Yenileme Alımları BT'yi Canlandıracak

Jean Philip Courtois / Microsoft EMEA CEO'su    Jean Philip Courtois, Microsoft’un EMEA CEO’su. Yaklaşık 53 ülkenin sorumluluğu ona ait.  BT sektöründe büyük bir can...

1.05.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Jean Philip Courtois / Microsoft EMEA CEO'su  
 
Jean Philip Courtois, Microsoft’un EMEA CEO’su. Yaklaşık 53 ülkenin sorumluluğu ona ait.  BT sektöründe büyük bir canlanma olduğuna dikkat çekiyor. Tüketici talebinin Avrupa’da yüzde 12, Türkiye’de yüzde 30 arttığını söylüyor. Kurumsal talepteki artışın ise yüzde 17-20 arasında seyrettiğini belirtiyor. Ona göre, yakın gelecekteki büyümeyi “yenileme alımları” teşvik edecek. Courtois, “Dünyada yenileme alımlarının artacağını tahmin ediyorum. Yılın ortalarında PC ve sunucularda yenileme alımları önemli oranda artacak. Bu ölçekte alımlar en son 2000’de gerçekleşmişti” diye konuşuyor.  
 
Microsoft EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) Bölgesi CEO’su Jean Philip Courtois’in, yazılımda Avrupa’yı gelecekte sürükleyecek segmentlerle ilgili ilginç görüşleri var. Ona göre, önümüzdeki dönemde tüketici segmenti sektörün büyümesinde önemli rol oynayacak. Aynı zamanda şirketlerin belirli servisleri daha iyi verebilmek için PC ve sunucu alanında konsolidasyona gideceğini düşünüyor. Bu durumun da PC ve yazılım şirketlerinin büyümesini tetikleyeceğini belirtiyor.  
 
Courtois’e göre, sadece Avrupa’yı değil, dünyayı da etkileyecek bir diğer segment ise KOBİ’ler. Sadece Avrupa’da 20 milyon küçük işletme bulunduğunu söyleyen Courtois, “Bu segment sektör için önemli fırsatlar sunuyor” diyor.  
 
Türkiye’nin ise geçmiş dönemlere kıyasla durgunluk döneminde olduğunu düşünen Courtois, yine de önümüzdeki yıllardan ümitli. Kendisinin EMEA Başkanı olduğu 2000’li yıllarda sadece kendi bölgesinde değil, dünya çapında en hızlı büyüyen işlerin Türkiye’de olduğunu söylüyor. “Ekonomideki tahribat bu durumu etkiledi” diyen Courtois, son yedi aylık verilere bakıldığında ise olumlu gelişmelerin olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye PC pazarının yüzde 20 oranında büyüdüğünü belirten Courtois, “Önümüzdeki dönemde de gelişmelerin devam edeceğini düşünüyorum. Türkiye artık gelişmekte olan bir Doğu ülkesi değil. EMEA bölgesinin önemli bir parçası” şeklinde konuşuyor.  
 
Courtois ile Microsoft’un gelecek hedeflerini, EMEA bölgesindeki gelişmeleri ve uygulamaları konuştuk.  
 
Sizce dünya çapındaki IT yatırımlarında yeniden bir artış yaşanacak mı? Sektör eski günlerine geri dönebilecek mi?  
 
Dünyada IT harcamalarında artış var. Bu artışın oranı, verileri aldığınız kaynağa göre değişkenlik içeriyor. Yine de dünya çapında yüzde 4 ile 6 arasında değişen bir büyüme söz konusu. Tabii artık eskiden olduğu gibi çift haneli büyüme yaşamıyoruz. Eskiden yüzde 20’lerden söz edebiliyorduk. Benim gözlemim, bugün bu oranın yüzde 5’lerde seyrettiği yönünde. Fakat bu büyümenin de önemli bir anlamı var. Çoğu şirket ve sektör geçtiğimiz yıllardan bir sürü şey öğrenerek çıktı. Artık şirketler IT uygulamalarını kendi iş süreçleri içinde kullanmaları gerektiğinin bilincinde. Açıkçası bu durumun sektörü yeni bir dönüş noktasına doğru götürdüğünü düşünüyorum.  
 
Son yıllarda CEO’ların çoğu sadece maliyet düşürücü stratejilere odaklandılar. Bugün ise çoğunlukta olmasa da önemli bir kesim artık IT süreçlerine işlerini geliştirecek bir araç olarak bakıyor. Bu gelişmeler oldukça cesaret verici.  
 
Bu durumun sektöre önümüzdeki yıllarda önemli bir büyüme olarak geri döneceğini düşünüyor musunuz?  
 
Benim tahminim, dünyada yenileme alımlarının artacağı yönünde. Örneğin, Amerika’da bu yılın ortalarında PC ve sunucularda yenileme alımlarının önemli oranda artacağını göreceğiz. Bu ölçekte alımlar en son 2000 yılında gerçekleşmişti. Bu dalga, yeni yatırımların yapılması sonucunu doğuracak.  
 
PC sevkiyatında da Avrupa genelinde önemli gelişmeler oluyor. Yılın son çeyreğinde sevkıyat oranı yüzde 12’ye kadar çıktı. Bu oranın belirli bölümünü tüketici talebi tetikledi diyebiliriz.  
 
Bunun yanında şirket taleplerinde de artış yaşandı. Tüketici talebinde bölgede yüzde 12’lik bir artış gözlendi. Türkiye’de ise tüketici talebindeki artış yüzde 30’ları geçiyor. Kurumsal talep ise yüzde 17-20’ler arasında seyrediyor. Bu durum bence cesaret verici. Bundan 3 yıl öncesinde böyle bir durum yoktu. Bu oranlar artık yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacağının önemli göstergesi.  
 
Dünyada teknolojiyi yönlendiren ana trendler neler? Hangi segmentler daha fazla ön plana çıkıyor?  
 
Tüketici talebi pek çok alanda büyüme sağlayan bir segment. Avrupa’da özellikle kablosuz ve ADSL gibi sistemlerdeki büyüme bu segmente bağlı. Şu sıralarda Türkiye’de de bunun başladığını görüyoruz. ADSL penetrasyonunu hane halklarında artıyor.  
 
Almanya ve Fransa gibi ülkelerde de bu anlamda önemli gelişmeler var. Sayılar yüzde 10’lara, hatta yüzde 15’lere çıkmış durumda. Bir yıl önce bu oran yüzde 5’ler seviyesindeydi. Bu büyüme dijital medya araçlarının sayısını artırıyor. Örneğin, müzik bunlardan biri. Dijital kameralar ve resimlere olan yatırımlarda da artış var. Tüketici talebinin artması tüketicilere yönelik yatırımlarda artış yaşanmasına neden oluyor.  
 
Avrupa pazarında IT kullanımında hangi ülkeler pazarı sürüklüyor?  
 
Avrupa’da uzun yıllardır liderlik yapan ülkeler benim gözlemimce İskandinav ülkeleri oldu. İsveç, Danimarka ve Finlandiya gibi ülkeler çok ön plandaydı. Çok uzun yıllardır bu böyle sürüyor. Buna birkaç faktörün neden olduğu söyleniyor. Buradaki birinci etken doğal özellikler. Bu ülkeler soğuk ülkeler, bazen çok da karanlık olabiliyor. İnsanlar evlerinin içinde vakit geçirmeyi tercih ediyor. PC’lerini kullanarak eğlenmeye çalışıyorlar. Yine de bunun tamamen doğru bir saptama olduğunu düşünmüyorum.  
 
İnsanların teknolojiye olan ilgisi bir tek faktörle açıklanamaz. Bu ülkelerde özellikle hükümetler tüketicinin teknolojiyi kullanması için itici güç oluşturuyorlar. İngiltere’de örneğin bu anlamda önemli hizmetler yeni yeni gelişmeye başladı. Oysa İskandinav ülkelerinde yaklaşık 10 yıldır sürdürülüyor. Bu nedenle PC penetrasyonu bu ülkelerde yüzde 70’lere dayanıyor. Hatta bazı ülkelerde bu oran yüzde 80’lere kadar çıkabiliyor. E-devlet hizmetlerinin de oldukça yoğun olduğu görülüyor. Sosyal servisler, vergi sistemleri yıllardır teknoloji kullanılarak uygulanıyor. Bu ülkelerin başarısındaki en önemli etkenlerden bir tanesi şirketlere sunulan belirli avantajların şirket içinde çalışanları da cesaretlendirmesi. Böylece kendi evlerinde de bilgisayar bulundurmak istiyorlar. Bu sanal döngünün PC penetrasyonunun artmasında büyük etkisi var.  
 
Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu pazardaki fırsatlar ve riskler sizce neler?  
 
Türkiye’ye dört kez geldim. Açıkçası ilk geldiğim zamana göre şu anda çok büyük farklılık var. İlk işe başladığım 2000’li yıllarda bizim en hızlı büyüyen işlerimiz bu lokasyondaydı. Sadece EMEA bölgesinde değil, dünya çapında baktığımızda da durum böyleydi. Çok büyük beklentilerimiz ve umutlarımız vardı. Sonra hepimizin bildiği gibi ekonomide büyük tahribat oldu. Bu nedenle son 2 yılda çok kötü olmasa da eskisine göre farklı bir tabloyla karşı karşıyayız. Ekonominin kötüye gittiği bu dönemde sektör içi ve dışı pek çok firmaya göre iyi idare ettiğimizi söyleyebilirim. Yine de işler artık eskisi kadar hızlı büyümüyor.  
 
Son 6-7 aya baktığımız zaman ise söylemeliyim ki, çok farklı bir tabloyla karşı karşıyayız. PC pazarının yüzde 20 büyüdüğünü görüyoruz. Bu da pazarın gerçekten yeniden canlanmaya başladığını gösteren önemli bir işaret. Bu sadece tüketici segmentinin tetiklediği bir büyüme de değil. Şirketlerin katılımında da önemli bir artış var. Türkiye içinde hemen hemen her sektörde ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bunların başında finans alanı geliyor. Bu sektörün verdiği hizmetlerde büyük gelişmeler var. Bunun yanında Türkiye’deki KOBİ’ler önemli bir fırsat. Buradaki işimizin büyümesini tetikliyor. Sonuçta Türkiye konusunda oldukça iyimseriz. Yine de temkinli konuşmakta yarar var. Bazı şeylere güvenmek biraz zor olabiliyor.  
 
Bu durumda yeni gelişmelere ve hükümete biraz temkinli baktığınızı söyleyebilir miyiz?  
 
Benim kişisel olarak hükümete güvenmem önemli değil. İnsanların güven duyması gerekiyor. Bizim yapabileceğimiz hükümete bir ortak olarak hizmet sunmak. IT’yi daha stratejik olarak kullanmalarını sağlamak. Başka ülkelerdeki e-devlet çalışmalarımızla ilgili bilgiler verebiliriz mesela. İngiltere, Danimarka ve pek çok farklı Avrupa ülkesinde çok iyi işler yaptık. Bazı ülkelerde de hatalarımız oldu. Bugün sanırım bütün bu deneyimlerimizden Türkiye için güzel bir özet çıkarabiliriz. Umarım bunun bir parçası oluruz.  
 
Microsoft’un geleceğe dair planları neler? Bu konuda sürprizler var mı?  
 
Firma olarak sürekli araştırma ve geliştirmeye yatırım yapıyoruz. Bu çalışmaları aynı zamanda yaratıcılığı teşvik etmek için sürdürüyoruz. 4-5 yıl önce firma olarak Big Bet’i yarattık. Bu dönemde yeni bir Windows platformu geliştirdik. Buna “.net platform” ismini verdik. Bu platform XML gibi çok spesifik bazı standartların yeniden kullanılmasına olanak sağlıyor. Bu sistem ana bilgisayar, PC ya da farklı operasyon sistemlerinde kullanılma olanağı sağlıyor. Bu sistemler ileride tüketici ve iş kullanıcılarının pek çok servisi otomatikleştirmesini sağlayacak. Biz buna “Web Service Platform” ismini verdik.  
 
Şu günlerde e-devlet platformlarının da öneminin arttığını görüyoruz. Bu alanda da web hizmetlerinin yaygınlaşması söz konusu. Bazı ülkelerle bu anlamda çalışmalarımız oldu. Örneğin, Romanya birkaç uygulamayı bir arada geliştirme kararı aldı. Bunlardan bir tanesi hükümet için tedarik uygulamasıydı. Bu uygulama sayesinde bütün kamusal tedarikleri yönetmek mümkün hale gelebiliyordu. Bu sistem hükümete önemli oranda şeffaflık getirdi. Romanya yolsuzluk iddialarının yoğun olduğu bir ülkeydi. Bu uygulama sayesinde süreçler daha saydam bir hal aldı.  
 
Önümüzdeki dönemde “next generation” sistemlerle ilgili de çalışmalarımız olacak. Fakat buna yönelik önümüzdeki 2 yıl içinde gelecek yeni bir ürün olmayacak. Aynı zamanda yeni ve gelişmiş bir kullanıcı ara birimi oluşturmak için de çalışmalar yürütüyoruz. Farklı sosyal ara yüzler kullanarak değişik insanların PC’yi kullanmasını sağlamayı amaçlıyoruz.  
 
Microsoft’un son 5 yıldaki büyüme oranı hakkında bilgi verebilir misiniz?  
 
Aslında biz bölgelere göre bir büyüme oranı çıkarmıyoruz. Bu nedenle farklı bir cevap vermeye çalışacağım. Firma olarak biz geçen yıllarda çift haneli büyüdük. Açıkçası son altı ayımıza baktığımız zaman büyüme oranımız yüzde 11’leri geçti. EMEA son 3 yılda en hızlı büyüyen bölgeler arasında yer alıyor. Bunun en önemli nedeni Avrupa’nın çok iyi gitmesiyle ilgili. Ama yine de gelişmekte olan ülkelerin de performansı daha iyiye doğru gidiyor. Eğer Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’ya bir arada bakarsak bu bölgeler hep birlikte yüzde 25 oranlarında büyüme kaydetmiş durumda.  
 
DEVLET BİRÇOK ÜLKEDE ÖNCÜ  
 
Tüketici segmentinin önemli bir segment olduğunu söylüyorsunuz. Bu segmentin büyümesi ne gibi çalışmaları beraberinde getiriyor?  
 
İngiltere’de Bir Milyon Pc Satılacak  
 
Pek çok ülkede artık devlet, tüketici segmentine yönelik çalışmalar yürütüyor. Örneğin son yıllarda İngiltere, yaptığı çalışmalarla ön planda. Hükümet tüketicilere yönelik oldukça agresif kampanyalar gerçekleştiriyor. Bu konuda şirketlere vergi teşviki sağlıyor. Bu tip uygulamalar ülke içindeki şirketlerin, çalışanlarına çok daha uygun fiyatlara PC alması sonucunu da doğuruyor. İngiltere’de yapılan çalışmaların sonucunda bu yıl içinde 1 milyondan fazla PC satılması bekleniyor. İngiltere’de evlerdeki PC penetrasyon oranı ise yüzde 50’lerde seyrediyor. Bu oran hızla yüzde 60’lara doğru tırmanıyor.  
 
Macaristan’da Halka Vergi Teşviki  
 
Bu konuda çalışmalar yapan başka bir ülke de Macaristan. Burada tüketici segmentine yönelik ilginç çalışmalar yapılıyor. Vergi teşviki konusunda girişimler var, bazı konularda halka da vergi teşviki sunuluyor. Bu durum da yazılımdan internet uygulamalarına pek çok ürünün satışının artmasını tetikliyor. Önümüzdeki dönemde satışların daha da artacağı öngörülüyor. PC adaptasyonu konusunda da bu ülkelerde ilginç uygulamalar var. PC’lerin perakende içinde büyük hacimlerde satıldığını görüyoruz. Bu daha önce Doğu Avrupa’da görülmeyen bir durumdu. Yani oldukça yeni bir fenomen.  
 
Şirketler Öncülük Ediyor  
 
Bu konuda Türkiye’de de çalışmalar yapılacağını düşünüyorum. Hükümetin sektörle birlikte oturup belirli hizmetler sunması mümkün. Aslında her ülkede bu konuda öncü taraf telekomünikasyon şirketleri oluyor. İngiltere’de örneğin geniş bant teknolojilerin geliştirilmesi için ilk British Telekom çaba gösterdi. Önümüzdeki 5 yıl içinde de bütün Avrupa’da bu alanlarda çok heyecan verici gelişmeler olacak. Bu konularda yaratıcılık artacak.  
 
GELECEĞİN SEGMENTLERİ NELER OLACAK?  
 
Tüketici segmentinin dışında büyüyen başka segmentler de var mı?  
 
Yazılımda Büyüme Olacak  
 
Başka segmentlerde de büyüme söz konusu. Son on yıla baktığımız zaman firmaların eskisi gibi büyümediği görülüyor. Bu durumun alt yapı çalışmalarına hız verilmesine neden olacağına inanıyorum. Pek çok şirket PC ve sunucu alanında konsolidasyona gidecek. Bu da sadece PC üreticilerinin değil, aynı zamanda yazılım şirketlerinin de büyümesini tetikleyecek. Örneğin biz Microsoft olarak işletmelere yazılım ve sunucu uygulamaları sunuyoruz. Bu hizmetlerin her biri başka hizmetleri tetikliyor. Bu nedenle global ve lokal servis firmaları önümüzdeki 2 yıla çok olumlu bakıyor.  
 
Kobi’ler Önemli Fırsat  
 
Önemli segmentlerden bir tanesi de KOBİ’ler. Bu alanda önümüzdeki dönemde büyüme bekliyoruz. Sadece Avrupa’da 20 milyon küçük işletme var. Bu, bir ülkedeki ekonominin şifresinin çözülmesini sağlayacak kadar önemli bir sayı. Amerika’yla karşılaştırıldığında Avrupa ekonomisinin bu konudaki ağırlığı daha fazla. Bu çok önemli bir segment. Küçük işletmeler işlerine az sayıda çalışan ve düşük maliyetle başlıyor, daha sonra orta ölçekli bir hal alıyorlar. Bu orta ölçekli işletmeler kimi zaman bin kişiyi çalıştırabiliyor. Ciroları milyon euroları buluyor. Bu işletmelere küçükken ulaşmak önemli.  
 
Hedef Temel Fonksiyonlar  
 
Avrupa’da küçük ölçekli işler 50 kişinin altında çalışanla yürütülüyor. Avrupa’da küçük şirketlerin teknolojiye adapte olmakta geç kaldığı görülüyor. Bu nedenle, bazı temel fonksiyonlarını otomatikleştirmeleri gerekiyor. Bu fonksiyonların başında muhasebe, faturalama, e-ticaret gibi alanlar geliyor. Elbette, bu, firmalar alanında oldukça önemli bir fırsat. Biz de bu konuda agresif bir politika izliyoruz, çok fazla yatırım yapıyoruz. Küçük ölçekli firmalar için çok önemli planlarımız var ve bu konuda önemli bir vizyona sahibiz.  
 
TEKNOLOJİ AB YOLUNDA AVANTAJ SAĞLAR  
 
Avrupa Birliği yolunda Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Teknoloji bu süreçte nasıl rol oynar?  
 
Teknoloji, Avrupa Birliği yolunda sadece bir faktör olabilir. Tek başına hiçbir işe yaramaz. Bence Avrupa Birliği’nin sizi içine alması, onlar için de iyi bir fırsat. Bu tabii benim düşüncem. Sonuçta bu stratejik bir karar. Şu anda 25 ülke var. Bu ülkelerin her biri iyi bir şekilde yönetiliyorsa, bir-iki tane daha yeni ülke alınıp pekala idare edilebilir.  
Teknoloji, insanların çalışma şartlarını iyileştirmek ve ekonomi süreçlerinde kolaylık sağlamak için kullanılırsa elbette Avrupa Birliği’ne girmek için yardımcı olur. Bu nedenle teknolojinin doğru anlaşılması ve kullanılması Türkiye’ye Avrupa Birliği konusunda rekabet avantajı sağlayabilir.  
 
Bu konuda Avrupa Birliği üyelerinden Malta önemli bir örnek. Malta bir yıl önce Microsoft’la stratejik bir işbirliğine girmeye karar verdi. Farklı pek çok alanda birlikte çalıştık. Sonuçta e-Malta’yı yaratmak için uğraştık. Yaptığımız çalışmalar ülke içinde oldukça yaygınlaştı. Bir adanın e-ada olması ilginç bir süreçti. Bu çalışmaların sonucunda tek bir kimlik numarasıyla halkın vergi gibi sosyal bazı servislerden yararlanmalarını sağladık. Web servisi sunduk bu insanlara. Aynı zamanda lokal bazı IT firmalarının eğitilmesi için de birlikte çalıştık. Bu alanlara yatırım yaptık. Malta’nın bu hizmetlerin hepsini yapabilmesindeki en önemli etken hükümet desteği.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz