Bir zamanlar bilişim sektörünün gözleri arasında banka, perakende şirketleri vardı. Ancak, kriz hesapları alt üst etti. Şimdi sıralama değişti. Özellikle sistem entegratörleri gözlerini Ankara’ya, ...
Bir zamanlar bilişim sektörünün gözleri arasında banka, perakende şirketleri vardı. Ancak, kriz hesapları alt üst etti. Şimdi sıralama değişti. Özellikle sistem entegratörleri gözlerini Ankara’ya, kamu ihalelerine çevirdi. Yılda 200 milyon dolara ulaşan bu pastanın 2003’de daha da büyümesi bekleniyor. O nedenle şimdiden büyük bir rekabet başlamış durumda. Herkes ihaleleri, projeleri yakından izliyor.
Son dönemde bilişim sektöründeki, özellikle sistem entegratörü şirketlerindeki ajanda incelendiğinde çok önemli bir gelişme dikkati çekecektir. Birincisi, genel müdür başta olmak üzere bu şirketlerin üst düzey yöneticileri Ankara’yı “Komşu kapısı” yapmış durumdalar. Bazıları neredeyse haftanın birkaç gününü başkentte geçiriyorlar. İkinci önemli gelişme, önemli bölümünün Ankara’da büyük, hatta görkemli sayılabilecek ofisleri var. Üstelik ciddi sayılabilecek eleman ve yönetici ekibiyle faaliyet gösteriyorlar. Neredeyse ikinci merkez gibi...
İşin doğrusu bilişim şirketlerini, daha doğrusu sistem entegratörleri durduk yerde Ankara’ya önem vermiyorlar. Ankara’ya yönelik bu ilginin arkasında kamu kuruluşlarının yatırımları, sık sık açılan ihaleler var. Türkiye’de bir “e-devlet” devrimi başlamamış olmasına rağmen, kurumların tek tek önemli atakları dikkat çekiyor. SSK’dan Maliye’ye, İş Kurumu’ndan Milli Emlak’a kadar çok sayıda kamu kuruluşu teknoloji yatırımı için ihale açıyor. “E-devlet” yolunda önemli bir aşama olarak gösterilen bu yatırımların cazibesi şirketleri Ankara’ya çekiyor. Geçmiş yıllarda çok sayıda proje başlatıldı, bunlardan bazıları da hayata geçirildi. 2002 yılının ilk 6 ayında ise 20’ye yakın büyük ihale açıldı. Bu ihalelerden bazıları sonuçlandı, bazılarının süreci ise devam ediyor.
Bir sistem entegratörü şirketin yöneticisi, “kamu bizim için tam bir cam simidi haline geldi” diyerek konunun önemine dikkat çekiyor. Aynı yönetici, “Özel sektörde kimse bilgi işlem yatırımı yapmak istemiyor. Bu yüzden bütün ilgi kamunun üzerinde” diyor. Bu nedenle de bir çok şirketin gözü kulağı kamu kuruluşları ile bakanlıkların üzerinde... Açılacak ihaleler, yeni projeler yakından izleniyor.
Devlet pastasına dikkat
Türkiye’de “e-devlet”e yönelik yatırımların büyüklüğü, bu ilginin nedenini açıkça ortaya koyuyor. Çünkü, yazılım, donanım ve bunlara yönelik danışmanlık hizmetleri için harcanan bütçenin 200 milyon dolar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. 2003’te ise bu rakamın 250-270 milyon dolar aralığına yükselmesi bekleniyor. Bu rakamlar da şirketler arasındaki yarışı daha da kızıştırıyor.
KoçSistem, Siemens Business Services Türkiye, IBM Türk, Meteksan, Oracle gibi şirketler bu nedenle Ankara’yı yakından gözlüyor. 2002 yılının ilk yarısında kurulan Oyak Holding iştiraki Oytek Teknoloji de gözlerini e-devlet yatırımlarına çevirdi. Oytek’in genel müdürü Altay Elbek, “E-devlet bugün çok büyük bir proje. Benzeri projeler çok kolay ortaya çıkmaz diye düşünüyorum” sözleriyle pastanın büyüklüğüne dikkat çekiyor.
Eylül beklentisi
Bilişim şirketleri, seçim ilan edilinceye kadar gözlerini sonbahara çevirmişlerdi. Onlara göre, eylül ve aralık ayları arasında beklemede olan birçok ihale yeniden açılacaktı. Ancak, erken seçimle birlikte, bu sürecin 2003 yılına kayacağı tahmini yapılıyor. Bir yönetici, “Erken seçim olursa, ihaleler bekleyebilir. Dünya Bankası kaynaklı projeler yürüyebilir, ihaleler açılabilir. Ama özellikle bütçe kaynaklı yatırımları gerçekleştirmek zorlaşır” diyor.
Siemens Business Services’ın kamu hizmetleri direktörü Çiğdem Erten, 2001’de kamu kesiminde bilgi teknolojilerine ilişkin yatırım harcamalarının toplam tutarının 150 ile 170 milyon dolar arasında değiştiğini söylüyor. Ertem, “Bu rakamın 2002 yılında 200 milyon dolar civarına ulaşacağını tahmin ediyorduk. Ancak, erken seçim olması durumunda, bu rakam biraz daha düşebilir” diyor.
Beklenen ihaleler
Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın Dünya Bankası kaynaklı kredilerde yürüttüğü projeler, büyüklükleri nedeniyle şirketlerin gözünü kamaştırıyor. Örneğin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların bilgisayar altyapısının kurulmasına yönelik açtığı ihaleleri, şimdi ikinci faz proje izleyecek. Şirketlerin beklentisi de yeni açılacak ve bilgisayar altyapısı için yazılım ihaleleri...
Yine şirketlerin dört gözle bekledikleri ihaleler arasında Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın, Dünya Bankası destekli projeleri de var. Bu bakanlıkların bilgi işlem altyapılarının yenilenmesine yönelik projelerin tutarları tam olarak bilinmiyor. Ancak, bir hayli yüksek rakamlar olacağı tahmin ediliyor.
Ayrıca, vergi dairelerinin otomasyonunu içeren VEDOP Projesi’nin yaygınlaştırılmasına yönelik donanım ihaleleri de bekleniyor. Bu ihalelerin toplam tutarının 60-70 milyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor.
Bir başka ihale beklentisi de yine e-devlet çerçevesinde ilk adımları atılan Mernis Projesi’yle ilgili... Projenin ilk aşaması gerçekleşti ve herkesin bir vatandaşlık numarası oldu. Ancak, nüfuz cüzdanlarının yenilenmesini kapsayan ikinci aşama için start verilmedi. Bu ihalenin devreye girmesi durumunda, toplam tutarın 100 milyon doları geçeceği tahmin ediliyor.
Kamu bankaları atakta
Son birkaç yıla kadar bilişim şirketlerinin gözde müşterileri arasında bankalar bir numarada idi. Ancak, yaşanan kriz özel sektör bankalarının yatırımlarına darbe vurdu. Kamu bankalarında ise durum farklı...
Teknoloji altyapılarındaki yetersizlik nedeniyle, özellikle Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın yatırımları dikkatle izleniyor. Bilgi sistemlerine yatırım ve ağ oluşturma amaçlı yatırımın iki banka için maliyeti tam bilinmemekle birlikte, 10 milyon doları bulacağı tahmin ediliyor.
Bu kurumların dışında, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden, Danıştay’a kadar birçok kamu kuruluşunun bilgi-işlem altyapıları için çıkması gereken ihaleler var. Şirketler, küçük büyük demeden bu ihalelerden pay alma uğraşında. Bir şirketin yetkilisi, “Özel sektörün durumu ortada. Bu yüzden herkes kamudaki ihalelere odaklanmış durumda” sözleriyle var olan tablonun özetini yapıyor.
Oytek Genel Müdürü Altay Elbek, “E-devletle ilgili projeler, sadece bunlarla sınırlı değil. Bilgi toplumu olmaya doğru giden bir toplumda çok projeler olacaktır” diyerek, potansiyelin büyüklüğüne dikkat çekiyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?