Online
ÜRÜN KARŞILAŞTIRMASI YAPAN SITELER E-TICARETI CANLANDIRIYOR İnternet üzerinden yapılan alışveriş hacmi giderek artıyor. Ancak alışveriş öncesi, çok sayıda tüketicinin fiyat, kalite ve ...
ÜRÜN KARŞILAŞTIRMASI YAPAN SITELER E-TICARETI CANLANDIRIYOR
İnternet üzerinden yapılan alışveriş hacmi giderek artıyor. Ancak alışveriş öncesi, çok sayıda tüketicinin fiyat, kalite ve bulunabilirlik gibi çeşitli kriterleri kıyaslamak için “comparison-shopping” yani ürün-hizmet karşılaştırması yapan web sitelerini ziyaret ettikleri ve bu sitelerin kullanım oranının giderek arttığı gözleniyor. Tüketici satın alma kararı vermeden önce bu sitelerde araştırma yaparak daha rahat ve emin hissediyor. Bu bir parça, tek bir dükkandan alışveriş yapmadan önce kıyaslama yapabilmek için çarşı-pazar dolaşmaya benziyor. Ancak bu dolaşma web siteleri üzerinden gerçekleştirildiği için karşılaştıma yapmak çok daha kolay oluyor. Kısacası sunduğu kolaylıklar bu sitelerin çekim gücünün arkasındaki temel nedenlerden biri.
Fiyat en önemli faktör değil
İnternet çılgınlığının başladığı yıllarda, e-ticarette başarılı olmaya çalışan şirketlerin çoğunluğu tüketiciye en uygun maliyetli ürünü sunmaya çalışarak onların ilgisini çekmeye çalışmıştı. Ancak daha sonra tüketicilerin kalite ve güvenirlilik kriterlerine daha fazla önem verdiği ortaya çıktı. Yapılan online satın alma tutum ve davranış araştırmalarına göre, tüketicilerin sadece dörtte biri fiyata dayanarak satın alma kararını veriyor. İşte “comparison-shopping” sitelerine olan talebin artmasının nedenlerinden biri de bu. Çünkü bu sitelerde tüketicilerin çok sayıda ürün ve şirket hakkında bilgi bulması mümkün oluyor. Örneğin BizRate 40 bin üzerinde şirketin 30 milyonun üzerindeki ürünü hakkında bilgi sunuyor. Jupiter Research’ün tahminlerine göre, bu kadar yüksek sayıda ürünle ilgili bilgi sunması sayesinde, BizRate.com’un kullanıcı sayısı son bir yıl içinde bir milyonun üzerinde artarak 13 milyona yaklaştı.
Tüketici değerlendirmeleri ilgi çekiyor
Ancak BizRate.com, Pricegrabber.com, NexTag ve Shopping.com gibi siteler potansiyel tüketicileri aranan ürünlere yöneltmenin ötesine geçerek tüketiciye çok kapsamlı bilgi sağlıyorlar. Güncel ve yan yana verilen ürün özellikleri karşılaştırmalarının yanı sıra, farklı ürünleri kullanan kişilerin yazılı değerlendirmeleri, ürün bulunabilirliği, stokta olup olmadığı, nerelerde kimler tarafından satıldığı, gönderi, nakliye masrafları ve fiyat bilgisi gibi çok kapsamlı ürün bilgilerine yer veriliyor.
Bu siteler Türkiye’de pek örneğine rastlamadığımız, özellikle ABD ve Avrupa’da çok yaygın olan “Consumer Reports” (Tüketici Raporları)’nın işlevini yerine getiriyor. Çünkü ürünün performansı, dayanıklılığı gibi kriterler hakkında tüketici görüşlerine yer ayırıyorlar. Örneğin, Shopping.com sitesinde yaklaşık 2 milyonun üzerinde tüketici değerlendirmesi bulunuyor.
Ancak internetin anonim yapısı nedeniyle bu değerlendirmeler potansiyel problemleri de beraberinde getiriyor. Örneğin, satışlarını yükseltmek umuduyla, bir şirketin çarpıcı ürün değerlendirmeleri yapacak kişiler tutması mümkün. Tam aksi durumlar da söz konusu. Çalıştığı şirkete tepesi attığı için kendi şirketinin ürünleri hakkında çok olumsuz yazılar yazanlar çıkıyor. Bu tip yanlış yönlendirmelerin önüne geçmek için birçok karşılaştırma sitesi çeşitli kontrol mekanizmaları kurmuş durumda. Örneğin Pricegrabber.com herhangi bir ürünle ilgili firma tarafından bir değerlendirme yazdırıldığını saptarsa, o firmayı hemen siteden çıkartıyor.
Perakendeciler sıcak bakıyor
Bu siteler ürünler hakkında bilgi toplayıp bunları tüketicilere sunmanın yanı sıra onları ilgili web sitelerine bağlayarak anında alışveriş yapmaya yönlendiriyorlar. Dolayısıyla bir anlamda ön satış hazırlığı yaparak e-ticaretin gelişmesine ciddi katkıda bulunuyorlar. Bu nedenle birçok perakendeci artık kıyaslama siteleriyle yakın çalışmayı tercih ediyorlar. Bir zamanlar bu tür siteleri rakip olarak gören perakendeciler artık onları farklı bir dağıtım kanalı olarak kabul ediyorlar.
Peki, kıyaslama yapan siteler nereden kazanıyor? En büyük gelir tabii ki, ziyaretçi sayısının çokluğu nedeniyle gelen reklamlar. Reklam pazarının büyüklüğü ve pastadan pay kapma telaşı, kıyaslama hizmeti veren Web sitelerinin artmasına yol açıyor. Örneğin arama motorları arasında başı çeken Google, 2003 yılında Froogle servisi ile bu alana da iddialı bir şekilde girdi. Uzun süredir ürün kıyaslama hizmeti veren Yahoo diğer bir iddialı site. Amazon.com, eBay gibi online perakendeciler de kendi karşılaştırma sistemlerini geliştiriyorlar. Diğer yandan büyük perakendeciler ise tüketiciyi başka şirkete kaptırmama telaşıyla, kendi sitelerinde rakip perakendecilerin ürünleriyle bile karşılaştırmalara yer veriyorlar. Böylece, ziyaretçileri kendi sitelerinde tutmaya çalışıyorlar.
ÇALIŞAN KADIN İNTERNETİ TERCİH EDİYOR
Nielsen/Net Ratings ve Washingtonpost.com’un gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, ABD’de çalışan kadınların yüzde 60’ı kişisel aktivitelere ve kendilerine yeterince zaman ayıramamaktan şikayetçi. Aynı görüşte olan erkeklerin oranı yüzde 48. Kadınlara, kendilerine daha fazla zaman ayırmak için nelerden vazgeçecekleri sorulduğunda ise alınan yanıtlar ilginç: Örneğin daha az televizyon seyretmeye razılar ancak internette geçirdikleri süreden asla feragat etmeyeceklerini söylüyorlar. Çalışan kadınlar ABD’de birçok ürünün hedef kitlesi konumunda, dolayısıyla izledikleri mecralar da yakın takip altında. İşte Nielsen/Net Ratings ve Washingtonpost.com’un bu araştırması, internetin zirveye doğru tırmandığını gösteriyor.
Bu araştırmanın saha çalışması bu yılın şubat ayında, işyerinde internet kullanan 825 kadın ve 226 erkek çalışan üzerinde, e-mail yoluyla anket yöntemiyle gerçekleştirilmiş. Geçen yıl ile kıyaslandığında kadınların yüzde 48’inin internet kullanımının arttığı özellikle dikkat çekiyor. Diğer ilginç bir sonuç ise satın alma kararı öncesinde öncelikli kaynak olarak interneti seçenlerin oranının hayli yükselmiş olması. Yüzde 73’lük kesim herhangi bir ürün almadan önce internetten yararlandıklarını belirtiyorlar. Keza “comparison-shopping”, ürün karşılaştırması yapan sitelerin ziyaretçileri arasında da kadınların oranı hayli yüksek. Televizyonun satın alma kararına etkisi sadece yüzde 50’lerde kalırken, dörtte üçlük bir kesimin en önemli kaynak olarak interneti göstermesi, çalışan kadınlar arasında internetin yadsınamaz bir yeri olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu kadınların yüzde 84’ünün kendi demografik segmentlerine dönük bir pazarlama kampanyası gerçekleştirecek olsalar, mutlaka internetten faydalanacaklarını söylemeleri de pek şaşırtıcı değil. Bu arada ABD’de işyerinde internet kullanan 50 milyar 100 milyon kişi arasında yüzde 51 ile kadınların oranının erkeklerden daha fazla olduğunu da hatırlatalım...
ARTIK ARAMALAR İKİ KELİMELİK
Web’de arama motorunda bir konuyla ilgili arama yaptığınızda kaç sözcük yazarsınız? Web analizleri gerçekleştiren OneStat.com’un raporuna göre, online aramaların yaklaşık üçte birinde iki kelime kullanılıyor. Üç kelime kullanarak arama yapanların oranı yüzde 25 düzeyinde kalırken, tek kelimeyi seçenlerin oranı ise yüzde 19. Online arama trendindeki değişim, sözcük sayısının artması yönünde. Geçen yıl ile karşılaştırıldığında tek kelimelik arama oranları düşerken, iki ve üç kelimelik arama oranlarının arttığı görülüyor.
EN HIZLI ONLAR ÇOĞALIYOR...
İnternet istatistiklerine bakınca sayıları sürekli artış gösteren alanlardan biri olarak yine spam mesajları çıkıyor karşımıza. Radicati Group’un tahminlerine göre bu yıl içinde spam mesajlarının sayısı yüzde 115 oranında artarak 35 milyar düzeyine ulaşacak. Bu gelişme doğal olarak anti-spam pazarını etkiliyor. Spam mesajlarını önlemek için anti-spam çözümler sunan şirketlerin ürünlerine talep artıyor. Spam sayısındaki artışa paralel olarak anti-spam ürünler pazarının cirosonun da hızla yükseleceği öngörülüyor. Yine Radicati’nin tahminine göre, 2004’te bu pazarın cirosu yüzde 50’inin üzerinde artarken, 2008 itibariyle ikiye katlanarak 1 milyar 700 milyon dolar düzeyine erişecek.
İnternet üzerinden yapılan alışveriş hacmi giderek artıyor. Ancak alışveriş öncesi, çok sayıda tüketicinin fiyat, kalite ve bulunabilirlik gibi çeşitli kriterleri kıyaslamak için “comparison-shopping” yani ürün-hizmet karşılaştırması yapan web sitelerini ziyaret ettikleri ve bu sitelerin kullanım oranının giderek arttığı gözleniyor. Tüketici satın alma kararı vermeden önce bu sitelerde araştırma yaparak daha rahat ve emin hissediyor. Bu bir parça, tek bir dükkandan alışveriş yapmadan önce kıyaslama yapabilmek için çarşı-pazar dolaşmaya benziyor. Ancak bu dolaşma web siteleri üzerinden gerçekleştirildiği için karşılaştıma yapmak çok daha kolay oluyor. Kısacası sunduğu kolaylıklar bu sitelerin çekim gücünün arkasındaki temel nedenlerden biri.
Fiyat en önemli faktör değil
İnternet çılgınlığının başladığı yıllarda, e-ticarette başarılı olmaya çalışan şirketlerin çoğunluğu tüketiciye en uygun maliyetli ürünü sunmaya çalışarak onların ilgisini çekmeye çalışmıştı. Ancak daha sonra tüketicilerin kalite ve güvenirlilik kriterlerine daha fazla önem verdiği ortaya çıktı. Yapılan online satın alma tutum ve davranış araştırmalarına göre, tüketicilerin sadece dörtte biri fiyata dayanarak satın alma kararını veriyor. İşte “comparison-shopping” sitelerine olan talebin artmasının nedenlerinden biri de bu. Çünkü bu sitelerde tüketicilerin çok sayıda ürün ve şirket hakkında bilgi bulması mümkün oluyor. Örneğin BizRate 40 bin üzerinde şirketin 30 milyonun üzerindeki ürünü hakkında bilgi sunuyor. Jupiter Research’ün tahminlerine göre, bu kadar yüksek sayıda ürünle ilgili bilgi sunması sayesinde, BizRate.com’un kullanıcı sayısı son bir yıl içinde bir milyonun üzerinde artarak 13 milyona yaklaştı.
Tüketici değerlendirmeleri ilgi çekiyor
Ancak BizRate.com, Pricegrabber.com, NexTag ve Shopping.com gibi siteler potansiyel tüketicileri aranan ürünlere yöneltmenin ötesine geçerek tüketiciye çok kapsamlı bilgi sağlıyorlar. Güncel ve yan yana verilen ürün özellikleri karşılaştırmalarının yanı sıra, farklı ürünleri kullanan kişilerin yazılı değerlendirmeleri, ürün bulunabilirliği, stokta olup olmadığı, nerelerde kimler tarafından satıldığı, gönderi, nakliye masrafları ve fiyat bilgisi gibi çok kapsamlı ürün bilgilerine yer veriliyor.
Bu siteler Türkiye’de pek örneğine rastlamadığımız, özellikle ABD ve Avrupa’da çok yaygın olan “Consumer Reports” (Tüketici Raporları)’nın işlevini yerine getiriyor. Çünkü ürünün performansı, dayanıklılığı gibi kriterler hakkında tüketici görüşlerine yer ayırıyorlar. Örneğin, Shopping.com sitesinde yaklaşık 2 milyonun üzerinde tüketici değerlendirmesi bulunuyor.
Ancak internetin anonim yapısı nedeniyle bu değerlendirmeler potansiyel problemleri de beraberinde getiriyor. Örneğin, satışlarını yükseltmek umuduyla, bir şirketin çarpıcı ürün değerlendirmeleri yapacak kişiler tutması mümkün. Tam aksi durumlar da söz konusu. Çalıştığı şirkete tepesi attığı için kendi şirketinin ürünleri hakkında çok olumsuz yazılar yazanlar çıkıyor. Bu tip yanlış yönlendirmelerin önüne geçmek için birçok karşılaştırma sitesi çeşitli kontrol mekanizmaları kurmuş durumda. Örneğin Pricegrabber.com herhangi bir ürünle ilgili firma tarafından bir değerlendirme yazdırıldığını saptarsa, o firmayı hemen siteden çıkartıyor.
Perakendeciler sıcak bakıyor
Bu siteler ürünler hakkında bilgi toplayıp bunları tüketicilere sunmanın yanı sıra onları ilgili web sitelerine bağlayarak anında alışveriş yapmaya yönlendiriyorlar. Dolayısıyla bir anlamda ön satış hazırlığı yaparak e-ticaretin gelişmesine ciddi katkıda bulunuyorlar. Bu nedenle birçok perakendeci artık kıyaslama siteleriyle yakın çalışmayı tercih ediyorlar. Bir zamanlar bu tür siteleri rakip olarak gören perakendeciler artık onları farklı bir dağıtım kanalı olarak kabul ediyorlar.
Peki, kıyaslama yapan siteler nereden kazanıyor? En büyük gelir tabii ki, ziyaretçi sayısının çokluğu nedeniyle gelen reklamlar. Reklam pazarının büyüklüğü ve pastadan pay kapma telaşı, kıyaslama hizmeti veren Web sitelerinin artmasına yol açıyor. Örneğin arama motorları arasında başı çeken Google, 2003 yılında Froogle servisi ile bu alana da iddialı bir şekilde girdi. Uzun süredir ürün kıyaslama hizmeti veren Yahoo diğer bir iddialı site. Amazon.com, eBay gibi online perakendeciler de kendi karşılaştırma sistemlerini geliştiriyorlar. Diğer yandan büyük perakendeciler ise tüketiciyi başka şirkete kaptırmama telaşıyla, kendi sitelerinde rakip perakendecilerin ürünleriyle bile karşılaştırmalara yer veriyorlar. Böylece, ziyaretçileri kendi sitelerinde tutmaya çalışıyorlar.
ÇALIŞAN KADIN İNTERNETİ TERCİH EDİYOR
Nielsen/Net Ratings ve Washingtonpost.com’un gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, ABD’de çalışan kadınların yüzde 60’ı kişisel aktivitelere ve kendilerine yeterince zaman ayıramamaktan şikayetçi. Aynı görüşte olan erkeklerin oranı yüzde 48. Kadınlara, kendilerine daha fazla zaman ayırmak için nelerden vazgeçecekleri sorulduğunda ise alınan yanıtlar ilginç: Örneğin daha az televizyon seyretmeye razılar ancak internette geçirdikleri süreden asla feragat etmeyeceklerini söylüyorlar. Çalışan kadınlar ABD’de birçok ürünün hedef kitlesi konumunda, dolayısıyla izledikleri mecralar da yakın takip altında. İşte Nielsen/Net Ratings ve Washingtonpost.com’un bu araştırması, internetin zirveye doğru tırmandığını gösteriyor.
Bu araştırmanın saha çalışması bu yılın şubat ayında, işyerinde internet kullanan 825 kadın ve 226 erkek çalışan üzerinde, e-mail yoluyla anket yöntemiyle gerçekleştirilmiş. Geçen yıl ile kıyaslandığında kadınların yüzde 48’inin internet kullanımının arttığı özellikle dikkat çekiyor. Diğer ilginç bir sonuç ise satın alma kararı öncesinde öncelikli kaynak olarak interneti seçenlerin oranının hayli yükselmiş olması. Yüzde 73’lük kesim herhangi bir ürün almadan önce internetten yararlandıklarını belirtiyorlar. Keza “comparison-shopping”, ürün karşılaştırması yapan sitelerin ziyaretçileri arasında da kadınların oranı hayli yüksek. Televizyonun satın alma kararına etkisi sadece yüzde 50’lerde kalırken, dörtte üçlük bir kesimin en önemli kaynak olarak interneti göstermesi, çalışan kadınlar arasında internetin yadsınamaz bir yeri olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu kadınların yüzde 84’ünün kendi demografik segmentlerine dönük bir pazarlama kampanyası gerçekleştirecek olsalar, mutlaka internetten faydalanacaklarını söylemeleri de pek şaşırtıcı değil. Bu arada ABD’de işyerinde internet kullanan 50 milyar 100 milyon kişi arasında yüzde 51 ile kadınların oranının erkeklerden daha fazla olduğunu da hatırlatalım...
ARTIK ARAMALAR İKİ KELİMELİK
Web’de arama motorunda bir konuyla ilgili arama yaptığınızda kaç sözcük yazarsınız? Web analizleri gerçekleştiren OneStat.com’un raporuna göre, online aramaların yaklaşık üçte birinde iki kelime kullanılıyor. Üç kelime kullanarak arama yapanların oranı yüzde 25 düzeyinde kalırken, tek kelimeyi seçenlerin oranı ise yüzde 19. Online arama trendindeki değişim, sözcük sayısının artması yönünde. Geçen yıl ile karşılaştırıldığında tek kelimelik arama oranları düşerken, iki ve üç kelimelik arama oranlarının arttığı görülüyor.
EN HIZLI ONLAR ÇOĞALIYOR...
İnternet istatistiklerine bakınca sayıları sürekli artış gösteren alanlardan biri olarak yine spam mesajları çıkıyor karşımıza. Radicati Group’un tahminlerine göre bu yıl içinde spam mesajlarının sayısı yüzde 115 oranında artarak 35 milyar düzeyine ulaşacak. Bu gelişme doğal olarak anti-spam pazarını etkiliyor. Spam mesajlarını önlemek için anti-spam çözümler sunan şirketlerin ürünlerine talep artıyor. Spam sayısındaki artışa paralel olarak anti-spam ürünler pazarının cirosonun da hızla yükseleceği öngörülüyor. Yine Radicati’nin tahminine göre, 2004’te bu pazarın cirosu yüzde 50’inin üzerinde artarken, 2008 itibariyle ikiye katlanarak 1 milyar 700 milyon dolar düzeyine erişecek.
