1 Milyon Bilgisayar Geleceğimizi Değiştirir

Doğan Online’in yeni CEO’su Orhan Göksal, bir süre önce de bilişimin en önemli kurumu TÜBİSAD’ın başkanlığını üstlendi. Bir yandan şirketi, diğer yandan da derneğiyle aracığıyla sektörü hareketlend...

1.07.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedDoğan Online’in yeni CEO’su Orhan Göksal, bir süre önce de bilişimin en önemli kurumu TÜBİSAD’ın başkanlığını üstlendi. Bir yandan şirketi, diğer yandan da derneğiyle aracığıyla sektörü hareketlendirmeye çalışıyor. Ajandasının ilk sırasında ise “Okullara 1 milyon bilgisayar” kampanyası var. Ona göre, bu proje, Türkiye’nin geleceğini, okullarda bilgisayar ve internet kullanımını artıracak. Hatta sektör ve BT ihracatı da bu temel üzerinden güçlenecek. Göksal, “10 sene önce bu iş başlarken ilk treni kaçırdık. Ancak yine de geleceği bunun üzerine kurma şansımız var. Gelecek 50 yılı internet belirleyecek.” diye konuşuyor.

“Türkiye, 2004 sonu rakamlarına göre dünyanın en büyük 18’inci ekonomisi konumunda. Ancak, bilişim endeksine baktığımız zaman 50’inci sırada olduğunu görüyoruz. Bunu 18’e çekmeye çalışırsanız, Türkiye ekonomide ilk 10’a girecektir.”

Bu değerlendirme, Doğan Online’ın CEO’su Orhan Göksal’a ait. O, Türkiye’de bilgisayarlaşma oranı artmadan, hiçbir ilerleme olmayacağına inanıyor. Atılım yapmak için en temel yönteminin ise okullarda bilgisayar kullanımını yaygınlaştırmak olduğunu söylüyor.

Orhan Göksal, kısa süre önce, sektörün en önemli kuruluşlarından biri olan TÜBİSAD’ın başkanlığını üstlendi. Görevi alır almaz da çok büyük projeleri takip etmeye başladı. Derneğin öncelikli gündeminde “okullara 1 milyon bilgisayar” sloganıyla süren kampanya var. Bağışlarla gerçekleşecek bu kampanya ile ekim ayında tüm okulların bilgisayarlarla donatılmış olarak açılması planlanıyor.

Bugüne kadar Vestel, Turkcell gibi önemli şirketlerde görev yapan Orhan Göksal, yaklaşık 20 yıldır bilişim sektöründe çalışıyor. Sektörde vizyoner kişiliğiyle tanınıyor. Anlaşılan o ki, kısa süre sonra TÜBİSAD ve Doğan Online’da gerçekleştirdiği önemli projelerle adından çok söz ettirecek.

Digital’de bu ay Orhan Göksal ile geniş bir söyleşi yaptık. Sektördeki gelişmeleri, TÜBİSAD’ın gündemindeki projeleri konuştuk. Doğan Online’ın yeni planları ile ilgili de önemli ipuçları verdi. Orhan Göksal’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Kısa süre önce TÜBİSAD’ın başkanlık görevini üstlendiniz. Derneğin gündeminde neler var?

TÜBİSAD’ın temel gündeminde Türkiye’de bilişim sektörünün gelişmesi var. Biz bugün bunun temel taşları ile uğraşıyoruz. Bunlardan bir tanesi, bilgisayarların yaygınlaşması. Bilgisayar kullanımı yaygınlaşmadan hiçbir konu gelişmiyor. Bugün Türkiye dünyanın en büyük 18’inci ekonomisi konumunda. Ancak, bilişim endeksine baktığımız zaman 50’inci sırada olduğunu görüyoruz. Bunu 18’e çekmeye çalışırsanız, Türkiye ekonomide de ilk 10’a girecektir.

Türkiye’de aktif bir nüfus var. Bu nüfus fırsatları yakalamak için sürekli uğraşıyor. Rehavete kapılacak bir ortam yok. Bunu bilgisayar becerisiyle tamamlarsak, ortaya müthiş bir potansiyel çıkacak. Bu nedenle bilgisayar bilincini artıracak reklam kampanyaları başlattık. Daha da önemlisi okullarda bilgisayar kullanımı konusuna odaklandık. Okullarda bilgisayar kullanımının artması, öğrencilerin okullardan bilgisayar bilerek mezun olacakları anlamına geliyor. Bu da iş hayatına gerek patron gerek profesyonel olarak girenlerin çok daha verimli olmasını sağlayacak. Ardından işletmeler kendi verimliliklerini, rekabet güçlerini artıracaklar.

Okullarda bilgisayar kullanımının artması için nasıl bir proje yürütüyorsunuz?

Sayın Başbakan’ımızın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle bir bilgisayar bağış kampanyası başlattık. Türkiye’deki okullara 1 milyon bilgisayar ulaştırmaya çalışacağız. Bugün mevcutta 240 bin adet var. Dolayısıyla bu çok büyük bir hedef. Ancak, ulaşılabilir bir hedef.

Bağışlar başladı. Arkasının geleceğini de düşünüyoruz. Banka numaraları var. Beklentimiz, ekim döneminde okulları mümkün olduğu kadar çok bilgisayarla açmak.

Diğer yandan Türk Telekom her okulu internete geçirmek konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyor. Hükümet Türkiye’de ADSL ile internete bağlanmayan okul bırakmayacak. Bilgisayarları da 1 milyona çıkarırsak Türkiye’nin önümüzdeki 50 yılı değişecek.

Bu işe 300-500 milyon dolar gibi bir para yatırılması gerekiyor. Bugün bu parayı nerelere yatırmıyoruz ki... Ama bu işe yatırmadığımız için ülke geri kalıyor.

Sektörde tablo nasıl? Türkiye’de bilişim endüstrisi 2004’ü nasıl geçirdi, 2005 sonu beklentileri nasıl şekilleniyor?

2004’te sektör, gelişmelere rağmen iç pazarda kaldı. 2005’de de durum aynı. Önümüzdeki dönem hedefi, bilişimin iç pazardan bağımsız hale gelebilmesi olacak.

Türkiye, bilişimde tam olarak üretici konuma geçemiyor. Bunun da sebebi okullardan bilgisayarı öğrenemeden mezun olmamız. Bilgisayarı daha sonra öğrenmek hem çok verimsiz hem de pahalı. Bu nedenle gelecekteki resmi temel olarak eğitimle oluşturabiliriz diye düşünüyorum. Başlama noktası burası.

Hedefimiz Türkiye’yi bilişimin her alanında üretici hale getirebilmek. Bugün Hindistan gibi bir ülke bunu yapıyor. Dünyada başka pek çok ülkenin bu konuda yakaladığı değişik pazarlar var. Türkiye burada ihracatçı olmadığı takdirde uzun dönemde iç pazardaki dalgalanmalardan her halükarda etkilenecek. Bugün yaşadığımız da bu. Finans sektöründe yaşanan kriz yıllardır bilişim sektörünü stres altında tutuyor. Şirketler hiçbir zaman iyi paralar kazanamıyor, ancak hayatta kalabiliyorlar. Bu bizim istediğimiz tablo değil.

Önümüzdeki dönem beklentileriniz nasıl, hangi alanlar gelişecek?

E-devlet projeleri pazarı hareketlendiriyor. Şirketlerdeki e-iş uygulamaları da etkin ve pazarı geliştiriyor ama temel hedef sektörü ihracat yapar hale getirebilmek. Bununla ilgili temel taşlar çözülmedi. Okullara 1 milyon bilgisayar girdikten sonra bunları ufak ufak göreceğiz. Bugün Türkiye’de lise-ilköğretim müfredatıyla uyumlu müthiş eğitim yazılımları var. Bunların örnekleri dünyada yok.

Bilgisayarlar okullara girmeyi başladığından itibaren, evlerde bilgisayar kullanımı artacak. Eğitim yazılımları geliştiren firmalar gelişecek. Bu sektöre yansıyacak. Burada önümüzdeki 50 yıldan bahsediyoruz. İlk olarak oyun pazarında, eğitim pazarında, donanım tarafında gelişmeler olabilir.

İki hafta önce Silikon Vadisi’ndeydim. Türk-Amerikan işadamlarının işbirliğini ifade eden bir konferansta  konuşmacı olarak bulunuyordum. Orada “Airties” adlı bir Türk firması konuşma yaptı. Bu firma ADSL modem üretiyor. Önce yabancı firma zannettim. Oysa tamamen Türkiye’de üretim yapıp satıyorlarmış. Böyle çok örnek var. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, bu ve benzeri şirketler palazlanıp yurtdışına açılacak. Bu tür olayları 2006’da görüyor olacağız. Ancak tekstilin ihracatını takip ettiğimiz gibi, bilişimin de takip edilen bir sektör haline gelebilmesi, uzun vadede mümkün olacak.

E-devlet konusundaki adımlar yavaş bulunuyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

70 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. Bu ülkenin şartları, eğitim düzeyi ve olanakları çerçevesinde davranmak zorundasınız. Evet, bence de yavaş… Benim istediğim şartlar altında olsaydı, daha hızlı yapabilirdim. Ancak, bu şartlar altında ben de aynı hızda, belki de mevcut hükümetten daha yavaş yapardım. Ben mevcut hükümeti son derece sonuç odaklı görüyorum. Eleştirecek yanları elbette var ama bu noktada, mevcut olanı nasıl geliştirebiliriz, ona bakmak lazım.

Burada özel sektöre büyük rol düşüyor. Özel sektör kendi kampanya ve destekleriyle bu işi daha geniş boyutlara taşıyabilir. Bugün okullara bilgisayar koymakla bilgisayarlı eğitim olmaz diye eleştiriler var. Evet doğru ama koymazsak da olmaz. Bu bilgisayarları koyarak en azından çocuklarımızın yüzde 15-20’sini geleceğe taşıyabilmek mümkün olacak. Bunun üzerine iyi bir eğitim müfredatı, çok iyi eğitilmiş öğretmenler koyarsanız, bu oran yüzde 80’e çıkar. Bunlar kolay işler değil. Zamanla olacak.

Kamu tarafındaki yatırımlarda öne çıkan konular neler?

Bugün e-devlet ve e-dönüşüm projelerine ciddi konsantre olundu. Özellikle okulların bilgisayar ve internete geçirilmesi konusunda ciddi yatırımlar yapılıyor. Eğitim ve e-devlet projeleri öncelikli diyebilirim.

Özel sektörde yatırımlar hangi alanlara yoğunlaşıyor?

Zamanında internet balonu beklenin üzerinde şişirildi. Ancak, bugün en büyük gelişme iş süreçlerinin internete geçmesi. Verimlilik açısından şu anda iyi bir noktada oldukları için şirketlerin uygulamalarını bu tarafa geçirdiklerini görüyoruz. Bugün MSN Messenger 3,5 milyon aboneye ulaştı. Burada dünyada en yüksek büyüme hızına sahip ülkeyiz. MSN Messenger hem sohbet için kullanılıyor, hem de buradan iş yapılıyor. Bütün bunlar iş süreçlerinin web ortamına taşındığını, burada müthiş fırsatlar olduğunu gösteriyor. Yalnız burada bir engel var. Bu da öncelikle PC yaygınlığının düşük olması.

İkincisi internet yaygınlığının düşük olması.Türkiye’de Turkcell gibi bir şirket olmasaydı, bu iş Türk Telekom’da olsaydı bugün 13-14 milyon mobil abonemiz olurdu ve çok büyük bir gelişme oldu, sabit hatta yaklaştı derdik. Ancak, bugün 35 milyona yakın abone var. Turkcell, 20 küsur milyon abonesi ile bu işi geleceğe taşıdı. Aynı şey internet için geçerli.

Bugün interneti geliştirmede en büyük amiral gemisi Türk Telekom’dur. Ancak, Türk Telekom başkalarıyla işbirliği yapıyor olsaydı, bugün internet kullanıcı sayısı 10 milyonu geçerdi. Bilgisayar sayısı çok yüksek rakamlara ulaşabilirdi. Bunlar birbirini tetikleyecek, birlikte kampanyalar yapacak, hızlı bir gelişmeye sebep olacaklardı. Bu nedenle şu anda internet kullanıcı tek haneli milyonlar seviyesinde. Biz bunun önündeki engelleri kaldırmak zorundayız. Burada Türk Telekom’un ciddi bir şekilde özel sektör ile işbirliği yapması gerekiyor.

TÜBİSAD’ın bir de teknopark projesi var. Bu konuda ne kadar yol alındı?

Evet TÜBİSAD’ın bu yılki projelerinden bir tanesi de “teknopark”. Başbakan’ın da himayesinde teknoparkın kurulması, gelir vergisinden muaf şekilde bir takım alanların sunulması üzerine çalışıyoruz. Bununla ilgili de oldukça ilerledik. Bu bir ilk adım. Şu ana kadar yapılmış projelerin içerisinde büyük ama bundan sonra yapılabilecek projeler açısından küçük bir proje.  Bize göre Türkiye çapında bu işin hak ettiği yer binlerce, onbinlerce dönüm alanın çok özel şartlarla bilişim sektörüne ayrılması. Ayrıcalıklı birtakım olanakların sağlanması ve bu sistemin istismar edilmesini engelleyecek her türlü önlemin alınması, kanun düzenlemelerin yapıldığı bir ortam olması gerekiyor.

Şu anda 35 dönümlük bir teknopark üzerine çalışıyoruz. Ümraniye civarında bir yer olacak diye tahmin ediyoruz. Türk Telekom’un ve diğer devlet kuruluşlarının çok büyük desteği var. Hedefimiz bunun başlangıç olması. Gelecekte çok daha büyük projelere taşımak istiyoruz. Bugüne kadarki teknopark projeleri çok başarılı olarak gerçekleştirildi. Bunlar küçük ölçekli projelerdi. Bundan sonraki hedef büyük projeler olmalı.

DOĞAN ONLINE’IN STRATEJİSİ CİHAZ ODAKLI OLACAK

TÜBİSAD’da olduğu gibi Doğan Online’da (DOL) da yenisiniz. Yeni dönemde DOL’un planları nasıl, neler yapacaksınız; yeni projeler var mı?

İNTERNET HER ŞEYİ YUTACAK Doğan Online (DOL) temel olarak bir internet şirketi. Şu anda tam olarak hissedilmiyor ama internet önümüzdeki 50 yıl içerisinde her şeyi içerisine alacak. Gelecekte her şeyi yutacak da diyebiliriz. Önümüzdeki dönem internetin en önemli ayaklarından biri mobilite olacak.

ÜÇGEN MODELİ Bugünden başlangıç örneklerini gördüğümüz gibi, internet her türlü cihazla, her türlü sistemle entegre olacak. Bu iş Türkiye’de yavaş ilerliyor. Bunun da en önemli nedenlerinden bir tanesi cihaz yaygınlığının az olması. Burada biz 3 tane komponent görüyoruz. Bu her şey için uygulanabilir bir model. Bir üçgen düşünün. Bu üçgenin köşelerinde cihazlar, servisler ve içerik yer alıyor. Bunların üçü birlikte varsa müşteri yakalanabiliyor. Bir tanesi eksikse olmuyor.

CİHAZ PAZARI TUTUYOR Türkiye’deki PC penetrasyonu çok yüksek olmamasına rağmen, cihazlardaki internet penetrasyonunun çok yüksek olduğunu görüyoruz. Dünyada yüzde 95-100 arası penetrasyonu olan tek ülke Türkiye. Bilgisayar almış olan herkeste internet var. Bu da cihazın pazarı tuttuğunu gösteriyor. Normalde cihaz çok daha ileride gitmeli. Nihayetinde üzerinde başka fonksiyonlar da var. İnternet de arkasından gelmeli. Oysa bu ara yapışmış durumda. Bunun sebeplerinden biri Türkiye’de bilgisayar fiyatlarının pahalı olması. Bu internet penetrasyonun artmasında sıkıntı yaratıyor.

HEDEF 5 MİLYON KULLANICI Doğan Online olarak erişim işinin yaygınlaşmasında cihaz odaklı bir strateji benimsiyor olacağız. Bu konuda işbirlikleri yaptık. Yeni cihazlar getirdik. Bunlar arasında anlık mesajlaşma, veri iletişimi imkanı sağlayan bir cihaz var. Müzik içeriği için mp3 çalarlar var. Normal bir PC’den daha ucuz fiyatlı olan ancak standart bir bilgisayar kullanıcısının her işini görebilecek uygulamalara sahip bilgisayarlar var. Kısa süre sonra kampanyalarla bunları hayata geçireceğiz. Haziran-temmuz aylarında pilot kampanyalara başlıyoruz.  Dünyada AT&T’nin de kullanıma sunduğu, sadece veri iletişimini sağlayan cihaz, sınırsız internet bedeli ile birlikte kullanıcıya ayda sadece 19.90 YTL’ye mal olacak. Cihazın bir de yaklaşık 49 YTL kadar bir başlangıç ücreti olacak. Ancak ilk bin kullanıcıdan bunu almayacağız. Bu ürünle ilk etapta 5 milyon anlık mesaj kullanıcısını hedefliyoruz. 

TÜRK TELEKOM’UN POLİTİKALARI İNTERNETTEKİ BÜYÜMEYE ENGEL Mİ?

DOL’un şu anda 200 binin üzerinde abonesi var. Bu rakam giderek artıyor. Ancak, pazarda büyüme hızı çok yavaş. Bu da temel olarak ADSL’den kaynaklanıyor.

Türk Telekom’un ADSL konusundaki politikaları özel ISP’lerin ADSL alanına girmesini engelliyor. Türk Telekom’a da hak veriyorum. O da pazarda bir oyuncu ve rekabette sonuna kadar elindekileri kullanıyor. Ancak haksız rekabet de olmaması gerekiyor.

Türkiye’de internetin gelişmesi ancak özel sektörün bu konudaki ağırlığıyla olabilir. İnternet özel sektöre düzgün bir şekilde yayılabilirse, Türkiye’de rahatlıkla 10-15 milyon internet abonesine ulaşılabilir.

Biz önümüzde hiçbir zaman Türk Telekom’u engel olarak görmüyoruz. Yaygınlaştırmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Türk Telekom’un özel sektörle işbirliği yapmaması durumu için de alternatif senaryolarımız var.

200 bin değerli bir rakam ama internet için çok az. Hedefimiz 2006 sonunda milyonlu sayılarda aboneye ulaşmak. Normal şartlar altında Türkiye için de şu anda en az 5-6 milyon parasını ödeyen internet abonesi olmalıydı. Oysa bugün 1-1 milyon 200 bin toplam aboneden söz ediyoruz.

HANDE D. SÜZER
hdemirel@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz