Türkiye’de Bin “Çelik” Var

Ünlü Arçelik reklamı artık herkesin hafızasına işlendi. “Ben Çelik, Arçelik” sözüyle kendini tanıtan sevimli robot, bu teknoloji ürününü bir kez daha gündeme getirdi. Arçelik’deki değişimi ve tekno...

1.02.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ünlü Arçelik reklamı artık herkesin hafızasına işlendi. “Ben Çelik, Arçelik” sözüyle kendini tanıtan sevimli robot, bu teknoloji ürününü bir kez daha gündeme getirdi. Arçelik’deki değişimi ve teknolojiyi ortaya koymayı amaçlayan bu robotlar, bütün dünyada imalat sanayinde kullanılıyor. Üstelik nüfusu 760 bine ulaşmış durumda. Türkiye’de ise henüz 1000 kişilik bir koloni oluşturacak düzeydeler. Ancak, önümüzdeki yıllarda sayılarının artacağına kesin gözüyle bakılıyor.  
 
Aslında 20 yılı aşkın bir geçmişi var robot teknolojisinin.... Ancak, özellikle kendinden yönlenmeli taşıt olarak adlandırılan gezer robotların, sanayide bu kadar az kullanılması insanı hayretler içinde bırakıyor. Hele de sadece 5-10 yıllık geçmişi olan teknolojilerin çok daha yaygın kullanıldığı düşünüldüğünde…  
 
United Nations Economic Commission for Europe (UNECE) İstatistik bölümünden Jan Karlsson  bu durumu şöyle özetliyor: “Aslında, bu teknolojinin, üretim süreci dışında şirket içinde de kullanılıyor olması gerekiyor. Bu da know how’ın tamamen değiştirilmesi anlamına geldiği için, şirketlerin robot teknolojisi alanında yavaş davranmasına neden oluyor.”  
 
Ancak, uzun vadede dünyadaki robot nüfusunun hızla artacağı tahmin ediliyor. Bu hızlı artış da işçi nüfusunda hızlı bir düşüşe neden olacak.  
 
En tutucu rakamlara göre, 2002 yılı sonu itibariyle tüm dünyada 760 bin robot endüstride kullanılıyor. Japonya, Kuzey Amerika ve AB ülkeleri ise robot teknolojisinde ön sıralarda yer alıyor.  
 
Kurulduğu andan itibaren sadece bir gün verimli çalışabilse de, Türkiye’de ilk olarak robot 1980’lerde seramik ürünlerinin sırlanması amacıyla kullanılmaya başlandı. Bugün Türkiye’de 1000’inin üzerinde sanayi robotu var. Otomotiv ana ve yan sanayi ise mevcut robot miktarının yüzde 70-75’ine sahip.    
 
Japonya’da patladı  
 
Robot teknolojisinin endüstride kullanımı 1980’lerle birlikte Japonya’da patladı. 90’ların ilk yıllarına gelindiğinde, Japon endüstrisi hemen hemen bütün üretim alanlarında robot teknolojisini kullanmaya başlamıştı. Adeta robot teknolojisinin sınır tanımayan bir gelişim göstereceği konusunda sınırsız bir iyimserlik hakimdi.  
 
1990’ların ortasından itibaren ise robot teknolojisi rüzgarı Avrupa ve Kuzey Amerika’da etkili olmaya başladı. Bunun yanı sıra, Brezilya gibi ülkeler de bu teknolojiyle ilgilendi. Ancak, beklenilen gibi çok büyük gelişim gösterilemedi.  
 
Avrupa ve Kuzey Amerika’daki robot stoku 2001’de yüzde 8 ve 10 oranında artış gösterdi. Japonya’da ise robot sayısı 1998 yılından beri sürekli düşüş trendinde. Ancak, uzmanlar 2004 yılıyla birlikte yeniden artışa geçmesini bekliyor.  
 
Robot kolları ve AGV (Kendinden Yönlenmeli Taşıt) kavramını birbirinden ayırmak gerekiyor. Çünkü, üretimde parçaların daha çok montajda, ürünlerin sıraya sokulması gibi bir takım işlevleri olan robot kolları Türkiye’de 1970 yılların başlarında kullanılmaya başladı. Robot kavramıyla aslında daha fazla örtüşen AGV’ler ise 1990’larla birlikte tesislere girdi.  
 
Daha hızlı gelişebilirdi  
 
Adeta bir devrim olarak algılanan robot teknolojisi, Japonların beklediği gibi sanayinin olmazsa olmazları arasına giremedi. Robotlar, sadece üretim sürecinde kullanıldığı için, şirketlerin hayatına tam olarak yayılamadı. Oysa, uzmanlara göre, robotların yayılması için, bu teknolojinin üretim dışında da kullanılması gerekiyordu. Bu da know how’ın tamamen değiştirilmesi anlamına geldiği için, şirketleri, robot teknolojisi alanında yavaş davranmaya itti.  
 
Bu gelişmeler, robot fiyatlarını da etkiledi. Talepteki daralma, fiyatları aşağıya çekti. Fiyatlardaki düşüşün, yapılan yatırımın geri dönüşünün iki yıl almasının da etkili olduğu söyleniyor.    
 
UNECE’nun istatistik bölümünden Jan Karlsson şöyle konuşuyor: “Tüm dünyada 760 bin robot sanayide kullanılıyor. Japonya’da 360 bin, AB’de 220 bin, 100 binin altında da Kuzey Amerika’da bulunuyor. AB ülkelerinden İtalya’da 44, Fransa’da 23, İspanya’da 16, İngiltere’de ise 13 bin civarında sanayi robotu var.  
 
Ancak, uzun vadede, örneğin 15 yılda robot sayısı çok hızlı artacak. Buradaki hızlı artışta işçi nüfusunda hızlı bir düşüşe neden olacak.”  
 
İlk seramik oldu  
 
Türkiye’de robot kullanımı, 1980’lerde seramik ürünlerinin sırlanması amacıyla kullanılmaya başlandı. Ancak, hidrolik olan bu robot, kurulduğu andan itibaren sadece bir gün verimli çalışabildi. KaleAltınay Genel Müdürü Hakan Altınay şöyle anlatıyor:  
 
“Teknik sorunlar ve bunların çözümünde yerel desteğin olmayışı bu sistemi 20 yıl önce başarısızlıkla sonuçlandırdı. Robot teknolojisinin kalite, ürün standardı, çevre şartları, verimlilik gibi önemli faydaları sağlayabildiğini Türk sanayi görmeye başladı. Bununla beraber üretimde robot teknolojisini kullanma oranı arttı. Özellikle 1990’lardan sonra, başta otomotiv ana sanayi ve yan sanayinde, yeni model üretim hatlarında bir yıl içinde robotlu sistemlere yapılan adet ölçeğindeki yatırım miktarı önceki bütün yılların toplamından daha fazla oldu. Bugün Türkiye’de toplam robot nüfusu bin adedin üzerinde.”  
 
Robot teknolojisinin sanayi de yaygın bir kullanımı var. Seri üretim yapılan her sektöre robotlu proses otomasyonu uygulamak mümkün. Otomotiv sanayi, cam, makine, beyaz eşya, mobilya, seramik döküm, gıda, tekstil sektörlerin de kullanılabiliyor.  
 
Türkiye’de en fazla robot stokunun bulunduğu sektör otomotiv ana sanayi olarak karşımıza çıkıyor. İkinci sırada ise otomotiv yan sanayi geliyor. Bu iki sektör mevcut robot miktarının yüzde 70-75’ni kullanıyor.  
 
SANAYİ ROBOTU TANIMI YANLIŞ KULLANILIYOR  
 
Aslında “Sanayi robotu” terimi yaygın olarak imalattaki robotlar için kullanılıyor. Bu tanım ise akademisyenler tarafından eksik bulunuyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden Prof. Dr. Abdülkadir Erden tanımlama hatasını şöyle açıklıyor:  
 
“ ‘Sanayi robotu’ basit anlatımı ile ‘sanayi ortamında kullanılan robot’ olarak tanımlanmalı. Robotlar ise ‘çevresini algılayan, bu algılama sonuçlarını kullanarak bilişsel etkinlik gösteren, ve bu bilişsel etkinliğin sonucuna göre de çevresini değiştirebilen ve bilgi üretebilen sistemlerdir.’ Bu tanımlara göre robot kollar, sanayi robotu olarak kabul edilmeli. Ancak, robot kollara ek olarak sanayi ortamında AGV (Kendinden Yönlenmeli Taşıt) olarak bilinen ve üretim ortamında malzeme taşımak amacı ile kullanılan bir tür gezer robotlar da sanayi robotu olarak nitelendirilmeli.”  
 
Endüstriyel ürünlerde nitelik ve işlev olarak önemli değişimler olması, müşteri beklentilerini  daha esnek ve çok işlevli ürünlere yöneltti. Hızla değişen müşteri istekleri ve yoğun talep sonucunda ürün ömürleri çok kısaldı. Bununla birlikte mekatronik mühendisliği kavramı gelişti. Prof. Dr. Erden şöyle konuşuyor:  
 
“Mekatronik, makine mühendisliği, elektronik mühendisliği ve bilgisayar teknolojisinin eş amaçlı birleşiminden oluşan bir mühendislik felsefesi. ‘Mekatronik’ kelimesi yerine, ‘robot teknolojisi’ terimini yerleştirebiliriz. Bu felsefe içinde temel nokta, bu kavramların organik bir yapıda tümleşik ve bir bütün olarak düşünülmesi olarak karşımıza çıkıyor. Mekatronik tasarım ürünleri, genellikle akıllı makine, alet ve cihazları, akıllı sistemleri ve akıllı süreçleri içeriyor.”  
 
PAZAR 2005’E KADAR YILDA 7.5 BÜYÜYECEK  
 
Dünyadaki robot pazarının 2005 yılına kadar yılda ortalama 7.5 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor. Bölgelere göre robot pazarının gelişiminin farklılık göstereceğini belirten United Nations Economic Commission for Europe (UNECE) İstatistik Bölümü’nden Jan Karlsson, “Tutucu tahminlere göre 2005 yılında tüm dünyada 965 bin robot sanayide kullanılacak. Bunun 352 bini Japonya, 321 bini AB ve 131 bini de Kuzey Amerika’da olacak” diyor.  
 
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden Prof. Dr. Abdülkadir Erden ise  
robot teknolojisinin sektörün gelişmişliğiyle doğru orantılı olarak arttığına değinerek şöyle devam ediyor:  
 
“Bu konuyu ülkeler bazında ayırmak yerine, sanayinin gelişmişlik düzeyi ile birlikte incelemek gerekir. Sektör gelişmiş ise beyaz eşya, otomotiv, tarım ve orman ürünleri, hayvancılık, toprak endüstrisi gibi tüm sektörlerde robot teknolojisi kullanımını teknolojik gereklilik olarak görebiliriz. Ancak, sektörün belirli bir üretim kapasitesinin üzerine çıkabilmiş olması da bir ölçüttür. Robot kullanımı için sektörel düzeyde değişkenlik gösteren minimum ölçütler sağlanmalı. Bu ölçütleri üretim kapasitesi, üretim ve ürün çeşitliliği, üretim sürecindeki esneklik gibi sıralayabiliriz.”  
 
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz