Geleceğin Şirketleri

Thomas Malone / MIT Yönetim Profesörü  Yönetim gurusu Thomas Malone, daha çok yeni iş yapma biçimleri ve geleceğin şirketleri üzerine çalışmalarıyla tanınır. Birkaç yıl önce “Freelance E...

1.06.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Thomas Malone / MIT Yönetim Profesörü  
Yönetim gurusu Thomas Malone, daha çok yeni iş yapma biçimleri ve geleceğin şirketleri üzerine çalışmalarıyla tanınır. Birkaç yıl önce “Freelance Economy” adlı kitabını yazdı, yeni tip çalışan konusuna dikkat çekti. Şimdi ise “Future of Work” (Geleceğin İşi) adlı kitabı konuşuluyor. Çalışan patron ilişkisinden, müşteri yönetimine; bağımsız çalışanlardan outsourcing’e kadar çeşitli konulara değinen Malone, “Benim öngördüğüm değişim kişi özgürlüğüne dayalı. Bu değişim, hükümetler için demokrasinin oturtulması kadar önemli bir hamle olacak” diye konuşuyor.  
 
Thomas Malone, dünyanın önde gelen üniversitelerinden MIT’in yönetim profesörlerinden. ABD’nin en önemli yönetim gurularından biri olarak tanınıyor. “Free Lance Economy” adlı kitabıyla öne çıktı, yeni dönemin çalışma biçimi konusunda önder isimlerden biri olarak kabul edildi. Aynı zamanda üç yazılım firmasının da kurucusu. Sayısız şirketin yönetim kurulunda görev alan Malone, “İşin Geleceği” (Future of  Work) adlı son kitabındaki ilginç görüşleriyle dikkat çekiyor. Malone’a göre, önümüzdeki dönemde organizasyon yapıları merkeziyetçilikten uzaklaşacak. Buna paralel, çalışanların iş yapış biçimlerinde de değişimlerin yaşanacağını söyleyen Malone, artık bağımsız çalışan kavramının ortaya çıkacağını düşünüyor.  
 
Çalışanların kendi yöneticilerini seçtiği, hatta yönetim kurulunda eşit oy hakkına sahip olduğu bir iş dünyasının oluşacağına değiniyor. Liderlerin ve patronların da ellerindeki güçten vazgeçmeleri gerekeceğini söyleyen Malone, “Bu kriterleri başaramayan şirketler gelecekte var olmayacak” diyor.  
 
Malone, günümüzde de geleceğin şirketlerine benzeyen yapıların oluşmaya başladığını söylüyor. AES, e-bay, Mondragon gibi şirketleri örnek göstererek, bu şirketlerin aşağıdan yukarıya doğru yönetildiğini belirtiyor. Şirket stratejisini belirleyen kişilerin sadece tepedeki yöneticilerle sınırlı olmayacağı öngörüsünde bulunuyor. Bu yapının şirket çalışanlarını sadece maaş için iş yapan kişiler olmaktan uzaklaştıracağını belirten Malone, sözlerini şöyle sürdürüyor:  
 
“Geleceğin şirketleri bu saydığım kriterler nedeniyle çok daha esnek ve çabuk karar verebilir yapılar olacak. Bütün kararlar tek bir ağızdan çıkmayacak. Yine de ben bu kriterleri yerine getirecek şirket sayısının oldukça az olduğunu düşünüyorum”  
Thomas Malone’la geleceğin iş dünyasını, oluşacak yeni yönetim stratejilerini ve geleceğin mesleklerini konuştuk:  
 
Gelecekte iş dünyasında nasıl bir değişim olacağını düşünüyorsunuz? Bu değişimin temelinde hangi dinamikler olacak?  
 
Benim öngördüğüm değişim kişi özgürlüğüne dayalı. Bu değişim, hükümetler için demokrasinin oturtulması kadar önemli bir hamle olacak. Sonuçta yeni teknolojiler iletişimin maliyetini oldukça azalttı. Artık büyük organizasyonlarda çalışan pek çok insan, farklı kanallardan bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyor. Bu durum da çalışanları kendi yaptıkları işle ilgili karar verebilecek kişiler haline getiriyor. Bu kişiler önümüzdeki yıllarda sadece üstlerinden emir alarak yollarına devam etmeyecekler.  
İnsanlık tarihinde ilk defa organizasyonların ekonomik faydalarıyla, çalışanların faydaları aynı düzlemde ele alınacak. Kişiler için özgürlük, esneklik, motivasyon ve yaratıcı bir ortam oldukça önemlidir. Bu özgürlük sağlandığı zaman çalışanların çalışma hayatına bakışı değişecek. Bu durum da şirketin bütününde olumlu bir etki yaratacak.  
 
Sizce günümüzde de bu değişimlerin sinyalleri var mı?  
 
Bu tür değişimlerin çok başında olduğumuzu söylemeliyim. Yine de çevremizde bazı örnekleri var. Az da olsa bazı şirket yapıları merkeziyetçilikten uzak bir yönetim biçimi sergileyebiliyor. Çalışanlarda ise özgürlük arayışı çok daha fazla.  
 
Günümüzde pek çok kişi, kendi kariyerine bağımsız çalışan olarak devam etmeyi tercih ediyor. Önümüzdeki dönemde bunun sayısının artacağını düşünüyorum. Günümüzde bile çalışanlar esneklik ve özgürlük istiyor. Bu sayede yaratıcılığını ortaya çıkarabiliyor.  
 
Esneklik ve özgürlük iş hayatında neleri kapsıyor sizce? Çalışanlar ne kadar özgür olabilir?  
 
İlk olarak insanların başkalarından emir almak yerine, kendi kendilerine karar vermeye başlayacağını göreceğiz. Bu aslında büyük bir devrim. İş dünyasında bu gerçekleştiğinde, çok daha motiveli çalışan kişiler oluşacak. Bu durum insanları daha fazla çalışmak için şevklendirecek. Burada anahtar nokta, insanların kendileri için çalıştıklarını hissedebilmeleri. Kendi başlarına ve özgürce çalıştıklarında daha yaratıcı olacakları kesin. Kendi kararlarını veren insanlar çok daha esnek olur. Böylece davranışlarını bireysel durumlara göre çok daha rahat ayarlayabilirler.  
 
Günümüzde her fırsatta müşterinin öneminden bahsediyoruz. Sonuçta her müşteriye aynı şekilde yaklaşılmaması gerektiği söyleniyor. Benim anlattığım bu modelde de çalışanlar kendi anlık kararlarını verebildikleri için, her müşteriye farklı davranabilecekler. Tabi eğer böyle bir gereksinim varsa!  
 
Son olarak da insanlar kendi kendilerine karar verdiklerinde, verilen kararı daha fazla özümseyecekleri kesin. Bunu günümüz dünyasında her çalışan istemiyor olabilir. Fakat çoğunluğun işyerinde daha fazla özgürlüğe ihtiyacı olduğu bir gerçek.  
 
İnsanların bir şirkette çalışırken yönlendirilmemesi nasıl mümkün?  
 
Aslında bunu uygulamanın değişik yolları var. Birinci yöntemde yöneticiler ve patronların hala var olduğu bir yapı. Buradaki değişiklik ise bu kişilerin pek çok kararı şirketin en alt kademelerine kadar delege etmesi. Günümüzde zaten bunu pek çok danışmanlık ve hukuk firması yapıyor. Bu kurumlarda önemli kararlar yetki sahibi ortaklara delege ediliyor.  
 
Benim sıklıkla verdiğim başka bir şirket örneği de AES. Şirket, dünyanın en önemli elektrik gücü üretim firması olarak tanınıyor. AES’te çok düşük seviyedeki insanlar milyon dolarlık kararlar alabiliyor. Bunu yaparken de kimseden onay almaları gerekmiyor. Sadece işler karmaşıklaştığı zaman tavsiyeye ihtiyaçları oluyor. Bu yöntemde, yöneticilerin alt kademedeki insanlara bu otoriteyi vermesi önemli.  
 
Bir başka görülebilecek örnek de demokrasiyi oturtmak. Burada yöneticilerin ya da patronun yetkiyi delege etmesi gerekmez. Organizasyon içindeki kişiler zaten bu güce ilk aşamadan sahiptir. Hatta bazı durumlarda onlar bazı görevleri yöneticilerine delege ederler. Bunun örneği de bugünün iş dünyasında var. Pek çok ileri görüşlü yönetici artık çok önemli bir karar almadan önce çalıştığı kişilere danışıyor. Bu aslında kurallara dayandırılmamış bir demokrasi anlayışı. Gelecekte ise bunun daha oturtulmuş biçimlerini şirket yapılarında göreceğimizi düşünüyorum. Bu da şirket içinde uzmanlaşmayı artıracak bir durum.  
 
Günümüzde şirketler kendi uzmanlık alanlarının dışında olan işleri dış kaynak kullanımıyla hafifletme yoluna gidiyorlar. Sizin belirttiğiniz yöntemlerle bunun değişeceğini söylemek mümkün mü? Gelecekte bu yöntemin yeri var mı?  
 
İş dünyasında karar almak iki şekilde mümkün. Birincisi, benim dışsal pazar dediğim yöntem. Bunun anlamı dış kaynak kullanımının artmasıdır. Bu yöntemde firma bünyesinde tek bir hiyerarşik yapıyla işler yürümez. Bunun yerine dışarıdaki bağımsız şirketlerle çözümlenir. Günümüz iş dünyasında hiçbir şirket bütün işleri aynı verimlilikte kendisi yapamaz. İlerde de bunun değişeceğini düşünmüyorum. Hatta artarak devam edecek. “Her işi kendim yaparım” deme lüksüne kimse sahip değil. Şu anda şirketler, alıp sattıkları ürünlerle ilgili anlaşma yapıyorlar. Bu anlaşmalar üstünden küçük kararlar alıyorlar. Uzmanlık gerektirecek başka kararlarda ise, işin ehline danışmak gerekir. Örneğin, dünya pazarında kimse pamuk üretimi konusunda yüzde 100 bilgi ve yetki sahibi değildir. Bir pazarda ne kadar pamuğa ihtiyaç olduğuna dünyadaki hiçbir CEO karar vermiyor. Buna karar verenler satıcı ve alıcı konumunda olan bireyler.  
 
Tabi bağımsız çalışanlarla işlerin yürütülmesi de söz konusu olacak. Bugün sadece farklı uzman şirketlerle yürütülen bu yöntem, ilerde uzman çalışanlarla yapılacak. Ben buna e-lance ekonomi diyorum. E-lance elektronik olarak bağlantıda olan bağımsız çalışanlar anlamına geliyor.  
 
Bugünün dünyasında bağımsız çalışanlar en fazla hangi sektörlerde görülüyor?  
 
Benim gözlemim, en fazla film sektöründe bu tür çalışanlar var. Bu kişiler sadece tek bir film için bir araya geliyorlar. Teknisyen, ışıkçı, aktör, yönetmen ve diğer çalışanların her biri belirli bir süre için çalışıyor. Projenin sonunda da bağlarından kurtulurlar. Günümüzde bağımsız çalışmanın bu yoğunlukta uygulandığı başka sektör yok.  
 
Önümüzdeki dönemler için ise yaratıcılık ve bilgi ağırlıklı işlerde bağımsız çalışanların sayısı artacak. Bu kapsamda profesyonel servisler, danışmanlık, ileri teknoloji, ürün geliştirme gibi alanlarda yoğunlukta olacağını söylemek mümkün. Yine de merkeziyetçi yapıdan uzaklaşan geleneksel firmaların da bu stratejiyi uygulamaya başlayacağını göreceğiz.  
 
Bu değişimlerin şirket stratejilerine nasıl yansıyacağını düşünüyorsunuz?  
 
Her şirketin, ilk önce iş dünyasının değişeceğinin farkında olması gerekiyor. Daha sonra bu şirketler kendi yapılarına bağlı olarak bu değişiklikleri hangi seviyede stratejilerine dahil edeceklerine karar vermeli.  
 
Örneğin, bazı firmalar için ölçek ekonomisi çok önemlidir. Bu nedenle oluşacak değişimin içinde yer almamayı seçebilirler. Yine de firmalar yaratıcılık ve esnekliğin desteklendiği bir yapının daha avantajlı olacağını uzun dönemde görecekler. Bu yönde seçim yapan şirketlerin de kendi stratejisini buna uygun yapılandırması gerekir.  
 
Bugün genellikle şirket stratejileri firmanın başındaki kişiler tarafından belirlenir. Bu strateji daha sonra şirketin alt kademelerine aktarılır. İlerde ise düşük seviyelerden başlayarak stratejinin belirleneceğini göreceğiz. Çalışanların hepsi şirket stratejisinin belirlenmesinde söz sahibi olacak.  
 
Şu anda faaliyette olan şirketlerin merkeziyetçi olmayan yapıya adapte olabileceğini düşünüyor musunuz?  
 
Açıkçası çoğu şirket bunu başaramayacak. Bu değişimin olması için firmaların başındaki kişilerin güçlerinin bir bölümünden vazgeçmeleri gerek. Bugünün liderlerinden çok azı bunu yapabilir. Aslında gücü kazanmanın en iyi yolu onu bırakmaktır. Liderlerin bunu anlayıp, bu yönde çalışmalar yapması gerekiyor.  
 
Bugünün dünyasında kendi gücünden vazgeçen lider örnekleri var mı?  
 
Bazı liderlerin güçlerini farklı paydaşlarına aktardığı yapılar var. Örneğin, Linus Torvalds, Linux operasyon sistemini geliştirirken, kendi gücünün önünde birlikte çalıştığı takım arkadaşlarını gördü. E-bay’in CEO’su Meg Whitman ise müşterilerinin davranışlarını kendisi kontrol etmek yerine, onlara büyük bir güç vererek bunu şimdiden başardı.  
 
AES’in emekli olmuş CEO’su Dennis Bakke’de bahsettiğim yönetim şeklini uygulayarak gücünü devretmeyi başarmış önemli başka bir örnek. Önümüzdeki dönemde de bu tür liderlerin yönettiği yapılar var olacak. Hatta bu şirketler, henüz nasıl değişeceğini anlamayan firmalardan da büyük oranda pazar payı elde edecekler. Daha sonra ise bu geleneksel şirketler iş dünyasından teker teker silinecek.  
 
Sizce önümüzdeki dönemde bu değişimlere bağlı olarak yeni meslekler ortaya çıkacak mı?  
 
Yeni tür hizmet anlayışı ortaya çıkacağı için yeni meslekler oluşacaktır. Ayrıca müşterilerin beklentilerine daha uygun ürünler üretilecek. Bu nedenle, ürünlerin üretim sürecinde de değişim yaşanacak. Bu da yeni meslek alanlarının ortaya çıkmasına neden olacak. Belki iş tanımları değişmeyecek, ama iş yapış biçimlerinde farklılıklar olacak. Karar verme sürecinde de yetkiler değişeceği için, çalışan kişilerin sorumlulukları artacak.  
 
Aslında bu yanıtlaması oldukça zor bir soru. Bundan 20 yıl önce bugünün en hızlı büyüyen mesleklerinden bir tanesinin web dizaynı olacağını söylemek çok mümkün değildi. Bence bu nedenle önümüzdeki dönemde yeni mesleklerin ne olacağına dair tam isabetli bir tahmin yapmak kolay değil.  
 
Yine de benim gazetecilik mesleğiyle ilgili bir öngörüm var. Profesyonel iş gazetecisi kavramının ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bu kişiler artık belirli yayınlarda yazı yazmaktan çok, şirketler için bilgi toplayan ve bunları formülleştiren kişiler olacak. Kendi yaptıkları işle ilgili bilgileri şirketlerle paylaşacaklar. Böylece farklı bir firmadan alınacak bir ders, başka bir firma için yararlı bir bilgiye kolaylıkla dönüşebilecek. Şirketler de bu kişileri bağımsız çalıştırmak isteyecekler.  
 
 
YARININ “İŞ YAPMA” BİÇİMİNİN 10 KURALI  
 
1. Yeni tip yöneticiler, önümüzdeki yıllarda sadece üstlerinden emir alarak yollarına devam etmeyecekler. Kendileri de karar verebilecekler.  
 
2. İnsanlık tarihinde ilk defa organizasyonların ekonomik faydalarıyla, çalışanların faydaları aynı düzlemde ele alınacak.  
 
3. İleride yöneticilerin sahip oldukları gücün büyük bir kısmını çalışanlarına devretmesi gerekecek.  
 
4. Bugünün yapılarında ise sadece tepe yöneticiler önemli kararlar alıyorlar. Önümüzdeki yıllarda dinleyen şirketler başarılı olacak.  
 
5. Çalışanların, başkalarından emir almak yerine, kendi kendilerine karar vermeye başlayacağını göreceğiz.  
 
6. Günümüzde müşterinin öneminden bahsediyoruz. Sonuçta her müşteriye aynı şekilde yaklaşılmaması gerektiği söyleniyor. Gelecekte, çalışanlar kendi anlık kararlarını verebildikleri için, her müşteriye farklı davranabilecekler.  
 
7. Önümüzdeki dönemler için ise yaratıcılık ve bilgi ağırlıklı işlerde bağımsız çalışanların sayısı artacak. Bu uygulama daha çok profesyonel servisler, danışmanlık, ileri teknoloji, ürün geliştirme gibi alanlarda yoğunlaşacak.  
 
8. Yeni modelde yöneticilerin ya da patronun yetkiyi delege etmesi gerekmez. Organizasyon içindeki kişiler zaten bu güce ilk aşamadan sahiptir. Hatta bazı durumlarda onlar bazı görevleri yöneticilerine delege edecekler.  
 
9. Müşterilerin beklentilerine daha uygun ürünler üretilecek. Bu nedenle, ürünlerin üretim sürecinde de değişim yaşanacak. Bu da yeni meslek alanlarının ortaya çıkmasına neden olacak.    
 
10. Günümüz iş dünyasında hiçbir şirket bütün işleri aynı verimlilikte kendisi yapamaz. İlerde de bunun değişeceğini düşünmüyorum.  
 
GELECEĞİN LİDERLERİ NASIL OLACAK?  
 
Geleceğin dünyasında lider ve patronların rolü ne olacak?  
 
Düşünce Yapıları Değişmeli  
 
Patronlar her şeyden önce düşünce yapılarını değiştirmeliler. İleride yöneticilerin sahip oldukları gücün büyük bir kısmını çalışanlarına devretmesi gerekecek. Bugün ise pek çok lider emir ve kontrolün verdiği güveni sonuna kadar kullanıyor. Bu aslında merkezcil bir düşünce yapısı. Geleceğin şirketlerinde de merkezcil yapılar görülecek, ama gerektiği zaman bu yapıyı anında değiştirebilecek esnekliğe sahip olmak önemli bir hal alacak.  
 
Kararları Çalışanlar Verecek  
 
Şu anda pek çok şirkette kararlar tepe yöneticiler tarafından alınıyor. Bu kişiler bir problem olduğunda, bir kişiyi yetki sahibi kılarak çözüm yoluna gidiyorlar. Gelecekte ise bence emir komuta zincirinden, koordinasyon ve dayanışmaya doğru bir geçiş yaşanacak. Aslında bu iki temel kriter kontrolsüzlük anlamına gelmiyor. İşler koordine edilirken zaten bir kontrol oluşacaktır. Ayrıca her çalışan yaptığı işle ilgili kendi kararını alabilirse, işin iyi gitmesi için de elinden geleni yapacaktır.    
 
Değişen Çevreye Uyum  
 
Bir şirket değişen her türlü koşula kendisini adapte edebilmeli. Bugünün yapılarında tüm kararların yukarıdan aşağıya doğru ilerlediği bir sistem var. Oysa şirketlerin bazı durumlarda aşağıdan yukarıya doğru karar vermesi gerekebilir. Bence başarılı liderler ve yöneticiler kendi stillerini bu değişen gerçeklere adapte edebilecek kişilerden çıkacak. Bu liderlerin değişen taleplere göre şirketlerini yapılandırmaları gerekecek. Bu da kimi zaman onların işleri başkalarına vermeleri sonucunu doğuracak. Sonuçta önümüzdeki yıllarda liderler tavsiye verici bir konumda olacaklar.  
 
GELECEĞİN ŞİRKET ÖRNEKLERİ  
 
Sizin öngördüğünüz değişimleri günümüz iş dünyasında başarmış örnekler var mı?  
 
Bu yöntemlerin büyük bir kısmını uygulayan bir örnek var. İspanya’da faaliyet gösteren Mondragon şirketi. Şirketin otomotiv, perakende, finans ve danışmanlık alanlarında faaliyetleri var. Şirket içinde çalışanların oluşturduğu 150 ayrı bölüm mevcut. Bu bölümlerin her birinde çalışanlar yönetim kurulunda eşit oy hakkına sahip. Bu durum çalışanların CEO’nun seçilmesi dahil, bütün önemli kararlarda söz sahibi olmasını sağlıyor.  
 
Buna ek olarak yılda bir kere bu 150 bölüm toplantı yapıyor. Bu toplantıda şirket için önemli olan her türlü konu tartışılıyor. Çalışanların yönetim kurulunda oy hakkının olması sadece bu 150 bölümle sınırlı değil. Aynı zamanda 22 endüstri grubunun da bütün organizasyon içinde eşit oy hakkı var. Bu örnekte organizasyonun tepe yönetiminden uzak olan insanların bile kendilerini ilgilendiren her konu hakkında oy hakkı var.  
 
Bir de önümüzdeki dönemde iş hayatında meydana gelecek değişimlere göre şimdiden çalışmalarını yürüten şirketler var. Intel buna iyi bir örnek. Biz Intel’le bütün bu yapıları kendi bünyelerinde nasıl oluşturabileceklerine dair bir senaryo üstünde çalıştık. Geliştirdiğimiz bu senaryonun anahtar noktası, sorumluluğun dağıtılmasıydı. Hangi ürünün, ne zaman ve hangi fabrikada oluşturulacağına dair herkes bilgi sahibi oluyor. Burada yöneticiler, zamanı ve süreci belirlenmiş ürünlerin haklarını şirket içinde satışa çıkarıyor. Satıcılar da kendilerine uygun hakları satın alarak, müşterilerine hizmet veriyor. Zaman içinde bu içsel pazarda arz ve talebin değişkenliğine göre fiyat ayarlanabiliyor.  
 
DEĞİŞİMİN ŞİRKETLERE ETKİLERİ  
 
Bu değişiklikler şirketlere ne tür somut getiriler getirecek sizce?  
 
Karlılık Artacak  
 
Bence çok farklı alanlarda avantajlar sağlayacak. Sonuçta her şirket günün sonunda karlılığına bakmak zorunda. Bu değişen yapı da şirketlere daha yüksek karlılık sağlayacak. Her türlü soruna anında yanıt verebilme esnekliği verecek. Değişikliklere daha hızlı adapte olabilecekler. Sonuçta teknoloji, müşteri ihtiyaçları ve çalışan davranışları sürekli bir değişim içeriyor. Gelecekte var olmak isteyen şirketlerin de bu değişikliklere hızlı cevap vermeleri gerek.  
 
Dinleyen Şirketler Oluşacak  
 
Bugünün yapılarında ise sadece tepe yöneticiler önemli kararlar alıyorlar. Artık firmaların çalışanlarıyla birlikte nasıl değişebileceğine dair fikir üretmesi gerek. En önemlisi ise bu toplanan fikirlerin dinlenmesi. Önümüzdeki yıllarda dinleyen şirketler başarılı olacak. Bu bilgilerin doğru ve düzenli bir şekilde toplanması da şirketin her türlü yeniliğe anında cevap vermesini sağlayacak. Sonuçta teknoloji, rekabet ortamı ve müşteri ihtiyaçları sürekli  
değişiyor. Bu değişimi firmanın başındaki birkaç kişinin tek başına algılaması mümkün değil.  
 
Çalışan Profili Değişecek  
 
Firmalar kendileri için çalışan insanlardan çok daha fazla yarar ve enerji elde edebilecekler. Artık insanlar sadece maaşlarını almak için gerekeni yapan kişiler olmaktan çıkacak. Kendi kararlarını verebilen çalışanlar çalıştıkları şirkete yararlı olmak için ellerinden geleni yaparlar.  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz