milli gelirinin artmasına paralel olarak kişi başı gıda harcamasının 1700-1800 dolar olacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 5 yılda kişi başına düşen milli gelir ne kadar artarsa, o kadar fazla nitelikli gıda tüketimi artacak. Bu da gıda üretimin armasını sağlayacak.”  
 
Yatırım potansiyeli yüksek  
 
Klasik bir değerlendirme olduğu üzere, “Türkiye bir tarım ülkesi”... Üstelik bu alandaki çeşitliliği de birçok Avrupa ülkesine oranla daha fazla. Tarıma dayalı sanayinin devlerinden Cargill’in Türkiye Proje Yatırım Müdürü Kemal Özbelli, Türkiye’de bu alandaki yatırımların yetersizliğine dikkat çekiyor. Özbelli’ye göre, bu durum da tarım ürünlerinin gıda sektörüne katma değer sağlayacak şekilde işlenememesine neden oluyor.  
 
Kemal Özbelli, “Gıda sektöründe yeni ürünler için birçok yatırım olanağı var. Bunun için tarıma dayalı sanayi şirketlerini desteklemek, bu yönde yatırımları teşvik etmek gerekiyor. Gıdadaki potansiyeli artırmak için bu şart” diye anlatıyor.  
 
Öne çıkacak kategoriler  
 
Gıdadaki büyüme potansiyeli, alt kategorilere göre farklılık gösteriyor. Araştırmalar, birçok kategoride yüksek potansiyel olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü, birçok alt kategorinde kişi başına düşen tüketim gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde. Tabii, bu alanlarda tüketimin düzelmesi için kişi başına düşen gelirin artması gerekiyor. Ahmet Arsan, gelirlerde artış yaşanması durumunda, özellikle “ambalajlı ve hijyenik” ortamda üretilmiş paketli gıdalara talebin artacağını düşünüyor.  
 
Bunun dışında ekmek, süt, sütlü ürünler, dondurma, et gibi birçok kategoride markasız ve açık ürünlerin hakimiyeti görülüyor. Bu da alt kategorilerde sanayi yatırımının önünün açık olduğu anlamına geliyor.  
 
Cargill Türkiye Proje Yatırım Müdürü Kemal Özbelli ise özellikle süt ve et gibi temel gıda maddelerinin üretimi konusunda ciddi bir potansiyel olduğunu savunuyor. Ona göre, bunlar dışında dondurulmuş sebze, meyve, şekerleme, helva, baklava ve dondurma gibi ürünlerin büyük şansı var. Bu kategorilerde özellikle ihracat potansiyeli yüksek.  
 
HTP Tüketici Paneli Direktörü Kıvanç Bilgeman, bazı özel ürünlerde büyüme potansiyeli gözlendiğine dikkat çekiyor. Kıvanç Bilgeman, “Bu büyüme genellikle bir veya birkaç üretici firmanın o kategoriye yatırım yapmaya başlamasından kaynaklanıyor. Mesela son 2 yılın ortalamasına baktığımızda mısır gevreklerinden yüzde 49, buzlu çaylarda yüzde 32’ye ulaşan büyüme rakamları görüyoruz” diyor.  
 
Potansiyel rekabeti körüklüyor  
 
Gıdada yaşanan rekabet hijyenik olmayan şartlarda üretilen, vergisiz ve merdiven altı üretimler ile modern üretim yapanlar arasında yaşanıyor. Markalı ürünler arasındaki rekabet yüzde 30’luk bir havuzun içinde gerçekleşiyor. Zaten sektörün yüzde 70’i markasız ve vergisiz üretimden kaynaklanıyor. Çok önemli miktarda üretim vergisiz ve denetimsiz bir şekilde piyasaya sunularak haksız rekabet yaratılıyor. Bunun dışında sanayiciler arasında da yoğun bir rekabet var.  
 
Mesela süt ve süt ürünleri kategorisinde rekabet açısından hareketli bir dönem yaşanıyor. Ülker‘in İçim markasıyla sektörde agresif stratejiler izlemesine karşılık Pınar, Sek, Sütaş gibi markaların karşı atağı pazarı hareketlendiriyor. Su, zeytinyağı, sıvı yağ, margarin, yoğurt, bisküvi, çikolata gibi kategorilerde de markasız ürünlerin yanı sıra şirketler arasında da agresif bir rekabet gözleniyor.  
 
“GIDANIN ALT ALANLARINDA BÜYÜME POTANSİYELİ VAR”  
 
Süleyman Tuğtekin/Doğuş Holding Gıda Grubu Başkanı  
 
GIDA REKABETÇİ BİR PAZAR
: Gıda, özellikle komşularımızın nazarında ve ev nazarında rekabetçi olabilen nadir sektörlerden biridir. Katma değer yaratan, GSMH’ya en fazla katkıda bulunan, gelecekte de potansiyeli yüksek olan bir sektördür  
 
REKABET FİYATA KAYIYOR: Yerel pazarda gıda alanında fazla kapasite oluşması rekabeti fiyata kaydırıyor. Rekabet fiyata dayalı olarak sürüyor. Un, zeytinyağı, sıvı ve margarin, su, bisküvi, süt gibi kategorilerde özellikle daha yoğun bir rekabet yaşanıyor.  
 
BÜYÜME POTANSİYELİ VAR: Bakliyat, şeker, et, konserve, dondurulmuş gıdalar, ambalajlanmış ekmek ürünleri, meyve ve sebze depolama, gıda lojistiği gibi alt alanlarda büyüme potansiyeli olduğunu düşünüyorum.  
 
YABANCILARIN İLGİSİ YOĞUN: Yabancıların sektöre yoğun ilgisi var. Bu ilginin devam edeceğine düşünüyorum. Tarımda çok boş alan var. Programlı ve planlı tarım politikalarının köylümüzü çiftçi haline dönüştürebileceğine inanıyorum. Yabancıların nazarında özellikle tohum çeşitliliği, teknolojik tarım yatırımı felsefesi ile yapılan “bio tarım” çok revaçta.  
 
“BİRLEŞME VE SATIN ALMADA DÜNYANIN EN HAREKETLİ SEKTÖRÜ”  
 
Ahmet Arsan/Yaşar Holding
 
 
Yaşar Holding Gıda Grup Başkanı Ahmet Arsan, gıda sektörünü büyüme potansiyeli yüksek bir pazar olarak tanımlıyor. Ahmet Arsan, pazara ilişkin görüşlerini şöyle aktarıyor:  
 
HANGİ ALANA YATIRIM YAPILMALI? Gıda yeni yatırımlara açık bir sektör. Özellikle fast food türü restoranlar, ev dışı pazara yatırım yapan firmalar ve turizm bölgelerinde faaliyet gösteren nitelikli restoranlar önümüzdeki yıllarda hızlı bir şekilde büyüyecek. Ayrıca, “Üçüncü nesil” ürünler dediğimiz hazır yemekler ve ambalajlı ürünlere olan talep artacağı için bu alanlara yatırım yapmak akıllıca olacak. Organik tarım ve organik ürünlerde yakın gelecekte yeni yatırım yapılacak alanların başında geliyor.  
 
GIDADA BÜYÜME SÜRECEK: Gıda sektörü canlı bir pazar. Gıda, 2002 yılında canlılığını koruduğu gibi, 2003 yılında da hareketli bir büyüme yaşayacak. DİE’nin son verilerine göre, Türkiye 2002 yılı sonunda yüzde 6-7’lik bir büyüme sağlayacak. Kişi başına milli gelir, 2002’nin sonunda 600 dolar artarak 2 bin 760 dolara yükseldi. Türkiye ekonomisinde hareketlilik başladı. Türkiye’de kişi başına yapılan harcamaların yüzde 32’sini gıda oluşturuyor. Dolayısıyla, 2002 yılında milli gelirin artması, 2003 yılında her çeşit ambalajlı gıda maddesine olan talebin de yükselmesine neden olacak.  
 
KRİZLERDEN AZ ETKİLENİYOR: Gıda sektörü ekonomik krizlerden göreceli olarak daha az etkileniyor. Tabiatı gereği hızla büyüyen bir pazar. İnsanların gelirlerinin artması sektörde, özellikle bazı gıdalarda satış artışı sağlıyor. En hızlı büyüme nitelikli ve ambalajlı gıdalarda yaşanıyor. Bu grubu et, süt, yumurta gibi proteinli ürünler takip ediyor.  
 
“GIDA GLOBAL ŞİRKETLERİN İLGİSİNİ ÇEKİYOR”  
 
Hande Şenova/PDF
 
 
PDF, şirketlere satın alma ve birleşme konularında danışmanlık veriyor. Şirketin müşterileri arasında önemli sayıda gıda işletmesi bulunuyor. Dolayısıyla, yabancı sermayenin gıda sektörüne olan ilgisini de yakından takip ediyorlar. PDF müdürlerinden Hande Şenova, gıdaya olan yabancı ilgisinin süreceğini düşünüyor ve şu değerlendirmeleri yapıyor:  
 
DÜNYADA TREND HANGİ YÖNDE? 1995-1999 yılları arasında birleşme ve satın alma hareketlerinde gıda sektörü işlem sayısı açısından 4’üncü sırada yer aldı. İşlem hacmi ise 67 milyar doların üzerindeydi. Sektörler arası şirket evliliklerinde ise yine aynı dönemde ilk sırayı gıda aldı.  Dünyadaki en aktif ilk 10 alıcı şirketin ikisi gıda ve içecek sektöründe yer alıyor. Temmuz 2002 itibariyle son bir yıllık sektörel hareketler incelendiğinde, içecek pazarı işlem değeri olarak geçen yıla göre 2 katına çıktı.  
 
YABANCILARIN İLGİSİ SÜRECEK: Hızlı tüketim maddeleri sektöründe Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalar, şirket evlilikleri konusunda cazibesini koruyor.  
 
Gıda pazarında belli büyüklüğe ulaşmış, marka ve pazar payına sahip gıda ve içecek firmaları global şirketlerin ilgisini çekiyor. Bu ilgi neticesinde ortaklık ve satın almalar gerçekleşiyor.  
 
Türkiye’de bazı gruplar gıdanın belli alt kollarından çıkarken belli alanlarda ise yatırım yapmaya devam ediyorlar. Markası olan, belli bir ölçeğe ulaşmış ve özellikle pazar payı belli bir büyüklüğe yükselmiş olan gıda şirketleri yabancı sermayenin ilgisini çekmeye devam edecek.  
 
GIDA ŞİRKETLERİ MÜŞTERİMİZ: Müşterilerimiz arasında tavuk, meyve suyu, süt ürünleri, yağ ve sos üreten şirketler bulunuyor. Ayrıca, büyük gıda şirketlerinin ürün gamını tamamlayıcı daha küçük şirket almaları, bu alımların private equity fonları tarafından finanse edilebilmesi için çalışmalarımız sürüyor. Bu sayede şirketlerin büyüklüklerini artırarak stratejik satışa hazırlanmaları konularına da yardımcı oluyoruz.  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz