“Intel’in Hedefinde 3 Yeni Teknoloji Var”

Dünya devi Intel, yeni dönemde stratejisini kişisel bilgisayarlar ile ağ ve iletişim ürünlerine yönelik olarak değiştirdi. Capital’e konuşan CEO Paul Otellini, bunun Intel’in tarihindek...

1.09.2006 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Dünya devi Intel, yeni dönemde stratejisini kişisel bilgisayarlar ile ağ ve iletişim ürünlerine yönelik olarak değiştirdi. Capital’e konuşan CEO Paul Otellini, bunun Intel’in tarihindeki 3’üncü dönüm noktası olduğunu söylüyor. “İşe RAM üreticisi olarak başladık. Ardından yarı iletken teknolojisine odaklandık. Şimdi ise kişisel bilgisayarlar ile ağ ve iletişim teknolojilerini buluşturan platformlara yöneldik” diyor. Intel’in yeni stratejisinde 3 ana başlık dikkat çekiyor. Otellini, bunları “Çok işlemcili çekirdekler, Dijital ev ve Sağlık teknolojileri” olarak sıralıyor.

Intel, global bilgi teknolojileri endüstrisinde yön veren şirketlerden biri. Yeni teknolojilerin gelişimine öncülük ediyor. Yaygınlaşması için geniş çaplı yatırımlar yapıyor. Dünya teknoloji devinin son yıllardaki yatırım planlarında Türkiye’nin de ayrı bir yeri var. Geçtiğimiz yıl şirketin yönetim kurulu başkanı Craig Barrett, yeni projelerini başlatmak üzere Türkiye’ye gelmişti. Bu yıl ise şirketin CEO’su Paul Otellini Türkiye’yi ziyaret etti. Hem mevcut projelerdeki son tabloyu hem de beraberinde getirdiği yeni projeleri anlattı.

Paul Otellini, bu ziyareti sırasında Capital’e çok özel bir söyleşi verdi. Intel’in laboratuarlarında son dönemde üzerinde çalışılan yeni teknolojileri, şirketin yeni stratejisini ve yönetim anlayışını anlattı.

Paul Otellini, her şirkette olduğu gibi Intel’in de dönüm noktası olduğunu söylüyor. Üstelik bir değil birden fazla olduğuna işaret ediyor ve şöyle diyor:

“Biz işe bir hafıza şirketi olarak başladık. RAM’i icat ettik. Bu ilk dönüm noktası oldu. 80’li yıllarda ise mikro işlemci işine odaklanma kararı aldık. Bu da 2’nci dönüm noktasıydı. Geçtiğimiz yıl ise platform işine odaklandık. Stratejimizi bilgisayar teknolojisinin son kullanıcı ile buluşmasında bir manifesto olan platformlara yönelik olarak değiştirdik. Bu da Intel’in için 3’üncü dönüm noktası oldu.”

Intel’in yeni stratejisinde 3 ana başlık dikkat çekiyor. Bunların başında da çok çekirdekli mikro işlemciler geliyor. Intel’in laboratuarlarında binlerce mühendisin, çok sayıda mikro işlemciyi tek bir çip üzerinde çalıştırmak için çalıştıklarını söyleyen Otellini, “Bu hem uygulama geliştirme hem de işletim sistemi geliştirme tarafında uzun yıllara dayalı gelişmiş bir çalışma istiyor” diyor. Intel’in laboratuarlarını meşgul eden diğer konular ise dijital ev ve sağlık teknolojileri üzerine.

Önümüzdeki dönem bu 3 konuya odaklanacaklarını söyleyen Paul Otellini, Intel’i başarıya taşıyan felsefesini ise şöyle özetliyor: “Rakiplerimizden en büyük farkımız büyüklüğümüz. Şu anda pazardaki en büyük mikro işlemci üreticisiyiz. Daha önemlisi, son derece pazar odaklı çalışıyoruz. Pazarı biz yaratıyoruz. Bilgisayarlara yeni uygulamalar geliştiriyoruz. Bunu yaparken pazara da mutlaka yeni kullanıcılar kazandırmaya çalışıyoruz.”

Paul Otellini, Capital’e verdiği söyleşide, global pazara damgasını vuracak yeni teknolojilerden, Intel’in yeni stratejisine ve yönetim anlayışına kadar pek çok konuda çok özel açıklamalar yaptı:

* Intel’in geçmiş yıllarda öngördüğü teknoloji yeniliklerinin ne kadarı hayata geçebildi? Şu anda hangi teknolojiler üzerinde çalışılıyor?
- Intel, teknolojinin gelişimine yön veren bir şirket... Bu konuda da her zaman başarılı oldu. Geçmişte öngördüğümüz teknolojik yeniliklerin önemli bir bölümü bugün son kullanıcıya ulaşmış durumda. Bugün laboratuarlarımızda yapılan işin önemli bir bölümünü ise çok sayıda mikro işlemciyi tek bir çip üzerinde çalıştırmak oluşturuyor. Bu hem uygulama geliştirme hem de işletim sistemi geliştirme tarafında uzun yıllara dayalı gelişmiş bir çalışma istiyor. Çünkü donanımı yazılımla birlikte geliştirmek gerekiyor.

Diğer yandan dijital ev konsepti üzerinde çalışıyoruz. İnterneti bir içerik dağıtım aracı olarak konumluyoruz. Bu sayede insanlar evlerinde kendi seçimlerini yapabilecekler.

Önem verdiğimiz ve üzerinde çalıştığımız bir diğer konu ise sağlık teknolojileri. Hastaneleri ve sağlık sistemini daha etkin hale getirecek teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Bunun kapsamında elektronik hasta kayıtları ve kronik hastalıkların takibi gibi çok çeşitli uygulamalar var.

* Sizce şirketler bugün, verimlilik ve performans artışı için teknolojiden yeterince yararlanıyorlar mı? Bu konu gelecekte nasıl şekillenecek?
- Bazı şirketler yararlanıyor, bazıları kullanmıyor. Şirketler bu konuda kendi kararları ile hareket ediyorlar. Nasıl rekabet edeceklerini kendileri belirliyorlar. Ancak, açık olan şu ki, dünya çapında gelişmiş bilgi teknolojilerini kullanan şirketler daha rekabetçi ve daha verimli oluyor.

Bugün son derece rekabetçi bir çağda yaşıyoruz. Teknoloji sayesinde müşteri sayınızı artırıyorsunuz. Açıkçası, rekabetçi bir pazarda faaliyet gösteren bir şirketin, bilgi teknolojilerini kullanmamasına anlam vermek güç. Sonuçta siz yapmazsanız, rakibiniz yapacaktır. Gelecek de bu doğrultuda şekillenecek.

* Önümüzdeki yıllarda teknoloji iş yaşamını nasıl şekillendirecek?
- Teknoloji bir şirketin kültürünü değiştirmez. Şirket kültürünü geliştirmenize olanak sağlar. Örneğin, ses mesajları, şirketlerin kültürünü değiştirmedi. Sadece insanların daha verimli çalışmasını sağladı. Teknolojiyi kullanmak, verinin tüm şirket içerisinde erişilebilir olmasını sağlamak anlamına geliyor.

Ben bugün “webcast” teknolojisini kullanıyorum ve web üzerinden yüz binlerce Intel çalışanı ile bire bir konuşma olanağı buluyorum. Sorularını alıyorum ve internet üzerinden gerçek zamanlı yanıt veriyorum. Bu şirket kültürünü değiştirmiyor ama benim bu kültürü başka bir boyuta taşımama ve yönetimde daha etkin olmama olanak sağlıyor.

* Şirketler, kurucularının oluşturduğu DNA ile hayatlarına devam eder, başarıya ulaşır. Intel’in DNA’sının özellikleri nedir?
- Intel’in DNA’sının iki önemli bacağı var. Bunlardan biri “More Kanunu”; yani teknolojinin güvenilir olması. Diğeri ise sadece paranoyakların hayatta kalabileceği... Bu ikisinin birleşmesi sizi yeniliklere eğilimli ve aç hale getiriyor. Bu doğrultuda ürün yelpazesini her yıl yeni ürünlerle değiştirmeye yönlendiriyor.

* Peki, Intel’i zirveye taşıyan yönetim anlayışının arkasında neler var?
- Intel, yüzlerce çalışanı ile dev bir şirket. Yönetimde her zaman açıklık felsefesini benimsiyoruz. CEO olarak bana her çalışan e-mail ile ulaşabiliyor. İnsanları benimle iletişim kurmaları yönünde cesaretlendiriyorum.

Intel şu anda bir yeniden yapılanma sürecinde. Bu süreçte e-mail ile 15 bin çalışan önerisi aldım ve pek çoğuna yanıt verdim. Bu açıklık ve ulaşılabilirliğe sahip olmak gerekli olan değişime olanak sağlıyor.

* Her şirketin tarihinde kritik dönüm noktaları, önemli dönüşümler vardır. Intel’in böyle bir dönüm noktası var mı?
- Bir değil, birden fazla dönüm noktası var. Biz işe bir hafıza şirketi olarak başladık. RAM’i icat ettik. Bu ilk dönüm noktasıydı. Tarihimiz de buna dayanıyor. Mikro işlemciyi yarattığımız dönemde de RAM işini yapıyorduk, böyle anılıyorduk.
Bir diğer dönüm noktası 80’li yıllarda mikro işlemci işine odaklanma kararı oldu. Geçtiğimiz yıl bu kez platform işine odaklanma kararı aldık. Platformlar bilgisayar teknolojisinin son kullanıcı ile buluşmasında bir manifesto. Önce hafıza işi, ardından mikro işlemciler ve şimdi de platformlar, Intel’in 3 önemli dönüm noktasını oluşturuyor.

* Intel’i diğer şirketlerden ayıran nedir? Şu anda yönetim açısından ne gibi farklılıklara sahipsiniz?
- Öncelikle elbette büyüklüğümüz. Şu anda pazardaki en büyük mikro işlemci üreticisiyiz. İkincisi, son derece pazar odaklı çalışıyoruz. Pazarı biz yaratıyoruz. Bilgisayarlara yeni uygulamalar getiriyoruz ama yeni kullanıcılar sağlamadıkça büyümek olanaklı değil. Bu nedenle Intel zamanının ve kaynaklarının büyük bir bölümünü pazarı nasıl daha fazla büyütebileceği konusuna harcıyor; rakiplerinden pazar payı kapmaya değil.

 “İyi Ücret Veriyor, Sık Terfi Olanağı Sunuyoruz”

* İnsan kaynakları alanında özel bir yaklaşımınız var mı? Bunca yetenekli mühendisi nasıl buluyor ve bünyenizde tutuyorsunuz?
- En iyi ücretleri vermeye çalışıyoruz. Olabildiğince sık terfi olanağı sunuyoruz. Yeni çalışanlarımızın önemli bir bölümü yeni mezunlardan oluşuyor. Üniversiteden çıkıp Intel’de çalışmaya başlıyorlar. Global ölçekte bir insan kaynağımız var. Bugün çalışanlarımızın yüzde 55’i ABD’den, diğerleri ABD dışından geliyor. ABD dışındaki çalışanlarımızın sayısını artırmaya çalışıyoruz.

 “Yüzde 100 E-Şirket Olmak Hedefindeyiz”

* Intel, internet ve network’ü savunan bir şirket olarak dijitalleşmeyi şirkete ve yönetimine ne ölçüde yerleştirebildi?
- Intel yüzde 100 e-şirket olma hedefiyle hareket ediyor. Şirketi e-mailler, bilgisayar teknolojileri ile yönetiyoruz. Yeni teknolojileri sadece tasarlamakla kalmıyor, nasıl çalıştıklarını şirket bünyesinde binlerce sunucu ile test ediyor, simülasyonlarını yapıyoruz. Teknolojiyi üretmek için teknolojiyi kullanmanın gerekliliğine inanıyoruz ve buna büyük önem veriyoruz.

Intel Türkiye’ye Yatırımı Artırıyor

Programın Hedefi Buraya “Intel World Ahead Programı”nın Türkiye ayağını hayata geçirmek üzere geldim. Bu program, Intel’in insanların yaşam kalitesini iyileştirmek için sürdürdüğü 3 farklı alandaki çalışmaları çatısı altında topluyor. Bunlardan biri erişim. Bölgesel ihtiyaçlara yönelik olarak üretilen, uygun fiyatlı, tam teşekküllü bilgisayarlar geliştirmeyi kapsıyor.
Diğeri ise eğitim. “Gelecek İçin Eğitim” gibi programlarla tüm dünyadaki öğrencileri ve öğretmenleri, global ekonomide başarılı olacak şekilde hazırlamayı amaçlıyoruz. Hedefimiz, dünya genelinde 100 bin bilgisayar bağışlamak. Ve son olarak da bağlantı konusu var. Bu kapsamda da gerekli ekosistemi yaratarak, WiMAX denemelerini ve kullanımını destekliyoruz. Kablosuz genişbant internet erişimini genişletmeyi hedefliyoruz.

Ucuz Bilgisayar Intel, Türkiye’de, birkaç yerli teknoloji şirketiyle, bilgisayarla ilk kez tanışacak olan insanların kullanımlarına yönelik tam fonksiyonlu yeni bir tip bilgisayar geliştirdi. Bu bilgisayarlar yerel üreticiler tarafından 3 ay içinde Türkiye pazarına sunulacak. Teknolojiye uzak olan insanları bilgisayarla tanıştırmayı hedefleyen düşük maliyetli, yüksek kaliteli masaüstü bilgisayar, 300 doların altında bir fiyatla pazara sunulacak.

8 Bin Bilgisayar Bağışı Intel olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliğimiz birçok alanda artacak. 8 bin bilgisayar bağışlayacağız. “Gelecek İçin Eğitim” programı kapsamında 2003 yılından bu yana Türkiye’de toplam 60 bin öğretmene teknolojiyi kullanma eğitimi verdik. 2011’e kadar 500 bin öğretmeni eğitmeyi hedefliyoruz. Bir yıldır Türkiye’de uygulanmakta olan Intel Öğrenci Programı’nı da önümüzdeki 5 yıl içinde 10 kat büyütmeyi planlıyoruz. Tüm ülkede okul sonrası kullanım için 350 bilgisayar merkezi kuracağız. 180 bin öğrenciye ulaşacağız.


Hande D.Süzer
hdemirel@capoital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz