Çevrimiçi ama özgür

Gelecekte iş ayağımıza gelecek.

1.06.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Çevrimiçi ama özgür

Yüksek hızda bağlantılar, ağlarla birbirine bağlı bilgisayarlar ve sağlam bina teknolojileri güvenlik mimarileri sayesinde gelecekte iş ayağımıza gelecek. Şirketlerde sabit iş istasyonlarının yerini giderek esnek çalışma merkezleri alacak. İşe banliyöden gidip gelen pek çok insan gibi otomotiv mühendisi Jens Müller'in de günü trafik keşmekeşiyle başlar. Lake Starnberg'deki evinden Münih'teki işine gitmesi bir saat sürüyor. "Bu durumda meslektaşım Marijke van Veen'i kıskanmadan edemiyorum" diyor. Çünkü Amsterdam'daki bir tasarım şirketinde çalışan Marijke için evden işe gitmek geçmişte kalmış bir sorun. Onun sabit bir iş istasyonu yok. Bunun yerine, aynı zamanda "birlikte çalışma merkezi" olarak da bilinen akıllı bir iş merkezine gidiyor. Bir şirket mülkiyetinde veya özel olarak işletilen kiralık ofisler formunda olabilen bu gibi merkezlere pek çok Avrupa şehrinde rastlamak mümkün. Bu merkezler, çalışanların ulusal veya uluslararası planda birlikte çalışabilmelerine olanak sağlayan teknoloji harikası ekipmanlar sunuyor. Aynı zamanda gerekli  bilgisayar programlarıyla video konferans odaları ve 3B veriler üzerinde çalışılmasına imkan veren tesis olanakları da sağlıyorlar. Marijke'nin kendi evinden şimdiki işyerine gitmesi için sadece 500 metre yürümesi yeterli. Aslında gerçek zamanlı video konferansların zamanlamaları belli olmadığından sıklıkla kendi ev ofisinden çalışıyor. Bu eğilimin yeni bir iş kültürü doğuracağını ileri süren Fraunhofer Endüstri Mühendisliği Enstitüsü'nden (IAO) Dr. Wilhelm Bauer, "Artık iş ve ofis hayatları her geçen gün daha fazla birbirinin içine geçiyor. Ancak bu durum eldeki mevcut teknolojiye çok bağlı" diye konuşuyor. İdeal şartlarda bu teknolojinin içinde verileri son kullanıcıya saniyede bir gigabit (Gbit/s) hızında ulaştırabilen fiber optik kablolardan kurulu bir bilgisayarağının olması gerekir. Her ne kadar VDSL ve basit DSL bağlantıları bu hızın onda veya yüzde birine kadar varabilen düşük hacimlerde çalışıyor olsalar da halen pek çok uygulama için yeterliler. Ancak gelecekte kullanıcıların yüksek çözünürlüklü video konferanslar yapmalarına olanak verecek cep telefonlarında bile saniyede birkaç yüz megabit (Mbit/s) hızında veri transferinin gerçekleştirilmesinin mümkün olması gerekli.

İdeal ağlar
Sanal ofislerde öncelikle bilgisayar ağlarının, akıllı telefonların, masaüstü cihazların, yüksek hızlı veri aktarımı ağlarının ve teknoloji harikası bina teknolojileri güvenlik mimarilerinin olması gerekir. Bu nedenle Alman hükümeti 2009 yılında ülkedeki evlerin dörtte üçünün 2014 yılına kadar en azından 50 Mbit/s'lık veri aktarımı hızına sahip bağlantılarla donatılmalarına karar vermişti. Cisco Systems tarafından Haziran 2011'de yayınlanan Global IP Trafik Tahminleri raporuna gore, Almanya'da 2011 ylında 12 Mbit/s olan ortalama bant genişliğinin 2015 yılına gelindiğinde 46 Mbit/s'e yükseleceği tahmin edildiğinden muhtemelen bu hedef tutturulacak. Güney Kore'nin başkenti Se-ul'de ise daha şimdiden 100 Mbit/s'lık hıza ulaşılmış durumda. Bu rakamın 2012 sonuna
kadar 1 Gbit/s'a yükseltilmesi planlanıyor. Böylesine yüksek veri aktarım hızıyla sinemaseverler internet üzerinden istedikleri filmleri kolaylıkla indirebilecek ve profesyonel kullanıcılar uzak mesafelerdeki üniversitelerin öğrenme programlarında bulunan yüksek çözünürlüklü görüntüler üzerinde çalışabilecek. Ayrıca yüksek çözünürlüklü tıbbi görüntülerin sorunsuz aktarılabilmesi veya endüstriyel kullanıcıların yeni ürünlerin sanal sürümleri üzerinde yardımlaşarak birlikte çalışabilmeleri için de veri aktarım hızının 1 Gbit/s sınırına yaklaşması gerekiyor.~
Güney Kore de tıpkı diğer Asya ülkeleri gibi yeni teknolojileri rekor denilebilecek kısa sürelerde benimsedi. Her ne kadar 2009 yılına kadar bu ülkede iPhone satışına izin verilmemiş olsa da Güney Koreli 50 milyon yurttaşın bu yılın sonuna kadar 20 milyon adet akıllı telefon sahibi olması bekleniyor. Bugün Güney Kore'deki üniversite öğrencileri arasında akıllı telefonlarla tablet PC'ler standart birer cihaz ve örneğin evlerinde oturdukları Münih Belediye Başkanı Christian Ude ve kamu hizmetleri şirketlerinden sorumlu Kurt Mühlhauser. yerden üniversite kütüphanesine rezervasyon yapabilmelerine imkan sağlıyor. Bu, kullanıcılara hangi okuma odalarında boş yer olduğunu gösteren bir uygulamayla mümkün kılınıyor. Diğer pek çok yerle kıyaslandığında Alman şehirleri de iyi işler çıkarıyor. Örneğin Münih'in yerel altyapı hizmetleri şirketi SWM, 2013 yılına kadar şehrin çevreyoluyla çevrelenen alanı içindeki 32 bin binanın tümüne fiber optik kablo döşemeyi planlıyor. Bu rakam, 350 bin hane ya da Münih'deki evlerin yarısı anlamına geliyor. Şirketin Münih'de fiber optik kablo erişiminden sorumlu telekomünikasyon biriminin başında bulunan Dr. Jörg Ochs, "Münih'te ikamet edenlerin zaten dörtte biri bugün 100 Mbit/s hızında veri aktarım hızına erişebiliyor. Bu durum da bizi, veri aktarımında Avrupa'nın en hızlı şehirlerinden biri yapıyor" diyor. Münih'teki Siemens Kurumsal Araştırmalar ve BMW'deki mühendisler, çevrimiçinden sanal ürünler geliştirmeleri için çok ihtiyaç duyuyor olduklarından zaten uzunca bir süredir bu gibi yüksek veri aktarım hızlarına sahip. Ochs, "Ayrıca pek çok şirket için de yedekli bağlantılar kurduk. Sonuçta bir bağlantı koptuğunda diğer bağlantı anında otomatik olarak devreye giriyor" diyor. Bauer, "Her ne kadar Alman şehirlerindeki telekomünikasyon altyapısı çok iyi durumda olsa da kırsal alanların alması gereken halen çok uzun bir yol var" diyor. Oysa kırsal alanda yaşayan insanların özellikle üstün performanslı ağlar çok işlerine yarayabilir. Bu sayede buralardaki insanların çalışmak için şehirlere gitmelerine hiç gerek kalmayabilir. Bunun için Bavyera eyaleti hükümeti kendi belediyelerinde hızlı fiber optik bağlantıları teşvik etmek için 100 milyon Euro'luk yatırım yapacağını duyurdu. Fiber optik kablo sisteminin aşırı pahalı olacağı seyrek nüfuslu alanlarda ise mobil iletişim tedarikçileri, 100 Mbit/s üzerinde veri aktarım hızını mümkün kılan ve UMTS'nin halefi olan LTE (Uzun Vadeli Evrimleşme) standardıyla geniş kapsamlı bir çözüm üretmeyi planlıyor.
Ancak bu tek başına, World Wide Web (www) üzerindeki şirket ofisleri açısından büyük biryenilik anlamına gelmeyecek. Siemens Kurumsal Teknolojiler BT Güvenliği Başkanı Dr. Johann Fichtner, "Gizli bilgiler gönderildiğinde ve bunlar üçüncü parti sunucularda saklandıklarında BT güvenliği çok önemlidir" diyor. Bu nedenle takımları şifreleme ve girdi kontrolü teknolojileriyle bilgisayar korsanları tarafından kırılması neredeyse imkansız olan bir kullanıcı hakları yönetimi sistemi geliştirmek üzerinde çalışıyorlar. İş süreçleri de artık giderek daha esnek hale geliyor. Örneğin takımlar birlikte çalışma merkezlerinden faydalanarak geliştirdikleri projenin ihtiyaçlarına göre bulundukları yerden bağımsız olarak anında çevrimiçinde toplantılar düzenleyebiliyor. Bu yaklaşım paralelinde Siemens'in Münih'teki yeni genel müdürlük binasında takımların, çevrimiçinde veya değişen gereksinimlere göre kolaylıkla uyarlanabilen boyutları ve cihazları olan teknoloji harikası ofis alanlarında yüz yüze toplantı yapmalarına olanak sağlayacak Siemens Ofis özelliği de olacak. Bugün 25 Eylül 2015 ve Jens Müllersabah saat 10 için sanal bir toplantı odası rezervasyonu yapıyor. Marijke van Veen ise halen bir gece önce doğum gününü kutlayan arkadaşı Christiane'nin dairesinin salonunda oturuyor. Bugünkü toplantıda bu takım küçük bir elektrikli arabanın "makyajı" üzerinde tartışacak. Marijke'nin bu arabanın iç özellikleri hakkındaki en son fikri kendi tablet PC'sinde kayıtlı ve onu meslektaşlarına göstermek için sabırsızlanıyor ama bu arada gece boyunca süren bir partiden dolayı akşamdan kalma olduğu için bu toplantının bir video konferans şeklinde yapılmaması için dua ediyor.

Klaudia Kunze

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz