Yarının E-Devlet’i

Cemal Akyel / SBS E-Devlet Çözümleri Yöneticisi   Sürekli konuşuyor, öneminden söz ediyoruz. Çeşitli örneklerini okuyor, dünyanın önde gelen ülkelerindeki başarılara dikkat çekiyoruz. Anc...

1.06.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Cemal Akyel / SBS E-Devlet Çözümleri Yöneticisi  
 
Sürekli konuşuyor, öneminden söz ediyoruz. Çeşitli örneklerini okuyor, dünyanın önde gelen ülkelerindeki başarılara dikkat çekiyoruz. Ancak, bir büyük hedef gibi görülen “e-devlet” konseptinin tam olarak neyi içerdiğini, kamu yönetiminde neleri değiştireceğini iyi bilmiyoruz. Vatandaşın hayatını entegre biçimde nasıl dönüştüreceğini ise ortaya koyan yok. İşte bu özel çalışma, Türkiye’de “e-devlet” dönüşümünün getireceklerini gözler önüne sermeyi hedefliyor.  
 
“Geçtiğimiz gün internette www.ssk.gov.tr adresine girdim. Sosyal Sigortalar Kurumu’nun web sitesinde sigorta linkini tıkladım ve hizmet dökümümü gördüm. Sicil numaramı girdim ve çalışmaya başladığım günden bu zamana dek ne kadar sigorta primi yatırılmış olduğunu inceledim. Eksik dönemleri öğrendim. Ve bu hizmet çok hoşuma gitti. Kendi kendime ‘Acaba gelecekte başka ne gibi e-devlet hizmetleri ile tanışacağız?’ diye düşündüm”…  
 
Bir şirketin genel müdürü, Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının örneklerinden biriyle tanışma anını, biraz şaşkınlık dolu bu sözlerle anlatıyor. Aslında genel müdür, şaşırtan şimdiki anla değil, daha çok gelecekle ilgili… Teknolojinin gelecekte hayatı nasıl değiştireceğini, özellikle de e-devlet uygulamalarının kamu yönetimini ne yönde dönüştüreceğini şimdiden merak ediyor.  Çünkü, böyle bir tablo hepimizin hayatını derinden etkileyecek, inanılmaz şekilde kolaylaştıracak. Sağlıktan, eğitime; adaletten, sosyal güvenlik hizmetlerine devletin bütün birimlerinde benzer bir eğilimin kendini göstermesi ise tam anlamıyla devrim etkisi yapacak.  
 
Aslında herkes o devrim anını merak ediyor, heyecanını şimdiden yaşıyor. Soru ise şu:  “İdeal bir e-devlet nasıl işleyecek ve hayatımızı nasıl kolaylaştıracak?”... Bu konuda neler olabileceğini bilmenin en iyi yolu asılda biraz hayal kurmak ve bir ufuk turuna çıkmak…İdeal bir e-devletin nasıl işleyeceğini SBS E-Devlet Çözümleri Yöneticisi Cemal Akyel ile birlikte ortaya koymaya çalıştık.  
 
Vergilerimizi kuyruğa girmeden yatırabilecek miyiz? Çocuklarımızın okul kaydını yaptırabilmek için sağdan soldan onlarca belge toplamaktan kurtulabilecek miyiz?... Tüm bu soruların yanıtını, yarına yönelik bir senaryo ile ortaya koymaya çalıştık…    
 
Altyapı hazırlıkları  
 
İdeal e-devlet yapısına giden yolda “olmazsa olmaz” nitelikte bazı aşamalardan geçilmesi ve altyapı hazırlıklarının yapılması şart. Cemal Akyel, bu şartlardan en önemli olanları şöyle sıralıyor:  
 
* Devletin e-devlete dönüşümü için bir lider olmalı. Kurumların tek tek e-kuruma dönüşüm projelerinin hepsini sahiplenen ve bu projeler arasında uyumu sağlayan bir üst birim gerekli. Bizce Türkiye’de bu liderlik Başbakanlık seviyesinde yapılmalı. Projelerin entegrasyonu Başbakanlık tarafından sağlanmalı.  
 
* İleri seviye e-devlet uygulamalarını hayata geçirebilmek için ihtiyaç duyulan en önemli adım, “vatandaşlık numarası” ve “dijital kimlik” uygulamalarının hayata geçirilmesi.  
 
* İdeal e-devlet yapısına ulaşabilmek için bir diğer teknik ve hukuki gereklilik ise “sayısal imza”... Bu konudaki düzenlemeler ve yatırımlar yapılırsa, internet bankacılığı hizmetlerini kullanarak vergi yatırmak mümkün olabilir. Vatandaş veya bir kamu kurumu onay verdiği dokümanlara damga vurmak, ıslak imza atmak yerine sayısal imza teknolojini kullanarak onay sürecini işletebilir.”  
 
İdeal e-devlet yolunda …  
 
Şu anda ideal e-devlet rüyasının önündeki engeller sanıldığı gibi teknolojik kısıtlamalardan kaynaklanmıyor. Cemal Akyel, “İşin teknik kısmı kolay. Göz bebeği tarama ve parmak izi tanıma sistemleri, akıllı kartlar, sayısal imza teknolojisi gibi her tür teknolojik donanım mevcut. İdeal e-devlet modeline geçişte asıl önemli olan işin sosyal boyutu ve toplumsal hazırlık” diyor.  
 
Örneğin, işe girişlerde sağlık raporu istenir. Kişiler kendi sağlık bilgilerine elektronik ortamda başkalarının erişimine izin verecek mi? Yoksa bu bilgiler sadece Hipokrat yemini etmiş doktorların erişimine mi açılacak? Akyel’e göre bu konuların tartışılması gerekiyor.  
 
Velilerin okullardaki sınıfları web-cam ile izlemesi, çocuklarının ders performansını gözlemlemesi teknolojik olarak mümkün. Ancak, “Bu uygulamaya Milli Eğitim Bakanlığı nasıl yaklaşacak?”, “Öğretmenlerin ve velilerin hepsi buna onay verecek mi?” gibi pek çok sorunun yanıtının bulunması lazım.  
 
Diyelim, sosyal ve toplumsal konularda uzlaşma sağladık. O zaman ne olacak? Bunun ödülünü hemen söyleyelim. İdeal e-devlet yolundaki engelleri aşmış ve hedefe büyük ölçüde yaklaşacağız…  
 
İşte tam bu noktada gündeme gelen bir başka konu daha var: “A’dan Z’ye her şeyi elektronik ortama taşımalı mı?” Dolayısıyla, back ofis uygulamalarından ve vatandaşa yönelik hizmetlerden hangilerinin elektronik ortama taşınması gerektiğine de karar verilmeli. İdeal devlet ancak tüm bu hususlar dikkate alınarak, en verimli tasarlanabiliyor.  
 
İç işleri nasıl işleyecek?  
 
İdeal bir e-devlette doğan her vatandaşa “dijital kimlik” ve bir “vatandaşlık numarası” verilecek. Doğumdan itibaren yapılan tüm aşıların dijital kimliğe kaydedilmesi mümkün olacak. Aşı defteri tutmaya gerek kalmayacak.  
 
Örneğin, “e-Avrupa Eylem Planı” çevresinde yapılan bir araştırma, vatandaşların en çok talep ettiği 20 hizmetten birinin “adres değişikliği” olduğunu ortaya koyuyor. Hiçbirimiz ev ve iş adresimizi değiştirdiğimizde, zorunlu olmadıkça, muhtarlık, vergi dairesi ve benzeri birçok kurumu haberdar etmiyoruz. Çünkü, çoğu insana bu kurumları tek tek dolaşmanın, onlara yazılı bildirimde bulunmanın büyük bir zaman kaybı olduğunu düşünüyor. Oysa, ideal e-devlette, adresi değişen vatandaş dijital kimlik ve sayısal imza uygulamaları sayesinde kendini devlete tanıtabilecek.  
 
Ardından, güvenli bir şekilde adresini de��iştirecek. Bu adres değişikliği yerel yönetimlere, polis ve emniyet teşkilatına, maliye bakanlığına, kısacası vatandaşın adres bilgisinin bulunduğu her yere anında iletilecek ve güncellenecek. İkametgah ve nüfus cüzdanı örneği gibi belgeler istenirse, retina tanıma sistemiyle çalışan Atm benzeri kiosklardan alınabilecek.  
 
E- sağlık sistemi rüyası  
 
Sağlık sistemi içinde arka ofiste ve vatandaşa yönelik ön ofis hizmetlerinde de çok sayıda süreç elektronik ortama taşınacak. Cemal Akyel, arka ofiste, Sağlık Bakanlığı tarafından ilaç ve ecza depolarının stok kontrolü ve takibi gibi işlerin yapılabileceğini söylüyor. Hatta Sağlık Bakanlığı’nın şu an böyle bir projeyi tamamlamak üzere olduğunu söylüyor.  
 
Doğrudan vatandaşı ilgilendiren konularda gelecekte hayata geçirilebilecek uygulamaları ise şöyle sıralıyor:  
 
* Hasta kayıtları elektronik ortamda tutulacak. İstenildiği takdirde özel, devlet ve SSK hastaneleri gibi tüm sağlık kurumları ortak bir hasta kayıt sistemini kullanabilecek.  
 
* Bu yapı nüfus veri tabanı ile de entegre edilecek. Dijital kimliği olan hastanın daha önce nerede ve ne zaman tedavilerinin görüldüğü, hangi ilaçları kullandığı, ne gibi ameliyatlar geçirdiği bu sistemde kayıtlı olacak. Doktor muayenesine gittiğinde bu bilgileri hastanın anlatması gerekmeyecek. Böylece hatalı bilgi aktarımının önüne geçilecek. Doktorlar, uzman meslektaşları tarafından o hasta ile ilgili tutulmuş detaylı bilgileri inceleyebilecek.  
 
* Remote tıp uygulamaları gelişecek. Uzman ve belli bir konuda çok deneyimli olan doktorlar ve akademisyenler, İstanbul’dan veya dünyanın herhangi bir kentinden Doğu Anadolu’da yapılan bir ameliyatı izleyebilecek. Ameliyatı gerçekleştiren cerrahlara tavsiyelerde bulunabilecek, onları yönlendirebilecek.  
 
Karakollar internete taşınacak mı?  
 
Emniyet Genel Müdürlüğü için gelecekte toplum güvenliğini ilgilendiren bilgilerin verildiği ve duyuruların yapıldığı bir portal kurulabilir. Vatandaşlar, böylece şikayetlerini ilgili birimlere ve karakollara iletebilir, polise ihbarda bulunabilir. İhbarları cep telefonu ve kısa mesaj ile de yapabilir.  
 
Emniyet teşkilatı suç kayıtlarını, işlendikleri yerleri elektronik ortamda tutabilir. Böylece nerelerde “kapkaç ve soygun” olaylarının yoğunlaştığını takip edebilir.  
 
Mevcut çalışan “Trafik Bilgi Sistemi” sayesinde nerelerde, ne kadar kaza yapıldığının kaydı tutuluyor ve kazaların yoğunlaştığı yerler tespit ediliyor. Bu noktalarda yeni kavşak düzenlemeleri yapılıyor. Trafik polisleri GPRS ile merkeze bağlanabiliyor, bulundukları koordinatları ve kestikleri ceza ile ilgili bilgileri anında merkeze bildirebiliyorlar.  
 
Biraz daha hayal kurarsak polis imdat telefonunu aradığınızda, sistem sizin nereden aradığınıza bakacak ve sizi en yakın gezici polis aracı veya karakola yönlendirebilecek.  
Polis teşkilatı çok modern çağrı merkezleri kuracak. Buradaki yetkili polis memurları vatandaşların şikayetleri çözülene kadar o vakayı takip edecekler, ilgili karakol ve birimlerle koordinasyon sağlayacak. Gerektiği durumlarda vatandaşa şikayeti ile ilgili konularda ne aşamaya gelindiği konusunda bilgilendirecek.  
 
Çalışma ve sosyal güvenlik  
 
Bir zamanlar SSK’ya emeklilik başvurusunda bulunan bazı vatandaşlar, hoş olmayan sürprizlerle karşılaşırlardı. Çalıştıkları işyerlerinin ihmali veya suiistimali nedeniyle primlerinin eksik yatırıldığını öğrenip, hayal kırıklığına uğrayanların hikayeleri gazete sayfalarına taşınırdı.  
 
Bu sistemin elektronik ortama taşınmasıyla birlikte bu risk ortadan kalkıyor. Sosyal güvenlik primlerinin yatırılıp, yatırılmadığını kişiler artık online olarak internetten takip edebiliyor. Gelecekte sayısal imza hayata geçirildiğinde, kişinin eksik primlerini internet üzerinden banka havalesi yaparak (çevrim içi) yatırması mümkün olacak. Bu iş için kuyruklarda beklemeye gerek kalmayacak.  
 
Gelecekte İş ve İşçi Bulma Kurumu iş arayanlar ve eleman arayanları buluşturan, duyuruların yayınlandığı bir portal hazırlayabilir. Bu portalda işverenin aradığı nitelikteki kişileri bulan veya iş arayanların aradıkları nitelikteki işleri eşleştiren akıllı sistemler hayata geçirilebilir. Bu portal hem kamu hem de özel sektördeki iş olanaklarından haberdar olabilecekleri güçlü bir platforma dönüşebilir.  
 
Bayındırlık ve imarda devrim  
 
“İmar izni” almak vatandaşların devletten elektronik ortamda almak istediği hizmetler listesinin ön sıralarında. Vatandaş imar izini almak istediği arsa ile ilgili düzenlemelere ve bilgilere elektronik ortamda ulaşabilecek, başvurusunu online olarak gerçekleştirebilecek.  
Arka ofiste yapılabilecek işlerden biri ise araç filosu yönetim sistemi. Karayolları Genel Müdürlüğü gibi bir kurum gerekli yatırımları yaptığı takdirde, araç filosunu bir coğrafi bilgi sistemi üzerinde yönetebilecek. Cemal Akyel, bu uygulamanın getireceği kolaylıkları şöyle anlatıyor:  
 
“Mobil teknolojiler ve coğrafi bilgi teknolojileri sayesinde hangi aracının nerede olduğunu ekrandan görebilecek. Kar küreme ve benzeri çalışmaları bu şekilde daha etkin yönetebilecek.”  
 
Tapu ve Kadastro’da vatandaşa daha iyi hizmet sunulabilmesi için birçok altyapı çalışmasının tamamlanması gerekiyor. İlk aşamada hangi arazilerin kime ait olduğu, nitelikleri gibi bilgiler elektronik haritalar üzerine kaydedilmesi gerekiyor. Bu hedefe ulaşmak için Orman Bakanlığı, Arsa Ofisi, Milli Emlak, Tapu ve Kadastro ve Harita Genel Müdürlüğü birbiriyle entegre bir bilgi altyapısını kullanmalı, bütünlük içinde çalışmalı.  
 
SBS E-Devlet Çözümleri Yöneticisi Cemal Akyel, “Arazilerin kimlere ait olduğuna ilişkin kayıtların tutulması alım-satım işlemlerinden başka devlet içindeki birçok projenin de daha etkin çalışmasını sağlayacak” diyor. Akyel,  buna örnek olarak Çiftçiye Doğrudan Destek Projesi’ni veriyor; “ Çiftçiye doğrudan gelir desteği programı kapsamında destek almak için başvuran çiftçilerin beyanlarının doğru olup olmadığının kontrolü elektronik ortamda birkaç saniye içinde yapılabilir:”  
 
Adalet sistemi hızlanacak  
 
Türkiye’de yargının yavaş işlemesi en çok şikayet edilen konuların başında geliyor. Adalet ve yargı sisteminin, nüfus sistemi, adli tıp ve emniyet teşkilatı ile elektronik ortamda entegre olarak çalışması yargıya hız katacak. Mahkemelere sunulması gereken belgeler gecikmeyecek. Kurumlar arasında elektronik ortamda paylaşılabilecek. Örneğin, adresi bulunamadığı için tebligat yapılamayan ve mahkemeye çağrılamayan kişiler nedeniyle duruşmalar ertelenmeyecek.  
 
Yargı sisteminin back ofiste en büyük ihtiyaçlarından biri “arşiv ve doküman yönetim” sistemleri… Bu sistemler sayesinde hakimler ve savcılar eski kararları elektronik ortamda tarayabilecek. Benzer davalarda daha önce ne gibi kararlar alındığını inceleyebilecek.  
Video konferans sistemleri mahkemelerde kullanılabilecek.  
 
Vergi tıklanarak ödenecek  
 
Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi sayısal imza sayesinde bir tıkla ödenebilecek. Kişiler ve kurumlar banka hesaplarından online havale yaparak vergi dairesine gitmeden vergilerini ödeyebilecek.  
 
Şirketlerin dernek ve vakıflara yaptıkları bağışlar online olarak hesaplarına işlenecek ve vergiden düşülmesi ilgili kurumlara elektronik ortamda bildirilecek.  
 
İdeal e-devlet uygulamaları konusunda hayal edilebilecek sayısız işlem var aslında. Biz buraya bazı örneklerini taşımaya çalıştık.  
 
Örneğin, tüm halk kütüphaneleri ve üniversite kütüphanelerini buluşturan ortak bir platform oluşturulabilir. Buralardaki kitaplar ve araştırmalar bu platform üzerinden sorgulanabilir…Bazı önemli eserler e-kitap olarak halkın hizmetine sunulabilir.  
 
E-EĞİTİM GERÇEK OLURSA NELER OLACAK?  
 
KAYIT ÇOK KOLAY
Çocuklarını okula kayıt ettirmek isteyen velilerin hayatları daha kolay olacak. Dijital ortamda onay vererek (sayısal imza teknolojisi ile) ikametgah senedi, nüfus cüzdanı örneği gibi belgeleri okula sunabilecek. Bu bilgileri okulun sistemine elektronik ortamda gönderebilecek.  
 
HİNDİSTAN ÖRNEĞİ E-öğrenme (e-learning) aslında Türkiye için lüks bir yatırım değil. Hindistan gibi ülkelerde uygulanan e-öğrenme modelleri var. Faydalı işler ortaya koyabilmek için güçlü bir mobil iletişim alt yapısı gibi pahalı yatırımlara da ihtiyaç yok aslında. Çok ucuza da e-learning alanında etkili işler başarılabilir.  
 
YAŞAM BOYU EĞİTİM Artık öğretmeden ziyade kişilerin kendi öğrenmesine dayalı bir eğitim sistemine kayış var. Bireylerin yaşam boyu öğrenmeye devam etmesi gerekiyor. E-learning bu sürekliliği sağlayabilir. Cemal Akyel, “Görsel mesajlarla hazırlanan multi-medya eğitimleri, CD’ler aracılığıyla bile dağıtılabilir. Eğitim materyalleri elektronik ortama taşınırsa kaliteli dokümanlardan, kaynaklardan geniş kitlelerin faydalanması mümkün olur” diyor.  
 
PORTALDAN EĞİTİM İdeal bir e-eğitim sisteminde veliler bir portal vasıtasıyla çocuklarının gelişimini izleyebilecek, notlarını öğrenebilecek. Öğretmenlerle ebeveynler çok daha interaktif bir ilişkiye girebilecek. Akyel “İzin verilerse veliler sınıfları da web-cam aracılığıyla izleyebilirler. Hayalin sonu yok. Ancak, okul yönetimlerinin ve mevzuatın buna izin vermeyeceği önemli bir nokta” değerlendirmesini yapıyor.  
 
Üniversite öğrencileri video-konferans sistemleri aracılığıyla yurtdışındaki okullarla bağlanıp, dünyanın en iyi akademisyenlerinden ders alabilecek. Öğrenciler, hazırladıkları ödevleri okulun portalında kendilerine özel bir dosyaya yükleyebilecek ve öğretmenlerine elektronik olarak postalayabilecek.  
 
Sanal ortamda 8 yılık zorunlu temel eğitim öğrencilerine yönelik zengin bir kütüphane oluşturmanın maliyeti hiçte yüksek değil. Bu kaynaklara tüm Türkiye’deki çocuklar ulaşabilecek. Kaynak sıkıntısı nedeniyle kütüphane kuramayan okullar için bu önemli bir fırsat yaratacak.  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz