İki Kişiyle Başladı 1000 Çalışana Ulaştı

Rıdvan Çelikel, 20 yıl önce AnelTech adlı şirketi kurarak başladı. Yola çıktığında iki çalışanı ve Alcatel ile outsourcing anlaşması vardı. Aradan geçen sürede telekom ve elektronik sektörüne hizme...

1.08.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedRıdvan Çelikel, 20 yıl önce AnelTech adlı şirketi kurarak başladı. Yola çıktığında iki çalışanı ve Alcatel ile outsourcing anlaşması vardı. Aradan geçen sürede telekom ve elektronik sektörüne hizmet vererek büyüdü,yeni şirketler de kurdu. Şimdi 6 şirketi, 1000 çalışanı var. Yakında borsaya da açılacak olan Anel Grubu’nun sahibi Çelikel, “Şimdi de dev şirketlerle ortaklık peşindeyiz” diye konuşuyor.

Anel, bundan 20 yıl önce yola çıktı ve bugün 6 şirketten oluşan bir grup haline geldi. Bir mühendislik kuruluşu olan Anel, elektronik ve telekomünikasyon alanlarında çok çeşitli hizmetler sunuyor. Şirketlerinden biri olan AnelTech de Türkiye’nin telekomünikasyon devlerine altyapı ve outsourcing hizmeti veriyor.

Anel Genel Müdürü Rıdvan Çelikel, grubun temelinin düşünsel bazda üretime ve bilime dayandığını belirtiyor. AnelTech’i oluşturma sürecinde Alcatel’in partneri olarak yola çıktıklarını, daha sonra bu şirketin kendilerine makinelerini devrettiğini, çalışanlarını aldıklarını ve AnelTech’in doğduğunu söylüyor.

Anel’in yurtdışı faaliyetleri de var. Çelikel, Türk Cumhuriyetleri’nde çalıştıklarını, İran’a Alcatel kanalıyla kartlı telefon servisleri verdiklerini belirtiyor. Ayrıca Almanya ve Belçika’dan, elektronik imalatının Türkiye’de yapılması üzerine 3 firmayla konuştuklarını da ekliyor.

Özellikle telekomünikasyon altyapısında 6.5-7 milyar dolar büyüklüğünde bir pazar olduğuna dikkat çeken Rıdvan Çelikel sözlerine şöyle devam ediyor: “Tabii pazar tüm konuşma ücretlerini, santralleri, çanak antenleri, her şeyi kapsıyor. Bizim de bu pazardan bir pay almamız gerekiyor. Bunun için ihtisasınız olan konuları geliştirmeniz, yeni teknolojilere adapte olmanız, altyapınızı ve insan gücünüzü geliştirmeniz, doğru motive etmeniz şart. Bunun üzerine de gidip o pazarda konumlanmanız gerekiyor.”

Yakında halka açılacak olan Anel’in genel müdürü Rıdvan Çelikel, Türkiye ve yurtdışında yürüttükleri faaliyetleri, teknolojik altyapı sektörünü ve potansiyelini anlattı:

Anel’den ve AnelTech’den bahsedebilir misiniz? Ne zaman kuruldu? Tam olarak iş tanımı nedir?

Anel, bir mühendislik kuruluşu ve her şeyimiz mühendisliğe dayanıyor. Şirkette yaklaşık 120 mühendis çalışıyor. Temeli düşünsel bazda üretime ve bilime dayanıyor.

AnelTech de aslında Anel Taahhüt ile başlayan bir süreç. Anel Taahhüt, elektrik-elektronik taahhüdü yapan bir şirket. Taahhüt sektörü kişiyle ilgili olduğu ve ikili ilişkilere dayandığı için burada kurumsal bir yapı olması çok zor. Bu işte çalışanlara olan saygımdan ötürü yan dallar oluşturalım, o yan dallara ortak değişik kâr merkezleri oluştururuz ve onlarla birlikte de kurumsal bir yapı ortaya çıkar dedim. Bununla birlikte elektronik bir yapı belirdi kafamda ve AnelTech’i oluşturduk.

AnelTech, elektronik ve telekomünikasyon sektöründe yer alan bir şirket. Öncelikle Alcatel’in partneri olarak yola çıktık. Bize makineleri devretti, insanlarını aldık, hep birlikte AnelTech’i yarattık.

Anel’de de hizmet sektöründeyiz. İnsanların fabrikasını, yalısını, iş merkezini yapıyoruz. Bizi beğenenler diğerlerine tavsiye etti ve geniş bir network’ümüz oluştu. Bu arada AnelTech de Anel’in bu arenasında dünyaya geldi ve elektronik ve telekomünikasyon dalında performansını gösterdi. 

Anel bünyesinde kaç şirketiniz var?

Anel Grubu’nda her şirket birbirine sinerji yarattı. Bir başka şirketimiz daha var, o da elektrik bakım işlerini yapıyor. Toplam 6 şirketimiz var ve daha da büyüyeceğiz. 20 yıllık genç bir topluluğuz. 2 kişiyle yola çıktık ve bugün taşeronlarla birlikte sayısı bini geçen çalışanımız var.

Yurtdışında yatırım ve faaliyetleriniz var mı?

Evet, şimdi yurtdışında da çalışmaya başladık. Türk Cumhuriyetleri’nde çalışıyoruz. İran’a Alcatel kanalıyla kartlı telefon servislerini veriyoruz. Almanya ve Belçika’dan, elektronik imalatının burada yapılması üzerine 3 firmayla konuşuyoruz. O konuda da seçiciyiz, bize bilgi bırakacak firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz.

AnelTech kurulurken nasıl bir strateji izlendi? Bir ihtiyaç görülerek mi oluşturuldu?

Benim eskiden beri kafamda hep elektronik ve  telekomünikasyon vardı. O arada Alcatel operasyonu çıktı. Bu bir tesadüf mü, şans mı bilemiyorum. Sanırım bir bütünün parçaları. Biz buraya Alcatel’e baz istasyonları için pano satmaya geldik. Panoda onların verdiği tasarımın yanlış olduğunu saptadık ve doğrusunu size çizeriz dedik. Ardından ilişki başladı ve bu noktalara geldik. Fabrikanın bakımını biz üstleniriz dedik, bizi incelemişler ve işi aldık, ilerledik. Evet işin başında bir düşüncem vardı ama ben kısmete de inanırım. Doğru zamanda doğru yerde olmak da önemli parametreler.

Çalışkanız, zekiyiz, doğruyuz. Şans da var ve hepsi üst üste gelince de bu operasyon başladı. Örneğin bu yıl gemi enstalasyon ve proje işini yapacak olan Anel Marin’i kurduk. Bunların hepsi Anel’deki bünyeden çıkıyor ve hep bünyemizdeki insanları kullanıyoruz. Çalışanlarıma çocuklarınızı, özellikle kızlarınızı getirin diyorum. Ben artık dışardan kaynak istemiyorum, kendi iç yağımızda kavrulalım istiyorum.

Türkiye’de teknolojik altyapı yatırımları ne düzeyde?

Henüz çok yüksek seviyede değil. Çünkü, Türkiye daha bilim toplumu olamadı. Ama bilgi toplumu olma yolunda hızla ilerliyoruz. Türklerin üzerlerinden komplekslerini atmaları gerekiyor. Ayrıca bilgi toplumu olmadığı için Türkiye’de sistem yok. Her şey doğaçlama gidiyor. İyi bir müdür olursa oluyor ama olmazsa da olmuyor. Biz başarıya aç bir toplumuz.

Aslında teknolojiye çok kolay adapte oluyoruz. Örneğin cep telefonları kullanımı Türkiye’de patladı. Herkes bu teknolojiyi kullanabiliyor. Türk toplumunun beni heyecanlandıran bir başka özelliği de yüzde 64’ünün 30 yaşın altında olması. Bu toplumun uçması gerekiyor. Dünya Çin diyor ama ben Çin’in bizim için korkulacak bir ölçüt olmadığına inanıyorum. Hatta onların yaptıkları hataları düzeltirsek çok daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Ben de Türkiye’yi, özellikle elektronik dalında, Avrupa’nın Çin’i olarak görüyorum. İnsan kalitesinin yüksek olduğu alanlar bunlar.

Ama kullanılan teknolojiler dünyanın gerisinde değil, değil mi?

Elbette değil. Hatta ilerisinde olduğumuz noktalar da var. Kimi zaman teknolojinin abartılı bir şekilde kullanıldığı bile oluyor. Bizim artık ampulü bulmamız gerekmiyor. Bir dönem birileri sizin için bulmuş, şimdi onu alıp hazmetmek ve kendinize uyumlu hale getirmeniz lazım.

Biz basamakları onar onar çıkacağız. Elbette bunun bir bedeli olacak ve ödenecek ama örneğin bugün teknoparklar kuruluyor ve yetmiyor. Bu nedenle teknolojide bu anlamda geride değiliz, tam tersi fazlası var.

Sektörde yabancı oyuncular, sektöre yeni girecekler var mı?

Dünyada outsourcing işinde Soletron gibi devler var. Tüm dünyada elektronik fabrikalarının kartlarını tasarlıyor. Bunun gibi başka şirketler de var ama Türkiye’de bulunmuyorlar. Türkiye’de onlar gibi olmak hedefinde değiliz. Onlar sadece dış kaynak kullanımı yapıyor. Biz dış kaynak kullanımıyla birlikte şirketlere hizmet de vermek istiyoruz.

HERKESE EŞİT MESAFEDE DURUYORUZ

Şu anda hangi şirketlere hizmet sunuyorsunuz?

AnelTech olarak telekomünikasyon sektöründe Alcatel’in partneriyiz ve ona hizmet veriyoruz. Türkiye’nin şehir santrallerinin yüzde 65-70’inin bakımını ve işletmesini biz yapıyoruz. Yurtdışına açıldık bu konuda. Yine telekomünikasyon sektöründe Ericsson’a, Avea’ya, Telsim’e ve Turkcell’e de iş yapıyoruz. Örneğin, Avea’nın Karadeniz Bölgesi’ndeki tüm baz istasyonlarının bakım ve işletimini biz yapıyoruz. Biz herkese eşit mesafede duran bir alt yükleniciyiz. Netaş’la da iş yapmaya başladık.

AnelTech’de telekomünikasyon sektörü bir kulvar. Şu anda telekomünikasyon sektörü bir değişim yaşıyor Türk Telekom’un satılmasından dolayı. Biz de bu yeni arenada yerimizi almak zorundayız.

AnelTech ayrıca dış elektronik firmalarına dış kaynak kullanımı sağlıyor. Örneğin Beko’nun işlerini yapıyoruz. Şimdi TÜBİTAK’ın üretimlerini yapıyoruz. Vestel’e gidiyoruz, Arçelik’ten daha büyük boyutlu iş almaya çalışıyoruz. Ben hep söylüyorum; Türkiye’ye tekstil ve turizmde dış kaynak kullanımı rolü biçildi. Belki Türkiye yeni bir rol üstlenecek ve elektronik dalında dış kaynak kullanımı olan bir ülke haline gelecek. Çok iyi bir beyin takımı ve mühendisler var.

Bir de büyük binalardan telekomünikasyon hizmeti talep edilmeye başladı. Telekomünikasyon altyapısını kurup, gereken sayıda harici cihaz verip hizmetini de bizim yapmamızı istiyorlar. Bu da iş yaptığımız bir başka alan. Telekomünikasyon sistemleri de outsource edilmeye başlandı artık. Biz de bunun içindeyiz.

7 MİLYAR DOLARLIK PAZAR VAR

Teknolojik altyapı pazarının şu andaki büyüklüğü nedir? Nasıl bir potansiyel taşıyor bu pazar? Sizin pazardaki hedefiniz ne?

Özellikle telekomünikasyon altyapısında 6.5-7 milyar dolar büyüklüğünde bir pazar var. Bu çok ciddi bir pazar. Tabii pazar tüm konuşma ücretlerini, santralleri, çanak antenleri, her şeyi kapsıyor. Bizim de bu pazardan bir pay almamız gerekiyor. Bunun için ihtisasınız olan konuları geliştirmeniz, yeni teknolojilere adapte olmanız, altyapınızı ve insan gücünüzü geliştirmeniz, doğru motive etmeniz şart. Bunun üzerine de gidip o pazarda konumlanmanız gerekiyor. Biz bunu yaptık ve herkesten öndeyiz çünkü çok iyi bir kadromuz var.

Biz bu işe çok ciddi paralar harcadık ve harcamaya da devam edeceğiz. Ekipman alacağız, insan gücümüzü güçlendireceğiz ve ciddi bir altyapı kurarak bu pazarda çok daha iyi açılımlara gideceğiz.

Biz şu anki ciromuzun üç-dört katına çıkmayı hedefliyoruz.

Pazarda rekabet ne konumda. Anel dışında hangi oyuncular var?

Belki çok iddialı olacak ama bizimle aynı statüde olan firma yok. Biz tekiz ve ben böyle tek şeyleri çok severim. Bu kadar geniş bir yelpazede çalışan firma yok. Bir kısmını yapan ya da başka şeyler yapanlar var ama bu çerçevede bu işi gerçekleştirmeye yetkin firma yok

DEVLERLERLE ORTAKLIK PEŞİNDEYİZ

Gündeminizde olan yeni projeler var mı? Bunlardan bahsedebilir misiniz?

Telekomünikasyon çok hızlı değişen ve yenilenen bir sektör. Çok sayıda yeni iş hızla geliyor. Artık akıllı telefonlar gelmeye başladı. Telefon üzerinden görüntü, veri ve ses gönderebiliyorsunuz. Bunlar seri bir şekilde dünyamızın bir parçası oluyor. ADSL de hızla gelişiyor. Tüm bu sistemlere uyum sağlamanız, altyapınızı ona göre kurgulamanız lazım. Türkiye’ye gelen telekomünikasyon devleriyle partner olmanın yollarını araştırıyoruz.

Ayrıca elektronikte imalatlar hızla gelişmeye başladı. Bizden daha geri ülkeler de var. Onlara buradan destek vermek, bizim kullandığımız telekomünikasyon cihazlarını ve elektrik cihazlarını, bu sistemleri oralara kurmak, işletmek ya da satmak gündemde.

Kendi üretimlerimizi de bu yıl daha da geliştirmeyi amaçlıyoruz. Konu telekomünikasyon ve elektronik olunca dünyaya yöneliyoruz.

N. ASLI TEKİNAY
atekinay@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz