Karaoke Sendromu

Kjell A. Nordström    Büyük ilgi uyandıran kitap Funky Business’ın yazarları Jonas Ridderstrale ve Kjell A. Nordström şimdi de “Karaoke Capitalism: Management for Mankind (Karaoke Kapital...

1.08.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kjell A. Nordström  
 
Büyük ilgi uyandıran kitap Funky Business’ın yazarları Jonas Ridderstrale ve Kjell A. Nordström şimdi de “Karaoke Capitalism: Management for Mankind (Karaoke Kapitalizm-İnsanoğlu için Yönetim)” adlı yeni bir kitap yazdılar. Kitap karaoke kapitalizm dünyasında ayakta kalabilme yöntemlerini anlatıyor. Yazarlara göre, kopya bir dünyada, “karaoke” yapılan bir dünyada yaşıyoruz. Televizyon dizileri, haberler, herkes ve her şey birbirini taklit ediyor. Artık şirketlerin kendilerini farklılaştırmaktan başka şansları yok. Taklit etmeyin, yaratıcı olun karaoke barın dışına çıkabilmenin yolunu bulun mesajın veriyorlar.  
 
Yaklaşık 3 yıl önce Funky Business isimli kitap yayınlandığında dünyada büyük yankılar uyandırmıştı. Uluslararası en çok satanlar listelerinin ilk sıralarına yerleşmiş, 250 binden fazla satmıştı. Hatta tüm zamanların en önemli iş kitaplarının sıralandığı listede 16’ıncı sırada yer almıştı.  
 
Funky Business’ın yazarları Jonas Ridderstrale ve Kjell A. Nordström şimdi de “Karaoke Capitalism: Management for Mankind (Karaoke Kapitalizm-İnsanoğlu için Yönetim)” adlı yeni bir kitap yazdılar. Kitap karaoke kapitalizm dünyasında ayakta kalabilme yöntemlerini anlatan bir manifesto olarak nitelendiriliyor. Kitabın yazarlarından Kjell A. Nordström dünyanın en önemli danışmanları arasında yer alıyor. Günümüz ekonomisini şarkıcıların taklit edildiği bir karaoke bara benzetiyor. Bu karaoke ekonomide bireylerin sınırsız seçenekler arasında boğulduğunu söylüyor. Her yerde birbirinin takliti uygulamalara ve insanlara rastlandığının, yalnızca yaratıcı ve hayal gücü kuvvetli insanların ve şirketlerin öne çıktıklarının altını çiziyor.  
 
Nordstöm, Capital ile gerçekleştirdiği söyleşide şirketlerin yaptıkları ortak bir hataya dikkat çekiyor ve onları uyarıyor: “Günümüzde bir hata yapıyoruz ve birbirine çok benzeyen insanları işe alıyoruz. Halbuki örneğin çok sayıda erkek varsa işe kadın almalıyız, Hıristiyan sayısı çoksa Müslüman, mühendis çoksa antropolog almalıyız ki çeşitlilik artsın. Çeşitlilik, farklılık da yenilikleri ve yaratıcılığı körükler.”  Nordström, tüm dünyada çalışanların çoğunluğunun erkek olduğunu, yeni işe alınanların da genelde erkek olduğunu söylüyor ve bu yaklaşımı doğru bulmadığına dikkat çekiyor.  
 
Kjell A. Nordström Capital’e yeni kitaplarını değerlendirdi, iş dünyası ve şirketlerle ilgili ilginç saptamalarını bizimle paylaştı:  
 
Karaoke kapitalizmi tanımlayabilir misiniz? Tam olarak nedir ve neden kitabınıza bu ismi verdiniz?  
 
Sanırım “karaoke”nin ne olduğunu biliyorsunuz. Bir bara gidersiniz ve bir başkasının, bir şarkıcının taklidini yaparsınız. Karaoke bar ile ilgili olan en ilginç şey orada hiç kimsenin orijinal davranmamasıdır. Herkes birbirini, bir şarkıcıyı ya da başka bir şeyi taklit eder. Orada mantık taklit etmektir zaten.  
 
Eğer otomobilleri ele alacak olursak ne siz ne de ben Toyota, Skoda, Volkswagen, Hyundai ya da Kia arasındaki farkı söyleyemeyiz. Çünkü, otomobil şirketleri birbirlerini taklit ediyor. Sadece onlar değil, örneğin kafeler bile birbirini taklit ediyor. Dolayısıyla, kopya bir dünyada, “karaoke” yapılan bir dünyada yaşıyoruz. Televizyon dizileri, haberler, herkes ve her şey birbirini taklit ediyor.  
 
Kitaba bu ismi verirken de aslında karaoke tarzı yaşamın altını çizmek istedik. Neden bu durumda olduğumuzu ve bu durumdan nasıl kurtulabileceğimizi anlatmaya çalışıyoruz.  
 
Yeni dönemde başarılı olmak isteyen şirketlere ne önerirsiniz?  
 
“Karaoke”nin zıttı hakiki, orijinal olmaktır. Gerek kişisel gerekse kurumsal orijinallik her zamankinden daha da değerli olacak. Dolayısıyla, yeni dönemde başarıyı yakalamak isteyen şirketlerin de öncelikle “orijinal” olmaları gerektiğini düşünüyorum.  
 
Şirketlerin, rekabetçi olarak kalabilmeleri için kurumdan yeni ve tamamen farklı taleplerde bulunabilecek bilgi ağları yaratmaları gerektiğini söylüyorsunuz. Bu bilgi ağlarını tanımlayabilir misiniz? Yeni ve tamamen farklı talepler derken kastettiğiniz nedir?  
 
Bugün yaratılan pek çok yenilik şirketin içindeki insanlar tarafından bilinmiyor. Bunlar genelde şirket dışından, başka ülkelerde olan, tamamen farklı şekillerde çalışan insanlar taraf��ndan ortaya atılan fikirlerdir. Bu insanlar, işbirliği ile tamamen yeni ürün ve hizmetler yaratabiliyorlar. Gerek şirket, gerek endüstri gerekse ülke konu olduğunda durum hep bu. Eğer farklı yerlerdeki insanlar ile aranızda bilgi iletişim ağları kurarsanız çok yararlı olacaktır.  
Bugün bilgi, dünyanın her yerine dağılıyor ve işinize yarayan bilginin nerede olduğunu bulmak zorundasınız.  
 
Bir ürün satın alırken bunu gözlemleyerek yaparız. Pek çok diğer temel ihtiyaçlar da kademeli olarak karşılanıyor. Bu da başka nedenlerle de bir şeyler satın alınabildiği anlamına geliyor. Bu nedenlerden biri eğlence olabilir. Alışveriş bir bakıma eğlencedir ya da alışveriş yapmak eğlenceli bulunur. Buna alışveriş eğlencesi diyebiliriz. Eğer alışveriş eğlenceli bir şeyse bunun sizin ürününüzün pazarlamasında, sunumunda ve sattığınız üründe yansımalarının olması gerekir. Bugün pek çok ülkede alışveriş eğlencelidir. Aslında ihtiyacınız olduğu için değil, eğlenceli bir şey olduğu için alışveriş yaparsınız. Alışverişe çıkmak lunaparka gitmek gibidir.  
 
Bugün tüketicilerin şirketler için taşıdığı anlam nedir? Geçmişe göre nasıl değişiklik gösteriyor?  
 
Bazı şirketler bir dönem ortaya çıkar, çok iyi hizmet ya da ürün sunmazlar ve hemen ortadan kaybolurlar. Ancak müşterileriyle uzun dönemli ve interaktif bir ilişki kuran, örneğin cep telefonu şirketlerinin yaptığı gibi onlarla sürekli iletişim halinde olan, yeni yazılımlar, ürünler, oyunlar, programlar sunanlar öne çıkıyor.  
 
Müşterilerinizle interaktif bir ilişki kuruyorsunuz ve onlar da kendilerini bir topluluk ya da aile gibi hissediyorlar. Siz de onlara bir ürün satıp ortadan kaybolmuyorsunuz. Ürünü sattıktan sonra onlarla iletişime devam ediyorsunuz.  
 
Geçmişte arabanızı satın alıyor ve gidiyordunuz. Ama bugün servisi var, şirket sizinle sürekli bağlantı halinde oluyor, otomobille ilgili yeni aksam ve donanımlar hakkında bilgi veriyorlar, otomobilinizle ilgili sorular soruyorlar. Sizden kopmuyorlar. Nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı bilmek istiyorlar. Zaten ilk ilişki, müşteri ürünü satın aldığında başlıyor. Sonrasında da bu ilişkiyi sürdürmek ve karşılıklı hale getirmek gerekiyor.  
 
Siz yeniliklerin yeniden keşfedilmesinden söz ediyorsunuz. Bu nasıl yapılabilir? Benzer şekilde davranmış şirket örnekleri var mı?  
 
Aslında çok fazla yenilik ya da keşif de gerçekleşmiyor. Farklı geçmişlerden gelen, farklı eğitimler almış, farklı kültürlere sahip, farklı dinlerden olan insanlar yeni şeyler getirebilirler. Bu insanlar bir araya geldiklerinde yeni fikirler doğar. Bunun son derece basit bir nedeni vardır; çünkü bu insanlar birbirlerinden farklıdır.  
 
Günümüzde bir hata yapıyoruz ve birbirine çok benzeyen insanları işe alıyoruz. Halbuki örneğin çok sayıda erkek varsa işe kadın almalıyız, Hıristiyan sayısı çoksa Müslüman, mühendis çoksa antropolog almalıyız ki çeşitlilik artsın. Çeşitlilik, farklılık da yenilikleri, yaratıcılığı körükler. Şirketler ise daha çok bunun tersini yapıyor.  
 
Türkiye’deki şirketleri ele alırsak, çalışanların hepsi Türktür ve benzer geçmişlerden geliyorlardır. Ayrıca tüm dünyada çalışanların çoğunluğu erkek. Yeni işe alınanlar da genellikle erkekler oluyor. Ben bunu çok doğru bulmuyorum.  
 
Yaratıcı şirketlere örnek olarak da, Türkiye’de de faaliyette olan Nokia’yı verebilirim. Nokia gerçekten de son 10-15 yılda çok yenilikçi ve yaratıcı bir şirket olarak öne çıktı. Bir Finlandiya şirketi olmasına rağmen İsveç, Rusya, İngiltere ve daha pek çok farklı ülkeden insan çalıştırıyorlar.  
 
İngiltere’deki bir başka üretim şirketi de tüm Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerden gelen insanlara iş veriyor.  
 
Kapitalizmin karakterinin geliştirilmesi için bireysel sorumluluğun kabul edilmesi gerektiği yorumunu yapıyorsunuz. Kapitalizmin karakteri nasıl geliştirilebilir?  
 
Bir bakıma çok fazla alternatif yok. Amerikan tarzında insanlar çok fazla işe karışmazlar. Ayrıca yasaların, düzenlemelerin yapıldığı bir sistem vardır. Bu sistem piyasanın yan etkilerini düzenlemek ve kontrol etmek amacıyla oluşturulmuştur. Piyasa bir ideal kavram değildir, makinedir. Bu makine her zaman iyi şeyler yapmaz. Sorun olduğunda manipülasyona ihtiyaç vardır. Bu manipülasyon da kanunlarla gerçekleştirilir.  
 
Her şey bireysellikle mi bağlantılı? Diğer başarılı şirketler örnek alınamaz mı? Bu da taklitçilik mi olur?  
 
Ben, kendiniz de dahil olmak üzere, dünyanın her yerinde bireysel olmanız gerektiğini düşünüyorum. Herkes her konuda seçim yapıyor. Hayatını nasıl yaşayacağını, ne satın alacağını seçiyor.  
 
Ayrıca her ürün kişilere göre tanımlanıyor. Herkes bu benim cep telefonum, benim arabam diyor. Böylelikle o cep telefonunu ya da arabayı sizin seçmiş olduğunuz vurgulanıyor. Her şey giderek artan oranda bireysellikle bağlantılı hale geliyor. Bu nedenle de örnek almak karaoke olarak değerlendirilebiliyor.  
 
Peki ortalama tüketici kitlesine hitap eden şirketler ne olacak? Onlara ne tavsiye edersiniz? Ayakta kalma şansları var mı?  
 
Evet ortalama tüketiciye hitap eden ortalama şirketler bir süre sonra yok olacaklar. Ayakta kalma şansları yok bence. Bu şirketler çekici olmak zorundalar. Bir seçim yapmalılar. Ya çekici olacaklar ya da yok olacaklar. Ortalama tüketiciye hitap etmek ve ortalama şirket olarak kalmak yakın zamanda yaşamaya devam edemeyeceğiniz anlamına gelir.  
 
Modern şirketlerin bugün iki cepheli bir savaşla karşı karşıya olduklarını söylüyorsunuz. Bu savaşın özelliği nedir? Tüketiciler ve yetenek bu savaşta nasıl bir role sahip?  
 
Burada en önemli unsur bilgi. İyi bir bilgi donanımına sahip tüketiciler, şirketler üzerinde giderek artan oranda bir baskı oluşturuyorlar. Ayrıca her geçen gün daha fazla sayıda insan daha da bilgileniyor. İş arayan insanların kalitesi de artıyor. Bu kişiler her zaman başka bir yerde daha iyi bir alternatif olduğunu biliyorlar. Bu alternatiflerden haberdar oluyor ve her an başka yere gidebiliyorlar.  
 
Bundan 10 ya da 15 yıl önce bilgiye ulaşmak oldukça zordu. Şimdi kişiler ya da işler ya da herhangi bir şey hakkında bilgi edinmek son derece kolay. Elbette aynı durum şirketler için de geçerli. Onlar da müşterileri ile ilgili bilgilere hemen ulaşabiliyorlar.  
 
“Anormal” olanın “yeni normal” haline dönüştüğünü belirtiyorsunuz. Kastettiğiniz nedir?  
 
Pek çok toplumda normal anlayışı kayboldu. Standartlaşmış herhangi bir şeyi satın almak çok rastlanan bir şey değil artık. Bunun yanında bugün dünyadaki her ülke, orta sınıfın baskı altında olduğunu söylüyor. Orta sınıf neredeyse kaybolmak üzere. Giderek daha az insan yaşıyor bu sınıfta. Anlatmaya çalıştığımız şey bunlar.  
 
Bahsettiğiniz bu anormal dönemde bireyler nasıl bir önem kazanıyor?  
 
Bugün bireyler, kendi kaderlerinden, daha önce olduğundan çok daha fazla sorumlular. Kendi hayatları hakkında karar verebilir, onu iyi ya da kötü yapabilirler. Aşağı inebilirler, yukarı çıkabilirler. Çoğumuz hayatlarımızı özgürce yaşayabiliyoruz. Giderek artan sayıda insan hayatını kendisi tanımlayabiliyor.  
 
Yöneticiler ve politikacılar bu özgür yaşayan insanlarla iletişime geçmeyi nasıl öğrenebilirler?  
 
Öncelikle yöneticilerin ve politikacıların insanların her anlamda özgür olduğunu anlamaları gerekiyor. Her ülkede bu oluyor, insanlar özgürleşiyor ve bunu gözden kaçırmamak gerek.  
 
Hangi şirketler bu dönemde ayakta kalmakta zorlanacaklar ve neden?  
 
Ortalama kalitede hava taşımacılığı yapan havayolu şirketleri, ortalama bankacılık ürünleri sunan ortalama bankalar, ortalama ürünler sunan ortalama dağıtım şirketleri zorlanacak. Ortalama seviyeye göre tasarlanmış her şey zor bir döneme girecek. Ancak son derece düşük maliyetli bir hava taşımacısı ya da oldukça lüks hizmet sunan bir havayolu şirketi ayakta kalabilir ve çok başarılı olabilir. Bu ikisinin arasında kalanlar ayakta kalma konusunda zor zamanlar yaşayacaklar.  
 
Artık şirketlerin kendilerini farklılaştırmaktan başka şansları yok. Bunu mutlaka yapmaları gerekiyor.  
 
“Her Yerde Değişim Var”  
 
Sonsuz Bireyler Karaoke kapitalizm dünyasında sonsuz bireysel seçenek var. Ancak, seçeneğin de bir maliyeti bulunuyor. Ödemeyi nakit ya da yeteneğiniz ile yapabilirsiniz. Karaoke kulübü sınırları içinde şirketler ve bireyler kaçınılmaz seçimle karşılaşıyorlar: kendi geleceğinizi yaratmak için diğerlerini kopyalayın. Karşılaştırma ve en iyi uygulama sizi sadece ortalara taşır. Taklit etmeyin, yaratıcı olun.  
 
Güç El Değiştirdi Teknoloji fırsatlar yaratır ve daha uzun ve zengin yaşamlar için olanaklar sunar. Teknoloji bizleri kendimiz olma yolunda özgürleştirir. Bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler herkesi ve her şeyi etkiliyor. Ancak bilginin demokratikleştirilmesi ile gücün demokratikleştirilmesi birbirine karıştırılmamalı. Bilgi, ancak onu anlama yeteneğiniz varsa bir anlam taşır. Bu anlamda güç işlenmemiş bilgiyi elinde bulunduranlardan işlenmiş bilgiyi elinde bulunduranlara geçmiştir.  
 
Sorumluluklar Artıyor Geçmişe ait kurumlar yeniden şekillendiriliyor.  
 
IKEA tarafından tasarlanmış gibi görünen bir refah toplumunda yaşıyor ve çalışıyoruz. Daha fazla fırsat, yanında daha fazla sorumlulukla birlikte geliyor. Fragmantasyon ve kaybolan toplumsal sermaye hepimizin bireysel yenilikçi, kurumlar olmamızı gerektiriyor. Güç, kural yıkıcıların ve kural koyucuların eline geçiyor.  
 
Materyalizm Öne Çıkıyor Anlamlar artık dini kurumlar ya da devlet tarafından belirlenmiyor. Tek geçerli olan materyalizm. Yaşamın anlamının ve artan yalnızlığın ötesine geçmek için bireylerin, dünyanın neresinden olursa olsun biyografik arkadaşlarını bularak, kendi toplumlarını yaratmaları zorunlu hale geliyor. Yerel vatandaşlardan küresel kabileye mensup erkek ve kadınlara geçişe şahit oluyoruz.  
 
Anormallik Çağı Anormal olan yeni normal haline geliyor. Beslenmeye dayalı toplum yaratma fikrinden vaz geçtik. Bunun yerine doğa kanunlarını uyguluyoruz. Balon ekonomisi yokluk ve fırsatlardan oluşan ikili bir ekonominin önünü açtı. Tek başına yaşayan bir insan olarak geçimini sağlamaya çalışırken bir yaşam sahibi olmak son derece zor. Şirketler için başarı, ortalamaya hitap etmekten çok sınırlarda dolaşma meselesi haline geldi.  
 
“Yeteneğin Önlenemez Yükselişi”  
 
Yetenek Önemli Yetenekli bireyler global pasaportlara sahip mobil monopoller olarak tanımlanıyor. Rekabetçiliğin, en az bulunan kaynak olan yeteneğin anahtarını ellerinde bulunduruyorlar. Yöneticilerin ve politikacıların, her an gidebilme, bir şeyler yapabilme ve varolabilme özgürlüğüne sahip olan insanlarla başa çıkabilmeyi öğrenmeleri şart.  
 
İki Cepheli Savaş Şirketler iki cepheli bir savaşla karşı karşıyalar. Yetenekli bireylerin elinde esir düştüler ve talepkâr tüketici tarafından kuşatılmış durumdalar. İyi işleyen bir pazar ekonomisinin birinci özelliği düşük ortalamada kârlılığa sahip olmasıdır. Başarılı olabilmek için kurumların yetenekleri sermayeleştirme ve müşteri yaratma sanatını öğrenmeleri gerekiyor.    
 
Yetenekler Dağılıyor Refah akılla yaratılır. Ancak devam ettirebilmek için şirketler kurum üzerinde tamamen yeni ve farklı talepler görünen bilgi ağları oluşturmak zorundalar. Uluslararasılaşma yeteneklerin coğrafi olarak dağılmaları sonucunu doğuruyor. Rekabet, bilginin geçerlilik süresini azaltırken eğitim de ihtiyaç duyulan becerilerin derinliğini arttırıyor.  
 
“Taklit Değil Farklı Olun”  
 
Yarış Farklılaştı Microsoft’tan Picasso’ya ve Michael Jackson’a kadar tüm geçici monopoller karaoke barın dışına çıkabilmenin yolunu buldular. Ama artık eski yöntemler işe yaramıyor. Büyük teknolojiler ve kurumsal çözümler hâlâ gerekli ama artık endüstri liderliği yarışında yeterli değil. Ekonomik Darwinizm dünyasında ayakta kalmak ve başarılı olmak seksi ve bakımlı olmaya bağlı. Yeni kazananlar, pazarın ve insanların zaaflarından yararlanılmasında, yani akılcı ve duygusal yaratıcılıkta rekabet ediyorlar.  
 
Akıllı Modeller Bilgi çılgınlığı çağında başarı, piyasaları lehinize kullanmakla bağlantılı. Örnek şirketler zaaflardan anlaşmalar, güven ya da yetenek halinde fayda çıkarırlar. Süper model olmak, benzersiz bir müşteri değer sistemi yaratmak ve bizi bu modele öncülük edecek seviyeye taşıyacak temel yetenekler geliştirmekle başlar. Ardından dünyadaki önde gelen ortaklardan tamamlayıcı beceriler edinmeliyiz. Son olarak da benzersiz yöntemimizi yeni müşteri alanlarına, uygulamalara ve pazarlama kanallarına uygulamamız gerekir.  
 
Duygular Kontrol Altında Değişen piyasalar dünyasında duyguları anlamak işin en can alıcı noktasıdır. Bazı müşteriler daha fazla seçeneğe sahip olduklarında başarı insanların akıllı yaratıklar oldukları düşüncesinden uzaklaşmakla gelir. Duyguları kontrol edenler müşterileri baştan çıkararak ya da sakinleştirerek insanların zaaflarından yararlanırlar. Beyinlerimizin duygusal olarak bağımlı olduğunu bilirler. Bu şirketler bir kurumun ya marka yaratacağını ya da lanetleneceğini bilirler. Farklı tasarım her şeyi cazip hale getirir.  
 
Taklitçilikten Kurtulun Karaoke kapitalizm dünyasında, toplumlar, kurumlar ya da bireyler olarak ya seçeriz ya da kaybederiz. Refah için ödenmesi gereken bir bedel vardır.  
 
Kapitalizmin, tıpkı komünizm gibi bir maliyeti vardır. Kapitalizmi bir nedenle mi yoksa bir lanetle mi istiyoruz? Refah yaratmaya devam ederken kapitalizmin karakterini geliştirmek bireysel sorumluluğu kabul etmek anlamına gelir. İçeriye bakmak zorundayız. Başarı, karaoke kulübünün taklitlerini arkada bırakmakla gelir. Taklitleri ve sınırlamaları kabul etmeyin. Zihninizi özgür bırakın, gerisi gelecektir.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz