E-Oylama Mümkün Mü

Ali Gürer / SBS E-Devlet Hizmetleri Yöneticisi   Biraz hayal gibi gelebilir. Ancak, ilk uygulamalar çok başarılı... Elinizdeki akıllı kartla seçim sandığı rolünü üstlenen “kiosk”a gidiyor, ...

1.09.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Ali Gürer / SBS E-Devlet Hizmetleri Yöneticisi

 

Biraz hayal gibi gelebilir. Ancak, ilk uygulamalar çok başarılı... Elinizdeki akıllı kartla seçim sandığı rolünü üstlenen “kiosk”a gidiyor, tercih ettiğiniz partiye oyunuzu kullanıyorsunuz. Oy sayımı için ise saatlerce beklemiyor, oylama sonucunu hemen alabiliyorsunuz. Japonya’da pilot uygulamaları başarılı olan bu sistemin, başta Avrupa Birliği olmak üzere bütün gelişmiş ülkelerde yayılması bekleniyor. SBS Türkiye’nin e-devlet hizmetleri yöneticisi Ali Gürer, “e-oylama”nın, bir anlamda doğrudan demokrasiyi de gündeme getireceğini, seçim sürecini kolaylaştıracağını söylüyor.

 

Türkiye yeniden seçim sürecine girdi. Her seçim ve sayım döneminde olduğu gibi, bu kez de bilgisayara dayalı seçim, “online oylama” (e-vote), internetin işin içine girmesi gibi öneriler gündeme geldi. Seçmen kütüklerinin hazırlanmasından başlayarak, oyların elektronik sandıkta, örneğin bir kioskta kullanılması, bazı uzmanlar tarafından ortaya atıldı. Ancak, Türkiye henüz işin çok başında olduğundan, kioskta oy kullanma olasılığı şimdilik biraz uzak görünüyor. İşe önce temelden, bilgisayara dayalı seçmen bilgi bankaları oluşturmaktan başlaması gerekiyor.

 

İşin Batı tarafında ise ilerleme var. Örneğin Avrupa Birliği bu konuda ciddi mesafe almış durumda. Büyük bir proje yürütülüyor. Hedef ise 2004 yılında “e-oylamaya” geçmek. Japonya ise pilot projeleri başarıyla uyguluyor. Bazı kasabalarda belediye seçimleri büyük başarıyla gerçekleştirildi. ABD’de de benzer çalışmalar olduğu biliniyor.

 

Siemens Business Services (SBS), bu konudaki önemli çalışmalardan biri olan AB’nin projesinde çalışan şirketlerden biri... Dolayısıyla “e-oylama” konusunda ciddi bir bilgi ve deneyime sahip. Şirketin e-devlet hizmetleri yöneticisi Ali Gürer, bu konudaki gelişmeleri, yenilikleri ve Türkiye cephesini DIGITAL’e anlattı:

 

Yıllardır seçmen kütüklerinin belirlenmesinden diğer aşamalara seçim sürecinde teknolojinin kullanılması konuşuluyor. Ancak, bir türlü yol alınamadı. Dünyada bu konuda teknoloji ne durumda? Seçim sürecinin hangi bölümünün elektronikleşmesi mümkün?

 

Bu konu Türkiye’de epeyce konuşuldu. Ancak, bu konuda fikir beyan edenlerin de bazen tam olarak ne demek istediğini anlayamıyorum. Çünkü, dünyadaki e-oylama projelerine baktığınız zaman, işin sadece sandığı bilgisayarla değiştirmekten ibaret olmadığını görüyorsunuz. Bu kadar basit ya da bu tarzda bir şey değil.

 

Avrupa Birliği çapında SBS’inde içinde bulunduğu bir proje var. Bu proje ile 2004’deki Avrupa Birliği’ne yönelik seçimlerin elektronik ortamda oylamaya müsait hale getirilmesi hedefleniyor. Aslında burada neler yapılıyor diye bakıldığında, bir e-oylama projesinin kapsamı da daha net ortaya çıkıyor.

 

Avrupa Birliği’nde yapılan e-oylama projesi, genel seçimlere ya da yerel seçimlere yönelik bir şey değil. Biraz daha farklı yaklaşılıyor. Bir kere bu alt yapıyı kurduktan sonra daha doğrudan demokrasiyi ön plana çıkartabilmek amaçlanıyor. Bir takım karar süreçlerine ilgili vatandaşların ya da ilgili olabileceklerin katılımı öngörülüyor. Bu çerçevede sadece seçimlerde oy atmanın dışında, her hangi bir karar alınacağı zaman halka yönelik bir çeşit referandum yapılması da sağlanmaya çalışılıyor. Her karar için geçerli olmasa bile, önemli kararlarda bu sistemin işlenmesi isteniyor. Mesela Avrupa Birliği konusunda meclisten bir paket geçtiğinde, vatandaşın fikrinin sorulabilmesi ön planda tutuluyor.

 

E-vote, elektronik oylama mümkün mü? Bir e-vote projesinde kaç ana süreç var?

Avrupa Birliği’nde üzerinde çalışılan projede çok esnek ve mümkün olduğunca da herkese  yayılabilen bir yapı kurmaya çalışıyorlar. Bir e-oylama projesinde beş ana süreçten bahsedilebilir. Öncelikle oy pusulaları hazırlanıyor, seçmenler belirleniyor. Seçmen kütükleri ortaya çıkartılıyor. Seçmen kütüklerinde, o oylamaya yönelik olan seçmenlerin yetkilendirilmesi yapılıyor. Daha sonra bu seçmenlerin oyları alınarak oylama yapılıyor.

 

Bunlar toplanıyor ve güvenli bir ortam içerisinde sayılıyor. Son olarak da ayrılıyor. Yani oy pusulası hazırlama, seçmen kütüklerinin hazırlanması, seçmen kartlarının oluşturulması, sandık başı işlemleri ve sandık kurulu işlevleri olarak düşünebiliriz.

 

Bu çerçevede bütün bu sürecin baştan sona çok ciddi olarak düşünülüyor olması gerek. Birinci kısımda seçim listelerinin hazırlanmasında, elektronik seçmen kütüğü kullanılabiliyor. Elektronik seçmen kütüğü oluşturulduktan sonra, oy kullanacağı noktaya giden seçmenin tanımlanması için bir bilgiye ihtiyacımız var. AB’de bir biometrik tarayıcı aracılığıyla parmak izini almak yöntemi kullanılıyor. Alınan parmak izi bir akıllı karta aktarılıyor.

 

Seçmen elinde akıllı kartı, parmağında parmak iziyle oy kullanacağı noktaya gittiği zaman bu kartı oradaki “kiosk”ta kullanıyor. Bu, aslında bu proje için özel yapılmış bir çeşit kiosk. Çünkü yaşlısı, özürlüsü var. Herkesin kullanabileceği şekilde dizayn edilmiş. Seçmen bu “kiosk”un başına gittiğinde kartını sokuyor. Makine parmak izini istiyor. Böylece bu kişinin seçmen kütüğünde yer alıp almadığı kontrol ediliyor. Parmak izinden gelen kişinin gerçekten o kartın sahibi olup olmadığı anlaşılıyor.

 

Projenin pilot uygulamaları başladı mı?

 

Bu henüz proje statüsünde. Şu anda bir iki ufak testi yapıldı. Bu nokta çok kritik aslında. Ben bunun bir seferde yapılıp, bitirilip bütün ülke çapında uygulanabilecek bir şey olduğuna inanmıyorum. Bir kere bu sistemi muhakkak seçmenin görmesi lazım. Adayın güvenmesi için de birkaç kere denenmesi gerekiyor. Bu da ancak daha küçük ortamlarda gerçekleşiyor. 

 

Avrupa Birliği’nde gidilen yol şu: İtalya, Fransa ve Polonya’da bir takım pilot yerler belirlemişler. Küçük kasabalar bunlar. Mesela Fransa’daki pilot uygulamada hem yerel yönetim hem de Fransız hükümetinin yerel temsilcisi direkt proje ekibine katılmış. Yani ne yapıldığını, ne amaçlandığını, nasıl önlemler alındığını kendi gözleriyle görmüşler. Böylece o insanların güveni sağlanması amaçlanıyor. Sadece 705 kişinin efektif olarak katıldığı bir uygulama bu. Sistemin daha sonra pilot uygulamadan sonra yavaş yavaş ülke çapına yayılması hedefleniyor.

 

Tam olarak ne zaman proje tamamıyla uygulamaya geçecek?

 

AB’de 2004 yılındaki seçimler hedefleniyor.

 

Türkiye’de önümüzdeki seçimlerin elektronik yapılmasına ilişkin bir takım görüşler ileri sürülüyor. Bu örneklerden yola çıkarak bunun pek de mümkün olmadığını söyleyebiliriz sanırım...

 

Geçenlerde yazılar çıktı mesela. Seçime çok kısa bir zaman var, normal seçimi yetiştirmekte zorlanırız. Elektronik seçim yapalım diyenler oldu. Bu aslında absürd bir şey. Çünkü, bu işi böyle yapmak mümkün değil. Son derece hassas, kritik bir konu bu.

 

Bir kere kullandığınız altyapının güvenilir olması lazım. Hiçbir oy elektronik ortamda kaybedilmemek zorunda. Güvenlik çok önemli. Bunun çok iyi sağlanması lazım. Artı seçmeni nasıl tanımlayacaksınız, tanımladığınız seçmen geldiğinde o olduğundan nasıl emin olacaksınız. Bütün bunların altyapılarının hazırlanması zaman istiyor.

 

Sanırım en büyük sorun oy kullanan kişinin tanımlanmasında ortaya çıkıyor...

 

Aslında diğer ülkelerde gidilen yol vatandaşlara daha önce verilmiş ya da bu proje kapsamında verilen akıllı kartların kullanımı olmuş. Akıllı kartların çok önemli bir yeri var. Akıllı kartların üzerine kişi hakkında biometrik dediğimiz parmak izi ya da göz irisi gibi kişinin biyolojisine ait bir takım bilgileri depolayabiliyorsunuz.

 

Dünyada seçim süreci ve oy kullanma açısından en başarılı uygulamalar hangi ülkelerde uygulanıyor?

 

Çok net bir kıstas yok. Şimdi ülke ülke herkes bir kere baştan sona seçim sürecini elektronikleştirmeye biliyor. Yani mesela Amerika’nın belli eyaletlerinde seçmen kütükleri elektronik ama yine sandığa oy atılıyor. Ya da sayım elektronik de oylama elektronik değil gibi.

 

Bu farklılıklar nereden kaynaklanıyor? Tercihe mi bağlı?

 

Aslında tercihe bağlı. Elinizdeki teknolojik olanaklar da çok önemli tabi. Çünkü, bu işin ilk yatırımı oldukça yüksek. Böyle bir uygulamanın sonradan kazandıracakları önemli. Örneğin, Avrupa’da seçim başına sadece kağıt maliyetinden 50 milyon Euro tasarruf edileceği saptanmış.

 

AB’de uygulanacak “e-poll” projesinde SBS’in rolüyle ilgili neler söyleyebiliriz?

 

Bu proje için bir konsorsiyum hazırlıyor. Liderlerinden bir tanesi de SBS. İtalyan İçişleri Bakanlığı ve Fransız Telekom da bu proje için çalışıyor. Fransa ve Polonya’dan bu konuyla ilgili bölgelerdeki yetkililer aktif olarak görev alıyor. Projeleri direkt belediyeler yönetiyor.

 

Bu sistemin yerleşmesi için nasıl bir yatırım gerekiyor? Bütün ülke çapında büyük bir yatırıma, bilgisayarlaşma ve online nüfusa ihtiyaç var mı? Gereklilikler nedir?

 

Birinci gereklilik, özellikle güvenlik ve tanımlamayla ilgili olarak vatandaşların bir şekilde elektronik ortamda tanımlanabilir olması. Bu “dijital imzanın” kullanılabilmesini zorunlu kılıyor. Bu imzayı taşıyabilmek için de vatandaşın bir elektronik aygıtının, elektronik kimlik kartının olması lazım. Fakat bu konuda zaten hedeflenen yatırımlar var. Yatırımlar bu doğrultuda şekillendirilirse, bu konuda tekrar ayrıca bir yatırım yapılmaya gerek kalmayacaktır. İtalya’da yapılan şey bu olmuş. Üzerinde hafızası olan bir elektronik kimlik kartının bu proje için yeniden kullanımı ön plana çıkartılmış.

 

İkincisi, seçim sırasında özellikle bir genel seçimden bahsedecek olursak bir iki gün içerisinde ülkedeki bütün insanların oy kullanmasının sağlanması lazım. Tabi bir güne kısıtlamak durumunda kalmayabiliriz. Bir haftada sürebilir, insanlar istediği zaman gidip kartını takıp oyunu kullanabilir. Ama neticede kısa bir sürede herkesin oy kullanabilmesi için yeterli ortamın, bilgisayarın, kioskun oluşması önemli. Bu noktada da yine sıfırdan yatırımdan ziyade okullarda ve ya diğer kamu kurum ve kuruluşlarında varolan yatırımların yeniden kullanımı düşünülüyor olabilir.

 

Dünyada bu iş için büyük yatırım yapılıyor mu? Bu alana yönelik önemli teknolojiler var mı?

 

Mobil teknolojilere çok ciddi bir yatırım yapılıyor. Aslında seçmenin oy kullanma noktası kiosk ya da herhangi bir ortam olabiliyor. Hedeflenen şey şu andan itibaren bu. Uygulama birinci günden itibaren her ortamda çalışabilir şekilde yazılıyor. Cep telefonu, evdeki bilgisayar, kiosk ne olursa olsun yeter ki kimlik kartını okuyabilen ve üzerinde yeterli giriş çıkış bulunan bir cihaz olsun.

 

SADECE 25 DAKİKADA SONUÇLAR ALINABİLİYOR

 

Elektronik oylamanın pilot uygulamaları her ne kadar daha çok AB ülkelerinde yapılıyorsa da,  ilk defa Japonya’da bir belediye başkanını elektronik oylama ile seçti. Seçim sonuçları ise oylama bittikten sadece 25 dakika sonra alınmaya başlandı.

 

Japonya’nın Niimi şehrinde bu yıl yapılan belediye seçimleri elektronik oylama sistemiyle gerçekleştirildi. Daha önceki seçimlerde yüzde 88.4’ün altında katılım sağlanabilen seçimlerde, vatandaşların yüzde 86.8’i oy kullandı. 19 bin 381 seçmenin bulunduğu şehirde bazı teknik problemler yaşanmasına karşın, oylama işlemi saat 20.00’de tamamlandı.

 

Seçimden sonra oylama makinelerindeki bilgiler, hafıza kartlarına yüklenerek toplu sayım merkezine götürüldü. Toplam 43 seçim merkezinde, 110 oy makinesi kullanıldı. Makineleri kullanma güçlüğü çekenlere ise görevliler yardım etti.

 

Sonuçların ise sadece 25 dakika sonra alınmaya başlanması sistemin başarılı uygulandığının kanıtlanmasında etkili oldu. Japonya’daki diğer şehirlerde de seçimlerin elektronik ortama taşınması amaçlanıyor. 

 

Şehir nüfusunun yüzde 30’nun 60 yaşının üstünde olduğu için seçime olan katılımın düşük olacağı tahmin ediliyordu. Özellikle yaşlı seçmenler elektronik oylamaya karşı çekimser davranma eğilimindeydi. Ancak, seçimden iki ay öncesinde başlatılan kampanya ile vatandaşların ilgisi artırıldı.

 

“İLK YEREL SEÇİMLERDE PİLOT UYGULAMA YAPMALIYIZ”

 

Türkiye için bir değerlendirme yaptığımızda, elektronik uygulama için neler gerekiyor? Ne zaman elektronik oylama yapacak duruma geliriz?

 

Aslında, bence bu konuda düşünmeye ve araştırmaya hemen başlamak lazım. Pilot uygulamaları gündeme getirmek gerekiyor. AB’de 2004 yılından sonra bu konuya geçilmesi hedefleniyor. Biz de AB’nin bir parçası olacaksak böyle bir hedefi ortaya koyalım.

 

İlk etapta belli bir bölgede pilot uygulamaya başlayabiliriz. Böyle düşününce, bugünden bunu planlamalıyız. Belki bir sonraki belediye seçimlerinde bir iki pilot kasaba ya da şehirde bunun ilk canlı denemesi yapılabilir. Çünkü, şu anda bu konuya harcanan para kağıt olup çöpe gidiyor, mürekkep olup elimize bulaşıyor. Büyük ölçüde kayboluyor.

 

İlk yatırımlar bir miktar yüksek görülebilir. Ancak, bununla beraber sonrasında tekrar tekrar para harcamayacağınız bir sisteme kavuşuyorsunuz. Bir sürü ek fayda getiriyor. İş daha katılımcı bir demokrasine doğru gidiyor.

 

“DOĞRUDAN DEMOKRASİYE GEÇİŞİ SAĞLAYACAK”

 

Elektronik oylama ve elektronik demokrasi açısından konuya baktığınızda, geleceğin nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz?

 

Bu tarz bir altyapı oluşturulduktan sonra, özellikle de mobil ortamlara doğru kayılıyor. Bunu sadece seçim olarak düşünmemek lazım. Her hangi bir anda, her hangi bir konuda vatandaşın fikri alınarak bütün demokratik süreçlere katılımı sağlanabilir. Bunu yaparken de aslında seçmen kütükleri elektronik ortamda olacağı için, her şey daha çabuk ve kolay gerçekleşebilecek. Örneğin, kadın haklarıyla ilgili bir yasa görüşülürken, siz sadece belli bir bölgedeki kadınların görüşlerini, bu sistem aracılığıyla alabilirsiniz. Kalkınmada öncelikli yörelerdeki bir konuyla ilgili karar alınırken, sadece o yörede yaşayan vatandaşların görüşlerine başvurabilirsiniz. Bu tarz esnek bir sistemde bunlar mümkün hale geliyor. Yani bütün veriniz elektronik ortamda olduğu sürece, sadece kriterleri belirleyerek istediğiniz her türlü konuda direkt vatandaşa gidebiliyorsunuz. Bunun karşılığında aldığınız geri dönüşlerle en azından toplumun o kesiminin, bir kitlenin fikrini alarak işinizi devam ettirmiş oluyorsunuz.

 

O açıdan aslında demokrasinin ilk oluşmaya başladığı zamanlardaki doğrudan demokrasiye bir çeşit dönüş sağlanacak. Şu anda insan kalabalığından ve insanların bir araya gelme zorluğundan dolayı o zaman ki doğrudan demokrasi işletilemiyor. Temsilcilerle işleyen bir sistemimiz var. Temsilciler ortadan kalkmayacaktır muhakkak ki ama temsilcilerin en azından insanlara danışması altyapısı oluşmuş olacaktır.

 

VAROLAN KAYNAKLAR KULLANILMALI

 

Genel olarak bakıldığında “e-oylamanın” maliyeti ne kadar?

 

Kapsama göre oldukça yüksek bir yatırım ortaya çıkabilir. Çünkü, bir çok noktada insanların oy kullanabileceği elektronik ortamları oluşturmanız lazım. Ama burada bizim yaklaşımımız biraz farklı. Bu konuda yeniden kullanılabilecek bir takım olanaklar var. Örneğin internet kafeler ya da şu anda Milli Eğitim Bakanlığı’nın bilgisayar destekli eğitim için okullara koyduğu bilgisayarlardan yararlanmak gibi. Sıfırdan böyle bir yatırımı yapmak zor. Yapsanız da üç beş yılda bir kullanacağınız bir yatırımdan bahsediyoruz.

 

Teknoloji zaten baştan sona değişiyor. O yüzden bunun yapılacağı ortamı oluşturmak lazım. Avrupa’da özellikle bunun mobil ortama taşınması hedefleniyor. Cep telefonlarının üzerinden mesela. Zaten cep telefonun içindeki sim kart dediğimiz da bir çeşit akıllı kart. Cep telefonları ve mobil cihazların olanakları kullanılarak insanların her hangi bir anda, her hangi bir noktada oylama sürecine katılması da hedefleniyor.

 

E-DEVLET UZMANINDAN E-POLL’DA ÖRNEK UYGULAMALAR
 
Levent Yanık, ABD’de kurulu E-Devlet Technologies’in kurucularından... Bu konudaki teknolojileri de yakından izleyen Yanık, “e-oylama” konusundaki son gelişmeleri şöyle yorumluyor:
 
*ABD, İngiltere ve Kanada gibi bilişim teknolojilerinin kullanımında dünya lideri olmuş ülkeler belirledikleri pilot bölgelerde e-seçim uygulamlarına başladılar. Bu pilot uygulamalarda internet başta olmak üzere kiosk, ev telefonu, cep telefonu ve dijital TV gibi farklı erişim araçları ve akıllı kartlar test edilmektedir.

 

*Bu uygulamalar sonucunda e-seçim’in başarılı bir şekilde yapılabilmesi için güvenlik altyapısının kusursuz bir şekilde yapılandırılmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Güvenilirlik sorununa çözüm bulmak için bir çok ülkede akıllı kimlik kartı (SmartCard) üzerine yapılan çalışmalara hız verilmiştir.

 

*Örneğin İngiltere ve Singapur’da başlatılan bir proje ile herkese elektronik bir kimlik kartı verilerek bu kartların içereceği chip’lerde kişiye ait tüm bilgiler (isim, adres, cinsiyet, doğum tarihi, seçmen bilgileri, medeni durumu, fotograf, imza, vb.) ve parmak izi içeren biyometrik bilgi ve vatandaşlık numarası karşılığı barkodlar bulunmaktadır.

 

*Ayrıca, Finlandiya’nın 1999 yılında başlattığı “Fin Vatandaşlık Kartı” (FINEID) uygulaması vardır. Bu uygulama, akıllı kart aracılığıyla vatandaşların kamu hizmetlerinden, kiosk ‘lara kadar uzanan geniş bir kullanım alanına istedikleri yerden erişim olanağı sunuyor.

 

*Fransa’da uygulanan ilk e-seçim uygulaması özellikle Avrupa’da dikkat çekmiştir.  Fransa hükümeti son genel ve başkanlık seçimlerinde Mérignac and Vandeuvre-les-Nancy şehirlerini pilot bölge belirleyerek seçimleri elektronik ortamda gerçekleştirdi. Şehrin çeşitli yerlerine yerleştirilen kiosklar üzerine kurulan “e-poll” sistemi sayesinde, oyların sayımı ve veri transferi sağlandı.

 

*Seçimlerden önce seçmenlerin adreslerine içerisinde kişiye ait tüm bilgileri içeren akıllı kartla birlikte oyunu hangi kiosk’te kullanacağını belirten mektup gönderildi. Kiosk’lara giden vatandaşlar, ellerindeki akıllı kartlarını bankamatik kullanır gibi yerleştirdikten sonra önce parmak izi kontrolü ile karşılaşıyorlar. Kontrolden sonra bankamatik ekranında oldugu gibi işlemleri takip ederek oyunu kullanabiliyor. Kullanılan oy kurulmuş network üzerinden transfer edilerek bilgisayar tarafından sayımı yapılıyor. 

 

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz