Orhan Sabuncu, Türk otomotiv yan sanayinin devlerinden Orhan Holding’in otomotiv grup başkanı… Sektörün hızlı büyüdüğünü, buna paralel olarak kendilerinin de yüksek performans gösterdiklerini...
Orhan Sabuncu, Türk otomotiv yan sanayinin devlerinden Orhan Holding’in otomotiv grup başkanı… Sektörün hızlı büyüdüğünü, buna paralel olarak kendilerinin de yüksek performans gösterdiklerini söylüyor. 2003-2007 arasında otomotiv pazarındaki rakamların en az 2 kat artacağına dikkat çekiyor. Bunun, yan sanayini de etkileyeceğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Yan sanayinin üretim değeri 2003’te 9 milyar dolar civarındadır. 3 milyar dolar da ihracat yapıldı. İç üretim 2 kat artarsa yan sanayinin ihracatının 5 milyar dolara çıkabilir. Üretim değeri ise 18 milyar dolara ulaşabilir”.
Geçtiğimiz aylarda Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Turgay Durak, otomotivde kapasite anlamında sınıra yaklaşıldığını ve yeni yatırımlara ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Turgay Durak, 250 bin adetlik yeni kapasite için 1 milyar dolar gerektiğini ve yan sanayi de hesaba katıldığında bu tutarının 1,5 milyar dolara çıktığını söyledi. Otomotivde sıçramanın yapılması için yan sanayinin 500 milyon dolarlık bir yatırım yapması gerekiyor. Bu gerçek sektörde yeni gelişmelere işaret ediyor. 2007’de ihracatın desteğiyle otomotiv üretiminin 836 bin adete yükselmesi bekleniyor. Bu pazarın 2 kat büyümesi anlamına geliyor. Ana pazardaki 2 katlık büyüme yan sanayiye de yansıyarak hacmi 18 milyar dolara çıkaracak. Bu otomotiv yan sanayindeki bütün şirketlerin büyüyeceği anlamına geliyor. Yan sanayide 11 üretim şirketiyle önemli bir paya sahip olan Orhan Holding de bu sürece hazırlık için yeni yatırımlara başladı. Otomotiv grubu önümüzdeki bir yıl içinde 12 milyon dolarlık yatırım yapacak. Orhan Holding Otomotiv Grubu Başkanı Orhan Sabuncu, “Yeni işlere, yeni üretimlere girebiliriz. Türkiye’de olması beklenen üretim artışına adapte olacağız” diye konuşuyor. Grubun ilk stratejisini gelecekteki büyümeye adapte olmak oluşturuyor. Bunun dışında Orhan Sabuncu, doğrudan ihracat yapmanın yollarını arayacaklarını söylüyor. Ortalama yüzde 18 büyüyen grup bu trendi de korumak istiyor. Planlar tutarsa grup, 2010’da 1 milyar dolar ciroya, 15 bin çalışana ulaşacak.
Otomotiv sanayinin cazibe merkezi olduğuna dikkat çeken Orhan Sabuncu, yıllardır hayali kurulan 1 milyon adete ise sektörün 2010’da ulaşacağını söylüyor.
Orhan Holding Otomotiv Grubu Başkanı Orhan Sabuncu ile grup şirketlerini ve sektörü konuştuk:
Orhan Holding’in Otomotiv Yan Sanayiinde Faaliyet Gösteren Birçok Şirketi Var. Bu Şirketleri Bir Araya Getirdiğimizde Ortaya Nasıl Bir Büyüklük Çıkıyor?
Orhan Holding’in 21 şirketi var. Bunun 13’ü otomotiv alanında faaliyet gösteriyor. Bunlardan 2’si Fransa’da olup mühendislik ve satış şirketi olarak çalışıyor. Diğerleri Bursa’da yer alan üretim şirketleridir. Holdingin geçen yılki toplam satışı 327 milyon Euro olarak gerçekleşti. Bunun yüzde 93’ü cirosal olarak otomotiv grubunu temsil ediyor. Grubumuzda toplam 4 bin 392 kişi çalışıyor. 2004’te holdingin 400 milyon Euro ciro hedefi var. Yine geçen yıl olduğu gibi yüzde 93’ü otomotivden gelecek. Grubumuzun direkt ihracatı ciromuzun yüzde 53’üne tekabül ediyor. Ağırlıklı olarak Avrupa’ya ihracat yapıyoruz. Avrupa’da ağırlıklı olarak Fransa, Almanya’ya ihracat gerçekleştiriyoruz. Bir miktar ürünü de İtalya ve İspanya’ya gönderiyoruz.
Yabancı Ortaklarınıza Mı Gidiyor Ürünler?
Evet, ağırlıklı olarak yabancı ortaklarımıza gidiyor. Türkiye’deki otomotiv şirketlerine de mal satıyoruz. Bu mallarımızın araçlarla birlikte ihraç edildiğini düşünürsek endirekt ihracatla beraber üretimimizin yüzde 90’ı Avrupa’da kullanılıyor ki bu önemli bir miktardır.
Teknik Malzeme Grubunuz İçinde En Yüksek Ciroyu Yapıyor. Diğer Şirketleriniz Hangi Özellikleriyle Dikkat Çekiyor?
Teknik Malzeme ağırlıklı olarak komple koltuk, koltuğun önemli girdisi olan kılıf, metal aksam ve sünger üretiyor. Ürettiği koltuk kılıflarının yüzde 80’ini ağırlık Fransa’da olmak üzere ihraç ediyor. Grubun en eski şirketidir. Fransız Faurecia ile ortağız. Grubun ikinci büyük şirketi Aunde Teknik’tir. Üretiminin yüzde 90’ını koltuk kılıfı, yüzde 10’unu koltuk kumaşı oluşturuyor. Ürettiği koltuk kılıflarının tamamını Fransa ve Almanya olmak üzere ihraç ediyor. Yani, cirosunun yüzde 90’ı ihracattan geliyor. Burada Alman Aunde Achter&Ebels firmasıyla ortağız. Üçüncü şirketimiz Matay’dır. Burada egzos sistemleri üretiyoruz. Bu şirketimiz kendi alanında Türkiye’nin en büyük firması durumunda. İtalyan Magneti Marelli ile ortağız. Bu Fiat’ın bir yan kuruluşudur.
Matay’da Koç Holding İle Ortaklığınız Devam Ediyor Mu?
Koç Holding’in bazı yan sanayiinde çıkma kararı doğrultusunda bu hisseleri devraldık. Bunun dışında Lear Teknik’de de koltuk üretiyoruz. Bu şirket de tamamen ihracat yapıyor. İhraç ülkeleri içinde ağırlık Almanya’dır. Sıla Teknik adında firmamızda İtalyan Sıla Holding ile ortağız. Burada debriyaj, fren, her türlü fleksibel kablo ve vites mekanizmaları yapıyoruz. Sıla Teknik hızlı büyüyen şirketimizden biridir. Nobel Teknik de ise yakıt hortumları üretiyoruz. Orda şirketimizde plastik profil üretiliyor ve üretiminin yüzde 80’ini ihraç ediliyor. Elta’da ise sünger üretiyoruz. Bu şirketimiz için en son teknolojiyle sünger üretecek bir tesisin siparişini Almanya’ya verdik. Artış trendini yakalayacak, kapasiteyi artıracak bir yatırım bu. Şubat ayında bu kapasite devreye girecek. Yay üretimi yapan Yaysan Teknik’te de yatırımlarımız devam ediyor. Ormetal ise tel ve saç ile ilgili metal aksam üretiyor.
Yani Her Pazar İçin Bir Şirket Mi Kurdunuz?
Hayır, tam olarak bunu söyleyemeyiz. O dönemin koşullarının oluşturduğu bir yapıdır. Ortakların pozisyonuna göre de oluşmuştur. Mesela Opel firması Türkiye’de kurulduğu zaman karşılıklı ofset anlaşmaları vardı. Türkiye’den mal almaları gerekiyordu. Kendileriyle görüştük ve ortak bir şirket kurmaya karar verdik. O zaman General Motors ile ortak olduk. General Motors hisselerini Lear Corporation’a devretti. Dolayısıyla bu şirketimiz ağırlıklı olarak Opel ile çalışıyor. Aunde BMW’ye, Peugeot ve Audi’ye, Teknik Malzeme Renault ve Smart aracına iş yapıyor. Bizim şirketlerimizde yönetimler ortakları ile birlikte potansiyel olan pazarlara girerek iş yapmaya çalışıyor. Teknik Malzeme, Aunde ve Lear’ın ihracatlarını topladığımız zaman Avrupa’nın koltuk kılıflarının yüzde 13’ünü buradan göndermiş oluyoruz. Oldukça büyük bir rakamdır. Zaten bizim ciromuz içinde en büyük payı koltuk kılıfı üretimi alıyor.
Ağırlıklı Olarak Koltuk Kılıfı Üretiyorsunuz. Buna Rağmen Teknik Malzeme Yarışı Önde Götürüyor. Nedir Bu Şirketi Farklı Kılan?
Teknik Malzeme’nin en önemli üretimi komple koltuk ve onun komponentleri olan kılıf, sünger ve metal üretimidir. İhraç ettiği kılıflara ilaveten iç piyasaya da bu ürünleri veriyor. Belli bir para tutan ürünleri ürettiğinden cirosu en yüksek olan şirketimizdir. Bu nedenle holding şirketleri içinde amiral gemisi olarak ortaya çıkıyor.
Otomotiv Yan Sanayiinde Pazar Ve Müşteri Belli. Dolayısıyla, Agresif Büyüme Gerçekleştirmek Zor. Siz Nasıl Bir Büyüme Stratejisi İzleyeceksiniz?
Türkiye’deki otomotiv pazarının gelişimine baktığımızda 2003-2007 arasında rakamların en az 2 misli artacağını görüyoruz. Gelişim trendi bu yönde. En büyük hedefimiz önümüzdeki 3-4 yıl içinde iç pazarın bu taleplerine cevap verebilmektir. Müşterilerimizin kapasite artışı taleplerini karşılayabilecek şekilde kendimizi organize etmeye çalışıyoruz.
Orta vadeli ilk stratejimiz bu. Sıla Teknik, Renault’nun direkt üreticisi oldu. Böyle olunca bu şirketin yurt dışına mal ihracatı hızlandı. İkinci olarak Sıla Teknik’te olduğu gibi, bu tip üretim artışlarını planlamak istiyoruz.
Ancak, esas stratejimizi Türkiye’de gerçekleşecek üretim artışına uyum sağlamak oluşturuyor. Çünkü, 3-4 yıl içindeki bu artış firmaların organizasyon, işletme sermayesi ve yatırım yönünden iyi bir planlama yapmasını gerektiriyor.
2 Katlık Bir Büyümeden Söz Ettiniz. Bu İhracattan Mı Kaynaklanacak?
İhracattan kaynaklanacak. 2003’te 400 binler seviyesinde üretim yapıldı. Yapılan tahminlere göre, 2008’de 900 bin adet üretim gerçekleştirilecek. Türkiye’deki satışın da artması öngörülüyor. Tabii bu ekonomik olaylarla ilişkili bir durum. Yani, bugün iç pazarda araç satılıyor, ama yarın pazar yüzde 20 daralabilir. İç pazardan ziyade üretimdeki artışta ihracat sürükleyici bir rol oynayacak.
1994 krizinde yan sanayi hızlı davranarak ihracata yöneldi. Ana sanayi biraz daha uzun vadeli planlama yaparak ihracatı düşünmeye başladı. Ama, 2001 krizinden sonra artık ana sanayi de bu işin iç pazarla yürümeyeceğini anladı. İç pazarla bu iş olmuyor. Organize oluyorsunuz bir kriz geliyor ve üretim yarı yarıya düşüyor. Buna adapte olmak kolay değil. Bana göre, otomotiv üreticileri bu konuda önemli bir iş başardı. İhracat ağırlıklı bir üretim ortaya çıktı. Artışların da çoğu ihracata gidecek.
Üretimin 900 Bin Adete Ulaşacağı Tahmini Var. Yıllardır Hayali Kurulan 1 Milyon Adette Ne Zaman Ulaşılır?
2010’da rahatlıkla 1 milyon adeti geçebileceğimizi düşünmek istiyorum. İç pazar için birçok risk var. Ama, ihracat pazarının durması için çok büyük hatalar yapmamız lazım. Böyle hatalar da yapmayacağımızı varsayıyorum.
Bu Öngörülerden Yola Çıkarsak Yan Sanayinin De Geleceğinin Parlak Olduğunu Söyleyebilir Misiniz?
Ana ve yan sanayideki üreticiler gerçekten insan üstü bir gayretle çalışıyor. Herkes üretimini artırmaya, daha kaliteli ve ucuz araçlar, parçalar üretmeye çalışıyor. Bana göre, buradaki en büyük engel hükümetin bu konuda belirlenmiş bir politikası yok. Bu politikanın belirlenmesi gerekiyor. Bu yapılabilirse rakamlar belki de daha yukarılara çıkar, çok daha sağlıklı üretim yaparız ve önümüzü görürüz. İthalat ile iç pazarda üretilen araçların ayrılması gerekiyor. İçerde üretilen araçların desteklenmesi lazım.
Üretim 2 Kat Artarsa Bunun Yan Sanayiye Yansıması Ne Olur?
Yan sanayinin üretim değeri 2003’te 9 milyar dolar civarındadır. 3 milyar dolar da ihracat yapıldı. İç üretim 2 kat artarsa yan sanayinin ihracatının 5 milyar dolara çıkacağını düşünüyorum. Çok global olarak bakarsak üretim değerinin ise 18 milyar dolara çıkacağını söyleyebiliriz.
Böyle Bir Büyüme İçin Sizin Kapasiteniz Yeterli Olacak Mı?
Kapasitemizin düşük olduğu firmalarda maksimum kapasiteyi kullanmak istiyoruz. Kapasite yaratmak için bazı verimlilik çalışmaları yapıyoruz. Dolayısıyla bazı yerlerde, bazı konularda kapasite yaratma imkanı olabilir. Ama, genel olarak zaten yatırım yapma mecburiyeti var. Kapasite ile ilgili gereken yatırımlara başladık.
Şu An Bütçenize Giren Yatırım Miktarı Ne Kadar?
Önümüzdeki bir yıl içinde 12 milyon Euro’luk bir yatırım planlıyoruz. Otomotiv Sanayicileri Derneği Başkanı Turgay Durak da yan sanayinin 500 milyon dolar yatırım yapması gerektiğini açıkladı. Sonuçta yan sanayide yatırım yapılması gerekiyor.
Bu Büyüme, Yeni Yatırım İhtiyacı Yeni Oyuncuları Çeker Mi?
Yeni modellerle birlikte yabancıların gelişi artıyor. Yabancı üretici eğer lisans vermediyse yeni modelle birlikte Türkiye pazarına girebiliyor. Türkiye’deki otomotiv pazarı büyümesiyle bir cazibe merkezi durumunda. Bu iki nedenden dolayı bir miktar yabancı oyuncunun pazara girebileceğini düşünüyorum. Gelen yabancı firmalar da zaten var.
Türkiye’ye Henüz Gelmeyen, Dengeleri Değiştirebilecek Önemli Bir Oyuncu Var Mı?
Avrupalı yan sanayi oyuncularının gerek lisansla gerek ortaklıkla yüzde 80’i Türkiye’ye gelmiş durumda. Gelip de sektörün dengelerini değiştirecek bir oyuncu yok.
Peki Sizin Şirketleriniz Yılda Ortalama Ne Kadar Büyüyor?
Son on yıla baktığımızda yüzde 18 seviyesinde bir ortalamayla büyüdük.Tabii her yıl bu seviyede olmadı. Mesela 1994 ve 2001’de küçüldük. Devalüasyon olunca cironuz döviz bazında küçülüyor, işler de tabii. Bu küçülmeleri takip eden yıllarda hızlı büyüyerek telafi ettik.
Orhan Holding Otomotiv Yan Sanayine Yönelik Nasıl Bir Gelecek Planı Oluşturdu?
Yaptığımız belli işler var. Bu işlerin dışında gerek müşterilerimizin bizi yönlendirmesiyle gerek kendi inisiyatifimizle otomotiv yan sanayiinde olmak şartıyla yeni işlere, yeni üretimlere girebiliriz. Türkiye’de olması beklenen üretim artışına adapte olmamız gerekiyor. Direkt ihracatımızı artırmayı planlıyoruz. Yakaladığımız büyüme trendini de devam ettirmek istiyoruz. Bunları bir araya getirdiğimizde 2010’da 1 milyar dolar cirosu, 10 bin çalışanı olan bir grup haline geleceğimizi düşünüyoruz.
Yerli Oyuncu Girişi Olmaz”
Yeni Oyuncu Girme İhtimalinin En Düşük Olduğu Alanlarda Bile Yerli Oyuncu Girişlerine Tanık Oluyoruz. Pazarınızda Bu Açıdan Bir Yeni Giriş Olabilir Mi?
Yerli oyuncu girişinin biraz zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü, bu iş ‘Karar verdim bu pazara gireyim’ demekle olmuyor. Belli bir birikiminiz, kültürünüz, kurumsal yapınızın olması gerekiyor. Otomotiv firmalarını tanıyor olmanız lazım. Dolayısıyla sektör dışından yeni yerli oyuncu girişinin olacağını düşünmüyorum. Bursa’da zaman zaman duyuyorum; mesela tekstille uğraşıyor, tekstil kötü gidince otomotive girsem mi acaba diye düşünüyor. Bunun en kolay yolu bir yabancı firma ile ortak olarak veya lisansını alarak pazara girmektir. Bu bile çok zordur. Otomotiv pazarında olmayan birine niye lisan verilsin ki. Dolayısıyla başka sektörlerden kayış olacağını sanmıyorum. Ama, otomotiv yan sanayindeki firmalar kendilerini büyütecekler. Bu şekilde bir sektör büyümesi olacak.
“İran’da Yatırım Yapacağız”
İhracat Pazarlarında Hızlı Büyüme Potansiyeli Var Mı?
Şu an ihracat yapan şirketlerimizdeki aynı üretim bazında miktarları artırmaya çalışıyoruz. Yeni ihracat imkanları, yeni müşteriler arıyoruz. Avrupa’daki üreticilere direkt satışımızı artırmaya çalışıyoruz. Şu an ki satışlarımız genelde ortağımız üzerinden oluyor. Mesela koltuk kılıfını direkt üreticiye satma şansınız yok. Bunu koltuk üreticisine satacaksınız, o koltuk haline getirip ana üreticiye satıyor.
Avrupa Dışında Yeni Pazarlar Gelişir Mi?
Son 5-6 aydır yoğunlaşmaya çalıştığımız İran pazarı var. Bu pazar üzerinde araştırmalarımız devam ediyor. Belki bazı kişiler veya firmalarla iş birliklerimiz olacak. Bu konunun üzerine hassas bir şekilde gidiyoruz.
Neden İran?
Renault İran’daki en büyük otomobil fabrikasıyla ortak olarak orada yatırım yapma kararı aldı. Ana sanayi gidince yan sanayi de arkasından gider. Bizim bazı ürettiğimiz mallar var. Mesela Romanya’ya Logan için üretim yapıyoruz. Renault, Romanya için ürettiğimiz malı İran için de istiyor. Çünkü, aynı araç yapılacak. Ana sanayi bize İran’a gelin diyor. Hayır diyemiyorsunuz. Bizim de genişleme zaten planımızda vardı. Orada yatırım yapmayı planlıyoruz. Orada üretmek daha ekonomik oluyor.
“Elektronik Kullanımı Daha Da Artacak”
Traktörde Bile Elektronik Kullanılıyor. Elektroniğin Daha Fazla Kullanımı Yan Sanayinde Bir Değişim Yaratır Mı?
Araştırma geliştirme yatırımı yapabilmemiz için, belli üretim rakamlarının oluşması gerekiyor. Türkiye’de bu yeni yeni oluşuyor. Bu yatırımlara kaynak ayırabilmeniz lazım. Bunun için de büyük olmanız gerekir. Yavaş yavaş firmalar Ar-Ge’ye de kaynak ayırmaya başladılar. Bu bir süreç, bu süreci yaşayacağız. Otomotiv üretiminin artmasına paralel olarak Ar-Ge faaliyetlerini hızlandırıp bu ürünleri Türkiye’de yapma şansı olabilir. Eğer üretim artarsa, lisans veya ortaklıkla gelen yabancı oyuncular yerli firmalarla birlikte Türkiye’de Ar-Ge çalışmalarına başlayabilirler. Tabii bunun ekonomik olması gerekiyor. Eskiden araçlarda bir sürü unsur mekanikti. Şimdi her şey elektronik oldu. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde elektroniğin kullanımının ve etkinliğinin daha da artacağını düşünüyoruz. Bu nedenle Avrupa’da birçok üretici Siemens, Microsoft gibi firmalarla iş birlikleri yapıyorlar. Bu gelişmeleri iyi takip edip adapte olmak lazım. Bizim ortaklarımız bu konuda çalışmalar yapıyor, bazı bölümlerini elektronik hale getiriyor. Biz de bunları takip ediyoruz.
Ebru Fırat
efirat@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?