Kamu İhalesinde Dönüşüm Zamanı

Arif Şimşek / Kamu İhale Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi    Rakamlar pazarın büyüklüğünü ortaya koyuyor. Türkiye’de kamu ihale pazarının büyüklüğü müthiş boyutlarda. 200 bin kayıtlı müteahhit...

1.01.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Arif Şimşek / Kamu İhale Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi  
 
Rakamlar pazarın büyüklüğünü ortaya koyuyor. Türkiye’de kamu ihale pazarının büyüklüğü müthiş boyutlarda. 200 bin kayıtlı müteahhit, 300 bin tedarikçi ve 2 milyon ilgili insan. Boyut böyle olunca, işlerin yürümesi için elektronik ortam kaçınılmaz hale geliyor. Kamu İhale Kurumu Başkanı Arif Şimşek, “İhale Uygulamaları Elektronik Eğitim ve Destek Projesi”ni bu amaçla oluşturduklarını söylüyor. Şimşek, “Bundan sonra her şey elektronik ortamda olacak. Kuruluşlar Resmi Gazete’ye ilan vermeyecek, bütün süreçler açık olacak” diye konuşuyor.  
 
Son dönemde Türkiye’de gerçekleştirilen reformların sonucu olarak kurulan “düzenleyici” kuruluşlardan biri de Kamu İhale Kurumu oldu. Henüz çok yeni bir kurum. Ancak, çok büyük bir pazarı, binlerce şirketi ve insanı ilgilendiren bir kitleye sesleniyor. Kamu İhalesi Kurumu (KİK) Başkanı Arif Şimşek, Türkiye’deki ihale pazarının 40 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını belirterek, işin boyutuna dikkat çekiyor. İlgili insan sayısının ise 2 milyon kişi olduğunu belirtiyor.  
 
Şimşek, “Bu büyüklük nedeniyle işlerimizi elektronik ortama taşımaya karar verdik” diye konuşuyor. “İhale Uygulamaları Elektronik Eğitim ve Destek Projesi”, bu amaçla, 2003 yılında start aldı. Bu proje ile 200 bin müteahhit, 300 bin de tedarikçi şirkete online hizmet ve eğitim verilmesi planlanıyor. İşin eğitim ve destek bölümünde ise Siemens Business Services Türkiye’den danışmanlık alınıyor.  
 
Kamu ihaleleri alanında devrim niteliği taşıyan bu projeyi, KİK Başkanı Arif Şimşek, Digital’e anlattı:  
 
İhale Uygulamaları Elektronik Eğitim ve Destek Projesi"nin içeriği nedir? Nasıl bir çalışma evresinden geçildi?  
 
Kamu idaresi olarak, kapsamlı bir mevzuatı elektronik ortama taşıyarak, muhataplarımıza ve hedef kitleye tanıtmayı hedefliyoruz. Bu anlamda Türkiye’de  bir ilki gerçekleştiriyoruz.  
Kamu alımları pastasının büyüklüğü milli gelirin yaklaşık yüzde 18-19’u civarında. Parasal olarak bakıldığında 35-40 milyar dolar arasında yıllık kamu alım pazarı var. Bu piyasa artık uluslararası rekabete de açıldı.  
 
Parasal büyüklüğün yanında muhatap olunan insan kitlesi de yaklaşık 2 milyon civarındadır. Bu rakamın büyüklüğü şuradan geliyor; Öncelikle ihale yapmaya yetkili 100 bin civarında birim var. Her ünitede en az 3 kişinin ihale işlemleriyle uğraştığını düşünürsek, bu 300 bin kişi eder.  
 
Yapım sektöründe 200 bin kayıtlı müteahhit, 300 bin tane de mal ve hizmet satan firma var. Bu 500 bin birimde en az 3 kişinin bu işi öğrenmesi gerektiğini düşünürsek, hedef kitle 1 milyon 800 bine ulaşıyor.  
 
Biz bu kitleye önce klasik yöntemlerle ulaşmayı denedik. Klasik sınıf ortamında, uzmanlarla 10 bin kişiye ulaşmayı başardık. Fakat bu 10 bin kişinin eğitimi okyanustaki kum tanesi gibi kaldı. Taşradaki daha alt birimlere ulaşamadık. Bu nedenle, daha ucuz ve hızlı olan elektronik altyapıyı kullanmaya karar verdik.  
 
Neyi amaçlıyor bu proje?  
 
E-öğrenim ya da e-destek dediğimiz projemiz, daha önce sözünü ettiğim eksiklikleri gidermek amacıyla başladı. Projede hedefimiz, tüm ihale işlemlerinin elektronik ortamda başlayıp, bitirilmesidir.  
 
Bu, biraz da e-devlet kapsamındaki diğer kuruluşların hızına bağlı. Biz yeni kurulan bir kuruluşuz. Altyapımızı ona göre düzenlediğimiz için, biz diğer kuruluşlara göre biraz daha öndeyiz.  
 
Türkiye’de yapılan ihalelere yaklaşık 1 yıldır ihale numarası veriyoruz. Bunları artık internet aracılığıyla yapıyoruz. İkinci olarak, ihaleye katılan firmaların, ihale yasaklısı olup olmadığının teyidini veriyoruz. Kamu İhale Bülteni’ni de 2 Ocak 2004’den itibaren yayınlayacağız.  
 
Bundan sonra ihale ilanı verecek kuruluşlar Resmi Gazete yerine bize gelecekler. İhale duyuruları, elektronik ortamda yayınlanacak. Ocak ayında, Türkiye’deki tüm kamu alım ihalelerin istatistikleri ortaya çıkacak. Burada fonlar, KİT’ler hepsinin ihaleleri olacak. 40 milyar dolarlık piyasanın analizini yapacağız.  
 
100 binin üzerinde kamu kuruluşu ve tedarikçi, ihale mevzuatını elektronik ortamda sahip olabilecek. Bu yapı, kamunun ihalelerine nasıl bir nitelik kazandıracak, ihale yapan kamu kurumları açısından nasıl bir yenilik getiriyor?     
 
Önce, tüm ihale iş ve işlemlerinin elektronik ortamda yapılması anlamına geliyor. Böylece, kanunun bizden istediği şeffaflığı sağlayabilecek, katılımı teşvik edebilecek ve rekabeti oluşturabileceğiz.  
 
Eskiden ihaleler daha kapalı devre yapılıyordu. Bir belediyenin hangi koşullarda, ne alacağından kimsenin haberi olmuyordu. Elektronik ortamla, olaya bir açıklık gelecek. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), dünya ticaretinin önündeki engelleri kaldırmaya ve ticareti geliştirmeye çalışıyor. Bu ticaretin içinde de kamu piyasaları çok önemli yer tutuyor. DTÖ, kamu piyasalarındaki bu kapalı devreyi açmak istiyor. Dünyanın herhangi bir köşesinden bir tuşa basınca, çeşitli ülkelerdeki kamu alımlarının tüm seyrini internet ortamında görmek istiyorlar. Manuel şekilde ihale yaparsanız, hem kontrol imkanı hem erişilebilirliği mümkün olmuyor. Türkiye olarak AB üyeliği hedefiyle bu kaçınılmaz yola gireceğimize göre, olayı herkesin gözetimine ve denetimine aşmamız gerekiyor.  
 
Örneğin, Almanya’da kamu alımlarına iştirak edecek herkesin 2005 yılında internet aracılığıyla başvurması zorunluluğu getiriliyor. Bu kaçınılmaz yol bizde de tam üyelikle beraber devreye girecek. Bazı işlemleri kısmi olarak başlatmış oluyoruz. Bir süre sonra projenin e-destek kısmında, ihale dökümanlarıyla ilgili standart formlar, bilgisayar aracılığıyla doldurulup, internette gönderilebilecek.  
 
Somut olarak bu projeyle siz ne yarar sağlayacaksınız?  
 
Bu projeyle, büyük bir kağıt tasarrufu sağlamış oluyoruz. Biz bunu hesapladık, yüzde 50 tasarrufumuz oluyor. Bu projeyi 1 Ocak 2003’ten itibaren uygulamaya koyduk ama bunun  daha işin yüzde 5’i olduğunu söyleyebiliriz. Amaç, tam otomasyon ama bunun için bankacılık, nüfus, tapu, adliye gibi birimlerde e-devlet uygulamalarının hayata geçirilmesi lazım.  
 
İhaleye girecek bir firmanın, vergi borcu var mı, yok mu düğmeye bastığımızda bunu görebilmeliyiz. Aynı şey, adliye için de geçerli. Diğer kurumlara bağımlı olmadan karar verebildiğimiz durumlarda, biz bunu kesinlikle yapıyoruz.  
 
Sistemin ilk uygulanmasında hangi kamu kurumları öncü olacak? Burada nasıl bir süreç hedefleniyor?  
 
KİK olarak ilk 10 bin kişiye ulaştığımız zaman, bunlar daha çok 200 tane kamu kuruluşuydu. Her zaman olduğu gibi Milli Savunma Bakanlığı kapsamındaki kuruluşlar çok istekli ve hazırlıklıydılar. Bazı kuruluşlarda hem kanunu uygulamakta hem de öğrenmekte direnç gördüğümüzü de söylemeliyiz.  
 
Bakanlılar kendi içinde bu konuda eğitim çalışması yapmamışlar. Anadolu’nun birçok yerindeki ilçelerdeki yöneticiler konudan haberdar değiller. Tüm bu zorluklara rağmen, biz bu noktaya geldiysek, bunun analiz edilmesi gerekiyor.  
 
Maliye Bakanlığı ve Hazine’de mevzuatı iyi uygulayanlardan ama Bayındırlık bakanlığında bir direniş vardı. Hala Bayındırlık’taki direnişin devam ettiğini söyleyebiliriz. Hem öğrenmeye, hem uygulamaya karşılar.    
 
Kamu kuruluşları ve tedarikçilerin eğitimi için ne yapıldı, neler yapılması planlanıyor?  
 
Dünya Bankası ile anlaşmamızda bu projede oluşturduğumuz CD’ler var. Bunların içerisinde konuyu her yönüyle anlatan bilgiler olduğu gibi, 365 tane flash animasyonlar bulunuyor. Bu eğitim ve öğretimde hız kazandıracak, erişilebilirliği arttıracak, en geniş kesime, en hızlı zamanda erişeceğiz.  
 
Fiziki ortamları kullanmayacağız. İnsanları, deplase etmeyeceğiz. Hatta insanları işyerinden de ayırmadan, işgücü kaybını da önlemeyi düşünüyoruz. İsterse evinde, kendini hazır hissettiği zaman öğrenebilecek. Bize, ucuz, hızlı ve verimli bir erişim imkanı verecek.  
 
Bu da uygulamadaki bizim işlemlerimizi kolaylaştıracak. Uygulamanın bir yılı doluyor ama yazılı şikayet başvurusunu dahi, bugün müteahhit dediğimiz insanlar yapamıyorlar. Gelen başvuruların yüzde 40’ını şekil eksikliğinden geri çeviriyorduk. En azından bunları önleyeceğiz.  
 
Projenin, kuruma maliyeti ne oldu, getireceği kazanç ne olacak?  
 
Projeyle zaman, kağıt ve işgücü kaybından tasarruf sağlayacağız. İnsanların seyahat, konaklama masraflarından tasarruf edeceğiz. Kamu bütçesinden yüzde 100 tasarruf sağlamayı hedefliyoruz.  
 
Bu altyapıyı Siemens Business Services ile oluşturduk ve 80 bin dolara mal ettik. Bu içeriği 2 milyon kişiye ücretsiz dağıtacağız. Biri idare, biri de isteklilere yönelik iki ayrı kitap oluşturduk.  
 
Projeniz e-Türkiye çalışmalarına nasıl bir katkı sağlayacak?  
 
E-devlet Türk vatandaşlarının iş ve işlemlerini elektronik ortama taşımayı hedefliyor. Bunların her biri ayrı ayrı yürüyor. Bu projelerin ilerlemesini istiyoruz ve destekliyoruz. Bizim için kolaylık olacak. Çünkü, tapusundan, maliyeye kadar bütün kuruluşlarla ilgiliyiz. Hiçbirinden kendimizi soyutlayamayız.  
 
Benim tahminim, önümüzdeki 5 yıl içerisinde Türkiye önemli bir sıçrama yapacak. E-devlet 5 yıl içerisinde yüzde 90 oranında işlerlik kazanacak. KİK olarak biz e-devlete en hazır kuruluşuz. Bunlar içerisinde mesafe alanlar bizim için önemli. Mesela, bankacılık; bankalarla çok önemli işlemlerimiz var; teminat mektuplarının doğruluğunu teyit ediyoruz. Artı, vergi dairesi ve SSK otomasyonu bizim için önemli. İsteklilerin, buralara borcu olup, olmadığını bilmeliyiz.  
 
Belki tek başımıza e-devleti taşıyacak halimiz yok ama KİK olarak tetikleyici kuruluşlardan biri olduğumuzu düşünüyoruz.  
 
“BU SİSTEMLE TÜRK ŞİRKETLERİ DÜNYADAKİ  İHALELERE DE KATILACAK”  
 
Projenin uygulanmasıyla birlikte ihalelere katılım konusunda yerli ve yabancı tedarikçilerin önündeki engeller kaldırılmış mı oluyor?  
 
En önemli konu şu: Bu düzenlemeyle birlikte yabancılar bizim ihalelerimize katılabildikleri gibi, bizim şirketler de yabancı ülkelerdeki ihalelere katılabilecekler. Bu konuda AB’nin taahhüdü var. Eğer, Rusya ya da Almanya’da Türk girişimcilerin önüne bir engel konuyorsa, kanunun verdiği yetkiyle biz de, Türkiye’de de benzer uygulamanın yapılması  konusunda  
Bakanlar Kurulu’na teklif sunabiliriz.  
 
Bu işlemi yapabilmek için bu projeyi uygulamalıyız. Tam üyelikten sonra önümüz açılacak. Tüm ihaleleri yapmadan önce ve yapıldıktan sonra,  Brüksel’e bildirmek zorundasınız.    
AB’de 5 bin kelimelik kamu ihale sözlüğü oluşturulmuş. Demek ki, bütün bunlara bir altyapı oluşturmamız lazım. Aksi takdirde bir 10 yıl da, onun entegrasyonu gerekir. AB’nin son ilerleme raporunda, kamu alımlarındaki gelişmelerle ilgili olumlu tespitler var.  
 
“ŞİRKETLER RESMİ GAZETE İZLEMEKTEN KURTULACAK”  
 
Proje, tedarikçiler için nasıl bir yenilik, farklılık getiriyor? Sadece Resmi Gazete'yi izlemekten mi kurtulacaklar?  
 
Bir kere daha çok katılım sağlanacak ve Resmi Gazete’yi izlemekten de kurtulacaklar. Tüm devlet işlemlerinin dijitalleştiği bir ortamda, Kamu İhale Kurumu(KİK)’nun bundan geri kalması düşünülemez. Öte yandan, Kamu İhale Mevzuatı, hedef kitlesi en fazla olan mevzuatlardan biri.  
 
Maliye Bakanlığı’nın vergi otomasyonu projesi vardır. Bu 20 yıllık bir proje, bir sürü kaynak harcandı. Bizim aslında o kadar kaynağımız da yok. Biraz AB’den, biraz Dünya Bankası’ndan kaynak sağlıyor ve bütçeye pek yük olmuyoruz.  
 
E-destek ve eğitim projemizin ilk aşaması, tamamen Dünya Bankası’nın bağış olarak verdiği 90 bin dolarla gerçekleştirilmiştir.  
 
Projenin bundan sonraki kısmı içinse, AB’den 1 milyon dolar alacağız. Ancak, bunun için İtalya ile karşılıklı AB mevzuatına uyum konusunda çalışma yapacağız.  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz