Paul Kunz Bugün hayatımızın ayrılmaz parçası haline geldi. Web sayfaları üzerinden haberleşiyor, alışveriş yapıyor, bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Bu kadar önemli gelişmeye rağmen sade...
Paul Kunz
Bugün hayatımızın ayrılmaz parçası haline geldi. Web sayfaları üzerinden haberleşiyor, alışveriş yapıyor, bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Bu kadar önemli gelişmeye rağmen sadece 11 yıllık geçmişi olan web sayfasını ilk kez yapan ise bir fizikçi... World Wide Web’in kurucusu Tom Berners-Lee’nin önerisiyle bu işe giren Paul Kunz’dan söz ediyoruz. İnternet tarihinde önemli bir gelişmeye imzasını atan Kunz, şimdi sadece Web’in nimetlerinden yararlandığını söylüyor.
İnternetin temel uygulaması olan World Wide Web’in (WWW) yaratıcısının Tom Berners-Lee olduğunu mutlaka bir yerlerden duymuşsunuzdur. İngiliz araştırmacı Lee, WWW uygulamasını İsviçre’nin Cenova kentindeki CERN laboratuarında yazdı ve kısa sürede tüm dünyaya tanıttı. Bugün World Wide Web konsorsiyumunun (W3C) başında bulunan Lee, www’nin yaratıcısı olarak önemli bir üne ve servete de kavuştu.
WWW serüveninde Lee’ye eşlik eden ve belki daha önce hiç duymadığınız bir isim daha var. Bu mütevazı isim, Lee’nin uygulamasının hayata geçirilmesinde ve web’in olanaklarının gözler önüne serilmesinde önemli rol oynadı. Amerika’nın ilk web sayfasının tasarımcısı olarak internet tarihine geçen Paul Kunz aslında bir fizikçi ve ilgi alanı daha çok atom parçacıklarından oluşuyor. 1991 yılında Cenova’da Lee’nin WWW tanıtımını izledikten sonra konuyla yakından ilgilenen Kunz, ilk web sayfasını aynı yıl içinde tasarladı. Aslı amacı, Amerika’daki fizik laboratuarının veri tabanını internet üzerinden kullanabilmekti. Bunu başardı ve pek çok bilgisayar uzmanına taş çıkarttı.
Web devrimi için, “Bir yerlerden başlaması gerekiyordu, burada yüksek enerji fizikçileri arasında başladı” diyen Kunz ile bir söyleşi yaptık. Halen SLAC (Stanford Linear Accelerator Center) laboratuarlarında atom parçacıkları üzerinde çalışan Kunz bize, bugün sadece bir kullanıcı olduğunu söylediği web’le olan şaşırtıcı macerasını anlattı.
Web maceranız nasıl başladı?
Tim Berners-Lee adlı genç bir adam world wide web adını verdiği uygulamasıyla ilgili tanıtımını izlemek üzere beni İsviçre’nin Cenova kentinde bulunan CERN Laboratuarı’na davet etti. 13 Eylül 1991’de Tim bana o zamanlar az sayıda kişi tarafından kullanılan NeXT bilgisayarında yazdığı “web browser”ını gösterdi. Çok etkilendim ve web maceram başladı.
Sizi etkileyen şey neydi?
İlk web browser’ı, bir browser’dan daha fazlasına sahipti. Bir remote machine üzerinde arama yapabiliyordu. Bu web için önemli bir özelliktir, web üzerinde araştırma yapmaya olanak sağlar. Tim bir IBM bilgisayarın mainframe’i üzerinde inceleme yaptı ve sistemin aranılan dokümanların yerlerini gösterdiğini ortaya çıkardı. Bu da bana olağanüstü bir fikir verdi.
SLAC’daki laboratuarımızda bizim de bir veri tabanımız vardı. Burada yüksek enerji fizikçilerinin araştırmalarına ilişkin yaklaşık 200 bin referans yer alıyordu ve 40 farklı ülkeden binlerce kullanıcı bu veri tabanını kullanıyordu. Tim’in IBM’de yaptığı sorgulamayı, ben de SPIRES adını verdiğimiz bu veri tabanı üzerinde yapabileceğimi düşündüm. Tim’e bu sorgulamanın internet üzerinde çalışıp çalışmayacağını sordum. O da bana “elbette, zaten onun için tasarlandı” yanıtını verdi. Ben de üzerinde düşünmeye başladım.
Siz aslında bir fizikçisiniz. Kendi alanınızla ilgili araştırmalardan nasıl vakit bulup da Amerika’nın ilk web sayfasını tasarlamak işine kalkıştınız?
Cenova’dan kendi laboratuarıma dönerken Tim’e, WWW ile ilgileneceğime dair bir söz vermiştim. Döner dönmez SLAC’ta Tim’in yazılımını kullanmamızı olanak sağlayacak web server’ını kurmak için çalışmalara başlayacaktım. Ancak, Amerika’ya döndükten sonra asıl işlerimin yoğunluğu nedeniyle bu işi başka birine devrettim. İki ay hiçbir gelişme kaydedemedik.
İki ay sonra Tim aradı ve hypertext konferansında bir demo göstermek zorunda olduğumuzu hatırlattı. Hemen işe koyuldum ve demoyu hazırladım. İlk web sayfası böylece ortaya çıktı. Tim daha sonra ilk web sayfasının tanıtımını Fransa’nın La Londe bölgesinde yüksek enerji ve nükleer fizik alanında çalışan fizikçiler için yüksek bilgisayar teknikleri konulu bir konferansta yaptı. Bu tanıtım da dünyanın değişik bölgelerinden gelen 200’den fazla fizikçiye vardı.
Peki bu ilk web sayfası neye benziyordu?
İlk web sayfalarını http://www.slac.stanford.edu/history/earlyweb/ adresinden görebilirsiniz. Kısaca anlatmam gerekirse, Amerika’nın ilk web sitesi bir “home page” niteliği taşıyordu. Burada iki link vardı ve başlıca iki şey yapabiliyordunuz.
BINLIST linki ile SLAC’in online fihristine erişiliyordu ve buradan telefon numaraları ile e-mail adreslerine ulaşabiliyordunuz. İkinci linkin adı HEP idi. Buradan da, araştırmacıların çalışmalarının yayınlamadan önceki kopyalarını içeren pre-print veri tabanına ulaşabiliyordunuz.
İlk web sayfasından sonra başka sayfalar da tasarladınız mı?
Hayır. Aslında zaten çok önemli bir tanesini gerçekleştirmiştim ve bu yeterliydi. Zaten kendi projelerimle de çok meşguldüm. Bu işi kütüphane müdürümüze devrettim ve ona açıkça bu işle ilgilenmek istemediğimi ama laboratuarda kendisine yardımcı olacak başkalarını bulabileceğini söyledim. Sonuçta işi götürebilmesi için iyi bir ekibe ihtiyacı vardı.
Sonradan “web wizards” adını verdiğimiz bir grup oluştu. Bu grupta yer alan kişilerin hepsi alanlarında uzman profesyonellerdi ve web’le ilgilenmeyi işlerinin dışında kalan zamanlarda, part time çalışarak götürdüler. Çok başarılı işlere imza attılar.
Amerika’nın ilk web sayfasının tasarımcısı olmak hayatınızı nasıl değiştirdi?
Tasarımcı olarak pek bir değişiklik olmadı. Bundan herhangi bir gelir sağlamadım ya da meşhur olmadım. Ancak, fizikçi olarak ilk web sayfasından sonra hayatımda çok şey değişti. Araştırmalarımı çok daha kolay yapmaya başladım. Araştırmalarımdan çıkardığım sonuçları meslektaşlarımla etkileşimli bir biçimde değerlendirme fırsatı buldum.
World wide web’in bugünkü başarısını neye bağlıyorsunuz?
Web’in başarısının anahtarı sadece web sayfaları değil, önce bunu söylemeliyim. Web’in başarısının arkasında yatan en önemli neden, arama yapabilme yeteneğidir. Bir sorgulama yapıyorsunuz ve hemen yanıtlarını alıyorsunuz.
Başarının ardındaki bir diğer unsur da “win win” adını verdiğimiz şey. Daha açık olarak, insanların web üzerinde bilgiyi arayabilmesi ve aradığı bilgiye ulaşabilmesi. Aradığınız bilgiye ulaşmak web üzerinden, şimdiye kadar olduğundan çok daha kolay. Aynı zamanda çok daha da ucuz. Tüketiciler ya da üreticiler açısından düşündüğümüzde web üzerinden iletişim kurmak çok daha etkin ve ucuz. Bu çok önemli bir fayda sağlıyor ve web’in başarısına çok önemli bir katkısı var.
Siz ilk web sayfasını tasarladıktan sonraki gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başka hiçbir teknoloji bu kadar hızlı yaygınlaşmamıştır. Bugün elbette hala bir takım sorunlar yaşanıyor. Teknoloji geliştikçe sorunlar da büyüyecektir. Örneğin bugün bir güvenlik sorunu yaşanıyor. Hacker saldırıları var. İniş çıkışlar bir yana insanların bilgiye bu kadar kolay, hızlı ve ucuza ulaşması her türlü olumsuzluğa bedel bana kalırsa.
Web’in geleceğinin nasıl olacağını düşünüyorsunuz?
Bu gerçekten zor bir soru. 10 Aralık 2001’de SLAC laboratuarında ilk web sayfasının 10. yıldönümünü kutlamak üzere bir sempozyum gerçekleştirdik. Sempozyumdaki konuşmacılardan biri Tim Berners’ın 10 yıl önce world wide web’i ilk kez tanıttığı toplantıdaki fizikçilerden biriydi. Bu kişi bugün gelecek teknolojileri üzerinde çalışan bir firmada görev yapıyor.
Onun işi geleceği hayal etmek ama o bile, sempozyumda yaptığı konuşmada 10 yıl önce, web’in inanılmaz yükselişini hayal edemediğini söyledi. Dolayısıyla, gelecekte neler olabileceğini şimdiden hayal etmek oldukça güç. Yalnız şimdikinden daha inanılmaz şeyler görebileceğimizi düşünebiliriz.
Gelecek için web’le ilgili yeni projeleriniz var mı?
Hayır. Artık sadece bir kullanıcıyım. Araştırma yaparken world wide web’i kullanıyorum. Uçak bileti rezervasyonlarımı da web üzerinden yapıyorum. Bu kadarı bana yeter.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?