Bilişimin Örnek Yükseliş Öyküsü

Telenity, bilişim sektörünün yeni şirketlerinden biri… Profesyonel yaşamı bırakıp, yeni bir sayfa açan üç ortak tarafından kuruldu. Yüksek nitelikli yazılım ve hizmet alanında faaliyet gösteriyor. ...

1.03.2005 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedTelenity, bilişim sektörünün yeni şirketlerinden biri… Profesyonel yaşamı bırakıp, yeni bir sayfa açan üç ortak tarafından kuruldu. Yüksek nitelikli yazılım ve hizmet alanında faaliyet gösteriyor. Şirketin ortaklarından İlhan Bağören, 2004 yılında 12 milyon dolar ciroya ulaştıklarını, 13 ülkeye ihracat yaptıklarını söylüyor. “Önümüzdeki dönemde Çin ve Hindistan gibi pazarlarda büyüyeceğiz” diye konuşuyor. Ardından da büyük hedefini açıklıyor: “Brezilya, Dubai, Hong Kong’da da satış ofisi açmayı planlıyoruz. 2007’de Amerika’da borsaya açılacağız.”

Türkiye’de öne çıkmayan, “gizli şampiyonlar” olarak nitelendirilebilecek çok sayıda şirket var. Bunlardan biri de Telenity. Bilişim sektöründe yüksek nitelikli yazılım üretebileceğini ve hatta bu ürünlerin ihraç edilebileceğini ispatlayan örnek bir şirket olan Telenity, 2004 yılında 12 milyon  dolar ciraya ulaştı. Üstelik bu cirosunun önemli bölümünü de 13 değişik ülkedeki 17 müşterisine yaptığı ihracatla gerçekleştirdi.

Telenity’nin başarısında sadece ihracat değil, iç pazara yönelik gerçekleştirdiği örnek uygulamalar da büyük rol oynuyor… Turkcell’e, “Kim Aramış?” ve “Roamer Wellcome” gibi hizmetler, Aycell’e ise kısa mesaj servislerini oluşturan şirketin, 60’ın üzerinde servisi, 20’ye yakında platform ürünü bulunuyor.

Telekom sektöründeki sıkı rekabet ortamı ve sürekli yenilik ihtiyacı Telenity’nin büyümesine hız katıyor. Çünkü, günümüzde GSM operatörleri gelirlerini katma değerli servislerle artırabiliyorlar. Müşteri başına elde ettikleri geliri artırmak içinde birbiri ardına yeni servisleri hizmete geçiriyorlar. Telenity’nin ortaklarından İlhan Bağören, “Bir operatörün müşteri başına aylık gelirini 10 doların üstüne çıkarmak için 500 tane servis sunması gerekiyor” diyor. Ancak, kısa sürede, yeni servis geliştirebilen operatörler rakipleri arasından sıyrılabiliyor.

Yeni bir servisin ortalama ömrünün de 3 ay olması şirketleri bu konuda hızlı davranmaya zorluyor. Bu koşullar Telenity gibi telekom operatörlerine katma değerli servisler sağlayan teknoloji şirketlerinin büyütüyor, ön plana çıkarıyor. Telenity, sadece 15-20 günlük bir sürede yeni bir servis geliştirebilecek altyapıları ya da servisleri telekom operatörlerine sağlayabiliyor.

Türkiye ve ABD’deki ofislerinde geliştirme, satış ve destek hizmetleri veren şirketin, Güney Amerika, Pasifik Asya ve Batı Avrupa’da da satış ofisleri bulunuyor. Hindistan’da ise yeni bir ofis açarak satış ve destek birimleri oluşturuyor. Telenity’nin ortaklarından İlhan Bağören’le Telenity ve telekomünikasyon sektörünü konuştuk:

İlk şirketinizi Amerika’da iki arkadaşınızla birlikte kurdunuz… Ne zaman gittiniz, orada neler yaptınız?

Amerika’ya gitmeden önce hepimiz Netaş’ta çalışıyorduk. İki mühendis arkadaşım birlikte Netaş’tan ayrılıp Amerika’ya gittik. Eşref Özülkülü, Bekir Şerbetçioğlu’yla birlikte yurtdışında da şansımızı denemek istedik. 1984 yılında Amerika’ya gidip, ITT, yani Alcatel’de çalıştık.

ITT 1986’da kapanınca da, 1988’de kendi işimizi kurduk. Pek birikimimiz yoktu. İlk şirketimiz EBS/Newnet’i tam anlamıyla garajda kurduk. Birkaç ihaleye girdik. Sprint adlı telekomünikasyon firmasının geleceğe yönelik teknolojileri modellemek için çıkardığı test sistemleri ihalesini kazandık. Bunu başarıyla gerçekleştirdik. Daha sonra bu teknoloji popüler hale gelince hızla büyümeye başladık. Nortel, IBM, Motorola, Siemens, Alcatel gibi dev firmalar bizim ürünlerimizi satmaya başladılar.

Telsoft’u nasıl satın aldınız?  

1997’de EBS/Newnet’i sattık. Daha sonra bir süre bir yere bağlı olmadan birikimlerimizi değerlendirdik. 1997-2000 arasında birikimlerimizi kullanarak yatırım işleriyle uğraştık. Telsoft’u satın almak da aslında bu değerlendirmelerden biriydi. 2001 yılında Türkiye’deki Telsoft’u satın alarak Telenity’e dahil ettik. Telsoft’un sahibi Hakan Dinçerler de şu anda dördüncü ortağımız. 

Serbest bölgede faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de sayıları Hindistan’daki kadar fazla olmasa da, kalitesi çok üstün, yetişmiş mühendisler var. Serbest bölgelerin tanıdığı avantajları da kullanarak, dünya pazarında rekabet ve liderlik eden ürünler yarattık. Türkiye ofisinde, 140 kişi çalışıyor. Sürekli fuarlara ve konferanslara katılıyoruz. Dünya standartlarını yakından takip etmenin de ötesinde birçok standart kuruluşuna da katkı sağlıyoruz.

Yazılım ihracatına nasıl başladınız?

İlk şirketimiz EBS/Newnet’i Amerika’da kurduğumuz için oradaki ilişkilerimiz oldukça güçlü. Bu ilişkilerimizden dolayı Kuzey ve Orta Amerika’da gerek direkt, gerekse Nortel, Telos, BCGI gibi kanallarla satışlarımız oldu. Doğu Avrupa ve Ortadoğu gibi yakın bölgelerde ise Türkiye’de yaptığımız başarılı işlerin referansıyla hızla büyüyen bir pazar yarattık.

Bu referansların sonucunda, HP ve Nortel ile yaptığımız ortaklıklarla oldukça global bir pazara yönelmiş durumdayız. Son olarak, Nortel ile birlikte, Hindistan’da, 2004 yılının dünyadaki en büyük “konum tabanlı altyapı ve servisler” ihalesini kazandık.

Siz 10’nun üzerinde ülkede 20’ye yakın telekom operatörüyle çalışıyorsunuz? Bundan biraz bahseder misiniz?

Dünyanın birçok ülkesinde faaliyetlerimiz var. Singapur ve Londra’da satış ofisimiz bulunuyor. Şu anda 3 ülkede 17 farklı müşteriyle çalışıyoruz. Alaska’dan Ukrayna’ya, Moldavya’dan Hindistan’a kadar çok sayıda ülkede iş yapıyoruz. 

Hindistan’da ofis açmaya nasıl karar verdiniz? Çin ve Hindistan’ın mobil telekomünikasyondaki potansiyeliyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Hindistan ve Çin, telekom konusunda çok önemli pazarlardan. Son 10 yılın en büyük pazarları diyebiliriz. Hindistan’da 1.2 milyar nüfus var. Buna karşılık cep telefonu kullanıcısı sayısı 40 bin civarında. Birçok Avrupa ülkesindeki gibi yüzde 100’e varan kullanıcı olmasa da, oldukça tutucu olan yüzde 35 rakamı bile 420 milyon kullanıcı eder. Bu rakamlara da 3-4 yıl  içinde gelecekleri tahmin ediliyor. Bu sayı, ABD veya Batı Avrupa kullanıcılarının toplam kullanıcı sayısının üstünde.

Çin’de cep telefonu kullanım oranı yüzde 20’ler seviyesinde. Buna da 300 milyon eklenecek. Bunun için Hindistan ve Çin, mobil telekomunikasyonda geleceğin en önemli pazarları. Biz Telenity olarak bu pazarlardan büyük pay almayı hedefliyoruz. Gelişen pazarlarda olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu iki pazarda da ciddi fırsatlar var.

Büyüklüğü 12 milyon dolar olan bir şirketsiniz. Yazılım sektöründe bu çapta şirketlere pek rastlanılmıyor. Neden ön planda değilsiniz?

Geçen yılki ciromuz toplam 12 milyon dolar oldu. Yazılım sektöründe Türkiye’de ilk 3 şirket arasında yer alıyoruz. Çok ön planda değiliz. Çünkü, çoğunlukla yurtdışına çalışıyoruz. Türkiye’de sabit hatlı telefon operatörü Türk Telekom ve 3 tane GSM operatörü var. Bunların hepsiyle iyi ilişkilere sahibiz. Ürünlerimiz bu şirketlere doğrudan hitap ettikleri için o şirketler de bizi yakından tanıyorlar. Ama herkese yönelik bir ürün yada servisimiz olmadığından kamuoyunda pek bilinmiyoruz. Ama sektörde ciddi bir büyüklüğe sahip olduğumuz herkes tarafından onaylanıyor.

Bunun yanında bilişim sektöründe de önemli bir yazılım araştırma ve geliştirme şirketi olarak bilinirliğimiz yüksek. Yurtiçinde ve yurtdışında pazarlama faaliyetlerimiz hızla devam ediyor. Şubat ayında Cannes’daki uluslararası 3.GSM Dünya Konferansı’na 4’üncü kez stand açarak katılacağız. En son geliştirdiğimiz ürün ve servisleri tanıtacağız.

Hangi pazarlarda büyüyeceksiniz? Hedefleriniz neler?

Brezilya, Dubai, Hong Kong’da da satış ofisi açmayı planlıyoruz. 2007’de Amerika’da borsaya açılacağız. Amerika’da borsaya açılmamızın nedeni o pazarda tanınıyor olmamız. Ayrıca, Amerikan finans çevreleri, yazılım ve teknoloji şirketlerini değerlendirmeye alışık.  Riskleri ve potansiyeli daha iyi ölçebiliyorlar. Bu da değerlendirme sırasında şirketin lehine çalışıyor.

Dünyadaki mobil telekomünikasyon şirketleri teknolojiye çok yatırım yapıyorlar. Türkiye’de bu anlamda potansiyel görüyor musunuz? Türk şirketleri dünyada nerede?

Türkiye’de toplam oyuncu sayısı 4. Kısıtlı bir pazar olduğu söylenebilir. Ancak, VOIP şirketleri Türkiye’de faaliyete geçtiğinde pazar daha fazla büyüyecek. Türkiye’deki operatörlerin kişi başına sağladı gelir oldukça düşük. Bir operatör kişi başına ayda ortalama 10-15 dolar arasında kazanıyor. AB ülkelerinde bu rakam 40-50 dolarlar civarında. ABD’de ise 50 doları aşıyor.

Türkiye servis fikri yaratıcılığında liderler arasında yer alıyor. Pazarda da bir rekabet yavaş yavaş oluşuyor. Üç operatörde ciddi yatırımlar yapıyorlar. Bir de Türk Telekom’un özelleştirilmesiyle pazarın daha da hareketleneceğini söylemek mümkün.

HİNDİSTAN’DAKİ OFİSİMİZDE SATIŞ VE DESTEK BİRİMLERİ KURUYORUZ

Tam olarak ne tür hizmetler veriyorsunuz? Ürünleriniz neler? 

Telekom operatörlerine katma değerli servisler sağlıyoruz. Altyapı hizmeti veriyoruz. GSM operatörleri kurulduklarında beri sesli aramalardan ve kısa mesajlardan para kazanıyorlar. Bunu artırabilmek içinde katma değerli servisler geliştirmeleri gerekiyor. Biz GSM operatörleri için bu servisleri kolaylıkla geliştirebilecekleri platformları hazırlıyoruz.

Ayrıca, kendi geliştirdiğimiz geniş bir servis portföyümüz var. 60’ın üstünde servisimiz, 20’ye yakın da platform ürünümüz bulunuyor. Örneğin, Turkcell’e “Kim aramış?”ve “Roamer wellcome” Aycell’e “Kısa mesaj” servislerini biz yaptık. Türkiye’ye gelen bir turiste “Türkiye’ye hoş geldiniz” mesajı bu servis ile gönderiliyor. İstanbul’daki ofisimizde geliştirme, satış ve destek hizmetleri veriyoruz.

ABD’deki ofisimizde satış, pazarlama ve destek birimleri var. Hindistan’da yeni açtığımız ofisimizde de satış ve destek birimleri oluşturuyoruz. Bunlar dışında Güney Amerika, Pasifik Asya ve Batı Avrupa’da da satış ofislerimiz var.

TELEKOM OPERATÖRLERİNDE YENİ REKABETİN ANALİZİ

HANGİ HİZMETLER GELİŞİYOR? Konum tabanlı servisler, video, ses, chat, mesajlaşma gibi alanlar gelişiyor. Bir operatör en büyük gelirini sunduğu hizmetlerden elde ediyor. Gelirini artırabilmesi içinde daha komplike,  katma değeri daha yüksek ürünleri sunması lazım. Çünkü bütün operatörlerin amacı kişi başına elde ettiği geliri artırmak.

MÜŞTERİ BAŞI GELİR NASIL ARTAR? Örneğin, bir operatör müşteri başına aylık gelirini 10 doların üstüne çıkarmak için 500 tane servis sunmak zorunda. Bu noktaya ulaşmak için sürekli servis geliştirmeniz gerekiyor. Çok kısa zamanda yeni servis geliştiren öne çıkıyor. Tabi bir de yeni bir servisin ortalama ömrü 3 ay civarında. Yani 3 ayda bir servisin modası geçiyor. Sürekli yeni servis düşünüyor ve bunu hayata geçiriyor olmanız lazım. Ortalama başarı ancak böyle yüksek tutulabiliyor.

YENİ HİZMET GELİŞTİRME HIZI Operatörlerde bütün bunlardan dolayı çok esnek ve üzerinde kolay servis geliştirilebilecek entegre altyapılara sahip olmayı tercih ediyorlar. İhtiyaçları çok kısa sürede hayata geçirmek fark yaratıyor. Biz 15-20 günde yeni bir servis geliştirilebilecek altyapıları operatörlere sağlayabiliyoruz ya da isterlerse bu servisleri onlara biz de geliştiriyoruz. Böylece  operatörün işletme masrafları da azalmış oluyor.

ŞİRKET SATIN ALARAK BÜYÜMEK İSTİYORUZ

Türkiye’de telekom pazarında yükselen ürünler neler?

Türkiye’de mesajlaşma, sesli ya da yazılı sohbet servisleri her zaman revaçtadır. Türk Telekom da bir takım yeni katma değerli servisler sunmaya başladı. Sabit hat tarafında da ciddi servisler geliştirilebiliyor. Bunun ipuçlarını Türkiye’de de almaya başladık. AB ülkelerinde bilgi servisi sağlayan hizmetler ön planda. Türkiye’de ise daha kolay günlük hayata yansıyan hizmetler tercih ediliyor.

Telsoft’u satın aldınız. Önümüzdeki dönemde satın almayı planladığınız şirket var mı?

Şirket satın alarak büyümek istiyoruz. Büyümenin birçok yolu var. Biz satın alarak büyümenin en pratik yololduğunu düşünüyoruz. Şirket satın almak istiyoruz. Henüz netleşmiş görüşmelerimiz olmadığı için yorum yapamıyorum. Ama böyle bir niyetimiz var.

FADİME ÇOBAN
fcoban@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz