Online

Kamyon şoförü de kablosuz özgürlüğü sevdi    Geçtiğimiz mayıs ayının ilginç haberlerinden biri ABD ve Kanada’da kamyon şoförlerinin, Wi-Fi (Wireless Fidelity) ile yollarda internet erişi...

1.06.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kamyon şoförü de kablosuz özgürlüğü sevdi  
 
Geçtiğimiz mayıs ayının ilginç haberlerinden biri ABD ve Kanada’da kamyon şoförlerinin, Wi-Fi (Wireless Fidelity) ile yollarda internet erişimine kavuşmaları idi. Associated Press tarafından yayınlanan rakamlar hayli dikkat çekici. Kuzey Amerika yollarında direksiyon sallayan kamyon ve tır şoförleri arasında bilgisayar sahipliği oranı yüzde 70 iken, bilgisayar sahibi olanların üçte ikisinin evlerinde geniş bant internet erişimi bulunuyor. İşte evlerinde internete bağlanan şoförler artık yollarda da internete erişebiliyor.  
 
TIR’ların konakladığı istasyonlara kurulan hotspotların sayısının giderek çoğalmasıyla birlikte, yollarda internete bağlanan sürücülerin sayısı da artıyor. 90’lı yılların sonunda şirketlerden kafelere, üniversite kampüslerinden evlere kadar çok geniş bir alana yayılan kablosuz özgürlük şimdi de sürücülerin hizmetinde...  
 
Amerikalı ve Kanadalı tır ve kamyon şoförleri, geç fark ettikleri bu olanak için para ödemekten hiç kaçınmıyorlar. Truckstop.net, hotspotlara erişim için yıllık 250 dolar alırken, Flying J’nin yıllık kablosuz erişim fiyatı 200 dolar düzeyinde. Bu hizmetten yararlanan kamyoncular bu tutarları ödemeye neredeyse dünden razı.  
 
Yıllık, saatlik abonelik fiyatları bir yana bırakın; en son model kablosuz dizüstü bilgisayarlara çok daha fazlasını ödeyerek, birbirlerine hava bile atıyorlar. Yeter ki yollarda onları evlerine, ailelerine, arkadaşlarına bağlayan bu teknolojiden en iyi şekilde yararlanabilsinler... Tır ve kamyon şoförleri artık e-mail göndermekten, chat yapmaya, online bankacılıktan, kendi kişisel web sitelerini oluşturmaya kadar birçok online işlemi kablosuz internet sayesinde yollarda gerçekleştiriyorlar.  
 
Yerde bağlı, gökte bağlı...  
 
Kuzey Amerika’da yollarda kamyoncular dahi internete bağlanmanın keyfini çıkarırken, gökyüzünde ise son 4 yıldır bu alanda farklı bir rekabet sürüyor. Geçtiğimiz aylarda Boeing, uçakta yüksek hızda internet erişimi için fiyatlarını açıklayarak tartışmalara yeni bir boyut getirdi. Altı saatten uzun süren uçuşlar için 29.95 dolar, üç ila altı saat arası uçuşlar için 19.95 dolar, 3 saatten daha kısa uçuşlar içinse 14.95 dolardan yolculara hızlı internet erişimi sunulacağını açıklayan Boeing, bu fiyatları tüketici araştırmalardan yola çıkarak saptamış. Sık uçan yolcular arasında yüksek hızda internet erişimi ve çalıştıkları şirket ağına bağlanmak için bu bedeli ödeyeceklerini ifade eden iş insanlarının oranı yüzde 38...  
 
Ancak, Harris Interactive’in gerçekleştirdiği genel bir araştırmanın sonuçları arabalarında internete bağlanmak isteyenlerin sayısının uçakta internet erişimini talep edenlerden çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Uçakta geniş bant servisiyle ilgili çalışmalar 2000’lere adım atmamızla birlikte hız kazanmıştı. Airbus Industries tarafından desteklenen Tenzing’in darbant erişimle öncülüğünü yaptığı bu hizmete Boeing Connexion ile hareket getirdi. Çok sayıda strateji ve teknoloji partnerının bir arada çalışmasını gerektiren bu alanda yapılan yatırımların geri dönüşünün ne kadar kısa sürede alınacağını ise tüketicilerin talebi kadar sunulan hizmetlerin kalitesi de belirleyecek.    
 
“Bedava Kültür” mümkün mü?  
 
Medya devleri teknolojiyi ve kanunları kültürel zenginliğin yayılmasını engellemek ve yaratıcılığı kontrol etmek için kullanıyor olabilir mi? Dr. Lawrence Lessig tarafından yazılan “Free Culture: How Big Media Uses Technology and the Law to Lock Down Culture and Control Creativity”, tam da bunu iddia ediyor. Kısıtlayıcı yayın, telif ve lisans haklarının kültürün öğrenilmesi ve yayılması konusunda toplumların önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini savunan Lessig bu görüşlerini “Free Culture” (Bedava Kültür) adlı eserinde açıklıyor. Penguin Press tarafından piyasaya sürülen kitabı para ödemeden okumak mümkün. Özellikle online içeriğin bedava aktarılmasından yana olan bir yazarın kitabının parasız sunulması çok doğal. Peki bu dağıtım modeli işliyor mu? Kitap iki versiyon halinde sunuluyor. 25 dolar verip basılı versiyonu satın alabilirsiniz ya da Free-Culture.org sitesinden bedavaya indirebilirsiniz. Piyasaya verildiği 25 Mart’tan 25 Nisan’a kadar olan bir aylık dönemde bedava online versiyonu 180 bin kez download edilen “Free Culture” kitabının basılı versiyonu ise 3 binin altında satmış. Aradaki 70 katlık fark bir bakıma Lessig’in tezini doğruluyor. Peki Lessig içeriğin bedava dağıtılması konusunda niye bu kadar ısrarcı? Ona göre, online ortamda içeriği bedava dağıtmak toplumların kültürel zenginliğinin artmasını sağlarken, bu içeriği satın alma gücüne sahip olmayan kişilerin de yararlanmasını mümkün kılacak. Bu beraberinde daha fazla kitap satışını getirirken, ticari içeriğe para ödeyerek satın almak isteyenlerin de sayısı çoğalacak. Bu iki satırlık kısa özetle yetinmeyenlere, www.free-culture.org sitesinden kitabı download ederek okumalarını öneriyorum.  
 
Çin’in internet atağı...  
 
Birkaç yıl içinde Çin’in online nüfusu ABD’nin toplam nüfusundan daha fazla olacak. Uzmanalara göre internet kullanan Çinlilerin sayısı artarken, Çin e-ticaret alanında da hızla ilerleyecek. Tablolardaki rakamların artış hızı, Çin’in dünyada sadece geleneksel iş dünyası arenasında değil, internetin başrol oynadığı alanlarda güçlü bir oyuncu olarak sahneye çıktığını gösteriyor.  
 
Kaynak: eMarketer, Mart 2004. Grafikler geniş bant erişimi bulunan hanelerin oranının ülkeler arasındaki dağılımını gösteriyor.    
 
Cep telefonu sahipleri mobil içerik için daha fazla para ödemeye hazır  
 
NOP World tarafından Nokia için gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, cep telefonu kullanıcılarının yüzde 28’i mobil içerik hizmetleri için halen ödedikleri tutarlardan daha yüksek fiyatlar ödemeye hazırlar. Özellikle gençler arasında, cep telefonu üzerinden mobil içeriğe daha fazla para ödeyeceklerini belirtenlerin oranı hayli yüksek. Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya olmak üzere dünya çapında gerçekleştirilen bu araştırma mobil telefon operatörlerine tüketicilere sunabilecekleri katma değerli hizmetler konusunda ipuçları veriyor. Araştırmadan ortaya çıkan en dikkat çekici sonuçlardan biri farklı yaş grupları arasında içerik kullanımına bakışın değişmesi. Mobil içerik kullanımına alışık olan gençler çok farklı konulardaki içeriği cep telefonu üzerinden izlemeyi ve bu hizmet için ekstra para ödemeyi tercih edeceğini söylerken, yaş arttıkça bu hizmetlerden yararlanacakların belirtenlerin sayısı da azalıyor. İleri yaş gruplarında talebin azalması, bu gruptaki tüketicilerin mobil hizmetlerden nasıl yararlanılacağı konusunda yeterince bilgi ve deneyime sahip olmamalarına bağlanıyor. Dolayısıyla mobil operatörlerin daha yaşlı tüketici kesimini mobil hizmetlerin nasıl kullanılabileceği konusunda bilgilendirmeleri, bir bakıma eğitmeleri talebin artmasında olumlu rol oynayabilir. Yaş grupları arasındaki bu farklılık, kadın ve erkek arasında kendini göstermiyor. Tek istisna ise spor. Erkeklerin yarısı cep telefonlarından spor haberlerini izlemeyi tercih edeceklerini belirtirken, bu oran kadınlarda üçte birin altında kalıyor. Araştırmaya katılanlar arasında en popüler mobil içerik servisi ise zil sesleri. Katılımcıların yüzde 40’ı telefonlarına zil sesi indirdiklerini belirtmişler.  
    
Kaynak: NOP World/Nokia, Nisan 2004. Araştırma cep telefonu  kullananan ve internet erişim olan denekleri kapsıyor.  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz