4. Kuşak İşbaşında

“Storage”, Türkçe’deki kullanımıyla “veri depolama”nın önemi 40 yıl önce anlaşıldı. Ancak, son yıllarda önemi daha iyi anlaşıldı. Bu dönemde yaygın olarak şirket merkezinden ve dağınık olarak yönet...

1.03.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

“Storage”, Türkçe’deki kullanımıyla “veri depolama”nın önemi 40 yıl önce anlaşıldı. Ancak, son yıllarda önemi daha iyi anlaşıldı. Bu dönemde yaygın olarak şirket merkezinden ve dağınık olarak yönetildi. Şimdi tek merkez ve daha az insan kaynağı ile yönetilme stratejisi ön plandı. İşte bu noktada da devreye “4. Kuşak Veri Depolama” (4G Storage) anlayışı giriyor. Pazarın öncülerinin yeni hedefi bu yaklaşımı tam anlamıyla hayata geçirebilmek…
 
Bilgileri biriktiriyoruz. Yaşadığımız çağın gereği bu. İsimler, telefonlar, yapılan işler hepsi bir yerlerde birikip duruyor. Peki, bu bilgileri nerede saklıyoruz? Bunun bir sınırı yok mu? Her yerden bu bilgilere ulaşabiliyor muyuz? Aslında, bu ve benzeri pek çok soru şirketlerin yatırımlarını yönlendiriyor.

Günümüzde kurumların karşı karşıya kaldığı en büyük sıkıntılardan biri, artan veri kapasiteleri. Şirketlerin eskiden kolayca yapabilecekleri işlemleri uygulaması, veri kapasite miktarlarının artmasıyla güçleşiyor. Birkaç GB’lık bir verinin teybe veya bir başka disk alanına kopyalanması sadece dakikalar alırken, 1 TB’lık bir verinin benzeri bir şekilde kopyalanması bazı durumlarda yarım gün bile sürebiliyor. Bu durumda şirketlerin iş sürekliliği ciddi tehdit altında kalıyor. Bir diğer sorun ise kurumların operasyonel esnekliklerinin yavaş yavaş kaybolması. Bu nedenle artık veri depolama sistemlerinin kendi üzerinde hiç bir sunucu kaynağı olmadan kullanabildiği “fonksiyonalite” çözümlerine büyük gereksinim duyulmaya başlandı. Pazar verileri de önümüzdeki 5 yıl için fonksiyonalite çözümlerine yapılacak yatırımların dünya çapında artarak devam edeceğini gösteriyor.

Tek merkezden bütün bilgiye ulaşım

Günümüzde ise veri depolamada yeni bir kavram ortaya çıktı. 4G Storage (4’üncü Kuşak Veri Depolama) diye isimlendirilen bu sistem henüz emekleme aşamasında. AT Kearney tarafından yapılan araştırmaya göre, sistemin, şirketin merkezi yönetimde önemli etkisi var. Araştırma sonuçları, veri pazarının gelişiminde etkili olan 4 kriter olduğunu ortaya koyuyor: “Bilgi patlaması”, “Bilginin iş hayatı üstündeki etkisinin artması”, “Karmaşıklaşan veri yönetimi” ve “Ölçek ekonomisi”…

California Üniversitesi Bilgi Yönetim Sistemleri Bölümü’nde yapılan bir araştırmaya göre, önümüzdeki 3 yılda, geçmiş yıllara oranla daha fazla bilgi ortaya çıkacak. Sadece bilginin niteliksel büyüklüğü değil, aynı zamanda iş hayatındaki etkisi de artarak devam edecek. Araştırma, havayolları ve borsa şirketleri için veri sistemlerinin hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor. Bu sektörlerde oluşabilecek herhangi bir veri aksaması, hem müşteri memnuniyetini hem de şirketin durumunu kötü ekiliyor.

