CEO'NUN YEŞİL GÜNDEMİ

Sadece şirketler değil onlara liderlik eden yöneticiler de artık bireysel olarak çevre konusuna daha hassas yaklaşıyor. Bugün iş dünyasında birçok üst düzey yönetici özel hayatında tükettiği her türlü ürünün çevreye vereceği olası zararı göz önünde bulundurarak satın alma tercihinde bulunuyor. Geri dönüşüm konusunda örnek yaklaşımlar sergiliyor. Her CEO’nun çevre söz konusu olduğunda hassasiyet gösterdiği husus da değişiyor. Örneğin Arcelor Mittal CEO’su Adnan Öztürk, ormanların yok olması karşısında önemli bir duyarlılık ortaya koyuyor ve her yıl 10 bin ağaç dikmeye çalışıyor. Socar Türkiye Başkanı Yavuz Erkut, hem denizlerin kirlenmesinin hem yaşadığı bölgedeki betonlaşmasının önüne geçecek aktivitelerde yer alıyor.

9.04.2015 11:46:040
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'NUN YEŞİL GÜNDEMİ
Arcelor Mittal CEO’su Adnan Öztürk, çocukluğundan itibaren ormanlar konusunda önemli bir hassasiyete sahip. Bu nedenle Türkiye için öncelikli riskin ormanların ve topraklarımızın yok olması olduğunu düşünüyor. “Kıraç bir coğrafyada yaşadığımızın ve su fakiri olduğumuzun ne yazık ki farkında değiliz. Konya Ovası’nı bile kurutmayı başarmak bir ders olmadı. Bu mantıkla gidersek bu coğrafyanın çöl olacağını dünya alem söylüyor ama yönetenlerin umursamazlığı gerçekten sinir bozucu olmaya başladı” diyen Öztürk, bireysel olarak her fırsatta ağaç dikiyor. “2014 yılında diktirdiğim ağaç sayısı 10 bini buldu ve bu beni çok mutlu etti” diye konuşuyor. Öztürk, sadece ormanlara değil çevre kirliliğine de büyük bir duyarlılıkla yaklaşıyor. Çöplerin ve ambalaj malzemelerinin yeniden değerlendirilmesi için çaba sarf ediyor. Tamamı elektrikle çalışan yerli malı bir aracı makam arabası olarak kullanıyor. Her fırsatta bütün yöneticilere hediye olarak Lester Brown’ın çevre konusuna dikkat çeken “Plan B 3.0” kitabını vermeyi tercih ediyor. Öztürk’ün kendisine koyduğu çevreci hedefler de var. Bu hedefleri de şöyle paylaşıyor: “Her yıl 10 bin ağaç dikilmesini sağlamaya çalışacağım. TV’lerde veya konferanslarda muhakkak önceliği çevreci konulara veriyorum. İnsanların da artık ilgiyle dinlemelerini umut verici buluyorum.” Adnan Öztürk, iş dünyasında çevresel duyarlılığı üst noktadaki CEO’lara güçlü bir örnek. Ancak tek değil. Bugün iş dünyasında birçok kişi sadece şirketteki uygulamalarıyla değil kendi yaşamlarında da çevreyi düşünerek hareket ediyor. Hatta tıpkı Öztürk gibi bu konuda kendisine hedef belirleyenler de var… İşte iş dünyasının çevreci yöneticileri ve onların çevreye özel kişisel yaklaşımları… 
YEŞİL DUYARLIĞI Tarman Group CEO’su Murat Tarman, kendisini çevre konusunda kişisel anlamda ve iş yaşamımda çok özenli birisi olarak tanımlıyor. “Tercihlerimde ürünlerin geri dönüşümüne, çevre dostu olmasına dikkat ediyorum. Çevreyle ilgili yürütülen her türlü projeye katkı sağlamayı önemsiyor, bu konuda da özel çalışmalar yapan şirketleri, markaları, kişileri destekliyorum” diyor. Tarman’a göre çevreye dair, doğanın korunmasından ozon tabakasındaki hasara, deniz kirliliğinden ormanların yok oluşura kadar her konuda bir bütün olarak dikkat çekilmesi ve bu konularda önlemler alınması gerekiyor. “Ülkelerin bunu sahiplenmesi, insanların da bu dünyada yaşayanlar olarak bu konuda yapılacak her türlü katkıyı görev edinmesi oldukça önemli bir misyon” diyen Tarman, elinden geldiğince var olduğu alanları yeşillendirmek için özel çalışmalar gerçekleştirdiğini söylüyor. DuPont Türkiye Ülke Müdürü Halide Aydınlık, elektrik kullanımı konusunda çok hassas. Evde ve bulunduğu ortamlarda gereksiz elektrik kullanımını azaltmaya dikkat ettiğini belirtiyor. Aydınlık, yeşil alanların azalması karşısında da oldukça üzgün. “Birçok yapının yeşil alanı katlederek yerini alması beni gerçekten hüzünlendiriyor. Daha çok yeşil alanımızın olması gerektiğini düşünüyorum. 
~
Oturduğumuz sitede her yıl ağaç bayramını kutluyoruz ve bu bayramda her yıl kendi bahçemize bir ağaç dikiyoruz. Çocuklarımın da çevre konusunda duyarlı ve bilinçli insanlar olmaları için sürekli onlarla bu konularda sohbet ediyor ve onlara örnek olmaya çalışıyorum” diyor.
HASSAS TERCİHLER Marmarabirlik Genel Müdürü İbrahim Minareci, doğal kaynak tüketimini azaltmak için yenilenebilir kaynaklardan faydalanıyor. Alışverişlerinde geri dönüşümlü ambalajlı ürünler kullanıyor. Bez çantayla alışveriş yapmaya ve atıkların kaynağında ayrı olarak biriktirilmesine önem veriyor. “Örneğin mavi kapakları biriktirerek çevreci sosyal projeye destek sağlıyor, az elektrik tüketimli aydınlatmaları tercih ediyorum. Ayrıca ısı yalıtımına da dikkat ediyorum. Gelecek kuşaklara sürdürülebilir doğal yaşam ve doğal kaynakları bırakmak her insanın görevi olmalı” diyor. Çevre söz konusu olduğunda Big Chefs Kurucusu Gamze Cizreli’nin aklına ilk olarak geri dönüşüm geliyor. Çevreyi korumanın kendisi için önemli bir öncelik olduğunu dile getiren Cizreli, hayatının her aşamasında da çevreyi koruyan markaları tercih etmeye özen gösterdiğini dile getiriyor. “En önemlisi, çevreye duyarlılık çocuklukta edinilen bir bilinç olduğu için öncelikle çevreye duyarlı evlatlar yetiştirmeye çalışıyorum. Bu konuda bütün annelere çok büyük görev düşüyor; gereksiz yere yanan lambayı kapatmak bile önemsiz gibi görünse de çocukların bu bilinci kazanmasında çok etkili. Ben doğal annelerdenim. Deterjanlarda doğa dostu alternatifleri tercih ediyorum. Bulaşık ve çamaşırda kendime göre seçtiğim ve uyguladığım yöntemlerim var. 3 - 5 parça için çamaşır ya da bulaşık makinesini çalıştırmıyorum. Yıkama sıklığını azaltarak, tercih ettiğim suda çabuk çözünen organik deterjan - organik parlatıcılar sayesinde hem sudan hem enerjiden tasarruf sağlıyorum” diye konuşuyor. 
STK’LARDA DA AKTİFLER Bürotime Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Tosunoğlu, Sürdürülebilir Çevre Derneği’nin (SÜÇEV) de yönetim kurulu üyesi. Ekolojik farkındalık ve duyarlılığın topluma yayılması konusundaki çalışmalara yoğunluk verdiğini belirten Tosunoğlu, “İşadamı olmam nedeniyle sanayi atıklarının neden olduğu çevre kirliliği konusunda daha duyarlıyım. Hepimizin ortak geleceği olan çevremizi, gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir şekilde bırakmalıyız. Dernek kapsamında verdiğimiz konferanslarla bu farkındalığı oluşturmaya çalışıyoruz" diyor.
~
Tosunoğlu, kendi özel yaşamında evinden çıkan atıkların azaltılması, yerinde ayrıştırılması ve ekonomiye kazandırılması konusuna önem veriyor. Bu konuda çevresindekileri de bilgilendirmeye çalıştığını ifade ediyor. Noble Çevreci Teknolojiler CEO’su Meltem Kurtsan, Türkiye’nin ilk bitkisel ürünleri Otacı’nın yaratıcısı eczacı Niyazi Kurtsan’ın kızı olarak çevre konusundaki duyarlılığını ailesinden almış. Buğday Derneği, Slow Food, Green Peace üyesi. Hayatın her alanında çevreyi düşündüğünü belirten Kurtsan, ofisinde ve evinde çöplerin ve atıkların değerlendirilmesi konusuna özen gösterdiğini anlatıyor. Evde olabildiğince az atık çıkarmaya gayret ettiğini, atık yağları şişede depolayarak belediyenin atık yağ toplama bidonlarına bıraktığını söylüyor. “Bodrum’daki arazimde çatı sularını biriktiriyorum. Mevcut bitki örtüsünü ıslah ediyorum. Mevsim sebzelerimi yerel tohumlardan yetiştiriyorum” diyor. 
İÇSELLEŞEN PRENSİPLER Bilsar Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, çevreyi kirletebilecek her konuda minimum tüketime gitmeyi tercih ediyor. Çamaşır makinesinde kullanılan ürünlerin tüketiminden, elini yıkadığı sabuna kadar tüm tüketimlerinde ürünlerin çevreye etkilerine dikkat ediyor. Bilal, “Günlük hayatımda araba yerine metroyu kullanmaya özen gösteriyorum. Tamamen doğal ve geri dönüştürülebilir ürünler kullandığım bir hayat tarzım var. Bu prensibi içselleştirmek, özümsemek çok önemli” diyor. Viko CEO’su Nusret Kayhan Apaydın da evsel atıklarını, kağıt, plastik, cam ve diğer atıkları ayırarak dönüştürülmesine yardımcı oluyor. Pil atıklarını da ayrıca değerlendirmeye çalışıyor. Beyaz eşya seçiminde enerji tüketim seviyesine özellikle dikkat ediyor. Eşinin çamaşır ve bulaşık makinelerini tam kapasite doldurmaksızın çalıştırmak konusunda da özenli olduğunu ifade eden Apaydın, “Araçlarımızda kurşunsuz yakıtları tercih ediyoruz. Evimizde mümkün olan her yerde dimmer elektrik anahtarıyla tasarruflu ampul kullanımına geçtik. Su tüketimimizi azaltmak için armatürlerin vana ayarlarını belli bir seviyede tutuyoruz” diye konuşuyor.
~
HAKAR KIRIMLI  DHL SUPPLY CHAIN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
"BOŞA KAYNAK TÜKETMİYORUM"
KARBON AYAK İZİ
Bugün artık öyle bir noktaya geldik ki üzerimizdeki giysilerin, yediklerimizin ve içtiklerimizin üretilmesinden bize ulaşımına kadar olan sürede ortaya çıkan karbon ayak izinden bile sorumlu olduğumuzu biliyoruz. Şu an biz hiçbir şey yapmazken bile cep telefonlarımız arka planda çalışmaya ve şarjını tüketmeye devam ediyor. Yani herkesin mutlaka bir karbon ayak izi var. Bu izleri nasıl azaltırız, bu konuları öğrenmeli ve harekete geçmeliyiz. 
KULLANMIYORSAN KAPAT Bugün izlediğimiz seyahat rotası bile karbon ayak izini azaltmada rol oynayabiliyor. Ben de bu bilinçle mümkün olduğunca boşa kaynak tüketmemeye dikkat ediyorum. Bunu elektrik enerjisi, içme ve kullanma suyu, karbon ayak izi gibi her alanda yapmaya çalışıyorum. Kendi seyahatlerimde seçtiğim güzergah ve taşıma modunun çevreci olmasına dikkat ediyorum. Yaşam alanlarımda tasarruflu elektrik tüketimi çözümlerini uygulamaya geçirmeye dikkat ediyorum. “Kullanmıyorsan Kapat” felsefesini benimsiyorum.
EVRİM ARAS ARAS KARGO YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"PLASTİK VE PET ŞİŞE KULLANMIYORUM"
ZARAR VERMEYEN ÜRÜNLER
Bizlerin bugün yaptığı ya da yapmadığı her şeyin yarınları şekillendirdiği bilinciyle hareket etmeliyiz. Bu yaklaşımımı hem özel hem tüm iş yaşamıma dahil etmeye özen gösteriyorum. Doğaya zarar vermeyen, doğal ürünler kullanmaya dikkat ediyorum. 
KONAKLAMALARDA TERCİHİM Deterjan, şampuan gibi ürünlerde ilk dikkat ettiğim konu bu oluyor. Plastik ve pet şişe kullanmıyorum, evde arıtılmış su içiyoruz. Konaklamalarımda ve gittiğim mekanlarda çevre bilinci olan kuruluşları tercih ediyorum. Henüz kişisel aracım elektrikli değil ama şirket araçlarında maksimum özeni gösteriyoruz. Bu benim çevre için en önem verdiğim konulardan biri.
~
CEMAL ONARAN GARANTİ EMEKLİLİK GENEL MÜDÜRÜ
"DOĞAL BİLEŞENLİ ÜRÜNLER KULLANIYORUZ"
STK’LARA DESTEK OLUYORUM
Gezegenimizin her yıl biraz daha ısındığı, tarımsal alanların ciddi tehdit altında olduğu, doğal kaynaklarımızı hızla tükettiğimiz dünyamızda gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak temel başlığımız olmalı. Bunun için de bir birey olarak elimden geldiği ölçüde bu konuda algımı açık tutmaya, dikkatli ve duyarlı olmaya çalışıyorum. Çevreci sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını elimden geldiğince destekliyorum. 
ATIKLARI AYRIŞTIRIYORUZ Ailemle evimizde tam bir çevre bilinciyle hareket ediyoruz. Örneğin evsel atıklarımızı ayrıştırıyoruz. Plastik, kağıt veya metalleri ayrı ayrı poşetleyip atıyoruz. Mümkün olduğunca doğal bileşenli temizlik ürünleri kullanıyoruz. Şarj edilebilir pil kullanmaya gayret ediyoruz. Herhangi bir ürünü satın alırken geri dönüşümlü olanları tercih ediyoruz. Plastik değil, bez torbayı tercih ediyoruz. 
KLİMA KULLANIMINI SINIRLIYORUM Su, süt gibi ürünler alırken cam şişelerde olanları alıyoruz. Yine otomobilimin egzoz muayenesini düzenli olarak yaptırıyorum. Yaz aylarında çok zorunlu kalmadıkça klima kullanımımızı bile sınırlı tutmaya özen gösteriyoruz. Su ve elektriğin israf edilmemesi konusunda da oldukça hassas davranıyoruz. Çocuklarımın da bu bilinç içinde davranmalarını teşvik ediyorum.
KENAN YAVUZ SOCAR TÜRKİYE BAŞKANI
"BETONLAŞMAYA KARŞI MÜCADELE VERİYORUM"
MÜZE KURDUM
Gerek kurumsal yapıda sosyal sorumluluk gereği gerek bir karar verici olarak bireysel yaşamımda çevrecilik hastalık derecesinde tutkun olduğum bir derinlikte. Özel yaşamımda doğup büyüdüğüm köyüme etnografya müzesi kurdum. Tarihi ve kültürel mirasımızı gelecek kuşaklara aktarabilmek için örnek köy evi, su değirmeni, bezir yapı değirmeni yaptım. 
4 BİN İMZA TOPLADIM O çevrede geçmişte yaşanmışlıkları kayıt altına almaya gayret ediyorum. Betonlaşma ve tarihi eserlerin boğulup yok olmasına karşı mücadele veriyorum. Geçen yıl Bayburt merkezde bizzat kendim imza kampanyası başlattım ve şehirdeki çirkin kamu binalarının yıkılması için 4 bin imza toplayıp ilgili kurumlara ilettim. DenizTemiz Derneği üyesiyim, Avrupa’da yılın müzesi seçilen Baksı müzesi hamisiyim. Bayburt’ta kurulu Bayburt Kültür ve Geliştirme Derneği’nin kişisel olarak sponsoruyum. Bayburt’ta sözlü tarih, hikaye ve masalların derlendiği bir projenin sponsoruyum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz