Fırsat büyük

12.02.2018 15:16:000
Paylaş Tweet Paylaş
Fırsat büyük

Dijitalleşme, organizasyonlardaki ürün, satış ve servis modellerini müşteri deneyimi çerçevesinde değiştiren bir süreç. Organizasyonların bu süreçteki en büyük yardımcısı ise veri. SAS, bu konuda dünya liderlerinden biri. SAS Türkiye Genel Müdürü Berna Helva’nın dijitalleşmede dikkat çektiği noktalar şöyle:

DİJİTAL DÜNYANIN OKSİJENİ “Hayatımıza daha çok girmeye başlayan dijital temas noktaları ve sosyal medya kanalları sayesinde son kullanıcıları daha iyi anlayabilmek ve onlarla daha etkin iletişim kurabilmek mümkün. Veriyi dijital dünyanın yeni oksijenine benzetebiliriz. Veriyi etkin kullanarak buradan çıkan öngörülere göre müşteri etkileşimini ve süreçlerini düzenleyen organizasyonların rakiplerine karşı çok daha avantajlı olduğunu gözlemliyoruz.

VERİNİN İZİNDE Dijitalleşme alanında gerek dijital gerekse geleneksel temas noktalarında müşteri kullanım ve deneyimleri doğrultusunda iyileştirmeler yapılması kritik. Buna göre süreçlerini yenileyen organizasyonları büyük fırsatlar bekliyor. Dijitalleşmeyle yüz yüze iletişim giderek azalıyor. Bu nedenle son kullanıcıları en iyi şekilde anlamanın ve ürün ve hizmetimizi en iyi şekilde anlatmanın yolu onların bıraktığı veri izlerini kullanarak öngörü ve tahminleme yapabilmek.

ETKİN YÖNETİM SAS olarak öncelikle müşterilerimize tüm verilerini yönetebilecekleri etkin bir veri yönetimi platformu sunuyoruz. Bu verilerden gelişmiş analitik ve yapay zeka yöntemleriyle öngörü çıkarabilecekleri ve tahminleme yapabilecekleri bir altyapı sağlıyoruz. İlgili öngörü ve tahminler yapıldıktan sonra bunların en etkin şekilde iş kararlarına dönüşebilmesi için de çeşitli alanlarda dünya lideri çözümler sağlıyoruz. Bunlar arasında kampanya ve gerçek zamanlı etkileşim yönetimi, suistimal ve risk gibi alanlar yer alıyor.”

 NE BAŞLATTIM?

 HİLMİ UYTUN / HÄFELE TÜRKİYE CEO’SU

 “DİJİTAL PROJEYLE YÜZDE 400 BÜYÜRÜZ”

Häfele Türkiye, dünyada ve Türkiye’de konut projelerinin ana tedarikçilerinden biri. Häfele Türkiye CEO’su Hilmi Uytun, yeni bir bakış açısıyla geliştirdikleri ve beraberinde dijitalleşmeyi yaşadıkları Häfele Concept projeleriyle tüm dünyada gayrimenkul sektörünü değiştireceklerini söylüyor. 2018 yılında bu yeni iş modeliyle yüzde 400 büyüme hedeflediklerini söyleyen Uytun, projelerini şöyle anlatıyor:

“KARMAŞAYI ÇÖZDÜK” “1,5 yıldır Hafele’de oluşturduğumuz, geliştirdiğimiz satış inisiyatiflerini grupladık. Bunun bir tanesi Hafele Concept Project. Bu, konut sektörünü tüm dünyada değiştirme iddiası taşıyan bir proje. Konutlarda mimarlık ve iç mimarlık detayının arkasındaki uygulama, ihtiyaç ve fonksiyonların bizim ürünlerimiz üzerinden derlenip konutun büyüklüğüne, bütçesine, stiline uyumluluğunu konuşuyoruz. Tabiatı gereği çok karmaşık bir süreci olduğundan bütün işi dijital platforma taşımayı ve bu platformun avantajlarıyla buradaki karmaşıklıkları kolaylıklara dönüştürmeyi hedefledik.

VERİDEN BAŞLADIK Bunu yaparken bilgi teknolojilerine yaptığımız yatırımı artırmak bir yandan da inisiyatiflerin gerek duyduğu kadroları oluşturma gibi yatırımlara gittik. İlk önce veri yönetimini ele aldık. Veri yönetimindeki bileşenleri ve buradaki işlerin standartlarını çıkardık. Bu iş standartlarını veri içinde grupladık.

180 YENİ STANDART Bunların her birinde müşteri deneyimini uçtan uca yönetebilecek kendi iş süreçlerimizi tasarladık ve oluşturduk. Tüm direktörlük ve müdürlüklerin yaptıkları işleri, bu iş etrafında nasıl standardize edeceğimizi tanımladık. Bu standartların sayısı her geçen gün artıyor. Bugünkü sayımız 180’i geçmiş durumda. 180 ilave standartla bu işi ayağa kaldırıyoruz.

AYRIŞACAĞIZ Sektörde ön görülmemiş, denenmemiş dijital bir değişim ve dönüşüm içindeyiz. Projeyle konut satın alma kararında alfa tüketici olan kadın tüketicinin tüm beğeni ve beklentilerini karşılayabildiğimiz için projenin konut sektörünün yeni standardı olacağını söyleyebiliriz. Bunun bizi piyasada çok olumlu bir şekilde ayrıştıracağına inanıyoruz. 2018’de bu projeyle yüzde 400 büyüme öngörüyoruz.”

 

TRENDLER

 CARLES LIORET / UBER GÜNEY AVRUPA BÖLGE SORUMLUSU

 “OTONOMDA KAMUSAL TARTIŞMALARA KATKI SUNABİLİRİZ”

Sürücüsüz Uber’ler, Pittsburgh’de UberX çağıran yolcular tarafından kullanılıyor. Üç yolcu sürücüsüz bir Uber yolculuğunu paylaşabiliyor ve aracın ön tarafında da yolculuğu gösteren bir araç operatörü bulunuyor. Sürücüsüz araçların gündemde olduğu bugünlerde Uber Güney Avrupa Bölge Sorumlusu Carles Lioret ile konuştum. Lioret, şunları anlatıyor:

2 YILDIR YATIRIM YAPIYORUZ “Uber, sürücüsüz araç teknolojisine 2 yıldır yatırım yapıyor. Daha az kaza, daha az trafik sıkışıklığı ve zaman içinde ulaşım ekonomisindeki köklü değişimler anlamına gelen sürücüsüz araçların geleceği üzerinde çalışıyoruz. Bu hedefler aynı zamanda Uber’in dünya çapında tüm insanlara güvenilir ve hesaplı ulaşım sağlama misyonunun özünü oluşturuyor.

TEKNOLOJİYLE ÇÖZEBİLİRİZ Teknolojiye yatırım yapıyoruz. Herkes için güvenli olacak bir teknoloji inşa etmek için çalışıyoruz. Sürücüsüz araçlar güvenliği önemli ölçüde artırıyor. Her yıl dünyada 1,3 milyon kişi insan hatasından kaynaklı trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Bunu teknolojiyle çözebilmek mümkün.

TÜRKİYE’DE NE OLUR? Türkiye’nin, sürücüsüz araç teknolojisinin sunduğu imkanları benimsemesini istiyoruz. Bu teknolojinin Türkiye’de gelişerek yol güvenliğine katkıda bulunabileceğini ve bu alandaki kamusal tartışmalara katkıda bulunabileceğimizi umuyoruz.”

ÖNERİ PANOSU

 CENK CEYLAN / ROCKWELL AUTOMATION ÜLKE DİREKTÖRÜ 

 “PROTOKOLLER AYNI DİLİ KONUŞMALI”

“Dünyadaki gelişmeler ışığında batının gerisinde kalmak istemeyen şirketler, panikle her yeri otomotize etmeye çalıştı. Her fabrikada insansız çalışma ortamı hayal edildi. Bugün ise Endüstri 4.0 konuşuluyor. Bu kavram tüm şirket süreçlerinin bir araya getirilmesini ve üretimin bir parçası olarak görülmesini gerektiriyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, altyapılarda haberleşme sıkıntısı. Bugünden bu protokollerin standardizasyonunun yapılması gerekiyor. Bundan 20 yıl önce kullandığımız terimler, o yıllarda sanayi ve üretim için yabancı olsa da artık aynı dili konuşuyoruz. İhtiyaçlar, beklentiler ortak bir noktada buluşuyor. Göz önünde bulundurulması gereken önemli nokta, network bütünlüğü ve güvenliği. Bunun için de platformların aynı dili konuşması gerekiyor. Endüstri 4.0 ile birlikte şirketlerde birikecek verinin nasıl işleneceği önemli. Bu süreçte herkesin ihtiyacı olan yatırımı yapması gerektiğini düşünüyoruz.”

 

SAMET ENSAR SARI / ALTAVIA DEKATLON CEO’SU

 “KARARLARA HERKES DAHİL EDİLMELİ”

“İletişimin, veri yönetiminin, lojistiğin, pazarlamanın, satışın, insan kaynaklarının ve daha nice markaları bizzat ilgilendiren iş birimlerinin dijitalleşmek zorunda olduğu bir dünyadayız. Markalar dijitalleşmeden çok ciddi bir şekilde etkileniyor. Her alanda dijitalleşen markalar dijital dönüşüm vizyonu doğrultusunda hareket etmeli. Alınacak dijitalleşmeyle ilgili kararlara şirket içinden farklı disiplin ve rollerdeki kişileri de dahil etmelerini öneriyorum. Müşterinin dijital, satışın dijital, pazarlamanın dijital olduğu bir yerde markaların tüm fonksiyonlarının uygun dijital altyapılara sahip olması gerekiyor. Dijitalleşme yolunda hareket eden markalar, maliyet azaltıcı yöntemlerden çok yapacağı yatırımın bugünkü ve gelecek yıllardaki potansiyel karşılığını iyi ölçümleyip ona göre yatırımı ciddi yapmalı.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz