Yeni Dalga Hizmetler Geliyor

İnternet teknolojilerine inanan, internetle birlikte yükselen şirketlerden biri de Cisco... 4- 5 Aralık tarihlerinde Santa Clara’da Şirketin efsanevi başkanı John Chambers’ın sağ kolu olan Başkan Yardımcısı Susan L. Bostrom, internetin geleceğine ilişkin beklentilerini ve Cisco’nun yeni stratejilerini anlattı.

Teknoloji dünyası, 2001 yılında tüm dünyada yaşanan durgunluktan en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Pek çok şirket 2001’de kapanmak, küçülmek ya da elemanlarının çoğunun işine son vermek durumunda kaldı.

ABD son 6 yılın en yüksek işsizlik oranı ile karşı karşıya. Bir zamanlar dünyada teknolojinin kalbinin attığı yer olarak bilinen Santa Clara’da sokaklar bomboş. Silicon Valley giderek eriyen bir görünüm sergiliyor.

Ancak, yine de her şeye rağmen durgunluğa direnenler mevcut. Teknolojinin dev şirketleri bu durgunluk dönemini en az zararla atlatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Dünyanın en büyük teknoloji şirketleri arasında yer alan Cisco Systems, 4-5 Aralık 2001 tarihleri arasında Santa Clara’da düzenlediği Worldwide Analyst Conference’da dünyanın dört bir yanından gelen yatırımcılara ve finansal analistlere 2001 yılının değerlendirmesini sundu, gelecek planlarını açıkladı.

Açılış konuşmasını şirketin CEO’su John Chambers’ın yaptığı konferansa katılan Avrupalı 6 yayın kuruluşundan biri de Capital’di. Cisco Systems İnternet Çözümleri Başkan Yardımcısı Susan L. Bostrom  ile Cisco Systems’ın 2001 yılını ve bundan sonraki planlarını konuştuk:

Cisco’nun bugün bulunduğu noktaya gelmesinde sizin biriminizin  katkılarından bahsedebilir misiniz?

Ben internet iş çözümleri bölümünden sorumluyum. Biz müşterilerle yakın temas halindeyiz ve onların internet işlemlerinin başarıyla gerçekleşmesini sağlamakla yükümlüyüz. Bundan 4-5 yıl önce CIO’larla ve bilgi işlem müdürleriyle, onların elektronik ticarete olan ilgilerini ve elektronik ticaretin onlar için ne anlama gelebileceğini tartışıyorduk. Bu durum daha sonra CEO’ların ya da işletmedeki diğer üst düzey yöneticilerin iş yapış biçimlerini nasıl değiştirebileceklerini düşünmelerine kadar ilerledi.

Servis sağlayıcılar sadece nasıl daha etkin ve verimli olabileceklerine değil, hizmetlerini nasıl geliştirebileceklerine, bu hizmetleri müşterilere nasıl sunabileceklerine kafa yormaya başladılar. Şu anda internet uygulamalarının sadece girişim aşamasında kaldığı dönemlerden dünyadaki neredeyse her şirketin interneti bir iş yapış ve verimlilik aracı olarak nasıl kullanabiliriz dediği bir noktaya geldik.

Şirketler şimdi internete ne kadar hızlı girebileceklerini ve internetin kendilerine nasıl bir geri dönüşüm sağlayacağını tartışıyorlar.

Hangi temel endüstrilere internet çözümleri sunuyorsunuz?

Aslında neredeyse her endüstriye çözüm sunuyoruz diyebilirim ama tabii bizim sunduğumuz çözümlerle diğerlerine oranla daha fazla ilgilenen endüstriler de var. Örneğin servis sağlayıcılar, finansal hizmet sunan kuruluşlar, perakende ve tüketim ürünleri sektörleri, kamu sektörü, enerji sağlayıcılar ve sağlık sunduğumuz çözümlerden en çok yararlanan sektörler arasında bulunuyor.

Bugün hayatımızın pek çok yerinde vazgeçilmez olan internet gelecekte nasıl bir öneme sahip olacak?

Ben hala internet kullanımının en başında olduğumuzu düşünüyorum. Benim üç çocuğum var ve bundan 20 yıl sonra onların bana, siz internette sadece bunları mı yapabiliyordunuz diye sormalarından korkuyorum.

Yakın bir zamanda tanınmış iki ekonomistin yaptığı bir araştırma tamamlandı. Bu araştırmada şirketlerin internetten yararlanabilme durumları inceleniyordu. ABD’deki şirketlere bakarsanız, yüzde 90’ının internet uygulamaları kullandığını görebilirsiniz. Bu şirketlerin internet sayesinde ulaştıkları maliyet tasarrufu 155 milyar dolara ulaşıyor. Karları ise toplam 400 milyar doları buluyor.

Rakiplerimize baktığımızda, onların hala başlangıçta olduklarını görüyoruz. Şu anda potansiyele ve olasılıklara baktığımda hanelerde internet bağlantısının daha da artması ile birlikte internetin boyutları daha da genişleyecek diye düşünüyorum. Tüm tüketicilerin internet kullanması her sektörde yer alan şirketlere çok daha büyük fırsatlar yaratacaktır.

Başka hangi alanlarda gelişme potansiyeli görüyorsunuz?

İletişim gelirlerin gidişine baktığımızda veri iletişimi ve internet protokolü üzerinden gerçekleşen veri ileşiminin, 2001 yılındaki küçülmeye rağmen sağlıklı biçimde büyümeye devam ettiğini görüyoruz.

1999 yılında Amerika’da iletişim omurgası üzerindeki trafiğin yüzde 19’u internet protokü üzerinden gerçekleşiyordu. Bu oranın 2001’de yüzde 43’e çıktığını tahmin ediyoruz. Ön görülerimize göre, 2005’te omurga üzerindeki trafiğin yüzde 80’inden fazlası internet protokolü üzerinden gerçekleşecek.

Bu nedenle, pek çok alanda “yeni dalga hizmetler”  gündeme gelecek. Ses iletişimi, veri depolama ve kurumsal iletişim konusunda yepyeni hizmetler geliştirilecek. Biz Cisco olarak bu alanlarda var olcağız.

İşletmelere yönelik internet çözümleri alanında hangi yönlerden yenilikçi ve yaratıcı olabilirsiniz bundan sonra?

Cisco’nun müşterilerine, çalışanlarına ve tedarikçilerine sunduğu pek çok çözüm bulunuyor. Tedarik zincirimizde bazı yeni alanlar üzerinde yoğun olarak çalışıyoruz.

Biz her zaman için sanal bir tedarik zincirine sahip olduk. Siparişlerimizin yüzde 90’ı bize elektronik olarak ulaşıyor ve siparişlerimizin yüzde 55’ine insan eli değiyor.

Ürünlerimiz Cisco’nun kontratlı üreticileri tarafından siparişe göre hazırlanıyor ve test ediliyor. Bu üreticiler ile internet aracılığı ile doğrudan bağlantı içindeyiz.

Şu anda sadece bu kontratlı üreticilerimizle değil, onların tedarikçileri ve onların da tedarikçilerinin tedarikçileri ile bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Talep ya da arz değişikliklerini de kapsayan tam bir veri elde edebilmek için böyle bir yapıyı oluşturmaya uğraşıyoruz. Böylelikle tedarik zincirinde olan fırsatları yakalayıp değerlendirme şansımız olacaktır.

Müşterilerimizin tarafında ise tüm sistemimizi yeniden yapılandırdığımızı söyleyebilirim.

Cisco’yu diğer rakipleri ile olan yarışta neler güçlü kılıyor?

Ben bugüne kadar başka şirketlerle de ilişki içinde oldum ama Cisco’nun inanılmaz bir biçimde müşteri odaklı olduğunu söyleyebilirim öncelikle. Müşterilerimizin tam olarak ne istediğini ve onlara hangi değerleri sağlayabileceğimizi araştırıyoruz sürekli olarak. Özellikle ekonomik belirsizlik ve ekonomik patlama dönemlerinde müşteri odaklılık daha da öne çıkan bir kavram oluyor.

Müşteri sadakatini sağlamak için izlediğiniz belirli stratejiler var mı?

Öncelikle müşteri sadakatini ölçüyoruz ve sonrasında insanları bu konuda çalışmaya yöneltiyoruz. Yaptığımız ölçümlerde sadakatsizliğin nerede olduğunu ve nedenini araştırıyoruz. Bunun ardından kimin bu konuyla daha iyi ilgilenebileceğini belirleyip sorunu çözüyoruz.

“EKONOMİK BELİRSİZLİK İNTERNETE İLGİYİ ARTIRDI”

Şu anda dünyadaki şirketleri nasıl görüyorsunuz? İnternete yönelik çözümleri daha hızlı ve etkin kullanabiliyorlar mı?

Ekonomideki belirsizlik ile birlikte geleneksel şirketlerin internet çözümlerine daha fazla ilgi gösterdiklerini görüyoruz. Dotcom iş modelleri bugüne kadar çok anlam ifade etmedi ama küçük ve orta boy işletmelere baktığımızda bunların internet uygulamalarını bir an önce bünyelerine katmaya çalıştıklarını gözlemliyoruz. Hatta yaklaşık altı ay önce Türkiye’den bir şirketin yöneticileri de bizimle görüşmek için geldiler. Artık yöneticiler internetin sağladığı olanakların bilincindeler ve o olanakları keşfetmek istiyorlar.

İnternet sadece bir web sitesi kurmak ve o sitenin kaç kez ziyaret edildiğini izlemekten çok farklı bir şey artık. Şirketler iş yapış süreçlerimi nasıl değiştirebilir ve interneti de bu değişimi kolaylaştırıcı bir şekilde nasıl kullanabilirim sorusunu yanıtlamaya çalışıyorlar.

“İLK KEZ ELEMAN ÇIKARDIK”

Robert Lloyd/Cisco Systems Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Operasyonları Başkanı

Cisco Systems Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Operasyonları Başkanı Robert Lloyd Cisco’nun Avrupa ve Ortadoğu için gelecek planlarını ve Türkiye’nin Cisco Systems bünyesindeki yerini değerlendirdi:

John Chambers ekonominin son dönemki durumunu göz önünde bulundurarak Cisco’da hızlı değişimler yaptıklarını ve bu değişimler sayesinde pazar paylarını arttırdığından bahsetti. Avrupa ve Ortadoğu’da ne gibi değişimler yaşandı bu dönemde?

2001 yılının başlarında gerçekten de ciddi değişimler yapılması gerekti. Çünkü Cisco olarak çok hızlı büyüyorduk, pek çok elemanı işe alıyorduk. Tüm kültürümüz ve iş yapış biçimimiz bir büyüme modeli üzerine oturtulmuştu. Pazarın değişeceğini düşünüyorduk ve bu sürece ayak uydurmak için hızlı bir değişim içine girdik.

Şirketler piyasalardaki değişikliklere uyum sağlamak için öncelikle harcamalarını gözden geçirirler. Biz tanıtım ve eğlence faaliyetlerimizi ve seyahatleri erteledik.

Aynı zamanda bu mesajı Avrupa’da farklı organizasyonlarda yer alan tüm çalışanlarımıza ilettik.

Kurumsal iletişim alanında yeni uygulamalar başlattık. Seyahat edip toplantılar yapmak yerine internet üzerinde toplantılar gerçekleştirdik.

Tüm bunların yanında en önemli müşterilerimize, önde gelen pazarlara ve teknolojilere daha fazla ilgi göstermeye başladık. Son olarak Avrupa’nın tümünde çalışanlarımızın yaklaşık yüzde 20’sinin işine son vermek durumunda kaldık. Bu son derece zor bir durumdu çünkü böyle bir şeyi şirketin 16 yıllık tarihinde hiç yapmak zorunda kalmamıştık daha önce.

2001 yılı ekonominin geneli için çok da iyi bir yıl değildi? Cisco’nun Avrupa kanadı açısından 2001 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2001 yılı 16 yıllık tarihimizin en zorlayıcı dönemiydi. Bundan önce yüzde 60-65 olan büyüme yüzdemiz bir anda yüzde 30’lara geriledi. 2001 yılında iş gücümüzün üzerinde olumsuz etkiler gözledik, değişmek zorunda kaldık, daha orta vadeye yönelik manzaralar üzerinde düşünmeye başladık. Bizim şirket kültürümüzde hep kazanmak, hep rekabet etmek, sürekli iletişim kurmak yer almıştır. 2001 yılında farklı coğrafyalarda, sektörlerde ve endüstrilerde bir anda pek çok gelişme ve değişim yaşandı.

Ancak bizim çalışanlarımız ve yöneticilerimiz 2001 yılının bundan önceki yıllardan çok farklı özellikler gösterdiğini ve bu nedenle her zaman olduğundan daha farklı konularda kendilerini geliştirme şansına sahip olabildiklerini belirttiler. Bu nedenle, Avrupa ve diğer ülkelerde daha iyi yöneticiler ortaya çıkıyor, müşterilerimizle daha iyi iletişim kuruyoruz ve hepimiz daha iyi dinleyiciler haline geldik.

Cisco Avrupa kanadında 2002 yılı için ne gibi hazırlıklar yapıyor?

Avrupa’da müşterilerimize daha yakın olmaya ve onların değişim planlarını incelemeye çalışıyoruz. Gerçekten de müşterilerimizin planları son derece hızlı bir şekilde değişebiliyor. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru teknolojilerle, doğru pazarlarda yer almaya çalışıyoruz.

Biz ekonomideki gerilemeyi ilk olarak atlatmaya başlayan pazarlarda genişlemeyi amaçlıyoruz. Farklı ülkelerde pazarlar ve endüstriler farklı zamanlarda kendilerini toparlamaya başlayacaklar. Hangi endüstri toparlanma belirtileri gösteriyorsa o endüstrilere iyi eğitilmiş, müşteri planlarını iyi dinleyen bir şirket olarak el atacağız ve müşterilerimizin işleri ile ilgili sorunlarını çözmeye çalışacağız.

Girmeyi düşündüğünüz yeni pazarlar var mı?

Neredeyse tüm coğrafyalarda ve endüstrilerde yer aldığımız için yeni bir pazara girme düşüncesinden çok yeni teknolojiler üzerine yoğunlaşıyoruz aslında. Bize en yüksek potansiyel büyümeyi sağlayacak olan teknolojiler bizim için daha önemli.

Türkiye özellikle kablosuz LAN konusunda ilgi merkezi olacak diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de yeterli fiziksel altyapı yok ve bunun yaratılması gerekiyor. Daha az gelişmiş ya da eski fiziksel altyapıya sahip ülkeler için kablosuz LAN gerçekten de cazip olacak. Bunun yanında güvenlik çözümlerine, kurumsal intranet’e ve elektronik ticaret sitelerine de ilginin çok büyük olduğunu göreceğiz. Ayrıca Türkiye gibi ülkelerde küçük girişimlerin de büyük oranda internet kullandıklarını göreceğiz. Bu şirketler interneti verimli kullanarak dış pazarlara açılabilecek ve ben bunun Türkiye’deki işimiz üzerinde büyük etkileri olacağına inanıyorum.