Ahmet Çalık, Türkiye’nin öne çıkmayan, global düzeyde iş yapan işadamlarından biri… Geniş bir coğrafyaya yayılmış 23 şirketi, 15 bin çalışanı var. Yıllık cirosu ise 935 milyon dolara ulaşıyor. Ahme...
Ahmet Çalık, Türkiye’nin öne çıkmayan, global düzeyde iş yapan işadamlarından biri… Geniş bir coğrafyaya yayılmış 23 şirketi, 15 bin çalışanı var. Yıllık cirosu ise 935 milyon dolara ulaşıyor. Ahmet Çalık, ana işleri olan inşaat, tekstil, ticaret, finans ve telekomünikasyonda büyümeye devam edeceklerini söylüyor. “Arkadaşlarımız 20 yıllık kalkınma planı hazırladılar” diye konuşuyor. Özelleştirme ve satın almanın bu planda yeri olacağına dikkat çekiyor. Gelecek için ise iddialı bir hedef ortaya koyuyor: “Merkezini Türkiye’nin oluşturduğu çevre coğrafyasında katma değer üretmeye odaklı yatırımlar yaparak büyümeyi istiyor.”
Türk Telekom ihalesine Etisalat Ortak Girişim Grubu ile girip 6.5 milyar dolarlık teklif verince birden gündeme oturdu. İhalede 50 milyon dolarla ikinci oldu. İhale sonrasında “Biz bedeli peşin ödeyeceğiz, üstelik peşin ödeme indiriminden de yararlanmayacağız” açıklamasıyla şimşekleri üzerine çekti. Herkes Malatyalı bu genç işadamını, Ahmet Çalık’ı konuşuyordu. Bunun üstüne bir de Arnavutluk’un milli telekomünikasyon şirketi Albtelekom’u 120 milyon Euro’ya satın alınca, iyice dikkatleri üzerine topladı.
Aslında Ahmet Çalık, daha çok tekstilci kimliğiyle öne çıkan bir işadamı. Çünkü, ailesinin tekstil geçmişi 1930’lu yıllara kadar gidiyor. Ancak, tekstildeki asıl sıçramasını 1980’lerde Ortadoğu Tekstil ve GAP Güneydoğu Tekstil’i kurarak yaptı. Kısa zamanda dünyanın öne çıkan denim tedarikçilerinden biri oldu.
1990’larda ise Türkmenistan’a yöneldi. Bu ülkedeki yatırımları ile tekstilci kimliğinin yanına “Türkmenistan’ın Yatırım Kralı” unvanını da ekledi. Türkmenistan’a birçok fabrika kazandırdı. Aslında Türkmenistan, Çalık’ın iş hayatında bir dönüm noktası oldu. Tekstil ve inşaat işlerini bu ülkede geliştirdi. Enerji sektörünün sunduğu olanaklar ve Türkmenistan’da bu alanda da iş yapma isteği ile 1998’de GAP Enerji ve 2000’de ise Çalık Enerji’yi kurdu. 2004 yılında Bursagaz’ı Özelleştirme İdaresi’nden alarak enerjide büyüyeceğinin sinyallerini verdi. Finansa ise 1999’da Çalıkbank’ı kurarak adım attı.
Doğu Anadolu’nun en büyük yatırımlarının sahibi Ahmet Çalık bugün, tekstil, finans, inşaat ve enerji alanlarını ana işleri olarak belirlemiş durumda. Grup odaklandığı sektörlerde “bölgesel büyümeyi” hedef alıyor. Ahmet Çalık, “Bu hedef için Türkiye’de veya bölgede çıkabilecek her türlü fırsatı değerlendireceğiz. Bölgesel yatırımlar yapabiliriz, bölgesel şirketlerle birleşebiliriz, satın alabiliriz” diyor. Ayrıca, özelleştirmelerle de ilgili olduklarına dikkat çekiyor.
Son dönemlerin en çok konuşulan ismi, Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık büyüme stratejilerini ilk kez Capital’e anlattı:
Siz organik olarak büyüyen bir gruptunuz. Özelleştirmelere olan ilginiz, bu tavrınızı değiştirdiğinizi gösteriyor. Büyüme stratejinizdeki bu değişikliğe hangi koşullar neden oldu?
Sanayinin ve ticaretin içinden gelen bir firmayız. Süreç içinde kendimizi geliştiriyoruz. Büyümesini, birikimini yatırımda değerlendirme ilkesiyle hareket eden bir grubuz. Bu çerçevede de dünyadaki gelişen şartlara ve Türkiye’de yaşanan değişimlere göre yeni alanlara doğru yöneliyoruz.
Ama, faaliyet alanlarımız ve stratejimiz belli. Tekstil, inşaat, enerji, ticaret, telekomünikasyon ve finans bizim odaklandığımız alanlar. Geleneksel iş kolumuz tekstildir. Bu işimiz zaten çok başarılı bir şekilde yürüyor.
Tekstille beraber Türkmenistan’a bir açılımımız oldu. Orada inşaat grubumuz çok büyüdü. İnşaatın yanında enerji sektöründe de büyümemiz var. Genel olarak vizyonumuz böyle.
Kendinizi geliştirirken satın alma yöntemini kullanmaya devam edecek misiniz?
Kendi sıfırdan kurduğumuz şirketlerde ya da birleşme veya satın almayla aldığımız şirketlerde sektörlerinde çıkabilecek fırsatlara ve şartlara göre hareket edebiliyoruz. Ana faaliyet kollarımız olarak belirlediğimiz alanlar olan tekstil, inşaat, telekomünikasyon ve enerji sektörlerinde yakaladığımız fırsatları değerlendirmeye devam edeceğiz.
Uluslararası alanda dünyanın önde gelen şirketleriyle gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri de bu çerçevede devam edecek.
Şimdi Türkiye’de özelleştirme ile ilgili bir süreç yaşanıyor. Başarılı da bir süreç. Bursagaz, grup bünyemize özelleştirme ile geçti. Şehir gaz dağıtımları zaten 1996 yılında beri üzerinde çalıştığımız bir konuydu. Özelleştirme İdaresi, Bursagaz’ı ihaleye çıkarınca müşteri olduk. Bu yatırımımızdan son derece memnunuz. Diğer özelleştirme ihalelerini de takip ediyoruz.
Bu yaklaşım sürecek mi? Yeni sektörler, satın almalar olacak mı?
Zaten büyüme her firmanın hedefidir. Statükoyu koruma gibi bir şey söz konusu değil. Bizim de firma olarak bulunduğumuz branşlarda belli büyüme hedeflerimiz var. Faaliyet alanlarımızla ilgili olarak Türkiye’de veya bölgede özelleştirmelerle çıkabilecek her türlü fırsatı değerlendireceğiz. Çünkü, biz yatırımlarıyla büyüyen bir grubuz ve böyle olmaya da devam edeceğiz.
Yeni alanlar da fırsatlar çıkarsa?
Ana fikrimiz odaklandığımız sektörlerde yoğunlaşıp bu alanların dışına çıkmamak yönünde. Ama bu arada çok önemli fırsatlar olursa, ana stratejimiz içinde değil ama fırsat olarak değerlendirebiliriz. Her işte fırsatlar vardır. Biz mümkün olduğu kadar bakmamaya, kendi branşlarımızın dışına çıkmamaya çalışıyoruz.
Yani, yeni sektörlerdeki fırsatların niteliği mi belirleyici olacak?
Evet, fırsatın niteliğine göre yeni sektörler de olabilir. Yani, ana sektörlerimiz bunlar. Ama, çok cazip bir şey olduğu zaman değerlendirebiliriz.
Tekstilde GAP Güneydoğu ve diğer şirketlerinizle Türkiye’de önemli bir güçsünüz. Tekstil grubuna yönelik nasıl bir büyüme planınız var?
Her sektörün başında yönetici arkadaşlarımız var. Bunların da her birinin uzun vadede büyüme programları var. Tekstil, bizim aileden gelen, geleneksel sektörümüz. İyi bildiğimizi düşündüğümüz bir alan. Şu an dünya denim pazarının önemli kumaş üreticilerinden biriyiz. Grubumuzun tekstil alanında faaliyet gösteren en büyük şirketi olan GAP Güneydoğu Tekstil, 2004 yılında ihracatını 106.3 milyon dolara yükseltti. Diesel, Levi’s, Lee ve Replay gibi dünya markaları ile çalışıyoruz. Bu şirketimiz son 10 yılda Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketi durumunda. Önümüzdeki dönemlerde de ürün farklılaştırma stratejisine sıkıca bağlı kalmaya ve rekabetin ötesinde ürünlerinin üstün kalitesi ile aranan ve tercih edilen bir marka olmaya devam edeceğiz.
Tekstil alanında gelişmelerimizi hem bölgeye açılarak hem de mevcut işlerimizi büyüterek yapacağız.Yani farklı ülkelerde üretimler yapabiliriz. Global şirketlerle başka yerlerde de ofisler açabilir, onlarla işbirliği yapabiliriz. Ancak, asıl hedefimiz bölgesel kalkınmadır. Bundan dolayı hem üretimde hem de müşteride bu bölgede bölgesel yatırımlar yapabiliriz, bölgesel şirketlerle birleşebiliriz, satın alabiliriz. Çeşitli planlar yapabiliriz.
Global bir tekstil markası satın alma hedefiniz var mı?
Böyle bir fırsat olursa evet, satın alabiliriz.
Bölgesel kalkınma derken hangi coğrafyayı kastediyorsunuz?
Merkezini Türkiye’nin oluşturduğu çevre coğrafyasında katma değer üretmeye odaklı yatırımlar yapmak suretiyle büyümeyi istiyor ve planlarımızı da bu yönde yapıyoruz. Balkanlar, Doğu Avrupa, BDT ülkeleri ile Orta Doğu, Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerine uzanan bir coğrafyayı, faaliyet ve gelişme sahası olarak belirledik. Bu bölgenin sahip olduğu potansiyeli değerlendirmeyi düşünüyoruz. Proje grubumuz, bu bölgelere yönelik iş geliştirme çalışmalarını başarıyla yürütüyor.
İnşaatta dünyanın önemli şirketlerinden birine sahipsiniz. Sudan, Ukrayna, Türkmenistan gibi ülkelerde inşaatlar yapıyorsunuz. Bu alana yönelik planlarınız ne?
GAP İnşaat, gerçekten çok başarılı. Özellikle yurt dışında gerçekleştirdiği projelerle gruba yeni açılımlar sağlıyor. İlk defa Türkiye’den anahtar teslimli gübre fabrikası gerçekleştirdik. İlk defa yurt dışında müteahhit olarak selüloz ve kağıt fabrikası inşa ettik. Bunlar Türkiye’nin ilkleridir.
Çimento fabrikası yaptık.Yaptığımız bu fabrikalar klasik anlayışın dışında bulundukları ülkelerin sahip olduğu hammaddeyi de değerlendirerek üretim yapabilecek şekilde tasarlandı. Bu da daha önce bu alanda üretim yapamayan ilgili ülkeleri yüzde 100 dışa bağımlı olmaktan kurtarıyor.
Örneğin, kağıt üretimini pamuğun çeltiğini değerlendirerek yapıyor. Keza gübrede de öyle. GAP İnşaat, alt yapı, üst yapı, endüstriyel yapı, arazi geliştirme konularında faaliyet gösteriyor. Bu alanda da bölgesel bir güç olmak için çalışıyoruz. Proje üreten ve uygulayan bir grubuz. Bu alanda çok gelişmiş bir ekibe sahibiz.
Hazır projelere talip olmayı değil, kendi ürettiğimiz projelerle ortaya çıkıp, o projeleri anahtar teslimli gerçekleştirme gücüne sahibiz. Kamu vicdanının izin vermediği ya da etik bulmadığımız hiçbir proje içinde yer almayız.
Sizin iç pazarda inşaatla ilgili çalışmalarınız var mı?
Arazi geliştirme departmanlarımız çeşitli çalışmalar yapıyor. Ama şu anda somut şu var diye bileceğim bir gelişme yok.
Enerji grubunda Çalık Enerji ile varsınız. Bursagaz’ın alınması size bu alanda nasıl bir açılım getirdi?
Grubumuza yeni açılımlar sağlayan bir yatırım oldu diyebiliriz. Enerji sektöründe Bursagaz’ı özelleştirmeden aldık. Başarıyla işlerini yürüten bir firmamız. Grup olarak tüketiciye direkt ürün sattığımız ilk işimiz. Çalık Grubu, Bursagaz ile ilk kez yarım milyon kişiye ulaşan bireysel bir abone kitlesine hizmet sunma şansını yakaladı. Bursa halkı da, biz de çok memnunuz. Kısa sürede çok başarılı işlere imza attık.
Bursagaz, Çalık Grubu’nun satın alma yoluyla büyüme stratejisinde ilk adım olması açısından da önem taşıyor. Bunun yanında Çalık Enerji, uluslararası boru hatlarıyla ilgileniyor. Çeşitli elektrik santrallerini anahtar teslimli yapıyor. Çok geniş bir çalışma alanı var. Bundan sonra da gaz ve elektrik dağıtımı konularıyla ilgileneceğiz. Bölge ülkelerinde petrol ve doğalgaz geliştirme ve rehabilitasyon hizmetleri, petrol ve doğalgaz arama, üretim faaliyetleri, doğalgaz ve ürünlerinin üretim ve satışı, ham petrol taşıma, dağıtım ve pazarlama, Türkiye’de doğalgaz üretimi ve dağıtımı, Türkiye ve diğer bölge ülkelerinde petrol ve doğalgaz taşıma projelerinin gerçekleştirilmesi çalışma alanlarımız arasında.
Arnavutluk’un telekomünikasyon şirketini aldınız. O pazarda sizin ilgilinizi çeken neydi?
Bu yatırım bölgesel odaklı büyüme stratejimizin bir parçası olarak düşünülmeli. Arnavutluk ilgilendiğimiz coğrafya içinde yer alıyor. Avrupa’nın hemen yanı başında. Yani, bizi Avrupa’ya daha da yakınlaştıran bir sınır. Potansiyeli de çok iyi olan bir ülke. Telekomünikasyon da Çalık Enerji’nin en önemli ilgi alanlarından biri. Bu çerçevede oradaki özelleştirmeye girdik. İhale biz de kaldı. Arnavutluk telekomünikasyon şirketi Albtelecom, 800 bin hanenin yüzde 35’ine ve 3.2 milyon nüfusun yüzde 9’una ulaşıyor. Batı Avrupa’da erişim oranları hanelerin yüzde 100’üne ve toplam nüfusun yüzde 66’sına karşılık geliyor. Arnavutluk’un Doğu Avrupa’daki komşuları ise erişim kapasitelerini hanelerin yüzde 52’sine ve toplam nüfusun yüzde 22’sine yükseltmeyi hedefliyor. Biz orada her işyeri ve bilgisayar bulunan evdeki genişbant hizmetleri de dahil olmak üzere bu rakamları Batı Avrupa seviyelerine çıkarmak istiyoruz. Yani hedeflerimiz büyük.
Albtelekom’un henüz faaliyete geçmemiş olan Eagle Mobile adında bir GSM şirketi de var. Eagle ülkedeki üçüncü mobil operatör olacak. Sıfırdan kurulması ve işletilmesi gerekiyor. Öte yandan Albtelekom’un hem santral kapasitesinin geliştirilmesini hem de servislerinin çeşitlendirilmesini planlıyoruz.
Telekomünikasyona olan bu ilginizin devam edecek mi?
Telekomünikasyon bizim ana faaliyet kolu olarak belirlediğimiz alanlardan biri. Bu doğrultuda da bildiğiniz gibi Türk Telekom ihalesine Etisalat ile girdik. Ama ikinci olduk. Yine bu bahsettiğim bölgede ve Türkiye’de telekomünikasyonla ilgi olabilecek yeni çalışmalar yapıyoruz.
Biz geniş coğrafyada yapımıza ve belirlediğimiz uzun dönem stratejilerimize uyan bütün fırsatlarla ilgiliyiz. Faaliyet sahası olarak belirlendiğini söylediğim coğrafyada bütün modern telekomünikasyon hizmetlerini sunabilmeyi hedefliyoruz.
Telekomünikasyon neden bu kadar çok ilginizi çekiyor?
Telekomünikasyon bugün hayatımızın bir parçası. Ayrıca, bizim ana stratejilerimiz içinde yer alan bir alan. Hem günümüzün hem de geleceğin stratejik işlerinden biri olarak görüyoruz. Kârlı bir alan olduğunu düşünüyoruz. Nakit akışı iyi olan bir alan. Bu özellikleri ile bizim ilgimizi çekiyor. Ekonomik anlamda bize yakın olan bu ülkelerin ortalamasını kendimize baz alırsak şu anda 20-25 milyar dolarlık bir telekomünikasyon pazarımız olması gerek. Ancak, bunun henüz yarısındayız. Dolayısıyla, pazarın geleceğini çok açık ve parlak olarak yorumluyoruz.
Finansta Çalıkbank, yatırım bankacılığı ile öne çıkıyor. Bireysel bankacılığa da girecek misiniz?
Çalıkbank’ı büyütme planımız var. Yatırım bankacılığında zaten Çalıkbank çok başarılı bir grafik izliyor. Biz finans sektörüne 1999 yılında girdik. O tarihten bu yana iyi bir seyir izliyoruz.
Çalıkbank’ın aktif müşteri kitlesi 2004 yılında yüzde 35 oranında arttı. Takipteki alacakları sıfır seviyesini koruyor. Finans sektöründe de çizgimizden kopmadan emin adımlarla ilerlemek istiyoruz.
Sektörde bankalar evliliklerle kendi yol haritalarını oluşturmaya başladılar. Siz teklif alıyor musunuz? Bu tekliflere nasıl bakıyorsunuz?
Bize gelen 1-2 teklif var. Bunları da değerlendiriyoruz. Gelecek tekliflere de açığız.
Bütün bu sektörler ve şirketler sizi ne kadar büyüklükte bir grup yapıyor?
2004 yılı sonu itibariyle satışlarımız 935 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Toplam varlıklarımız 1 milyar 423 milyon dolar düzeyinde. Toplam 23 şirketimiz var. Bu şirketlerimiz yatırım olarak Türkmenistan ve Türkiye’de bulunuyor. Ofis olarak ise birçok ülkede faaliyetlerimiz mevcut. Türkmenistan da dahil edildiğinde toplam 15 bin kişiyi istihdam ediyoruz.
TÜPRAŞ TÜRKİYE’NİN MÜCEVHERİ
Özelleştirmede Tüpraş ve Telsim’e olan ilginiz devam ediyor mu?
Telsim’le ilgili olarak şu an bir şey söyleyemem. Şu an onun süreci başlamadı. Ama Tüpraş ile ilgiliyiz.
Tüpraş’la neden ilgileniyorsunuz? Sizin grubunuza nasıl bir açılım getirebilir?
Enerji bizim ana sektörlerimizden biri. Çalık Enerji petrol çıkarma hizmetleri veriyor ve bu konuda çok başarılı. Türkiye’de bu işi yapan nadir firmalardan biriyiz. Biz petrolün çıkartılması, taşınması, işlenmesi gibi bütün süreçlerle ilgileniyoruz. Tüpraş ihalesine katılmamız da enerji alanındaki büyüme stratejimizin bir parçası olarak hayata geçti. Dünya enerji devleri arasında yer alan ve Hindistan’ın en büyük rafinerisi olan Indian Oil Company ile Tüpraş ihalesinde beraber hareket etme kararı aldık. Çünkü, Tüpraş’ın, Türkiye’nin mücevheri olduğunu düşünüyoruz. Bu mücevherin değerini iyi bildiğimiz için talip olduk.
İTİBARIMIZI ÖN PLANDA TUTUYORUZ
DEĞERLİ İŞLER YAPMAK İSTİYORUZ Bütün firmalarımızın belli bir büyüme trendi izlemesini arzu ediyoruz. Zaten arkadaşlarımız da 20 yıllık kalkınma planlarını hazırladılar. Hedefler konuluyor. Ama biz daha çok ülkemize, toplumumuza ve dünyaya katkı sağlayacak, faydalı olacak işler yapabilmeyi arzu ediyoruz. Yani yaptığımız işler değer ifade etmeli. Onun için de her işimizde yaptığımız katkıyı, itibarımızı ön planda tutuyoruz. Uluslararası, global firmalarla işbirliğine önem veriyoruz. Kendi konusunda başarılı olan firmalarla Türkiye’de ve yurt dışında iyi iş birlikleri kurduk.
GLOBAL ŞİRKETLERLE YOLA DEVAM Grubumuz, bugüne kadar General Electric, Mitsubishi, Krupp Uhde, Voith, Parker Drilling, Kawasaki, Siemens, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Tokyo Eximbank ve Dubai Islamic Bank başta olmak üzere pek çok global şirket ile güçlü ve sağlam işbirlikleri gerçekleştirdi. Uluslararası projelere imza attık. Pek çok yatırımımızda bizimle birlikte olan Avrupa Kalkınma Bankası’nın birlikte iş yaptığı Türk şirketleri içerisinde ilk sıralardayız. Bunları sürekli kılmak ve devam ettirmek hedeflerimizden biri.
KURUMSAL YÖNETİMİ BENİMSİYORUZ Kurumsal yönetim anlayışını benimsiyoruz. Yönetim kurulumuzda dışarıdan katılan, bağımsız üyelerimiz var. Bunun dışında yönetim kurulunda aileden 3 kişiyiz. Benim dışımda babam ve eşim yönetim kurulu üyesi. Ben yönetim kurulu başkanlığı yapıyorum. Bunun dışında bir icra kurulumuz var. Asıl işi bu kurul yürütüyor. İcra kurulun başında CEO olarak Erdal Çelik bulunuyor. Bunun dışında CEO’ya bağlı olarak çalışan iş gruplarının başında sorumlu olan yöneticiler var. Bizim yönetim anlayışımız bu.
DÜNYANIN EN CAZİP FIRSATLARI TÜRKİYE’DE
HİZMET SEKTÖRÜ GELİŞECEK Hizmet sektörünün Türkiye’de çok gelişeceğine inanıyorum. Uçak mesafesiyle 3-4 saat olan bir alanda dünya nüfusunun üçte biri yaşıyor. Avrupa tarafına bakarsak Londra, yukarıda Moskova, Taşkent, Kuzey Afrika, Dubai, dünya nüfusunun üçte biri bizim çok yakın çevremizde. Bu yakın çevremizdeki insanlar bizim müşterimiz olabilir. Bizler hep endüstriyel ürün ihraç ediyoruz. Halbuki şimdi hizmet ihraç edebiliriz. Çalık Grubu olarak biz bu bölgeyi iş üretebileceğimiz potansiyel yerler olarak görüyoruz.
SAĞLIKTA POTANSİYEL VAR Hizmet sektörü içinde de sağlıkta ciddi bir potansiyel görüyorum. Ama biz bu alana yatırım yapmayı düşünmüyoruz. Sağlık sektöründe büyük bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin sağlık hizmetinde sadece iç pazara yönelik değil, bu bölgeye de hizmet verebileceğini düşünüyorum. Bugün Avrupa’nın genç nüfusu azalıyor ve nüfus yaşlanıyor. Yaşlı nüfusun da ciddi bir bakıma ihtiyacı var. Türkiye rahatlıkla bu çevredeki nüfusa hizmet verebilir.
ÇEVRE ÜLKELERE DİKKAT Türkiye’de fırsatlar var. Bence dünyanın en cazip fırsatlarının olduğu yer Türkiye’dir. Yeter ki firmalar bunları görsün ve hayata geçirsin. Çünkü, bence fırsatı firmaların kendileri oluşturur. Türkiye’nin çevresinde, her tarafta çok önemli fırsatlar var. Dünya hidrokarbonlarının yüzde 60’ı bizim çevremizde bulunuyor. Bir tarafımız hidrokarbonlar açısından zengin, diğer tarafımız ise Avrupa, Balkanlar, Kuzey Afrika. Türkiye’nin her tarafı fırsat dolu.
TEKSTİLİN CİROSU 35 MİLYAR DOLAR
ALT YAPIMIZ GÜÇLÜ Türkiye’nin tekstille ilgili alt yapısını çok güçlü buluyorum. Bu yan sanayinin, yetişmiş personelinin, ürün çeşitliliğinin oluşması uzun yıllar alır. Hiçbir ülkenin bu seviyeye gelmesi çok kolay bir iş değil. Sadece tekstile ucuz işçilik diye bakmamak lazım. Türkiye’nin bugün sanıyorum 50-60 milyar dolarlık tekstil yatırımı, 30-35 milyar dolarlık ise tekstilin cirosu var. Bu cironun yarısını ihraç ediyoruz, diğer yarısı ise 70 milyonluk Türkiye’yi giydiriyor.
HER ZAMAN VAROLACAĞIZ Tekstil Türkiye için artık geçerli değildir düşüncesine ben katılmıyorum. Türkiye tekstilde her zaman var olacaktır. Fakat sektör şekil değiştirebilir. Bugün İsviçre, İtalya, Japonya, Amerika’da da tekstil yapılıyor. 1950’de Japonya’nın ihracatının yüzde 50’si tekstil ürünlerinden oluşuyordu. 1960’da tekstili terk etti. 1980’de endüstriyel tekstille tekrar başladı.1990’da dünyada moda merkezi 5 tane kalacaksa, biri de Tokyo olacak denilerek yetenekli Japon gençleri uluslararası moda okullarına gönderildi.
DAHA ALACAK YOL VAR Türkiye temel ürünlerden çıkabilir. Ama katma değerli ürünlerde varlığını sürdürecektir. Yeni teknolojiler, nano teknoloji, endüstriyel ürünler çıkıyor. Türkiye’nin bu konularda alacağı daha çok mesafe var. Bence bizim bundan sonraki 20-30 yıllık yol haritamızı belirlememiz lazım. Benim gördüğüm kadarıyla mevcut işlerimizi geliştirirsek, konfeksiyonda markalar yaratırsak başarılı oluruz ki Mavi Jeans gibi çok başarılı markalarımız var.
HAMMADDE İLE AVANTAJLIYIZ Tekstilden önümüzdeki süreçte umutluyum. Çünkü, Türkiye’nin diğer tekstil ülkelerinden bir farkı var. Biz hammadde de üretiyoruz. Bu çok önemli. GAP bölgesi, Adana, Ege bölgemizde ciddi bir pamuk üretimi var. Ancak, tekstilde haksız rekabete karşı Türkiye önlem almalı. Bize mal satan birçok üretici devletlerinden yüzde 25 gizli teşvik alıyor. Bunları iyi tespit edip, hukuki olarak ispatlayıp anti damping vergisini koydurma becerisini göstermemiz lazım. Çocuk, mahkum çalıştırıyorlar. Bunlarla mücadele konusunda çok da becerikli değiliz.
EBRU FIRAT
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?