İhracatın Gözü Niş Ürünlerde

İşin doğrusu kesin rakamlar yok. Hepsi tahminlerden oluşuyor. 25-30 milyon dolarlık BT sektörü ihracat olduğu belirtiliyor. Ancak, potansiyelin büyük olduğu, özellikle call center ve lojistik gibi ...

1.07.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

İşin doğrusu kesin rakamlar yok. Hepsi tahminlerden oluşuyor. 25-30 milyon dolarlık BT sektörü ihracat olduğu belirtiliyor. Ancak, potansiyelin büyük olduğu, özellikle call center ve lojistik gibi alanların öne çıkabileceği belirtiliyor. Bazı yetkililer ise veri girişi gibi aşağı kademeleri öneriyor. “İnternet güvenliği, savunma, CRM, business intelligence ve perakende ürünlerine” de dikkat çekenler var. Ortak nokta ise devlet desteğinin gerekliliği konusunda.

Türkiye 2002 yılında 36.5 milyar dolar ihracat yaptı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) tahminlerine göre, bu rakam 2003’te 40 milyar doları aşacak. Bu rakamlarla dünya ihracatından sadece binde 5’lik bir pay alıyoruz. Oysa potansiyel çok daha büyük. Türkiye’nin ihracatı tekstil, konfeksiyon ve otomotiv sanayinin katkılarıyla 50 milyar dolar düzeyine ulaşabilir. Önümüzdeki yıllar için tahminler bu yönde. Ancak, bu tahmini yapanlar, bilgi teknolojilerinin (BT) potansiyelini unutuyor. Şu anda çok düşük düzeylerde bulunan BT ürün ve hizmet ihracatının patlaması, ülke ihracatına da olumlu yönde yansıyacak.

Türkiye’de e-devlet uygulamalarının dış ticaret bacağının bittiğini ve bu sistemle 80 ülkeye mal ve hizmet ihracatı yapabileceğimizi söyleyen TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Türk BT sektörüne bu alanda çok önemli bir rol düştüğünü ifade ediyor. “BT'yi sadece kullanmak değil, üretmek gerek" diyen Satıcı, yazılım ve BT hizmetleri pazarında faaliyet gösteren tüm Türk şirketleri ihracata çağırıyor.

Yazılım ve servis ihracatı uzun zamandır sektörün de gündeminde. Ancak, Microsoft EMEA Başkan Yardımcısı Emre Berkin, “Yazılım ve servis ihracatında gerçekten başarılı olmak için sektörün gerçekçi planlara ve uzun vadeli bir bakış açısına ihtiyacı var” sözleriyle önemli bir noktaya dikkat çekiyor.

25 milyon dolarlık Pazar

Hali hazırda çok somut veriler olmasa da, Türkiye’nin gerçekleştirdiği yazılım ve servis ihracatının 25 milyon dolar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. “2001 krizi sonrası sektör gözünü bir miktar dışarıya çevirdi” diyen Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Namık Kural, çoğunlukla bireysel olan çabaların yetersiz kaldığını söylüyor. Kural, “Türkiye’nin yazılım ihracatında yerinde saydığını söylemek yanlış olmaz” diyor.

Probil Yönetim Kurulu Üyesi Hilmi Güngen ise WITSA’nın (Dünya Bilgi Teknolojileri Birliği) verilerine dayanarak, Türkiye’nin dünya yazılım harcamaları sıralamasında, en düşük harcama yapan ülke olduğuna dikkat çekiyor ve devam ediyor:

“WITSA’nın geçtiğimiz yıl yayınladığı Digital Planet adlı raporda, ülkelerin 2001 yılı BT yazılım harcamalarına baktığımızda, Türkiye’nin 241 milyon ABD doları ile en düşük harcama yapan ülkeler arasında olduğu görülüyor. En çok BT yazılım harcaması yapan Avrupa ülkesi ise 14,7 milyar dolarla Almanya. Aynı kaynakta Türkiye’nin 1993 yılındaki BT yazılım harcamalarının da 90 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Buradan Türkiye’de yazılım pazarının büyümesinin ne kadar yavaş olduğunu görmek mümkün. Dolayısıyla, yazılım ihracatımızın da fazla büyük olmadığını tahmin etmek zor değil”.

İhracat seferberliği

Tablo karamsar, ancak sektörün ileri gelenleri gelecekten umutlu. Türkiye’nin bundan sonra yazılım ve hizmet ihracatında bir başarı gösterebileceğini dikkat çekiliyor. Bu nedenle de sektörün ileri gelenleri, işbirliği yapmak üzere bir seferberlik ilan ettiler. BT derneklerinin öncülüğünde hayata geçen bu seferberlik platformu, Türkiye’de IT sektörünün ihracat alanında ilerlemesi için birlikte hareket etmeyi ve gerekli olan devlet desteğini birlikte kazanmayı amaçlıyor.

Geçtiğimiz aylarda TÜBİSAD ve YASAD’ın ortaklaşa gerçekleştirdiği “Yazılım ve Servis İhracatı Paneli”nde, sektörün çok önemli ve etkin temsilcilerinin bir araya gelmesi de bu seferberliğin amacına ulaşacağını gösterdi. Panele 400’ü aşkın bilişim sektörü yetkilisi katıldı. Türkiye’nin yazılım ve servis ihracatında hangi noktada olduğu, potansiyelin boyutu, koşulları ve dünya örnekleri tartışıldı.

Türkiye’nin küresel pazardaki rekabet gücünü ortaya koyacak en önemli alanlardan birinin yazılım ve BT servis ihracatı olduğu görüşünde birleşen yetkililer, bilişimin Türkiye için stratejik bir sektör olduğunu anlatan bir raporu önümüzdeki günlerde hükümete sunacaklarını kaydettiler.

Neler ihraç ediyoruz?

Türkiye, şu anda ERP, tekstil ve otel uygulamaları yazılımları ile call center (çağrı merkezi) hizmetleri ihraç ediyor. Yetkililere göre, gelecekte call center hizmetinin yanı sıra lojistik konusunun da önemli bir ihracat kalemi haline geleceğine dikkat çekiyorlar. Örneğin, YASAD Başkanı Namık Kural, “BT alanında başarı yakalayan İrlanda, bunu, üretimden çok, lojistik ve call center alanında bir merkeze dönüşmesine de borçlu” diyor. Kural, bu konuda Siemens Business Services’in gerçekleştirdiği uygulamaları örnek veriyor. Ona göre, bu tür call center hizmet ihracatı önümüzdeki dönemde de ciddi artış gösterecek.

Kural, “Devlet çok ciddi vergi avantajı ve telekom altyapısı sunduğu için İrlandalı BT şirketleri bu alanda çok başarılı oldular. Biz de aynı desteği alabilirsek Doğu’ya yönelik lojistik merkezi olma konusunda alternatif olabiliriz” diyor.

Namık Kural’a göre, Türk firmaları, bu alanda bir yıldız gibi görülen Hindistan’a bile rakip olacak düzeyde. Özellikle de outsourcing ve lojistik gibi alanlarda. Kural şöyle devam ediyor:

“Şu aşamada Türk firmalarının bireysel hareketleri söz konusu. Örneğin, Servus, Romanya’da, ITD Polonya’da ciddi başarılara imza atıyor. Bugün dondurulmuş gıdaya yönelik olarak 10 dilde, 16 ülkede çalışan sistemlerimiz var. Desteğinden ek geliştirme projelerine kadar İstanbul’da üretip hizmet veriyoruz.”

Probil Yönetim Kurulu Üyesi Hilmi Günden ise ERP ve uluslararası firmalara lojistik yazılımları ihraç eden yazılım firmalarının başarılarına dikkat çekiyor.

Niş alanlara dikkat

Microsoft EMEA Başkan Yardımcısı Emre Berkin, Türkiye’nin yazılım ve servis ihracatında önünü açacak niş alanlara dikkat çekiyor. Tüm dünyada rekabetin farklılık üzerine kurulu olduğunu söyleyen Berkin, “Yazılım ve servis ihracatında da Türk şirketlerinin, daha önce kimsenin üzerinde çalışmadığı ya da çok az firmanın çalıştığı alanlara yönelmelerini tavsiye ediyorum” diyor. “Türkiye’nin bu alanlarda şansı büyük” diyen Berkin, özellikle kod yazımında farklılığın etkili olacağına dikkat çekiyor.  

TÜBİSAD Başkanı Erol Bilecik de niş alanlarda yazılıp üretildiği sürece bunları ihracata geçirmenin daha kolay ve verimli olacağını söylüyor. Bilecik, Türkiye’nin yazılım ve servis ihracatına ivme kazandıracak niş alanların başında “internet güvenliği, savunma, CRM, business intelligence ve perakendeye yönelik ürünlerin” geldiğini belirtiyor.

Hilmi Güngen, Türk BT firmalarının farklılık yarattıkları sürece ihracat güçlerinin artacağını ifade ediyor ve devam ediyor:

“Basit programlar geliştirme yada kodlama yapmak yerine, Türk şirketleri, sektörel uzmanlıklarının olduğu alanlarda, yaratıcı çözümler geliştirerek yazılım pazarında başarılı olacaklar”.

Planlar şimdiden hazır

Yazılım ve servis ihracatı konusunda atağa kalkan sektör yetkilileri, “yapılacaklar listesi”ni hazırlamış durumdalar. Namık Kural, potansiyel alanlardan önce yetişmiş işgücünü çok ciddi şekilde artıracak bir seferberlik başlatılması gerektiği söylüyor ve şunlara dikkat çekiyor:

“Yeni meslek dallarında da eleman yetiştirmeliyiz. Ayrıca standart ve kalite sistemlerini üretim süreçlerimize yansıtıp güvenilir bir partner imajımızı perçinlemeliyiz. Çok ciddi bir genç nüfusumuz var. Üniversiteler ve sektör bir araya gelerek yukarıda bahsettiğim iki konuda ciddi adımlar atmalıyız. Hali hazırda YASAD olarak İTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile bu alandaki çalışmalarımız devam ediyor. Devletin de kendine düşen görevi yapması gerekiyor. Özellikle teknopark ve benzeri destekler hızla hayata geçirilmeli. Bütün bunların üzerine hem firmalar arası, hem de uluslar arası işbirlikleri sağlanıp, uluslararası arenaya çıkmalıyız. Diğer yandan Türk işadamlarının yurtdışındaki projeleri ülkemize yönlendirmeleri ve esas nişleri belirlemelerini beklemek yanlış olmaz”.

BT yetkilileri Türkiye’nin kendi içinde değişim reformunu gerçekleştirdikten sonra ihracat kapılarının da daha hızlı açılacağı görüşündeler. “Artık küçük yazılım evleri şeklinde değil, yazılım fabrikaları olarak üretim yapmanın zamanı geldi” diyen Hilmi Güngen gibi pek çokları yazılım ve servis ihracatı konusunda büyük düşünüyor.

“TÜRKİYE İŞE AŞAĞI NOKTALARDAN BAŞLAMALI”

Emre Berkin/Microsoft EMEA Başkan Yardımcısı

Microsoft EMEA Başkan Yardımcısı Emre Berkin, Türkiye’nin servis ve yazılım ihracatını geliştirmek için yapılması gerekenleri şöyle özetliyor:

HİNDİSTAN 20 YIL ÖNCE BAŞLADI Hindistan, bugün yazılım ve servis ihracatında lider ülkelerden biri. Hindistan’da bilişim 20 yıl önce ülke stratejisi haline getirildi. Yabancı dil bilgisi, küresel pazarlama yeteneği, üniversitelerde başlatılan eğitim seferberliği ve devletin sağladığı proje desteği, Hindistan'ın bugün bilişim alanında ilerlemesinde çok önemli rol oynadı.

İSRAİL DE AYNI YOLDA Dünya yazılım ve servis ihracatında pazarın yüzde 40’ını elinde barındıran İsrail de Hindistan gibi özelliklere sahip. Yazılım geliştirmek bugün artık sadece kod yazmanın çok ötesinde bir sanat ve bilim haline geldi.

TÜRKİYE NEREDEN BAŞLAMALI? Türkiye’nin yazılım ihracatı alanında Hindistan ya da İsrail’in ulaştığı noktaya gelebilmesi için, gerçekçi planlara ve uzun vadeli bir bakış açısına sahip olması gerekiyor. Hemen bugün veri girişi, arka ofis uygulamaları gibi daha aşağı noktalardan başlamak gerekiyor. Aşama aşama yükselerek, sıra ürün ve know-how geliştirmeye de gelecektir. Türkiye’nin izlemesi gereken strateji budur”.

YAZILIM VE HİZMET İHRACATINDA BAŞARIYI NASIL YAKALADILAR?

HİNDİSTAN Hindistan’da bu alandaki seferberlik 20 yıl önce başlatıldı. Ülke dışında bulunan milyonlarca Hintli, yazılım konusunda bulundukları ülkelerde uzmanlaştı ve önemli pozisyonlara geldiler. Bu insanlar, gerek ABD’de gerekse Avrupa’daki birçok yazılım ve servis işinin Hindistan’a outsource edilmesinde de büyük rol oynadılar. Hindistan’da insan gücü maliyetlerinin düşük olması, buna rağmen belirgin bir kalitede iş üretilmesi, başarılarını destekledi. 2002 sonu itibariyle, Hindistan’ın sadece yazılım ve servis ihracatından elde ettiği gelir 10 Milyar doların üzerine çıktı.

İSRAİL İsrail’de yazılım endüstrisi devlet tarafından stratejik sektör olarak benimseniyor. Bütün yazılım evleri, teknopark olarak ilan edilmiş durumda. Devlet bugün bu alanda, ilişkide olduğu tüm ülkelere PR yapıyor. Sonuç olarak 2002 sonu itibariyle, İsrail’de 4 milyar doların üzerinde sadece yazılım ve servis ihracatı gerçekleştirildi. Sadece ABD’de 300’ün üzerinde, merkezi İsrail’de olan ve ciddi işlem hacmi bulunan yazılım firması var. Bunların bir kısmı borsada da kote olmuş durumda.

İRLANDA İrlanda’da devlet yabancı sermayeyi çekmek amaçlı vergi muafiyeti ve teşvikler veriyor. Bu durum IBM, Microsoft ve Intel gibi dünya teknoloji devi olan şirketlerin Avrupa merkez üretim tesislerini bu ülkede kurmalarına sebep oluyor.

Dolayısıyla, entegre olarak birçok yan ve küçük çaplı üreticilerin de, İrlanda’da tesis kurmalarını sağlanmış durumda. Bu üreticiler tüm Avrupa’ya ürün ihracat ediyorlar. İrlanda da bu işten milyarlarca dolarlık bir ihracat geliri sağlıyor.

“ÖNLEM ALINMAZSA REKABET GÜCÜMÜZ KALMAYACAK”

Hakan Karabiber/IAS Genel Müdürü

IAS, Türk BT sektöründe ihracat konusunda öncü olan şirketlerde biri. 8 ülkeye, 5 farklı dilde ERP çözümleri ihraç eden IAS’nin genel müdürü Hakan Karabiber, Türkiye’nin yazılım ve servis ihracatı alanındaki potansiyelini şöyle değerlendiriyor:

“Türkiye’de ne yazık ki hâlâ, yazılım ve servis ihracatı konusunda gözle görülür bir gelişme söz konusu değil. Türkiye’de yazılım sektörünün şartları Türkiye’nin atılım yapmasına bir türlü imkan veremedi. Bugün Türkiye’yi yazılım ve servis ihracatı alanında lider olan Hindistan, İsrail gibi ülkelerde karşılaştırmak mümkün değil.

Türkiye IT gelirleri açısında bu ülkelerin maalesef çok gerisinde. Bunun bazı sebepleri var. Başta Türkiye’de hem altyapı hem de insan gücü bu ülkelerde olduğundan çok daha pahalı. Bu durum Türk yazılım sektörünün gelişmesini önemli ölçüde etkiliyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa gelecekte bu alandaki rekabet gücümüz kalmayacak. Biz bugün ERP çözümleri alanında Türkiye’den Avrupa ülkelerine gerçek anlamda ihracat yapan tek şirketiz diyebilirim.

ERP yazılımlarımız bugün 8 ülkede 5 farklı dilde kullanılıyor. Yurtdışında gerek teknolojimiz gerekse fiyatlarımızla firmalar tarafından çok olumlu karşılanıyoruz. Bu başarımızda faaliyetlerimize ilk olarak 1989 yılında Almanya’da başlamış olmamızın ve Siemens AG’nin ilk büyük müşterimiz olmasının çok büyük payı var. Türk BT şirketlerine ihracat yolunda böylesi destekleyiciler gerekiyor”.

“TÜRKİYE’NİN DÖRT ALANDA ŞANSI VAR”

Çağlayan Arkan/SBS Türkiye Genel Müdürü

SBS Türkiye, yazılım ve servis ihracatı için mükemmel bir örnek. SBS’in neler yaptığı, bu alanda neler yapılabileceğine iyi bir örnek oluşturuyor. Dört ana alanda büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi e-öğrenmedir. Bu konuda Gartner, Avrupa’da 2005 yılında 3 milyar dolarlık Pazar oluşacağını öngörüyor. E-öğrenme pazarında yıllık büyümenin ise yüzde 85 olacağını tahmin ediyor.  Üstelik bu alanın 2008’e kadar bu şekilde büyüyeceği öngörülüyor. İnanılmaz bir pazar ve büyüklük. Böyle bir pazar yok.

BİZ E-ÖĞRENMEYE HAZIRIZ Dünyada e-öğrenme konusunda büyük bir hazırlık yok. Ancak, SBS Türkiye’ye bakıldığında, Siemens dünyasında merkez haline gelmişiz. Şu anda  bütün dünyaya çözüm ihraç ediyoruz. İhraç edilen pazarlar arasında Uzakdoğu, Brezilya, ABD, Çin ve Avusturya var.  

Biz 70 kişiyiz. Bize müfredat anlamında ve kurumsal anlamda inanılmaz bir talep var. Ben, 5 yıl içerisinde 700’mü, 7 bin kişi mi çalıştırmalıyım, bilmiyorum. Dolayısıyla muazzam bir partner ve birlikte çalışma potansiyelini ben görüyorum. 

YAZILIM ÇOK ÖNEMLİ İkinci konu, yazılım geliştirme konusu. Uçsuz bucaksız bir alan. Bizim Hindistan’daki bir yazılım şirketinde bin 200 kişi çalışıyor. Bunlar SBS’in dışarıda yaptırdığı toplam yazılım geliştirme işinin yüzde 10’unu yapıyorlar. Sadece SBS dünyasında birkaç yüz milyon dolarlık iş var. Hindistan, servis ve yazılım ihracatında bu yıl sonu itibariyle 9 milyar dolar bekliyor. McKinsey, 2008 yılında Hindistan için 58 milyar dolar gelir projeksiyonu yapıyor. Hindistan’ın 500 bin IT çalışanı var, gelecekte 4.5 milyona çıkacak.

BELLİ ALANLARA ODAKLANMA Yazılım çok geniş bir alan… Türkiye, Microsoft gibi lisans satarak büyük paralar kazanmayabilirsiniz. Ancak, belirli alanlarda uzmanlaşma mümkün olabilir. Örneğin, kodlama yapmak, bütün uygulamalarınızı web servisleri şeklinde geliştirmek gibi… Türkiye’de çok iyi şirketler var. Çok rekabetçiyiz, SBS Türkiye olarak, SBS Hindistan’dan ucuzuz. Ama Rusya’ya göre pahalı olmakla birlikte, belirli organizasyonlarda daha iyiyiz. Dolayısıyla, yazılım geliştirme konusunda çok dikkatli pazar araştırması, çok ciddi bir strateji, doğru platform seçimleri ve doğru niş alanlar, Türkiye’yi belli konuların sahibi haline getirebilir.

IT HİZMETLERİ BÜYÜYOR IT hizmetleri, bir başka önemli konu… Bunun içine çağrı merkezi hizmetleri de giriyor ve burada biz 130 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladık. İkinci anlaşma için el sıkıştık. Bir sürü müşteriyle de konuşuyoruz. Buradaki sıkıntı, native düzeyde yabancı dil konuşan insanların sayısı. İnsanlar yetişirse, üniversitelerle işbirliği yapılırsa, muazzam bir potansiyel var ve sınırsız sayıda iş yapılabilir. Bütün dünyada bu işler outsource ediliyor. Türkiye, coğrafya olarak da çok iyi konumda.

Bunun dışında hosting gibi hizmetler var. Çağrı merkezinin olduğu yerde de CRM uygulamasının yanınızda durması gerekiyor. O zaman bunun danışmanlığı, prosesi, geliştirilmesi, desteği, hosting’inin sizin tarafınızdan verilmesi anlamlıdır. Bunu yapmaya başladığınız zaman, başka hosting hizmeti verebilirsiniz. Bunun yanında biz sistem, network yönetimi, birtakım SAP, hatta voice uygulamalarını yapıyoruz.  . Bu yönde CEO’dan talimat aldılar.

PAYLAŞILAN HİZMETLER Dördüncü konu ise “shared services” (Paylaşılan hizmetler), “back Office” dediğimiz alan. Burada da insan kaynakları, dökümün yönetimi, doküman girişi ve bordro falan gibi konuların prosesi için ciddi olanaklar var. Türkiye’nin bu konuda know-how sıkıntısı yok. Biz burada da ilk pilot siparişi almış durumdayız. Dolayısıyla fırsat çok büyük. Türkiye’de ne yapmalı ki, burada oyuncu olduğunu kabul etsin. Hiçbir danışmanlık şirketi, bunu böyle kabul etmiyor. Çünkü, imaj sorunumuz var.

 
 
 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz