Tarımın doktoru: Hektaş
Hektaş, 1962 yılında ise tarım ilaçları imal ve pazarlamasına yöneldi.
Türkiye’de toplam istihdamın yüzde 40’ı tarım sektöründe çalışıyor. Ancak istihdam oranları ile milli gelire katkı karşılaştırıldığında Avrupa’nın gerisinde olduğumuzu belirten Hektaş Genel Müdürü Dr. Tahsin Özbek, çiftçilerin arazi yapısı nedeniyle işletme olamadığını söylüyor. Hektaş ve Türkiye’nin modern tarıma geçişi üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşide Tahsin Özbek sorularımızı şöyle yanıtladı:
Hektaş hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?
Bitkisel üretim ve hayvansal üretim olarak iki alanda üretimimiz var. Tohumun tarlaya atılmasından sofra gelene kadar olan döngüde zirai mücadele anlamında kullanılacak her türlü ürünü imal ediyoruz. Bu tarafından bakıldığında ürün gamı en geniş olan şirket olarak öne çıkıyoruz. Biliyorsunuz tohumun ekilmeye hazır hale getirilişinden hasada kadar hatta depolamaya kadar Hektaş’ın mutlaka üreticiye sunduğu bir çözüm var.
Yeni yatırımlarınız var mı?
2005 yılında tarım ilaçlarına ek olarak veteriner ilaçları ve halk sağlığı ilaçları alanlarında da imal ve pazarlama faaliyetlerine başladık. 5 yıllık sürecin kuruluş aşaması olduğunu düşünüyoruz. Fakat ileride daha güçlü olmak için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu alanda da en kısa zamanda pazarda söz sahibi olacağımızı söyleyebiliriz.
Toplam ne kadar ürününüz var?
Zirai koruma alanında 350’nin üzerinde ruhsatlı ürünümüz var. Ticari olarak piyasaya sürdüğümüz ürün ise 200’ün üzerinde. Bazı veteriner ürünlerinde ise 40’a yakın lisanslı ürünümüz var. Fakat bunların bir kısmı ticari olarak piyasaya verilmemiş ürünler.
Biz Türkiye’nin ürün desenine baktığımızda çaydan muza, buğdaydan çeltiğe kadar birçok ürünü üretebildiğimiz bir iklimimiz var. Biz ürünlerimizi hazırlarken Türkiye’de üretilen ana ürünler üzerinden yola çıkıyoruz.
Şirket olarak sektörün neresindesiniz?
Zirai koruma alanında pazarın yüzde 20’sine hâkimiz ve bu da bizi lider kılıyor. Ciro bazında incelediğimizde ise pazarda lider durumda olan şirketlerden biriyiz. Ürünlerimize alan bazlı baktığımızda ise buradaki liderliğimiz çok daha belirgin durumda. Amacımız da liderliğimizi sürdürmek.
Modern tarıma sizin için ne ifade ediyor?
Modern tarıma geçiş sürecinde mekanizasyon, kaliteli tohum kullanımı ve çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi gerekliliği öne çıkıyor. Ancak bununda ileriden bir modern tarım anlayışı var ki o da mutlaka arazi birleştirme ile sağlanabilir. Modern tarımın önündeki en büyük engel ne yazık ki küçük çiftçi yapısına sahip olmamız. Türkiye’deki ortalama arazi büyüklüğü 50 dekar. Bu yapıyı Avrupa ile karşılaştırdığımızda Avrupalı çiftçinin işletme şeklinde yapılandığını görüyoruz. Biz de toplam istihdam oranın yüzde 40’ı tarım alanında iken milli gelire katısı yüzde 12 ile 14 oranında değişiyor. Avrupa’da ise toplam nüfusun yüzde 5’i tarımda çalışırken milli gelire olan katkısı yüzde12 ila 17 arasında değişiyor. Modern tarım demek için çiftçilerimizi işletme gücüne ulaşmış olması gerekir.
Hektaş hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?
Bitkisel üretim ve hayvansal üretim olarak iki alanda üretimimiz var. Tohumun tarlaya atılmasından sofra gelene kadar olan döngüde zirai mücadele anlamında kullanılacak her türlü ürünü imal ediyoruz. Bu tarafından bakıldığında ürün gamı en geniş olan şirket olarak öne çıkıyoruz. Biliyorsunuz tohumun ekilmeye hazır hale getirilişinden hasada kadar hatta depolamaya kadar Hektaş’ın mutlaka üreticiye sunduğu bir çözüm var.
Yeni yatırımlarınız var mı?
2005 yılında tarım ilaçlarına ek olarak veteriner ilaçları ve halk sağlığı ilaçları alanlarında da imal ve pazarlama faaliyetlerine başladık. 5 yıllık sürecin kuruluş aşaması olduğunu düşünüyoruz. Fakat ileride daha güçlü olmak için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu alanda da en kısa zamanda pazarda söz sahibi olacağımızı söyleyebiliriz.
Toplam ne kadar ürününüz var?
Zirai koruma alanında 350’nin üzerinde ruhsatlı ürünümüz var. Ticari olarak piyasaya sürdüğümüz ürün ise 200’ün üzerinde. Bazı veteriner ürünlerinde ise 40’a yakın lisanslı ürünümüz var. Fakat bunların bir kısmı ticari olarak piyasaya verilmemiş ürünler.
Biz Türkiye’nin ürün desenine baktığımızda çaydan muza, buğdaydan çeltiğe kadar birçok ürünü üretebildiğimiz bir iklimimiz var. Biz ürünlerimizi hazırlarken Türkiye’de üretilen ana ürünler üzerinden yola çıkıyoruz.
Şirket olarak sektörün neresindesiniz?
Zirai koruma alanında pazarın yüzde 20’sine hâkimiz ve bu da bizi lider kılıyor. Ciro bazında incelediğimizde ise pazarda lider durumda olan şirketlerden biriyiz. Ürünlerimize alan bazlı baktığımızda ise buradaki liderliğimiz çok daha belirgin durumda. Amacımız da liderliğimizi sürdürmek.
Modern tarıma sizin için ne ifade ediyor?
Modern tarıma geçiş sürecinde mekanizasyon, kaliteli tohum kullanımı ve çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi gerekliliği öne çıkıyor. Ancak bununda ileriden bir modern tarım anlayışı var ki o da mutlaka arazi birleştirme ile sağlanabilir. Modern tarımın önündeki en büyük engel ne yazık ki küçük çiftçi yapısına sahip olmamız. Türkiye’deki ortalama arazi büyüklüğü 50 dekar. Bu yapıyı Avrupa ile karşılaştırdığımızda Avrupalı çiftçinin işletme şeklinde yapılandığını görüyoruz. Biz de toplam istihdam oranın yüzde 40’ı tarım alanında iken milli gelire katısı yüzde 12 ile 14 oranında değişiyor. Avrupa’da ise toplam nüfusun yüzde 5’i tarımda çalışırken milli gelire olan katkısı yüzde12 ila 17 arasında değişiyor. Modern tarım demek için çiftçilerimizi işletme gücüne ulaşmış olması gerekir.