Uzmanlar,  bu sorunları, 4G uygulamalarının ortadan kaldıracağını savunuyorlar. ADIC Pazarlama Direktörü Steve Whitner’a göre, şirketlerin IT departmanlarındaki yöneticiler, bilgilerin artmasıyla birlikte ne yapacaklarını şaşıracakları bir duruma gelebilir. Profesyoneller bir yandan operasyon sistemlerini ve software programları anlamak zorunda kalırken, bir yandan da veri ekipmanlarını farklı satıcılardan temin etmek için ilişkileri ayarlamaya çalışıyor. Bütün bu çözümlerin genişlemesi ve veri araçlarını yönetmek için ağların artması da durumu karmaşıklaştırıyor. Bunun sonucunda firmalar şirket bilgi yönetiminde ölçek ekonomisinin gücünü anlamaya başladılar.  4G ise bir departmanda boş olan disk alanının, başka bir departman tarafından kullanımına olanak sağlıyor.

Şirket maliyetlerini olumlu etkiliyor

IBM Türk Satış Uzmanı Ali  Yılmaz, 4. Kuşak veri depolamanın, günün gereklerine verilen isimden başka bir şey olmadığını söylüyor. Yılmaz, “Genel olarak kullanıcı talepleri ve gelişen teknoloji doğrultusunda, veri depolamada konsolidasyon, bir arada çalışabilirlik, kolay yönetilebilirlik, değişik platformlardan ve değişik yerlerden aynı veri alanlarına erişim gibi kriterlere uymak amacıyla üretilen çözümlerin tümüne verilen ad da diyebiliriz” diyor. 

Bu sayılan kriterlerin, şirket maliyetleri açısından da olumlu etkisi olduğunu belirten Yılmaz sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu sistem, daha az insan kaynağı, yazılım ve donanım konsolidasyon anlamına geliyor. Açık sistemlerin bilgi işlem dünyasında kendisine yer edinmesiyle birlikte, ‘uygulamaya özel sunucu’ kavramı yerleşmeye başladı. Her sunucu ayrı bir uygulama çalıştırıyor, ayrı bir disk sistemi ve ayrı bir yedekleme sistemi kullanıyor, yönetim için ayrı bir operatöre ihtiyaç duyuyordu. Bilgi işlem ortamındaki uygulama sayısı arttıkça da, buna bağlı sistemler de paralel olarak artış gösteriyordu. Sonuçta ise bir kaos ortamıyla karşılaşılıyordu. IBM’in mainframe tecrübelerinden yararlanarak yıllarca savunduğu konsolidasyon kavramı, dağınık ortamlar sayesinde varlığını sürdüren firmalar tarafından bile telaffuz edilmeye başlanıyordu. Konsalidasyon ise dağınık ortamlar, ilk alış maliyetleri açısından firmalara çok cazip geliyor ama uzun vadede oluşabilecek maliyetler göz ardı ediliyordu. İlk alış maliyetlerinin 4-5 katı, bu sistemlerin yönetimine harcanmaya başlanınca, çözüm arayışı da başladı. Önce sunucular, ardından da veri depolama konsolidasyonu geldi. Daha az donanım daha az yazılım demekti, daha az yazılım ise daha az insan kaynağı. Tüm bunlar ise daha az sahip olma maliyeti anlamına geliyordu.”

Heryerden kullanım kolaylığı

Günümüzde 4G veri depolama konsepti, herkesin kullanacağı ortak bir alan olması, kolay yönetilebilir olması ve herkesin heryerden ulaşabilmesi prensiplerine dayandırılıyor. Herkesin kullanacağı ortak bir alan, mevcut kapasitenin üst düzeyde etkili kullanımı anlamına geliyor. Ali Yılmaz, dağınık ortamlarda etkili kullanılan veri depolama alanının yüzde 40 civarında olduğunu söylüyor ve devam ediyor:

“Ortak bir alanda bu rakam yüzde 80-90 civarına yükseliyor. Atıl alan azaldıkça, maliyetler de düşüyor. Konsolide olmuş bir sistemin, minimum düzeyde insan gücüyle yönetilmesi esastır. Yönetimi merkezileştirilmek, insan gücünün iş akışının geliştirilebilmesi için ihtiyaç duyulan yerlere kaydırılmasını sağlıyor. En önemli maliyet olan insan kaynağı bu sayede daha etkili kullanılmış oluyor. Verilere herkesin her yerden ulaşabilmesi, verinin birden fazla yerde, yerel olarak bir kopyasının saklanması maliyetini ortadan kaldırıyor. Her bölgede ayrı bir kopya olmaması, yine her bölgede insan gücü olmaması anlamına geliyor, ki bu da elde edilmiş bir tasarruf olarak düşünülebilir”.

Her yıl % 40 büyüme

Bugün bilgiye erişemeyen bir operasyon düşünmek mümkün değil. EMC Genel Müdürü Cem Fındıkoğlu, sunucular çalışırken veriye erişemeyen bir bilgi işlem altyapısının çalışıyor olarak adlandırılmasının mümkün olmayacağını söylüyor. Fındikoğlu, “Diğer bir deyişle, eğer veriye erişilemiyorsa, şirket işlem yapamaz ve gelir elde edemez duruma gelir. Esasında veri depolamanın kritikliği de buradan geliyor. Buradaki somut etki ise şirketin veriye ulaşamadığı sürelerde sürekli olarak iş ve müşteri kaybetmesi” diyor.

2005 yılına kadar veri depolama yazılımları pazarının her yıl yaklaşık yüzde 40 büyüyeceğini belirten Fındıkoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu çerçevede 2003 içinde veri depolama alanında gelişme gösterecek önemli bir teknoloji de açık yönetim yazılımları (open storage management) teknolojisi. Dünya üzerindeki veri depolama kapasitesi arttıkça ve veri depolama sistemleri çeşitlendikçe, bu verilerin tek bir noktadan yönetimi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Heterojen ortamlarda tutulan tüm verilerin tek bir noktadan yönetimini sağlayan yazılımlar önemli avantajlar sağlıyor.”

Ekonomik büyüme, pazarı olumlu etkileyecek

Araştırmalar, önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlık tarihinin, şimdiye kadar ürettiği kadar veri üretileceğini gösteriyor. HP Türkiye Veri Depolama Ürün Müdürü Merden Kahvecoğlu, bu durumun hızla artan bilginin kontrol edilebilmesi ve sürekli kullanıma hazır bulunmasına etkili olacağını söylüyor. Hızlı ve sürekli ulaşımı sağlamak için sanallaştırma gibi yeni teknolojilerin kullanımının zorunlu hale geleceğini öngören Kahvecioğlu, verinin tüm disklere yayılması sayesinde performansın da artacağına dikkat çekiyor. Kahvecioğlu, “Bu durum, sanal kopyalardan anlık geri dönüş imkanı sağlanmasını ve kapasite kullanım oranının yüzde  50’lerden yüzde 90’lara çıkmasını mümkün kılıyor” şeklinde konuşuyor.

Türkiye’de veri depolama konusunda özel bir pazar araştırması yapılmadığını kaydeden Kahvecioğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “HP olarak yaptığımız hesaplara göre, birim bazında yüzde 60, ciro bazında ise yüzde 40’lık bir pazar payına sahip bulunuyoruz. Veri depolama pazarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde yıllık ortalama yüzde 25 büyüme göstereceğini tahmin ediyoruz. Bu artışın özellikle ekonomik büyümenin başlaması ile ilk senelerde daha da fazla olmasını bekliyoruz.”

VERİ DEPOLAMANIN 4 KUŞAĞI

Veri depolama, şirketler için başlangıçta sadece bir donatıdan ibaretti. Günümüzde ise IT altyapısının merkezinde bir element olarak karşımıza çıkıyor. Aslında veri depolamanın gelişiminin başa döndüğünü söylemek yanlış olmaz. Ana bilgisayarlar döneminde firmanın merkezinde olan sistem, mini bilgisayarlarla birlikte dağıtılmış veri halini aldı. En sonunda da yine  merkezi veri sistemine geri döndü.

CAM EV DÖNEMİ  1980’lerin bitimiyle birlikte ana bilgisayarların parlak devri de sona erdi. Daha önceleri veri, şirketteki her departman tarafından paylaşılan bir model içeriyordu. Veriler bir “cam evin” içinde saklanıyordu. IBM o yıllarda bu pazarı yönlendiren en önemli oyuncuydu. 

DAĞITILMIŞ VERİ 1970’lerin başlarında ise DEC, IBM, Tandem gibi şirketlerin “mini computer” üretmesiyle, dağıtılmış veri dönemi başladı. İş süreçlerinin bu küçük kutularla sürdürülmesiyle birlikte ağ yapıları ve verilerin paylaşımı gerekli bir hal aldı.

OYUNCU SAYISI ARTIYOR 1980’lerin sonlarında PC’ler bütün şirket içinde başından sonuna kadar kullanılabilecek bir iş aracıydı. Artık departmanlar kendi bilgisayar sistemlerini yönetiyordu. Bu büyük değişime rağmen veri depolama önemini yitirmedi. Bu dönem içinde Sun, SGI, HP ve IBM workstations pazarına hakimken, Compaq, Dell, IBM, Gateway, Apple gibi satıcılar da PC piyasasını yönlendiriyordu.

MERKEZİ VERİ DEPOLAMA  Geçtiğimiz 10 yıla baktığımızda ise EMC’nin IBM donanımlarıyla kullanılabilen bağımsız anabilgisayar depolama ile pazarda söz sahibi olmaya başladığını görüyoruz. Bu atağıyla EMC çok kısa süre içinde veri depolama sektöründe hakim satıcı konumuna geldi. Uzmanlar, 1990-2000 yılları arasını veri depolamanın bilgi işlemden ayrıldığı ve tek başına büyük önem kazanmaya başladığı yıllar olarak değerlendiriyor.

ŞİRKETLERİN KAPASİTE KULLANIM ORANLARI ARTACAK

Merden Kahvecioğlu/HP Türkiye Veridepolama Ürün Müdürü

Veri depolama sektörünün geleceğinde neler görüyorsunuz? Bilginin saklanmasında ve depolanmasında ne gibi değişimler olabilir?

Araştırmalar, önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlık tarihinin şimdiye kadar ürettiği veri kadar veri üretileceğini gösteriyor. Bu durumda hızla artan bilginin kontrol edilebilmesi ve sürekli kullanıma hazır bulunması en önemli kriterler olacağını düşünüyorum. Hızlı ve sürekli ulaşımı sağlamak için artık sanallaştırma gibi yeni teknolojilerin kullanımının zorunlu hale geleceğini öngörüyorum. Bu sayede verinin tüm disklere yayılması sayesinde performans artarken, sanal kopyalardan anlık geri dönüş imkanı sunuluyor ve kapasite kullanım oranının yüzde 50’lerden yüzde 90’lara çıkması mümkün oluyor.

Sektörde ortaya çıkan bu yeni sistem şirketlerin önceden veri depolama alanına yaptıkları yatırımı nasıl etkiliyor? 

Sektördeki en önemli konu yatırımın korunmasıdır. HP, bu konunun üzerinde özellikle dururken piyasaya sürdüğü en son teknoloji ürünler mevcut ürünlerle beraber çalışabilir. Örneğin, günümüzdeki 2Gbit SAN altyapısı içinde 1Gbit çalışan ürünler de yer alabiliyor. Böylece geçmişte yapılan yatırım korunurken müşteriler gönül rahatlığıyla en son teknolojiye yatırım yapabiliyor çünkü bugün yaptığı yatırımı yıllar sonra yeni bir sistem alırken halen kullanmaya devam edebileceğini biliyor.

TEK BİR MARKAYA MAHKÜMİYET KALKACAK

Ali  Yılmaz/IBM Türk Satış Uzmanı

Tek bir kaynaktan, tek bir aygıtla hem şahıslar hem de işletmeler için bağlantı sağlamak nasıl mümkün oluyor? Bunu firmalara somut katkıları nedir?

Siz bir ilaç firmasının sahadaki satış elemanısınız ve potansiyel müşteriniz olan bir doktoru ziyaret ediyorsunuz. Elinizde bir dizüstü bilgisayar ile önce tanıtım yapıyorsunuz, daha sonra sipariş girmek üzere cep telefonunuzu kullanarak şirketinizin network’üne bağlanıyorsunuz. Bilgisayardan online olarak siparişleri giriyor, merkezdeki veri depolama sisteminde yüklü olan stok durumlarına erişiyor, siparişlerin hangi kısmının stokta olduğunu belirtip, geri kalan kısmının ne zaman geleceğini söylüyorsunuz. Peki bu teknolojinin ilaç firmasına kazancı ne? Müşteri memnuniyeti, iş süreçlerinin hızlanması, mesafe kısıtlarının ortadan kalkması, zaman kaybının en aza inmesi, stok kontrolünün daha sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi artan verimlilik, artan karlılık.

Günümüzde veri depolama sektöründe tartışılan en önemli sorunlar nelerdir? 4.Jenerasyon bu sorunları ne derecede giderebiliyor?

Veri depolama sektöründe tartışılan en önemli konuları, değişik üreticilerin ürünlerinin bir arada çalışabilirliği, daha kolay bir yönetim imkanı ve veri depolama kapasitelerinin etkili bir şekilde kullanılabilmesi olarak özetleyebiliriz. Günümüzde IBM’in veri depolama ürünlerindeki politikası ise tamamen platform, yazılım veya donanım bağımsız ürünler üretmek ve bu yolla kullanıcıların tek bir markaya mahkum olmasını engelleyerek her alanda seçim özgürlüğü tanımak.

Böylece veri depolama alanları değişik platformlar tarafından ortak kullanılabilecek şekilde konsolide edilebilecek ve kullanıcılara hem yönetim hem de mevcut kapasitelerin daha etkili kullanılması açısından çok büyük kolaylıklar sağlanabilecektir.

VERİ DEPOLAMA ŞİRKET EVLİLİKLERİNDE ETKİLİ

Cem Fındıkoğlu/EMC Genel Müdür

Hangi sektörlerde veri depolama sistemi daha büyük önem taşıyor sizce? Nedenleriyle açıklayabilir misiniz?

BANKACILIK VE TELEKOMİNİKASYON İÇİN ÖNEMLİ Bilgilerine 7x24 ulaşmayı isteyen her kurum, kurumsal veri depolama teknolojilerine ihtiyaç duymaktadır. Özellikle bankacılık ve telekomünikasyon, bu konuda etkin yatırımlar yapan sektörlerin başında geliyor.

Hızla artan müşteri sayısı, internet bankacılığı ve müşteri memnuniyeti için büyük önem taşıyan CRM, etkin bir veri depolama altyapısını zorunlu hale getiriyor. Günümüzde bilgi teknolojilerini ve özellikle veri depolama altyapılarını en iyi kullanabilen bankalar, işlerinde avantaj sağladıkları gibi, veri depolama sistemleri sayesinde evliliklerin gündemde olduğu bir dönemde yabancı bankaları da daha kolay cezbedebiliyorlar.

MALİYETLERİ AZALTMAK ÖNCELİKLİ HEDEF Son dönemde bankacılık sektörünün öncelikli konularından biri de bilindiği gibi konsolidasyon. Özellikle yaşanan krizin ardından operasyon maliyetlerini azaltmak bankaların öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Bunu sağlamanın en önemli yolu da, mevcut teknoloji altyapısının tek bir noktada konsolide edilmesiyle daha efektif bir bilgi altyapısı oluşturmaktan geçiyor. Konsolidasyon ve merkezileştirme, kurumların operasyonel ve yönetim maliyetleri azaldığı gibi, esnekliği de artırıyor.

VERİMLİLİK ARTIYOR Teknoloji altyapısının konsolide edilmesi ayrıca, aynı uygulamanın veya ortamın yönetilmesi için daha az yönetim kaynağına ihtiyaç duyulmasına, dolayısıyla verimliliğin artırılmasına olanak tanıyor.Son yıllarda kamu sektöründe yaşanan yeniden yapılanma ve e-devlet altyapısı oluşturma çalışmalarında da veri depolama teknolojileri stratejik öneme sahip hale geldi. Sistemin sürekli çalışır halde olması, yüksek  performans, arşiv ortamlarına hızlı erişim,  fiyat/performans oranları kurumların önem verdikleri konular olmaya başladı.

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz