Haluk Akbulut / Park Akademi Genel Müdürü Park Akademi, yaklaşık 20 yıl önce bilgisayar satıcısı olarak kuruldu. Ardından küçük çaplı yazılımlar üretmeye başladı. Derken, sektörel tercihler günde...
Haluk Akbulut / Park Akademi Genel Müdürü
Park Akademi, yaklaşık 20 yıl önce bilgisayar satıcısı olarak kuruldu. Ardından küçük çaplı yazılımlar üretmeye başladı. Derken, sektörel tercihler gündeme geldi. Otomotive yoğunlaşma döneminde Mercedes’in teklifiyle karşılaşan şirketin ortakları, satış programı yazılımı hazırlamaya giriştiler. 1.5 yıl süren çalışmanın ürünü şimdi Mercedes, BMW gibi şirketler kullanıyor. Şirketin genel müdürü Haluk Akbulut, “Hedefimiz programı dünyaya açmak” diyor.
Son yıllarda Türk bilişim sektöründe “yazılım ihracatı” konusu ele alınıyor, Türkiye’nin bu alanda büyük bir potansiyel içerdiğine dikkat çekiliyor. Hatta TÜBİSAD başta olmak üzere bilişim sektörüne yönelik derneklerin ve bazı şirketlerin bu alanda yoğun çabaları da var. Amaçları, Türkiye’de gelişmekte olan bu sektörü dünyaya taşımak ve ülke ekonomisi için değer yaratan bir gelişme lokomotifine dönüştürmek. Böylece, irili ufaklı çok sayıda girişimin de dünyaya açılmasının sağlanmasının mümkün olacağını inanılıyor.
Park Akademi, yazılım sektörünün dünyaya açılmaya uğraşan şirketlerinden biri. Genç bir şirket olan Park Akademi’nin öyküsü, çok sayıdaki yazılımcıyla benzerlikler içeriyor. Yola bilgisayar satıcısı olarak çıkan, ardından potansiyeli görüp küçük çaplı yazılımlar üreten şirket, şimdi dünyanın önde gelen otomobil üreticilerine program hazırlıyor. Önce Mercedes, ardından BMW, Range Rover ve derken Porsche’ye satış yazılımı üreten şirketin kurucularının hedefinde dünya var.
Şirketin kurucularından da olan genel müdür Haluk Akbulut, geliştirdikleri satış yazılımı sayesinde, Mercedes’te iki saatten fazla zaman alan sipariş hazırlama süresini birkaç dakikaya indirdiklerine dikkat çekiyor. Program, araç satan bayiler ve ithalatçılar tarafından kullanılıyor. 100’ü aşan aksesuarı olan ve her aksesuarla ilgili kombinasyonun farklı olduğu ve fiyatların sürekli değiştiği söz konusu firmalar için de müşteriler için de avantaj sağlıyor.
Mercedes, Park Akademi’nin hazırladığı satış programını yalnızca Türkiye’de değil, Almanya’da kurdukları ofis aracılığıyla yurtdışında da kullanıyor. Sırada ise İtalya, İspanya ve diğer Avrupa ülkeleri var.
Park Akademi’nin genel müdürü Haluk Akbulut, 1984 yılında başlayan ve Mercedes’e yazılım satmaya uzanan öykülerini Digital’e anlattı:
Park Akademi’nin ilk işi neydi? Yazılım işine nasıl girdiniz?
Şirketi 1984 yılında kurduk. O zaman montajlı elektrik kumanda panolarıyla işe başladık. 1991 yılında bilgisayar satmaya başladık. Türkiye’deki ilk bilgisayar firmalarından biriyiz. 1994’e kadar sadece donanımla gittik. Zaman zaman da ticari paket programları satışı yapıyorduk.
1993’te “Patronun Sırları” diye o günün şartları için cazip olan bir program yazdık. Bin 500 adede yakın sattık. Firmaların telefonlarını, adreslerini, vergi numaralarını tutan, içinde tüm otobüs, havayolları, demiryolları telefonlarının bulunduğu iyi bir programdı.
Daha sonra sektörel bir yazılım yapmaya karar verdik ve otomotivi seçtik. Tüm markaları ilgilendiren bir otomotiv programı şeklinde düşünmüştük. Sonra olaylar bizi Mercedes-Benz’in özel yazılımına kadar götürdü.
Mercedes Benz’in satış programı, çok zor bir program. Dünyada sadece Mercedes ve BMW’de aldığınız aracın üzerine 150 tane aksesuar seçme şansınız vardır. Aksesuarların birbirleriyle ilişkileri de çok karmaşıktır. Birini aldığınızda, diğerini alamazsınız, birini aldığınızda diğeri ücretsizdir gibi seçenekleri var.
Bu seçimler müşteri tarafından yapıldığında, net bir satış rakamı ortaya koymak zordur. Bizim programımızdan önce tahmini rakam verilebiliyordu. Bu da bazen müşteri, bazen de şirketin aleyhine oluyordu.
Mercedes’le nasıl buluştunuz?
Mercedes bize, “Eğer bir otomotiv programı yapmak istiyorsanız, bizim böyle bir problemimiz var, çözer misiniz?” dedi. Biz de kolay olduğunu düşündük. Ancak, yazmak 1.5 yılımızı aldı.
Daha sonra bunu ikiye böldük. Şu anda Mercedes Benz’in bayilerinin yanı sıra, bir de ithalatçı firmaların kullandığı program var. Her ikisinin fiyatları da ayrı. İthalatçılara Almanya Mercedes Benz’in deklare ettiği fiyatları verebiliyoruz.
Özelliklerini anlatabilir misiniz?
Siz bir Mercedes almaya gittiğiniz zaman, fabrikanın her modelle ilgili belli standartları var. Ama hiç kimse o standartlarda araba almıyor. Üzerine mutlaka dijital klima, elektrikli cam tavan ya da benzeri ilaveler koyduruyor. Bunların hepsi birer ekstra aksesuarlar. Bazıları doğrudan üzerindeki fiyattan alınabildiği gibi, birçoğu da birtakım başka aksesuarlarla alınmak zorunda. Bizim program bunların kolaylıkla yapılmasını sağlıyor.
Program güncellemeye imkan veriyor mu?
Tabi internet üzerinden online olarak değişiklikleri yapıyoruz. Sürekli takip ediyoruz. Verileri giriyoruz. Bunları bütün satıcılar da görüyor.
Bu programın faydaları nedir?
İthalatçılar açısından zaman önemli bir avantaj oldu. Normalde bu program olmasa, Mercedes’i çok iyi bilen bir satıcı bile bir siparişi iki saatten az zamanda hazırlayamaz. Ama bu program sayesinde Mercedes’in istediği formata göre iki-üç dakikada sipariş hazırlanabiliyor. Zaman tasarrufu yüzde 90’larda.
İşbirliği ya da lisans satma gibi bir düşünceniz var mı?
Biz böyle bir çalışmaya ancak ortaklık bazında sıcak bakabiliriz. Çünkü, program yapıp satma şeklinde işlemiyor. Her gün güncellenen bir sistemi var. Bu, yalnızca programcılık işi değil. Sektörü de iyi tanımak gerekiyor. Bilgi akışını sürekli takip etmeniz gerekiyor. Biz bu işi Mercedes’ten Siemens Almanya’nın önüne geçip aldık.
Kaç kişi çalışıyor bu program için?
Güncel tutmak için üç. Toplam yedi kişilik bir ekibiz. Başka sektörlere girmeyi düşünmüyoruz. Bu zaten çok fazla zamanımızı alıyor. Ama ara yüz değiştirmekle bile uğraşamıyoruz. Sadece bilgi güncelleme bütün zamanımızı alıyor.
Mercedes haftada bir bütün kodları iptal edebiliyor. BMW ve Porcshe’de de aynı sistem var. 10 bin tablo değişebiliyor bir anda. Yaşayan bir program olduğu için bu böyle. Bize rakip olmamasının tek sebebi bu.
KAZANÇ YURTDIŞINDAN GELECEK
Programın satışında zorluklarla karşılaştınız mı?
İnsanların yazılıma olumsuz bakışını biz de yaşıyoruz. İnsanlar yazılıma bir CD gibi bakıyorlar. Değerini, oradaki bilgiyi, emeği anlatmak çok zor. Bunun getirdiği avantajlar görülemiyor. Henüz yazılıma gereken önem verilmiyor.
Programları çok çok düşük fiyatlara satmak gibi bir durumla karşı karşıyayız. 500 dolar gibi komik bir rakama satıyoruz. Ama bunun 5 ya da 6 katı fiyat değeri var. Şu anda bu programı yaparak sadece Türkiye’yi düşündüğümüzde, inanılmaz zararlar ediyoruz. Ama bizim hedefimiz programı tüm dünyaya satmak.
Bunun ilk bacağında Almanya’ya ulaştık. Ancak, o zaman kazanç sağlayabileceğiz. Orada işler daha profesyonel olduğu için, normalde yazılım tüm makinelere ayrı ayrı yüklenir. Ama burada tek bir yazılım ücretiyle 50-60 bilgisayara yükleme yapmamızı istiyorlar. Bu aslında ceza gerektiren bir durum. Bu konuda BSA ile birtakım ortak çalışmalarımız var.
Bizim için bir diğer olumlu gelişme de Mercedes’in bu programa lisans verip, kullanımını zorunlu kılması olacak. Şu anda kullanım satıcının isteğine bağlı. Ama Mercedes tüm dünyada kullanılabilir bir program olduğuna dair lisans verecek. O onay verildiğinde, bayiler kullanmak zorunda kalacak. Zaten şu anda gayri resmi de olsa hemen hepsi kullanıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?