Vestel’in Hedefinde Gömülü Yazılım Var

Cengiz Ultav, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Üyesi… Gruptaki işlerinin yanı sıra, çok fazla öne çıkmayan yazılım şirketleri ve bu alana yönelik yatırımlarıyla ilgileniyor. 2001 yılında İngiliz ...

1.08.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedCengiz Ultav, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Üyesi… Gruptaki işlerinin yanı sıra, çok fazla öne çıkmayan yazılım şirketleri ve bu alana yönelik yatırımlarıyla ilgileniyor. 2001 yılında İngiliz Cabot’un alımıyla başlayan bu işi, 2005 yılında ABD’li AYESAŞ’ın alımıyla büyütme yoluna girdi. Birkaç yüz mühendis, birkaç milyon dolardan oluşan şimdiyi büyüklüğü, gelecekte farklı bir noktaya ulaştırmayı hedeflediklerini söylüyor. Ultav, “Hedefimizde gömülü yazılım pazarı var. 3 yıl içinde ciromuzu 300 milyon dolara ulaştırmayı amaçlıyoruz “diye konuşuyor.

İngiliz yazılım firması Cabot’ı 2001’de satın alan Vestel, İngiltere’de yüzde 50’nin üzerinde pazar payına ulaştı. Şirketin ürettiği sayısal yayın yazılımları, Vestel’in ürettiği cihazlarda kullanılmasının yanı sıra Toshiba ve Philips gibi firmalar tarafından da satın alındı. Cabot’un satışlarının arttığı ülkeler arasında ise bu tür yayıncılığın geliştiği İspanya, Almanya ve Fransa öne çıkıyor.

Bu gelişmeler yaşanırken bir başka sürpriz gelişme daha gözlendi. Vestel, adeta yazılım konusundaki iddiasını ortaya koymak için, 2005 yılının Mayıs ayı sonunda savunma yazılımları üreten ABD sermayeli Aydın Yazılım’ın (AYESAŞ) yüzde 60’ını satın aldığını açıkladı. Bu, grubun yazılım alanındaki yatırımlarını süreceğinin sinyali olarak kabul edildi.

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Üyesi Cengiz Ultav, yazılım alanında yollarına devam edeceklerine belirtirken, özellikle “elektronik cihazların beyni olan gömülü yazılımlar” konusuna dikkat çekiyor. Ultav, “Son 3-4 yıldır gömülü yazılım pazarına odaklandık. Cabot’ı satın almamız da stratejik planın parçası. Bu, cihazlar içindeki yazılımın kazandığı büyük öneme bağlı olarak yapılmış bir hareket. Ar-Ge ekibimizi büyütmemiz, AYESAŞ’ı satın almamız da öyle” diyor.

Türkiye’nin bu alanda rekabet gücünün yüksek olabileceğine de işaret eden Ultav, satın aldıkları yeni şirketi kısa sürede büyüteceklerini söylüyor. Bu kapsamda, geçen yıl 5-6 milyon dolar civarında olan şirketin cirosunun, 3 yıl içinde 200-300 milyon dolarlara ulaşmasını amaçladıklarını belirtiyor. Hedef ise dünyada söz sahibi bir şirket konumuna ulaşmak. Cengiz Ultav, bu amaca nasıl ulaşacaklarını, temel strateji ve yaklaşımlarını Digital’e anlattı:

Cabot satın almasından sonra neler oldu? Nasıl sonuçlar aldınız?

Cabot, küçük bir İngiliz firmasıydı. Ancak, İngiltere’deki sayısal yayıncılarla olan güçlü ilişkileri nedeniyle satın aldık. Bristol merkezli şirketteki çalışan sayısını 7’den 30’a çıkardık. Arkasından Türkiye’de büyük bir sayısal Ar-Ge grubu oluşturduk. Şimdi İzmir sayısal Ar-Ge grubumuz 100’ün üzerinde mühendise sahip. Grubu Urla’daki Teknopark’a da genişlettik. Toplamda Bristol, Urla ve İzmir üçlüsünde 150’nin üzerinde teknik eleman grubu çalışıyor.

Bu grubun çok büyük önemi var. İhraç ettiğimiz sayısal yayın cihazı adedi 7 milyonu aştı. Üretim ise 8 milyon düzeyinde. Bunların içindeki tüm sayısal yazılımları kendimiz geliştiriyoruz.

Bu grup dünyada satılabilir, lisans edilebilir yazılımlar, yani sayısal yayınla insanların etkileşimini düzenleyen MHEG-5 gibi yazılım motorları geliştirdi. Bunların arasında televizyondan oy verme ve bahis oynama gibi ürünler de var…

Dünyada en iyisini yapmış durumdayız. Bu lisansı Philips ve Toshiba’ya da sattık. İngiltere’de 5,1 milyon adet interaktif sayısal yayıncılık bağlantı kutusu var. Bunların 2,8 milyon adedinin içinde Vestel yazılımları bulunuyor. Bu da istatistiklere geçmeyen büyük bir yazılım ihracatı anlamına geliyor.

İngiltere sayısal yayıncılıkta lider. Günümüzde bu iş Kıta Avrupası’na yayılmaya başladı. Burada da satışlarımız bu yıldan itibaren artmaya başlıyor. Fransa, Almanya ve İspanya’da da yazılım ve donanımımızı satmaya başladık. Bizim yaptığımız işin üçte birini yapan şirketlerin borsalardaki değerleri 10-15 misli artıyor. Bizim kapımızı da halka arz konusunda çalmaya başladılar. Ancak bunun için ürün sayımızın artmasını ve itibarı yüksek firmaların yazılımlarımızı daha fazla kullanır hale gelmesini bekliyoruz.

Şirketin cirosu ne kadara ulaştı?

Sadece lisans cirosu 6 milyon pound’un biraz üzerinde. Bu yıl 15-16 milyon pound’a ulaşacak. Yeni bir girişim olduğunu göz önüne alırsanız, yazılım konusunda oldukça iyi rakamlar.

Bu rakamın içinde Vestel’e sağladığı katma değerler yok. Bu yazılımın gömülü olduğu cihaz satıldıktan sonra bize dönen telif ücreti de var. Bu rakamlar da birkaç mislini bulabilir.

Yazılımda kendinize çizdiğiniz yol nedir? Aydın Yazılım’ı satın almanız bu planın neresinde duruyor?

Son 3-4 yıl içinde gömülü yazılım konusuna odaklandık. Cabot tesadüfen alınmış bir firma değildi. Bu, cihazlar içinde yazılımın kazandığı büyük öneme bağlı olarak yapılmış bir hareket.

İkinci önemli nokta sayısal Ar-Ge grubu ve Urla Teknokent’te bunun yardımcı birimlerini kurmamız. Şimdi daha fazla yetenekli gömülü yazılım üreten insanlara ulaşabilmek için İstanbul Arıkent’te bir Ar-Ge bölümü kuruyoruz. Bunun amacı, Türkiye’de gömülü yazılımlar konusundaki yetenek envanterinden en üst seviyede faydalanabilmek. İngiltere, Urla, İzmir ve Arkıent de bizim kendi tüketici elektroniği cihazlarımızın içindeki gömülü yazılımlarla ilgili iş planımızın parçası.

Yazılımın ticari yönünü üç ana grupta toplayabilirsiniz. Bunlardan bir tanesi, PC gibi cihazlardaki işletim sistemi yazılımları. Bu tip yazılımlar ABD ve İrlanda ekseninde üretiliyor. İkincisi, uygulamalar ve yazılım değiştirme hizmetleri. Bunlar da daha çok Hindistan’da yapılıyor.

Üçüncüsü de gömülü, yani sayısal yayın cihazları, DVD’lerin içindeki yazılımlar, yön bulma cihazları içindeki ya da uç bir örnek olarak plastik enjeksiyon makinesi içindeki yazılımlar. Bu çok önemli bir pazar. Gömülü yazılım konusunda dünya çapında rekabet avantajı elde edebiliriz diye düşündük. Buradan yola çıkarak Cabot’ı aldık, dijital Ar-Ge’mizi kurduk, AYESAŞ’ın yüzde 60’ını satın aldık

AYESAŞ’ı neden seçtiniz, özelliği neydi?

AYESAŞ’ın donanım ve yazılım olmak üzere iki grubu var. Genelde savunma sanayi ile ilgili işlerin içinde olan bir firma. Eskiden Türk ortağı varmış ama biz yüzde 100’ü ABD’li L3 Communications firmasına aitken onlarla görüşmeye başladık. Yüzde 60’ını satın aldık. Yüzde 40’ı hala L3’de. Bu da 8 milyar dolar cirosu olan bir şirket.

AYESAŞ biz satın aldığımızda zaten yazılım konusunda birtakım girişimlerin içindeydi. Savunma sanayinin durumuna paralel olarak bazen yılda 40 milyon dolar bazen de 3-4 milyon dolar ciro elde eden bir şirket. Geçen yıl 5-6 milyon dolar ciroya sahipti. Ama biz bu firmayı kısa sürede 200-300 milyon dolar seviyesine getirmek istiyoruz.

ODTÜ’nün savunma sanayi teknolojileri geliştirme bölgesinde üç ayrı bölümde yazılım grupları bulunuyor. Aynı zamanda da Sincan’da donanım bölümleri var. Yazılım grupları daha çok avionik yazılım dediğimiz uçaklardaki cihazların içindeki gömülü yazılım konusunda iş yapıyor.

Avionik yazılımlar sizin ne işinize yarayacak?

Bunu bir avionik yazılım şirketi olarak düşünmeyin. AYESAŞ, bir gömülü yazılım şirketi. Örneğin bir F16’nın içindeki hedef bulma sistemleri belli bir bölgeyi uçağın ekranına getirip yerleştiriyor. Öbür tarafta da örneğin bizim uydu işinde uydudan gelen sinyallerini izleyen kişiden aldığı bilgilerle birleştirip bir televizyona yerleştiriyor.

Her iki tarafta da mikro işlemci, veri yolları, hafıza, sensörler var. Gömülü yazılımların fonksiyonu bu. Bir cihazın içinde kalıcı hafızaya gömülmüş olan ve o cihaza fonksiyonlarını sağlayan bir yazılım. Bir otomobilin içinde yaklaşık 59 adet mikro işlemci var. Mikro işlemciyle çalışan her cihazın gömülü yazılıma ihtiyacı var. Dolayısıyla, biz AYESAŞ’ı F16’nın içindeki avionik ya da bir helikopterin içindeki yön bulma cihazı nedeniyle almadık. Geneldeki gömülü yazılımlar konusunda bir araya getirdikleri yetenekler sebebiyle aldık. Bizim savunmayla ilgili girişimlerimiz var. 1,5 yıldır faaliyette olan Vestel Savunma Sanayi’nin Deniz Kuvvetleri tarafında aldığı işler var. Diğer kuvvetlere verdiğimiz teklifler var. Bu ikisi bir araya gelince satın alma sebebimiz ortaya çıkıyor.

Üretime hareket kazandırmaya çalışıyoruz. Yazılım üretimine hareket kazandırmak için mutlaka yetenekli insanlar portföyünü artırmak zorundasınız. Bu Cabot bünyesinde geliştirilmeye devam ediyor. Urla, Arıkent bunun bir parçası. AYESAŞ’ta hazır bu işe başlamış 100’e yakın yazılımcının düzgün süreçler üzerinden gömülü yazılımlar geliştirdiğini diğer yandan savunma sanayinde de iyi işler yaptığını gördük. Bu kütleyi oluşturabilmek ve kısa süre içinde bütün dünyaya üretim yapabilecek bir rekabet gücü kazanabilmek için satın alma kararı verdik.

AYESAŞ, ABD ve Avrupa için de üretim yapıyordu. Ama biz bunun boyutunu büyütürüz diye düşünüyoruz.

Bu işlerinizdeki ciro hedefiniz nedir?

Planımız 3 yıl içinde AYESAŞ’ın cirosunu 10 milyon dolarlar seviyesinden 200-300 milyon dolarlar seviyesine getirmek. Bunun büyük bir kısmı gömülü yazılımlar üzerinden gelecek. Bir kısmı da Türkiye ve Türkiye dışındaki savunma projeleri üzerinden...

Ama yüzde 60’a yakın bir kısmını gömülü yazılım faaliyetlerinden elde etmeyi planlıyoruz. AYESAŞ’ın toplam gelirlerinin, tüm Vestel Grubu’nda olduğu gibi, en az yüzde 70’inin yurtdışından gelmesini hedefliyoruz.

Şu anda yazılım ekibiniz kaç kişi?

Bizim Ar-Ge gruplarımızda 500’ün üzerinde mühendis var. Cabot bünyesinde doğrudan doğruya gömülü yazılım geliştiren 100 kişilik bir takım çalışıyor. Arıkent için eleman alım sürecine girdik. Orada da yaklaşık 100 kişilik bir gömülü yazılım geliştiren grubumuz olacak.

AYESAŞ’ın bünyesinde de şu anda 100’ün üzerinde gömülü yazılım geliştirici var. Dolayısıyla, şu anda 300 yazılımcıdan oluşan kritik bir kütleye ulaşmış oluyoruz. Hedef olarak 2008’de 1000-2000 arasında bütün dünyaya hizmet veren, ismi çok iyi tanınan, akredite olmuş gömülü yazılım grubu haline gelmeyi belirledik.

Başka satın alma planlarınız var mı? Hedeflerinize bu şekilde ulaşmış oldunuz mu?

Amacımız, kritik kütleyi yakalamaktı. Bunun etrafında bir kartopu efekti yaratmak mümkün. Ama birinci kilometre taşımız olan kritik kütleye ulaşma hedefine ulaştık.

Bu pazarın dünyada toplam büyüklüğü ne kadar?

Dünyada şu anda yaklaşık 3 milyar cihaz imal ediliyor. Elektronik, komünikasyon ve yazılımın bir araya geldiği birleşik cihazlar artık bir realite haline geldi.

Bizim 4 yıl içinde 8 milyon adet sayısal cihaz imal eder duruma gelmemiz bunun en önemli göstergelerinden bir tanesi. Toplam cihaz sayısının ise 5-10 yıl içinde 10 milyarlara tırmanacağı düşünülüyor. Bu cihazların içinde en az 10-15 dolarlık yazılım potansiyeli olduğunu düşünürseniz çok büyük bir pazar bu.

BÜYÜK POTANSİYEL VAR

Cihazlar artık mikro işlemci bazlı hale geliyor. Özel tasarım yapılmış elektronik devrelerden çok, mikro işlemcinin bir program aracılığıyla belirli işlevleri yerine getirmesi sağlanıyor. Sayısal uydu alıcımıza baktığınız zaman içindeki ana kart PC içindeki ana karttan sadece boyut olarak farklıdır. Bunlar küçük modifikasyonlarla bir DVD içinde de avionik bir cihaz içinde de kullanılabilir.

Eğer bu gömülü yazılımları doğru organizasyon içinde doğru takımlarla endüstriyel bir şekilde geliştirebilirseniz yani kişisel yeteneklerin kullanıldığı bir ürün geliştirme şekli olarak değil bir üretim hattı şeklinde bir rekabet avantajı sağlarsanız büyük bir pazar var. Bizim hedeflediğimiz yer bu pazar. Daha sonra uygulama ya da işletim sistemi pazarına girip girmeyeceğimiz sonraki aşamalarda tespit edilecek şeyler.

Ama bizim burada gördüğümüz iki şey var: Birincisi bir pazarın, ikincisi ise bu işi yapabilecek çok iyi kadroların olması. Çünkü, yaklaşık 20 yıldır üniversite sınavının en yüksek puanını alanlar bilgisayar bölümlerine gidiyorlar. Bu da hatalı bir yaklaşım ayrı… Ama Türkiye’de çok büyük bir yetenek potansiyeli var. Bunun üzerine verimli bir üretim organizasyonu getirebilirsek gömülü yazılım konusunda dünya çapında rekabet avantajı elde edebiliriz diye düşündük. Bu nedenle Cabot’ı aldık, dijital Ar-Ge’mizi kurduk, AYESAŞ’ın yüzde 60’ını satın aldık.

KISA ZAMANDA GİRİŞİMLER BAŞLADI

Yakın zamanda pazara sunulacak ürün ya da hizmetler var mı?

AYESAŞ’ı satın aldıktan sonra ilk işimiz ABD’de 5-10 firmayı dolaştık. İlk etapta gördüğümüz Vestel’in de katkısıyla elde edeceğimiz gelir 50-60 milyon doların üzerinde. ABD’deki firmalara teklifleri vermeye başladık. Mayıs sonunda bu şirketi aldığımızı düşünürseniz bu kadar kısa sürede çok ciddi bir potansiyel olduğunu gördük. 

Tüketici elektroniği olarak baktığınız zaman dijital yayıncılık, high definition televizyon gibi konularda artık dünya üzerinde söz sahibi bir firmayız. Programı geliştirip lisansını satar durumdayız. Ama bu noktaya başka alanlarda da geliriz. İletişim ve display tarafında güçlü olan avionik yazılımlar var.

YASEMİN BALABAN
ybalaban@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz