Telekomünikasyonda 2004 yılının önemini herkes biliyor... Sektörde tekelin kalkacağı, liberalleşmenin başlayacağı bu yılın heyecanı, hazırlığı şimdiden başladı. Bunun bir adımı da Bakanlar Kurulu’n...
Telekomünikasyonda 2004 yılının önemini herkes biliyor... Sektörde tekelin kalkacağı, liberalleşmenin başlayacağı bu yılın heyecanı, hazırlığı şimdiden başladı. Bunun bir adımı da Bakanlar Kurulu’nun kararı ile atıldı. Bazı hizmetlerin kurma ve işletme hakkını özel sektöre vermeyi düzenleyen uygulama için çok sayıda başvuru yapıldı. Bazı şirketler izin aldı, bazıları bekliyor. Başvuru yapmak isteyenler de sırada. Yetkililer, bu dönemin, bilişimde yatırım ve fırsatta yeni olanaklar yaratacağına dikkat çekiyorlar.
Bilişim sektöründe herkes, adeta nefeslerini tutmuş 2004 yılını bekliyor. Geçtiğimiz yıl sonuna doğru Bakanlar Kurulu Kararı ile bir kısım telekomünikasyon ruhsatları ve genel izinlere ilişkin “asgari değerler” belirlendi. Yürürlüğe giren bu karar ile Türkiye’de telekomünikasyon alanında yeni bir döneme adım atılmış olundu. Yeni dönemde “Kısmi altyapı kurma ve işletme”, “Uydu telekom hizmetleri”, “Uydu platform işletmeciliği”, “GMPCS (Global Mobile Personal Communication System – Global Mobil Kişisel İletişim Sistemi) işletmeciliği” ve “Sabit şebekeler üzerinden mesaj servisi hizmetleri”, ikinci tip telekomünikasyon ruhsatı ile yapılacak. İnternet servis sağlayıcılığı ve mobil şebekeler üzerinden mesaj servisi ise genel izin ile yürütülecek. Tüm bunların en geç 2004 yılı itibariyle gerçekleşmesi bekleniyor.
Herkes bu izinleri peşinde!
Yeni uygulama ile birlikte sektörün önünde büyük bir fırsat penceresi de açılmış oluyor. Açılan pencereden geleceğe yatırım yapmak isteyenler de kolları sıvamış durumda. Çok sayıda şirket başvurusunu yaptı, bazıları başvuruya hazırlanıyor. Aralarında izin alanlar bile var.
İzin için başvuran şirketlerden Meteksan Net’in genel müdür yardımcısı Bülent Boran, tüm ekonomik çevrelerde 2004 yılının gerek telekomünikasyon, gerekse bilişim sektörü açısından bir çeşit “milat” gibi görüldüğünü söylüyor.
Superonline Genel Müdürü Savaş Ünsal ise liberalleşmeyi, Türkiye’nin önündeki en büyük şanslardan biri olarak değerlendiriyor. Ünsal, “2004 yılında telekomünikasyon servislerinin rekabetçi bir ortamda sağlanmaya başlanması, ürün çeşidi, servis kalitesi ve daha ekonomik fiyatlar olarak bireysel ve kurumsal tüketiciye pozitif olarak yansıyacak” diyor.
2004’ün (g)üçlü etkisi
DIGITAL’in araştırmalarına göre, 2004’ten sonra olacak değişiklikleri 3 değişik başlıkta incelemek mümkün: “Sabit Hatlı Telefon İletişimi”, “Mobil İletişim” ve “Veri İletişimi”. Lisansların verilmesi ve operasyonların başlaması ile birlikte özellikle bu üç alanda yenilikler birbiri ardına sıralanacak.
Andersen Yönetim Danışmanlığı’ndan Fuat Öksüz’e göre, en büyük değişim sabit hat pazarında yaşanacak. Oyuncu sayısı ve sunulan hizmetlerde büyük değişiklikler ortaya çıkacak. Öksüz’e göre, yine de genel olarak fiyatlarda aşağıya doğru gidiş beklemek doğru olmayabilir.
Mobil iletişim pazarında da farklılıklar göreceğiz. Bu pazar ekonomik krizin etkisinin en sert yaşandığı alan oldu. Yeni hizmetler, yeni iletişim araçları, yeni teknolojiler ve diğer yandan pazarın henüz penetrasyon tavanına ulaşmamış olması sebebiyle, mobil hizmetler 2004 yılı ile birlikte sektörün lokomotifi olmaya devam edecek.
Şu anda faturasız hatlardaki yoğun artış, penetrasyonu yukarı çekiyor. Penetrasyonun artması ise düşük gelir gruplarının sisteme dahil olmasını, kişi başına düşen ortalama harcamanın ve kullanım süresinin düşmesini beraberinde getirecek.
Mobil veri iletişim pazarının; GPRS, UMTS ve benzeri hizmetlerle, toplam mobil pazarının büyük bir bölümünü oluşturacağı düşünülüyor.
Veri iletişim pazarına dikkat
Fuat Öksüz, veri iletişiminin, teknolojik gelişmelerin en fazla etkileyeceği pazar olduğunu açıklıyor. Öksüz, “Bunda, veri iletişim işinin, gelişim eğrisinin henüz başında bulunuyor olması etkili” diyor.
Veri iletişimi pazarı, ayrıca, rekabetin en hızlı ve keskin olarak yaşanacağı, en çok katma değerli hizmetin ve oyuncunun ortaya çıkacağı pazar olarak da değerlendiriliyor. Fuat Öksüz, “2004 yılında yaşanacakları, özelleştirmeden ziyade, sektörün libarelleşmesi olarak algılamak daha yerinde olacak” diye vurguluyor.
Mevcut yasal düzenleme gereği 2003 yılı sonunda veya bu tarihten önce Türk Telekom özelleşirse sektör liberal hale gelecek.
Elbette bu ne kadar erken yaşanırsa, hem sektör hem de ekonomi açısından daha iyi olacak. Yaşanacak gelişmelerin beraberinde getireceği pek çok avantaj bulunuyor.
Dış yatırımlar artacak
Rekabet, bunlardan ilki. Böylece hizmetler, müşterilere daha uygun fiyatla sunulacak. Yeni hizmetler ve katma değerli hizmetler daha çabuk hayata geçirilecek. Müşteriye gerekli önemin verilmeye başlanacak. Müşteri odaklı organizasyonlar ön plana çıkacak. Teknolojik gelişim artacak. Ve bu durum diğer sektörlerin gelişimine katkıda bulunacak. Yetkililerin belirttiği gibi, “Uzun lafın kısası, bilgi toplumuna geçiş asıl bu yolla sağlanacak”...
Sektörün tüm uzmanları ve önde gelen işadamları, 2004 ile birlikte önemli bölümü yurtdışından olmak üzere bir yatırım patlaması yaşanacağına dikkat çekiyorlar.
Superonline Genel Müdürü Savaş Ünsal, “Özellikle telekomünikasyon sektörüne büyük bir hareket, yabancı sermaye girişi ve yerli sermayenin tekrar akışını getirecek” diyor.
Yani, Ünsal’a göre, bilişim sektörü, Türkiye’nin şimdiki ihracat kalemleri olan turizm ve tekstilin yanı sıra, yatırımı ağırlıklı genç ve teknik insan kaynağından olan lokomotif sektör olarak ortaya çıkaracak.
Rekabetin olumlu etkisi
Sektör uzmanları, liberalleşmenin sağlayacağı avantajlar konusunda çok iddialı konuşuyorlar. Bazı yöneticiler, “Liberalleşme toplumsal gelişmemizi hızlandıran en önemli faktör olacak” iddiasını dile getirirken, istihdam artışı ve beyin göçünü durdurucu etkilerine dikkat çekenler de var.
Buna göre, liberalleşme ile birlikte, ucuzlayan ve çeşitlenen telekomünikasyon hizmetleri, PC, cep telefonu, PDA, dijital TV ve benzeri son kullanıcı cihazlarının satışları artacak. Böylece, elektronik cihaz pazarı gelişecek. Ayrıca, internet hizmetlerinde de hızlanma ortaya çıkacak.
Bir başka etki ise ses tekelinin kalkması ile birlikte ortaya çıkacak. Bu uygulamadan sonra, internet servis sağlayıcıları, VOIP (Voice Over Internet Protocol) denilen internet şebekeleri üzerinden ses taşıma hakkını elde edecek. Bu şekilde, ses trafiğini de şimdiki fiyatların altıda birine tüketiciye sunabilecek.
Haritaya büyüteçle yaklaşırsak
Hemen akla “Peki, tüm bu değişimler sektördeki oyuncuları nasıl etkileyecek?” sorusu geliyor. Sektör yetkilileri bu konuda ilginç açıklamalar yapıyor.
Telekomünikasyon sektöründeki mevcut oyuncular belli. Bunun dışında Türkiye’nin önde gelen bazı grupları telekomünikasyona yönelik ilgilerini açıkladılar. Ve GSM lisans ihalesine katılanlar oldu. Liberalleşme ile birlikte, aynı grupların ilgilerini devam ettirip bu alana yatırım yapmak istemeleri sürpriz sayılmamalı.
Microsoft, Oracle, Siemens ve Cisco gibi pek çok önde gelen bilgi teknolojileri firmasının yetkilileri, şimdiden bu tarihe hazırlandıklarını açıklıyorlar. Bu firmalar, liberalleşme ile verilmeye başlanacak yeni hizmetler için destek vermek üzere hazırlanıyorlar.
Şirketler hazırlık peşinde
Ericsson ve Turkcell yetkilileri ise halen 3G (Third Generation – Üçüncü Nesil) teknolojilerinin izni için beklediklerini vurguluyor. Yine de 2004’te yaşanacak dönüşümde geride kalmamak için onlar da çalışmalarını sürdürüyor.
Meteksan firması, liberalleşme ile birlikte bünyesinde bir telekomünikasyon grubu kurmayı planlıyor. Comnet ise kurumsal internet ve telekomünikasyon hizmetleri alanında atılım yapmayı planlıyor. Netone Genel Müdürü Cem Çelebiler ise yurt çapındaki mevcut IP (Internet Protockol – İnternet Protokolü) tabanlı omurgaları üzerinden farklı iletişim hizmetleri vermeyi umduklarını belirtiyor.
Sonuç olarak, serbest bırakılacak lisanslara toplan 27 adet başvuru bulunuyor. Bu başvurulardan 11 tanesi kabul edildi.
Kabul edilenlerin büyük kısmı uydu telekomünikasyon hizmetleri işletmeciliği izni. Comsat ve Satko gibi firmaların izin başvurunda öncü olduklarını görüyoruz. Ve sırada bekleyen pek çok firma bulunuyor.
“FİYATLAR ORTALAMA OLARAK DÜŞECEK”
Fuat Öksüz/Andersen Yönetim Danışmanlığı Sorumlu Şirket Ortağı
BÜYÜME HIZLANACAK Dünya telekomünikasyon ve bilişim pazarlarında 2000-2002 yılları arasında bir duraklama oldu. Pazar 1990-2000 yılları arasında ortalama yüzde 10-15 düzeyinde büyüdü. 2002’den sonra gelecek 5 yıl içerisinde gelişim eğilimi, çok farklı seyredecek. Tahminimize göre, bu dönem için öngörülen büyüme düzeyi yüzde 2 oranında... Bu sektördeki büyümenin, genel oranın 4-5 kat üzerinde olmasını bekliyoruz.
DEĞİŞEN UNSURLAR 2004’ten sonra liberalleşecek sektörde görülecek değişiklikler şöyle sıralanabilir: Yerli ve yabancı yeni oyuncular girecek. Katma değerliler ağırlıklı olmak üzere yeni hizmetler gelişecek. Bunun yanı sıra fiyat düşüşlerine şahit olacağız ve yeni teknolojileri kullanmaya başlayacağız. Doğal olarak kalite ve müşteri odaklılık da artacak.
MÜŞTERİNİN AVANTAJINA Liberalleşme isteğinin temelinde, monopol pazarlardan serbest rekabet ortamına geçiş en önemli eğilim olarak göze çarpmaktadır. Bunun sektöre getirisi öncelikli olarak müşterilerin aldıkları hizmetleri monopol ortamdan farklı olarak hem daha ucuz hem de daha kaliteli alması anlamına gelmektedir. Göreceli olarak daha ucuz ve daha kaliteli hizmet alacak olan kullanıcılar, kullanım miktarlarını arttıracak. Dolayısıyla hizmet sunucular, oluşan yeni pazardan yetenek ve güçleri doğrultusunda pay alabilecekler. On yıl ve daha önce liberalleşmeye başlamış pazarlara baktığımızda da sosyal devlet monopolü fiyatlamasının ötesinde, beklenen birim hizmet fiyatlarının öncelikli olarak düşmesi ve buna bağlı olarak hacimlerin artması eğilimini görmek mümkün.
“ALTYAPININ GELİŞMESİ İÇİN BU DEĞİŞİM ŞART”
Bülent Yıldırım/Koç.Net Genel Müdürü
Koç.net Genel Müdürü Bülent Yıldırım, telekomünikasyonda yaşanacak liberalleşmeyi şöyle değerlendirdi:
ÜÇÜNCÜ DÜNYA Türkiye telekomünikasyon sektörü halen yeteri kadar gelişmemiş bir konumda. Birçok yeni hizmet için deregülasyonun gerçekleşmesi bekleniyor. Türkiye’de cep telefonu penetrasyonu neredeyse karasal hatları yakalamış olsa da, ülkenin ve kurumların dijitalleşmesi konusunda önemli göstergelerinden biri olan internet penetrasyonunda üçüncü dünya ülkeleri arasındayız.
AVANTAJI ÇOK Telekomünikasyon sektörü Avrupa’da yaklaşık 1.5 milyon insana iş olanağı sağlıyor. 1987 yılından itibaren serbestleşmeye giden bu sektörde günümüzde sadece OECD üyesi iki ülkede telekomünikasyonun tekelliği devam ediyor: Türkiye ve Slovakya. Telekom altyapısının genişlemesi için telekomünikasyonun bir an önce özelleşmesi gerekiyor. Gerek yabancı yatırımcının gelmesi gerek alternatif operatörlerin serbest hareket edebilmesi için deregülasyon yapılmalı. Deregülasyon, piyasaya hizmet -fiyat çeşitliliğini ve kalite artışını getirecek.
YABANCI YOLDA Bunun yanı sıra, yabancı operatörler işbirliği yapabilmek için yine 2004 yılını bekliyor. Optik ve diğer kablolu teknolojiler ile ses hizmetleri, kablosuz iletişim hizmetleri servis sağlayıcılar tarafından verilmek üzere hazırlanıyor.
Deregülasyon konusunda en kısa zamanda engeller aşılmalı. Bu doğrultuda Telekomünikasyon Kurulu daha aktif ve hızlı hareket etmeli. Türkiye’deki monopolistik ortamı mümkün olduğunca kırarak, alternatif operatörlerin yolunu açmalı. Böylece ülkemizin uluslararası arenada Türkiye’nin potansiyelini kullanabilmesini sağlayacak olan dijitalleşme tüm kurumlara çok daha hızlı yayılacaktır.
“GERÇEK MİLADI BEKLİYORUZ”
Bülent Boran/Meteksan Net İletişim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı
2004 yılı ile birlikte yaşanacak gelişmeler hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Her şeyden önce 2003 sonunda Türk Telekom’un tekel hakları sona erecek. Güzel ama bu yeterli değil. Bu konuda yatırım yapabilmek için Telekomünikasyon Kurumu’ndan izin almak gerekli. Bu izinler, lisans, genel izin, ruhsat gibi farklı isimlerde ve farklı koşullara sahip belgeler olacak.
Burada şu nokta öne çıkıyor; Kurum bu düzenlemeleri o tarihe kadar yapabilecek mi? Bu izinler için devlete ödenecek izin bedelleri belirlenip, Bakanlar Kurulunca onaylanıp, hayata geçebilecek mi? Gerçek milat, telekomünikasyon yatırımı yapmak isteyen herhangi bir firmanın, yatırımıyla ilgili, lisans, izin, ruhsat prosedürleri ve bunların tarifelerinin belirlenmiş olduğu, yatırım kararının önünde hiçbir idari eksiklik ve belirsizlik kalmadığı tarihtir.
Hiçbir kısıt olmayan ve yıllardır, sayısı yüzü aşan servis sağlayıcının hizmet vermekte olduğu sektörde, hala “Internet Servis Sağlayıcılığı” genel izinlerinin verilememiş olması, bu konuda büyük bir hayal kırıklığıdır. Gündemde olan bu konuda hala yoğun bir uygulama başlanmadı.
“İZİNLER 2004’E KALMAMALI”
Hakkı Sevand/Tepumteknoloji Yönetim Kurulu Başkanı
Telekomünikasyon ve bilişim sektörlerinde 2004 ile birlikte ne gibi değişimler olacak?
Günümüzde telekomünikasyon ve bilişim iç içe geçmiş durumda. Telekomünikasyon olanakları ile sınırlandırılmış bir bilişim sektörünün gelişebilmesi mümkün değil. Bir binanın içinde çalışanlarla sınırlı bilişim alt yapıları 10-20 yıl geride kaldı.
Bilişim denince artık akla şubelerle iletişim, sahada çalışanlarla iletişim, bayilerle, ürün sağlayıcılarla, müşterilerle iletişim akla geliyor.
Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de bilişim sektörünün karşısındaki en büyük engel kablosuz iletişimin önündeki yasaklar. Bir şirket çanak yansıtıcılar aracılığıyla binaları arasında bir iletişim alt yapısını kolay kolay oluşturamıyorsa ya da kiralık hat temininde ve kullanımında zorluklarla karşılaşıyorsa telekomünikasyon alanında ciddi sorunlarımız var demektir. Umarım ki bu yasakların ve zorlu izin alma süreçlerinin kalkması 2004’e kalmaz. Çünkü ucuz ve pratik iletişim aynı zamanda verimlilik demek.
Mevcut durumda bir iyileşme olmaması durumunda, 2004 sonrasında Türkiye bilişim sektöründe 10 yıl gecikmeli bir iletişim devriminin yaşanacağını düşünüyoruz.
Bizim için de çok önemsediğimiz CRM, Hizmet Yönetimi ve e-eğitim çözümlerimiz açısından telekomünikasyon alt yapısı büyük önem taşıyor. Her üçü de uzaktan hızlı ve ekonomik erişimi, çeşitli web servislerinden yararlanabilme olanaklarını gerektiriyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?