Bütçe dostu görüntüleme sistemi

Felix Bloch, 1946 yılında kimyasal analiz alanını dönüştüren bir keşif olan nükleer manyetik rezonansı keşfetmiş, bu sayede 1952 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştı. Ancak Bloch'un bu keşfinin tıbbi teşhis alanına girmesi ve nihayetinde evrimleşerek bugün bizim manyetik rezonans görüntüleme olarak bildiğimiz, kayda değer teknolojiye dönüşmesi için 1970'lerin sonlarına kadar beklenmesi gerekti. Bloch bugün güney Çin'deki bir ofis binasının üçüncü katında asılı bir resimden, gözünü bilimdeki "takipçilerinin" araştırmalarına dikmiş dikkatle bakıyor. Siemens Mindit Magnetic Resonance Ltd.'nin (SMMR) genel müdürlük binası, temelleri bundan tam 65 yıl önce Bloch tarafından atılmış teşhis ve görüntüleme teknolojilerinin en son örneklerine ev sahipliği yapıyor.
Modern hastanelerde bulunan en pahalı cihazlardan biri olan MR görüntüleme sistemleri sayesinde doktorlar, radyasyon kullanmaksızın, özellikle yumuşak dokuların son derece net görüntülerini elde edebiliyor. Ancak Siemens'in Almanya, Erlangen, İngiltere Oxford ve Çin Shenzen'deki global geliştirme ağı sayesinde, artık oldukça kısıtlı bütçelere sahip kurumlar bile manyetik rezonans görüntüleme teknolojisine makul bir bedelle sahip olabiliyor.Ürün kalitesinden taviz vermeksizin, pahalı sistemlere bir alternatif olarak piyasaya sürülen tipik bir S.M.A.R.T. (Basit, Bakımı kolay, Düşük fiyatlı, Güvenilir ve Gerekli) ürünü olan Magnetom Essenza, Shenzen'deki tesiste 2008 yılından bu yana üretiliyor. Siemens, bu gibi ürünleri, aslında gelişmekte olan piyasalar için tasarlamıştı. Ancak bugün global piyasalarda da büyük bir başarı potansiyeline sahipler. SMMR'nin CEO'su ve başkanı Pan Huaiyu, "Manyetik rezonans görüntüleme sistemimiz çok kısa bir sürede son derecede başarılı bir ürün haline geldi. İçinden geçmekte olduğumuz resesyon döneminde bile birim satışlarını ikiye katlayarak ne kadar yerinde bir makina olduğunu ispatladı" diyor. Bu tarayıcı, Çin ve Almanya'da ortaklaşa geliştirilmiş ve Çin'de üretilmişti. Ancak bugün sağlık hizmetleri alanında maliyet baskılarıyla yüzleşenler, sadece Çin gibi gelişmekte olan ülkeler ile yükselen piyasalar değil. Bugüne kadar Shenzen'de üretilmiş 500'e yakın manyetik rezonans tarayıcısının yüzde 80'i Asyalı ülkelere ihraç edilirken, geri kalanı Avrupa ile Kuzey ve Güney Amerika'ya gönderildi. SMMR, doktoralarını ABD ve Avrupa'da yapmış, ardından Çin piyasasında MR sistemleri üzerinde çalışmaya karar vermiş bir grup Çinli bilim insanı tarafından 1998 yılında kuruldu. Bu bilim insanları önce giriş seviyesinde bir model geliştirdi. Ancak daha sofistike sistemler için gerekli bilgi birikimine sahip olmadıklarından, 2002 yılında güçlerini Siemens ile birleştirdiler. Siemens bu yeni kurulmuş teknoloji şirketinden yüzde 75 hisse aldı. O zamanlar şirketin yaklaşık 90 çalışan vardı. Bugün ise SMMR'de, yarısı üretimde olmak üzere 500'e yakın kişi çalışıyor. Ürün geliştirmede 150 mühendis görev yapıyor. SMMR bugüne kadar kontrol sistemleri ve mıknatıs teknolojileriyle ilgili inovasyonları için 200 kadar patent başvurusu yaptı.
Bu ortak girişimin ilk günlerinde, Shenzen'de sadece sabit mıknatıslı MR görüntüleme sistemleri üretiliyordu. Bugün de ürün yelpazesinin bir kısmını bu cihazlar oluşturuyor. Diğer bir ürün ise yılda 100 ile 150 birim arasında üretilen Magnetom C!. Bu modelde sıvı helyuma gerek duyulmadığı için özellikle kırsal alanlardaki küçük hastaneler için çok cazip.

Uluslararası geliştirme. Magnetom C!, 0,35 Tesla gibi oldukça mütevazı bir manyetik akım sağlayan manyetik alanını üretebilmek için sabit mıknatıs bloklarından faydalanır. Pazarın üst segmentindeki MR görüntüleme sistemleri, kendi manyetik alanlarını oluşturmak için süper iletken bobinler kullanır. Bu gibi bobinler çok daha güçlü ve hafiftir, ancak soğutulmaları için sıvı helyuma ihtiyaç duyarlar. SMMR eşsiz bir geliştirme işbirliği sayesinde 2008'den bu yana bu alanda bir "inovasyon üssü" kabul ediliyor. ~
Shenzen'deki ekip, 1,5-Tesla sınıfındaki dünyanın en ekonomik sistemi olan bu tarayıcıyı geliştirmek için Siemens Sağlık Sektörü'nün Erlangen ve Oxford'daki şubeleriyle birlikte çalıştı. Pan, "Bu projeye her üç şube de kendi kilit uzmanlık alanlarıyla katkıda bulundu" diyor. Erlangen, sistem entegrasyonu bilgisini, bir başka ifadeyle genel teknolojik tasarımı sağladı. Oxford ise zaten Siemens'in süper iletken mıknatıs bobinlerini geliştirme üssüydü. Shenzen de S.M.A.R.T. segmentinin zorunluluklarını yerine getirmek için MR görüntüleme sistemlerinin maliyetini ciddi derecede düşürmeye odaklandı. İşin en zor kısmı, kontrol sisteminin karmaşık matris bobinlerine göre basitleştirilmesiydi. Basit MR sistemlerinde, vücudun sadece belirli bir kısmını tarayabilen tek bobini vardır. Oysa Siemens'in toplam görüntüleme matrisi teknolojisi (TIM) sayesinde, esnek bir kurulum ile bobin sayısı 4 adede kadar çıkarak, hastanın konumunu sürekli değiştirmeden ve rahatsızlık vermeden vücudun farklı bölgelerini taramak mümkün. Shenzen'deki araştırmacılar, muayene masasının içine anahtarlı özel bir matris entegre ederek bu sistemin dört taneye kadar bobin kullanımına izin vermesini sağlayan teknolojik katkıyı sağladı. Bu yaklaşım sayesinde maliyet tasarrufu, modern görüntüleme teknolojisiyle birleştirilerek görüntüleme süresi olağanüstü düşürüldü ve hastaneler için potansiyel tasarruf imkanlarının önü açıldı. Sonuçta, bugün örneğin merkezi sinir sisteminin tamamının görüntülenmesi 10 dakikadan kısa bir sürede tamamlanıyor. Diğer inovasyonlar ise kurulum sırasında kullanıcılara yerden, enerjiden ve maliyetten tasarruf sağlıyor. Örneğin Oxford'da geliştirilen ama bugün Çin'de üretilen 3,2 tonluk bir mıknatıs sayesinde, bu sistemleri binaların üst katlarına kurmak mümkün. Ayrıca üstün performanslı ileri teknoloji sistemlerle eski sistemlere kıyasla yüzde 50'ye yakın enerji tasarrufu yapılabiliyor. Pan, "Magnetom Essenza ile daha önce var olmayan bir ürünü geliştirmiş olduk. Her ne kadar pazarın üst segmentindeki sistemlerdeki işlevlerin tümünü sunamıyor olsa da, hastanelerin günlük faaliyetlerindeki uygulamaların çoğunda çarpıcı sonuçlar veriyor" diyor. Bu özelliği de sistemi geniş bir yelpazede klinik uygulamalara gerek duymayan hastaneler için maliyeti düşük bir alternatif haline getiriyor. Siemens Sağlık Sektörü'nde ürün yöneticisi olan Dr. Richard Winkelmann, "Bu görüntüleme sistemi sadece Çin gibi gelişmekte olan piyasalar için değil, dünyanın her bölgesi için son derece cazip bir sistem" diyor.

Çin malı kalite. Siemens'in bölgeleri arasındaki işbirliği o derece başarılıydı ki geliştirmeden üretim aşamasına kadar sürdürülmüştü. Pan, "Shenzen'deki yerimizin en büyük avantajı, yerel kaynaklandırma yapabilmemizdi" diyor. Başlangıçta her ne kadar bileşenlerin tümü ithal edilse de bugün hemen hemen tamamı Çinli tedarikçilerden temin ediliyor. Pan, "Yerel tedarikçi tabanımızı kurarken, uygun kaliteyi tutturabilmek için çok emek harcadık ama bu çalışmamızın ödülünü aldık. Yerel üretim ve kısa nakliyat mesafeleri sayesinde, üretim maliyetlerimizi dikkate değer oranlarda düşürebildik" diyor. Bazı parçaların tek bir yerde üretilmesiyle ekstra tasarrufların da yapılması planlanıyor. Bu tasarruflar, daha yüksek üretim hacimleriyle
veya ucuz ham maddeler ya da işgücünün daha yoğun kullanımıyla da başarılabilir. Siemens'in dünyanın dört bir yanındaki satış birimleri birlikte çalışmaya devam edecek. Pan, geleneksel olarak üstün kalite ile düşük maliyetler arasında dengeleyici işlev gören, Çinli hastaneler ile aralarındaki yakın çalışma ilişkileri sayesinde yeni çıkan trendleri diğer ülkelerden çok daha erken farkedebilmelerinin mümkün olduğuna inanıyor. "Müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için onlarla çok yakın çalışmalı ve tüm piyasalarda geri bildirimlere kulak vermeliyiz. Bunun için de Avrupa veya Amerika gibi gelişmiş piyasalarda olduğu gibi, Çin gibi gelişmekte olan piyasaların her yerinde varlık göstermemiz gerekiyor" diye konuşuyor.
Bernhard Bartsch